heterophobia

Durum: 23 - 0 - 0 - 0 - 24.03.2018 19:50

Puan: 374 - Sözlük Kezbanı

10 yıl önce kayıt oldu. 5.Nesil Yazar.

birayı insanlardan daha çok seviyorum.
  • /
  • 2

türkiye'de ensest gerçeği

diyanet işleri başkanlığınca da onay verilen sapkınlıktır. üstelik diyanet hemen her fetvasında eşcinselleri, ateistleri, alevileri "sapkın" olarak nitelendirmesi de "tencere dibin kara seninki benden kara" deyimini akıllara getiriyor. diyanet işleri, soruyu soran adamı ihbar etmek yerine sorusuna cevap vermiş, daha sonra sosyal medyada tepki çekmesi sebebiyle internet sitesinden kaldırmıştı. ama iş işten geçince... olayın patlak vermesi üzerine din işleri yüksek kurulu başkanı "din işleri yüksek kurulumuzun böyle bir fetvası kesinlikle olmamıştır. olmaz. olamaz” şeklinde açıklama yaptı ve yorumun sabotaj (!) olduğunu açıkladı. bir sonraki gün yapılan yeni açıklamada ise diyanet işleri, yorumu yazan ilgili arkadaşların açığa alındıklarını duyurdu. hatta diyanet işleri başkanı rte üslubu bir savunmayla suçu haberi yapanlara atarak “islamofobik bir nefret içeren, gayri ahlaki bir haber mühendisliği” sözleriyle yorumu yazanlara değil haberi yapanlara sarıyor. öyleyse ortada sabotaj filan yok. ama lafa gelince sapkın olan eşcinseller oluyor. sapkın soru ve sapkın diyanet işlerinin cevabı aşağıdaki gibidir:

öz kızını öperken şehvet duymanın nikaha etkisi olur mu?

diyanet’in soruyla ilgili fetvası şöyle:
“babanın kendi öz kızını öperken şehvet duyması durumunda nikahının ne olacağı konusunda görüş ayrılığı vardır. bazı mezheplere göre, babanın şehvetle kızını öpmesi ya da şehvetle ona sarılmasının nikaha bir etkisi yoktur (bkz. ibn rüşd, bidayetü’l-müctehid, mısır 1975, ii, 33; ibn kudame, el-muğni, vii, 486; ibn cüzey, el-kavaninü’l-fıkhiyye, 138). hanefilere göre ise; babanın, kızını şehvetle öpmesi, kızına şehvetle sarılması durumunda, kızın annesi bu babaya haram olur. ancak bu tür sonuç doğuracak tutmanın, teni tenine değerek olması, ya da altının sıcaklığını iletecek kadar ince bir örtüden olması gerekir. kalın elbisesinden tutarak, ya da vücuduna bakıp düşünerek şehvet duymak, bu tür bir haramlık oluşturmaz. ayrıca kızın, 9 yaşından büyük olması gerekir. şehvet duymanın işareti, erkeğin organında bir uyanma, uyanıksa uyanışının artması, kadının da kalbinin heyecanla çarpmasıdır (merğinani, el-hidaye, i, 192; mevsıli, el-ihtiyar, iii, 109).”

serena williams

21 grand slam şampiyonluğuyla bir yaşayan efsanedir... ablası venus williams ile 90'lı yılların sonuna doğru başlayıp, şimdilerde bile dünya kadınlar tenisini domine etmişlerdir. herkes serena'nın gücünden ve fiziki görüntüsünden dolayı "erkekler kategaorisinde yarışmalı" gini abuk bir yaklaşım içine girseler de dünyada gücünü bu kadar kontrollü kullanan başka tenisçi yoktur. unutulmamalıdır ki kontrolsüz güç, güç değildir. günümüzde birçok kadın tenisçi servis atışlarında artık 180-190 ve hatta 200 km gibi uçuk hızlara ulaşabilmektedirler. bu noktada serena williams'a "gücüyle kazanıyor" demek abesle iştigaldir.

bulvar gazetesi

çok seneler önce "ağzıma alırım ama içime çekmem" başlığıyla bana dumurlardan dumur beğendiren gazetedir. haberin açıklamasındaysa hatırladığım kadarıyla sigara yüzünden dudak tiryakiliğine yakalanan bir pavyon şarkıcısının itirafı olduğu geçiyordu.
  • /
  • 2
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 23

yemedim yedirdim giymedim giydirdim diyen ebeveyn

yaptığı çocuğu evladı değil de gelecek garantisi olarak gören ebeveyn hedesi. öyle "biz çocuk yapalım da ilerde bize baksın" kaygısıyla çocuk yapılmaz. bu iki yüzlülüktür. yapmasaydın demezler mi adama? eğer çocuğun çalışmasa bile, ilerde onun hayatını idame ettirecek birikimin yoksa çocuk da yapmayacaksın arkadaşım. ısmarlama zihniyet! çocuğun sana bakmak, senin istediğin gibi olmakla mükellef değildir. çocuk, canının istediği gibi şekil verebileceğin bir çeşit oyun hamuru da değildir. bu zihniyet yüzünden kıç kadar ülkenin nüfusu 90 milyona dayandı. bir tek peydahlamayı biliyorlar. bana göre belirli bir gelir ve kültür seviyesinin üzerinde olmayanlar çocuk yapmamalı. böyle olursa kimsenin saçını süpürge etmesine ve mağdur edebiyatı yapmasına gerek de kalmaz. ama böyle kontrolsüzce üremeye devam edersek yaptıpımız iyiliği de sürekli hatırlatma ihtiyacı hissederiz.

