mutluluk veren küçük şeyler

bazen pepee gibi iki ekmek alıp eve gitmektir.en azından gidecek bir eviniz vardır.
sabah işe geç kaldığını sanarak panikle uyanıp, saate bakınca, daha alarmın çalmasına 15 dakika olduğunu görüp, tekrar sıcacık yorganın içine gömülmek...
birlikte kirlenip birlikte temizlenmek
bir önceki kıştan montun cebinde kalmış *para.
sokakta yürürken burnuma çarpan kahve kokusu.
aynı zamanda suçluluk duygusu yaşatsa da, gece gece bir şeyler atıştırmak.

(bkz: ıspanaklı börek)
-nasıl birşeyin içinden çıktığından seni yıkamıyor inadına gülümsetiyorsa ve güçlü olduğunu bir kez daha anlıyorsan işte bu mutluluğa değer

-otobüs durağındayken tanımadığın bir kişinin sana "çok yaşa!" demesi

-annenin seni mutsuz gördüğünde "ne istiyorsun yemek için yapayım" demesi

-kardeşinin sana gittiği tatil yerinden "hediye baktım sana, en uygun şeyi buldum" deyip o yöreye ait ayraç alması
sıcak bir gülümsemeyle sarılmak ve arkasından küçük bir tek taş yüzük, küçük bir spor araba, küçük bir ev, küçük bi banka hesabı, nişantaşı'nda tapusu benim üstüme küçük bir dükkan... insan başka ne ister ki... böyle küçük mutluluklardan baska....
o an orda onla olup, bir şeyler olması ama kendiliğinden. ve bilhassa bir masada oturup bir şeylere gülmek. yastık savaşı, kahvaltıda yumurta tokuşturmaca oynamak. tek sigara iki dudak denklemi. işte bunlar hep mutluluk.
okşayınca büyüyeceğini bileğiniz küçük şeyler daha bi mutlu eder
gelecekteki sevgilinin şuan biryerlerde birileriyle kırıştırıyor olması. tecrübeli olsun tabi.
parkta yapılan küçük bir bisiklet gezintisi,
sevdiğin adamla yapılan 2 dakika 20 saniyelik küçük bir telefon görüşmesi.

bugün benim hayatıma çok mutluluk kattı bu ikisi.
- sevdiğin birinin sen uyurken yolladığı mesajı sabah kalkınca okumak
- güneşin hapşırtması
- yağmur sesi
- kahve kokusu
- sevdiğin bir şarkı
vs vs vs
gün doğarken o sessizlikte bıcır bıcır öten kuş sesleri.
müzik açık uyumak.
sevgili tarafından uyurken öpülerek uyandırılmak.
ormanda, rüzgarın şiddeti ile hışırdayan ağaçların sesi.
sarhoş olunan gecenin sabahındaki o mahmurluk.

10 yil sonra duyulan deniz kokusudur. eminönünden kadiköye geçerken vapurda yenilen simidin yaninda yudumlanan bir bardak demli çaydir. ufukta uzaklasan istanbul silüetinin arkasinda gökyüzünü kizila boyayarak batmakta olan günestir. martilarin çigliklarinda en güzel istanbul sarkilarini dinlemek, kanat çirpinislarina, "yasamak ne güzel sey be kardesim" diyerek gögsünüzün sol yaniyla tempo tutmak...
(bkz: kahve) az şekerli veya kremalı
(bkz: çikolata) fıstıklısı makbül.
(bkz: yeşil) her türü.
(bkz: bamya) *
  • /
  • 4