allah bu ülkenin belasını versin ne diyebilirim ki.
radiohead dinleyip arkadaşlarıyla alkol alan bir grup kimi ya da neyi tehdit edebilir, hangi zihniyet böylesine insanlara saldırabilir ki. insan değilsiniz.
inanç-saygı ikilisinde daima saygı gösteren ve daima ezilen taraf olmaktan çok sıkıldım. bu kitleye saygı gösterdiğim inançları o kadar boş ki oruç tutmayı salt bir şekilde sadece aç kalmak, on bir ay boyunca tüm varoş sahillerde alem yapıp, bir ay alkol almamak algılamalarına rağmen saygı duyuyordum. benim saygım da inançları kadar boş. nerede bu ılımlı müslümanlar acaba? ben yetişkin hayatım boyunca neden hep provakatif, saldırgan, tehditkar, agresif müslümanlar gördüm sadece? kanal7 falan izlemediğim için mi? neden her bokun altından birilerinin yobaz fikirleri çıkıyor? bu ülke ne zaman bu kadar müslüman oldu? cahil insanların dini kalkan yapmasından ve arkasına saklanmasından çok sıkıldım. birilerinin çıkıp sikik hurafelerle kitleleri peşinden koşturmasından, birilerini yuhlatmasından, birilerini kışkırtmasından çok sıkıldım.
bu ülkede geçirdiğim hiçbir günde ne korunduğumu, ne bir birey olarak göründüğümü, ne de pek çok bahsedilen insan haklarına sahip olduğumu hissettim. hayır, yurtdışına falan da çıkmadım, ama okuyorum, izliyorum, görüyorum, insanlarla konuşuyorum, aynı zaman diliminde bizden çok ötede olan, benim sadece doğduğum yer yüzünden kaybettiğim tüm değerlerimi sadece insan olduğu için herkesin temelde sahiplik ettiği yerler var. bu ülkede yaşamak insan onuruna hakaret her geçen gün. keşke siktir olup gidebilsem, ağzımdan tek bir türkçe kelime çıkmayacak bir daha, sikeyim atalarını da, toprağını da, döktüğün kanı da. buraya ait hissetmiyorum.
her şeyin arkasından dinin çıkmasından çok sıkıldım. hukuk ya da etiğin olmadığı bir ülkede tek çaremin bana saldıran birisine aynı şekilde saldırmak zorunda olmasından çok sıkıldım. ben bir hayvan değilim, dövüşmeyi de bilmiyorum, ailem hiçbir zaman dövüşmemin gerekeceği bir dünyada olduğumu öğretmedi bana.
sadece olduğumuz kişi olarak burada hayatta kalmak çok zor. topyekün siktirip gidelim.
emmy ödüllü fargo'nun senaristi noah hawley'in son kitabı. bir uçak kazası ile başlayıp flashbacklerle ölen karakterleri ve şimdiki zaman paralelinde olayların gelişimini konu alıyor. hikayenin merkezindeyse kazadan kurtulan bir ressam ve kurtardığı dört yaşındaki çocuk var. hikaye ve karakter derinliği açısından biraz zayıf ve finali ne yazık ki berbat olsa da sürükleyiciydi.
perspektife bağlı olarak değişebilecek olay. birinin kanser olması kötü bir olayken ilaç firmaları tarafından satış rakamlarındaki yükseliş mutluluk veren bir olay ya da onlarca kişinin çalıştığı bir şirketin batması piyasadaki rakipler için mutluluk verici bir olay. iyi ve kötü bu kadar dengesizken mutlu olmak zor zaten. içsel mutluluğu yakalamak için de kırılgan varlıklar olduğumuzu ve böyle bir dünyada hayatta kalabildiğimizi ve kalabileceğimizi kabul etmeliyiz ve kendimizi sevmeye çalışmalıyız sanırım.* insan hayatı kimine göre rastgele, kimine göre kader tarafından çizilmiş olayların üzerinden geçtiği için çok fazla düşünmemek gerekiyor, hepimiz en dipte mücadele edebilecek kapasitedeyiz, kötü olan çoğu şey atlatılabilir, yok edilebilir, uzaklaşılabilir.
gerizekalı beyanatı. nerede bir tehdit, içi boş argümanları savunanlar varsa hep bu ülkücüler. gay radarlarıma güvenerek söylüyorum ki bunların yüzde sekseni gizli gay. kimsenin korkusu yok, gelsinler, en azından denemiş olurlar ama kimse o yürüyüşü durduramayacak. o rimming kokan ülkücü bıyıklarından tutup tokat manyağı olmazlarsa namerdim.*
selin sayek böke'nin açıklaması, laiklik, sekülerizm, demokrasi, liberty and justice*. ülkemize hakim olması gereken bakış açısı bu işte.