kabız olan kişiye anal seks önermek

bahçe hortumuyla tazyikli su basmak da iş görüyormuş. buyursunlar: http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turki... lütfen evinizde denemeyin!

yemedim yedirdim giymedim giydirdim diyen ebeveyn

yaptığı çocuğu evladı değil de gelecek garantisi olarak gören ebeveyn hedesi. öyle "biz çocuk yapalım da ilerde bize baksın" kaygısıyla çocuk yapılmaz. bu iki yüzlülüktür. yapmasaydın demezler mi adama? eğer çocuğun çalışmasa bile, ilerde onun hayatını idame ettirecek birikimin yoksa çocuk da yapmayacaksın arkadaşım. ısmarlama zihniyet! çocuğun sana bakmak, senin istediğin gibi olmakla mükellef değildir. çocuk, canının istediği gibi şekil verebileceğin bir çeşit oyun hamuru da değildir. bu zihniyet yüzünden kıç kadar ülkenin nüfusu 90 milyona dayandı. bir tek peydahlamayı biliyorlar. bana göre belirli bir gelir ve kültür seviyesinin üzerinde olmayanlar çocuk yapmamalı. böyle olursa kimsenin saçını süpürge etmesine ve mağdur edebiyatı yapmasına gerek de kalmaz. ama böyle kontrolsüzce üremeye devam edersek yaptıpımız iyiliği de sürekli hatırlatma ihtiyacı hissederiz.

puratu

pentagram'ın 2001 çıkışlı "unspoken" isimli albümündeki olağanüstü şarkı. ayrıca puratu, fırat nehri'nin eski adıdır. şarkının sözlerinde de fırat betimlenmiştir. fakat ne yazık ki değeri bilinmeyen, bilinse de sadece pentagram'ın sıkı takipçileri tarafından bilinen bir şarkıdır. ben grupta demir demirkan'ın gitarını daha çok sevsem de metin türkcan'ın attığı o leziz soloyla bu şarkı adeta başka bir boyut kazanmıştır. şarkının da ötesine geçmiştir. ne yazık ki metin türkcan'ın o muhteşem sololarını şebnem ferah albümlerinde pek duyamıyoruz. sözleri şöyle;

out from the mountain, to reach the ocean
i need no reason, only the motion
flow into nowhere and wash away the lies
i've no fear of losing
what you see is not mine
for i leave no footprints
on the sands of time
i only witness and trust in my own source
like all rivers do, running the course
bleeding in deeper to reach the lowest ground
i've no fear of losing
what you see is not mine
for i leave no footprints
on the sands of time
out from the mountain, reaching the ocean
know that you'll meet me from all directions
as the final curtain falls before your eyes

