adam gibi birisiyle sabaha kadar muhabbet sanırım. oscar wilde`in bir kitabı, rachmaninoff`un bir konçertosu ya da braque'un bir tablosu üzerine saatlerce konuşup, sonra yarı-sarhoş ona sarılıp uyuyabildiğin an. illa ki bunları konuşmak gerekmiyor elbet. o anlatır sen dinlersin, sen ağlarsın o sarılır.. vs vs.. sıkı sıkı sarılmak istediğin birisi gerçekten varsa, o his orgazmın morgazmın amına koyar.
ada'ya çapkın derler ama külliyen yalan... sardunyalarımın fuşya, toz pembe, kankırmızı, portakal renklerine şiirler okuduğum mayıs ayı akşamları, geceleri ve dahi bu gecelerde sandal tütsülerim,
''chopin gecenin müzikleri'', ''eskiden şarap içerdim, içerken anday'ın balıkların güneşi'ni ezbere okur, ertesi sabah unuturdum'' anlarım...