12 haziran 2016 orlando'da gay bara silahlı saldırıda universal studios'daki harry potter tema parkında çalışan luis vielma'nın hayatı kaybetmesi üzerine insanlar tarafından asaları göğe kaldırılarak anılmış.* günümüz gençliğini daha iyi bağlayan bir kitap yoktur sanıyorum.
eski karısı tarafından eşcinsel eğilimleri olduğu söylenmiş. 1 yıl kadar bir adamla jack'd diye bir app'de konuşmuş, eski bir arkadaşı kendisine romantik bir ilgi gösterdiğini söylemiş, saldırının yapıldığı bara bir çok kez gitmiş, bazen içip bazen eski karısından ve çocukları olduğundan bahsetmiş. 911'i aradığında isis'e olan bağlılığından bahsetse de aslında saldırıyla isis'in bir bağı olmayabilirmiş. 2013'de iş arkadaşları adamın hareketleri ve hizbullah/el-kaide ile akraba ilişkisi olduğunu iddia etmesi yüzünden fbi'ya şikayet etmişler ama araştırmacılar bir kanıt bulamamış.
ben atatürk ilke ve inkilaplarından sonra yemin ediyorum disipline girmiş laik bir bey olarak, sen kimsin beni yargılıyorsun? sen kimsin? sana bir tavsiyem, yazık o git türbanlı first lady'ine sahip çık önce. inşall*h all*h seni şeriat ile terbiye etmesin. inşall*h all*h seni, o geride bıraktığın teokrasi ile terbiye etmesin. sen çok alçak bir adamsın, çok alçak. insanlara belden aşağı vuracak kadar. senin akıl hocalarını da biliyorum. senin akıl hocaların, kendi karılarının çektiği zikirlere baksın. hepsini çıkarırım! oğlum ayağınızı denk alacaksınız. herkes ayağını denk alacak! öyle kolay değil bu laik hukuk devletinde ahkam kesicem, beni hükümet.. seni kim koruyor hangi hükümet o, hangi islam hükümeti seni koruyor! kim?? herkesten hesabını sorarım. kimse bana bu konuda konuşamaz. dört dörtlük yaşayan, bu memlekette çalışıp, atatürk gibi çalışıp tc nene hatun gibi yaşamaya çalışan, evladını ailesini en iyi derecede yaşatmaya çalışan, aslan gibi nutuğunu okuyan, rakısını içen. ne yaptınız ulan siz? ne yaptınız! nerde ne yaptın! pis! yediği kapıya pisleyen dindar adam. onu bile bir adamlık sayıyorsun, o bile bir adamlık değil. git şeytan taşla be. yediğim kaba pislemem be ne olursa olsun. git ulan kendini recm et. kendimi recm ettiririm, öyle bir laik beyim biliyor musunuz? seküler çatı altında yemek yediysem, o insanlar ne olursa olsun, beni ilgilendirmez arkadaş. görmedim bilmiyorum derim be!
aklıma yüzüklerin efendisindeki nazgulleri getiren grup. onlar da böyle 9 kişi falandı, sonra sauron bunları köle yaptı, siz kendinize mukayyet olun ama tamam mı?
camilerden zombilere karşı halkın meydanlara inmesi istenir, halk meydanlara inip zombiler tarafından öldürülür, zombi nüfusu on katı artar, bim yağmalanır, herkes güvenli ve ıssız bölge olarak beylikdüzü'ne doğru yola çıkar, bulgaristan sınırından avrupa'ya oradan da kuzeye kaçma planları yaparken hayatımın aşkı ile tanışırım, hayatımın aşkı köşeye sıkıştığımız bir sokakta beni öperek kendisini fena eder, ben de laboratuvara kapanıp köpeğimle zombiler üzerinde deneyler yaparım, hiçbir sonuca ulaşamayıp sıkılıp bi hava almaya çıkarım, çıktığımda dünyadaki tek insan olduğumu fark ederim ve f16'ım ile manhattan sefalarında kendimi fırlatıp empire state'in tepesine inip twerk yapıp aşağı atlarım, düşerken hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçer, yere çarpmadan sıkıntıdan ölürüm.*
olmayan savaş. zira kürdistan diye bir yer yok. sosyal medyada duyar kasmak yerine siktirip gidip savaşın varsa da.
edit: ya melis bence de halkların kardeşliği hdp kürt hakları falan şöyle uzan da seni bir sikeyim.
sevgili tarkan ile olan işbirliğim sonucunda 2 dakika önce yazdığım şarkı.. tüm sevenlere gelsin..
hornet'den yatağına bir yol varsa
bu aşktır elbet
çıplak fotoğrafın yetti bana
kalktı bir kıyamet
aç kapını, ben geldim
giydiğim siyah boxer
zevk suyuyla beslerim seni
poppers yerine koklarım seni
anüsümün tüm duvarları senin
sen inlet, ben sikerim seni
masaüstünde sikerim seni
sikerken uyuturum seni
penisimin tüm damarları senin
ben seni sikerim seni
tut donumdan çek götür beni
hüüüüp diye içine çek döllerimi
sadece aktifsen bu seks olmaz
bunu yaz bir yere
sarılıp yatmazsam sikim girmez götüne
dünya sikimde değil
olmuşum sana pervane.....