adana kebap

iddia edebilirim ki adana dışında yedikleriniz,adana kebap değil sadece çakmasıdır.et ile baharatın eşsiz uyumu ve yanında şalgam suyu.
kıymayla yapılan kebap türüdür. acılı olana adana acısız olana urfa denir.
dünkü ben bilmem eşim bilir yarışmasındaki oyunlardan biriydi. allahım nasıl iştahlı yedi o sunucu, inanılmaz canım istedi. bir yerim şişecek kesin
en güzeli adana ve antep'te yapılan kebap yemeği. acısız olana urfa denmesi tamamen uydurmadır. adana'da bana bir urfa getirin derseniz herkes suratınıza bön bön bakar. çünkü adana kebap yemeğin bizzat kendi ismidir. acısız isteyen acısız adana der. adana-urfa diye ayırmak istanbul'da icat edilmiş bir şeydir ve malesef tüm türkiye'ye yayılmıştır. adana kebapla ilgili bir başka yaygın yanlışta kebabın yanında gelen bulgur pilavıdır. ne adana'da ne de antep'te kebabın yanında pilav getirilmez. hatta tabakta yağlı ekmek(lavaş ya da pide)ve soğan dışında bulundurulan başka bir şey yemeğe saygısızlık kabul edilir.

(bkz: adana)
kıymanın baharatlarla yoğrulması ve kalın şişe geçirilip pişirilmesinden oluşur. eğer kıymanız yağlıysa çok ince yapmamanız ve kıymaya maydanozlar da eklemeniz gerekir. pişirme işlemi tamamlanınca üzerine turunç sıkıp sıkıp yiyebilirsiniz. yanında haydari ve muhammara iyi gider.
sanırım adana'nın yaşadığı ilk ve tek tipi sırasında geçen sene şubat sonu bir arkadaşı almaya arabayla adana'ya gittik. üç kız arkadaş ve tek evli arkadaşımızın doktor eşi o tipide giderken hayalini kurduğumuz iki şey vardı biri uzun zamandır görmediğimiz arkadaşımızı hava alanından almak* ikincisi adana kebap yiyebilmek.* neyse hava o kadar kötüydü ki uçak gecikti falan derken bizim bayağı tepelerde bir yerde, adını da hatırlamıyorum mekanın, duvarları oraya gelen ünlülerin fotoğraflarıyla doluydu, kocaman bir mekan. biz mekana gidene kadar saat gece bire yaklaşıyordu. bulana kadar da tüm adana'yı iki kez dolaştık herhalde. ama ne yaptık ne ettik gece brde de olsa o adana kebabını yedik. arkadaş bu yaşımıza kadar yediğimiz kebap değilmiş dedik. bu arkadaşlarımdan birinin iğrenç ötesi bir tespiti vardır yıllardır. iyi kebap yedikten 3-5 saat sonra bile geğirdiğinde ağzına tadı gelendir der. * adana'dan kebabı yiyip döndükten iki gün sonra bile kebap tadının geldiğini iddia etmişti ki ben onun yalancısıyım. *
kurufasulye pilavdan sonraki aşkım.

kebapçılarda herkes iskender söylerken, iskenderler masaya geldiğinde o inanılmaz koku beni bile esir ederken bile ayrılamam adanamdan... aklım biraz iskender'in lezafetinde kalır; ama sadık bir eş gibi başımı döndüren zevklere sırtımı döner, sevdiğimi izlerim.

(ah, bir de ikinci aşkım kuru ile uzlaştırabilsem onları... itiraf ediyorum, bu konuda yetersizim.)
adanalıların her tarafta en az 15 dk konuşmalarına sebep olan şey.tamam güzel biz de seviyoruz ama sıkmayın allah aşkına çevrenizdekileri.bir de adanalıların memleketlerine dönünce mutlaka kebap temalı bir fotoğraf çektirmeleri ve bunu instagram ya da snapchat aracılığıyla gözümüze sokmaları ise gerçek bir sevimsizlik.
egeli olmak adana kebap sevmeye engel değil. tanrım, bayılıyorum ya. gece gece canım çekmiştir. adana'ya ışınlanmak istiyorum. bunu yerinde tatmak daha özeldir.
gece gece akla gelmesi bile ağoz suyunu akıtır. birbiçer, kaburgacı yaşar ve bedo benim favorilerimden. ha o kadar çok küçük kebapçı var ki bir çoğu da efso. o sebeple denemekten korkmayın. yanına da bir duble rakı *