yemek yapmak için aldığım tavuğun artanını buzluğa koyarken bir de ne göreyim bir kutu dondurma, kim bilir hangi ev arkadaşm hangi burjuvazi gizli gizli onu oraya koymuştu, devrimci ruhum bunu görmezden gelemezdi, acımadım tabi ne diyordu fransız devrimi 'liberté, égalité, fraternité', özgürlük, eşitlik, kardeşlik, derhal o dondurmayı ordan indirdim, ve bir güzel yedim, kendi aristokrasimi yarattım ama olsun yaşasın kakaolu ve vanilyalı dondurma, yaşasın özgür fransa yaşasın halk
zor beğenen biriyim. o yüzden gerçekten çok beğendiğim, uygun olan bir şeyin askıda bedenini bulunca böyle bu sihirli, beklenmeyen bir olaymış sanki yeni dünyayı keşfetmişcesine mutlu oluyorum.
arkadaşımla ne zaman görüşsek birbirimize "mutluluk" adını koyduğumuz 25 kuruşluk çikolatayı "mutluluk aldım" deyip veriyoruz. güzel bir tebessüme ve mutluluğa sebep oluyor bu küçücük şey.