demet akalın'ın kızına namaz kıldırması

şimdi efenim! ateist bir birey olarak, herkesin inanç özgürlüğünü yaşayabilme hakkına saygı duyarım. benim inanmama ya da başkalarının, başka dinlere inanma özgürlüğünü kısıtlamadıkça tabii. bir dinin ibadet özgürlüğü, diğer dinin iznine bağlanamaz; bağlanmamalıdır. keza inanmama özgürlüğümüz de öyle... kişilerin inanma haklarına saygı duyulmalı; inandıkları şeylere değil. bu noktada kimsenin saygı duyduğu kutsal varlığa saygı duymak zorunda değilim. ha inanabilirsin ayrı... ama beni, kendi saygı duyduğun şeye saygı duymaya zorlayamazsın. yoksa senin kutsalın, bir ateist olarak benim de kutsalım olmuş oluyor. kendimi biraz olsun anlaşılır kıldığıma kani olduktan sonra geçelim demet akalın'ın olayına.
her türlü ibadetin makbul olanı gizli yapılanıdır derler. ibadet edeceksen, kimsenin seni rahatsız etmeyeceği, senin de kimseyi rahatsız etmeyeceğin bir ortamda gider istediğin kadar ibadet edebilirsin. böyle boy boy videolarını çekip internete peşkeş çekmezsin! sanatçı duruşundan zerrece nasiplenmemiş bu tür 'şarkıcı'ların, akp'nin ve dahi erdoğan'ın dayanılmaz cazibesine kapılıp (!) güç yüzüğü almış krallar gibi birer birer karanlığa gömüldüklerine sıklıkla şahit oluyoruz. bu noktada "size ne kardeşim, kız benim kızım! istersem kara çarşafa sokarım" da diyebilir demet; haklıdır da... ama önemli olan gösterdiği bu muhafazakarlık örneğini kızı büyüyünce de gösterebilmesi. samimiyetine inanılmasını bekliyorsa bunu yapmak zorunda.
ne var ki çocuk yetiştirmek çok riskli bir iştir. çocuğunuza her ne kadar temel insani duyguları aşılasanız da onu hamur gibi yoğuramazsınız. yarın bir gün bu kızcağız çıkıp "ben striptizci olmak istiyorum" dediğinde demet ne yapacak merak ediyorum. ya da büyüyüp ergenlik çağına gelince, annesi gibi cüretkar pozlar vermeye kalkar da bu video o kızın önüne koyulursa, nasıl bir psikoloji içinde olacak o kızcağız siz düşünün. bu, iyilik yaptığını zannederken kötülük yapmaktır. misal hülya avşar da kızını son derece iyi yetiştirdiğinden, babasının da üzerine titrediğinden dem vurur. fakat zehracık daha geçen yıl, kafede bir kızla gördüğü eski sevgilisinin üzerine çaydanlıkla kaynar su dökmüştü. yani otoriter bir anne-babanın yetiştirdiği kız böyle oluyorsa ben bir şey diyemiyorum. demek istediğim çok otoriter ya da çok dini bütün biri olmanız, çocuğunuzu iyi yetiştirdiğiniz anlamına gelmez. demet de kızı için "iman sevgisi aşılandı" yorumu yapmış. 2 yaşındaki kız iman etmeyi bilmez demet! anlamaz. anca birilerinden görür. ya da videoda yaptığın gibi kızcağızın üzerine bin bir türlü çaput bağlayıp sen onu namaz kılmaya zorlarsın. ve bu da hiçbir zaman ibadet niteliği taşımaz. birilerine yaranma uğruna, kendi çocuğunu bile kullanmakta sakınca görmeyen böyle bir anne düşünemiyorum. sanmıyorum ama umarım ne yaptığını biliyordur.

edit:

türkiye olarak, demet akalın'ın yetiştireceği çocuğa çok ihtiyacımız olan şu günlerde, bizlere çocuğunu en iyi şekilde yetiştirdiğini videolu kanıtlarıyla sunduğu için kendisine teşekkürü bir borç biliyoruz.

jüpiter

güneş sisteminin ağır abisidir. güneş sistemindeki en büyük gezegen olmasının yanında, en büyük gaz devi ve bilinen 67 doğal uydusuyla kendi içinde de nerdeyse bir güneş sistemi gibidir. en bilinen uyduları galileo uyduları olarak da bilinen ganymede, callisto, europa, io'dur. ganymede isimli uydu kendisinin ve güneş sisteminin en büyük uydusudur. çoğunluğu helyum ve hidrojen gazlarından oluşur. çekirdeği, üstü buz kaplı demir ve kayadan ibarettir. gaz deyip geçmeyin o kadar ağır ki güneş sistemindeki tüm gezegenleri, tüm uyduları, tüm cüce gezegenleri ve tüm asteroidleri toplasak yine de jupiter'in ağırlığına ulaşamayız. jupiter'in en belirgin özelliklerinden biri üzerinde bulunan büyük kırmızı lekesidir. red spot olarak da bilinir. bu fırtına yaklaşık olarak dünyanın iki katı büyüklüğündedir ve 300 yıldan fazla süredir devam ettiği tahmin edilmektedir. uyduları da kendi içlerinde çok çeşitlilik gösterir. örneğin europa isimli uydusu kalın bir buz tabakasıyla kaplıyken, io isimli uydusu üzerindeki yanardağlar sebebiyle cayır cayır yanmaktadır. özellikle europa, kalın buz tabakasının altındaki sıvı haldeki okyanusu ile bilim adamlarının ilgisini çekiyor. ikinci ev arayışımızda mars, titan ve europa isimlerini sıklıkla duyarız. henüz öyle bir teknolojimiz yok ama şayet jupitere "canlı" olarak ulaşabilseydik, üzerinde ayak basılabilecek katı bir zemin bulamayacaktık. bizi kilometrelerce kalınlıktaki bulutlarının altında, yüksek basınç nedeniyle sıvı halde bulunan hidrojen gazı karşılayacaktı.

dokuzuncu gezegen

araştırmacıların, kuiper kuşağı'ndaki bazı cisimlerin hareket ve yörüngelerine bakarak var olduğunu tahmin ettikleri güneş sistemimizin bir gezegenidir. yaklaşık 10 dünya kütlesinde olduğun tahmin edilen gezegenin, dünya ve neptün arası büyüklükte bir buz devi olduğu söyleniyor. araştırmacılar plüton'un gezegen olup olmadığını sorgulamanın artık anlamsız olduğunu ve dokuzuncu gezegenin, gezegen olabilmesi için tüm şartları barındırdığını söylemiş. dokuzuncu gezegen, araştırılacak alanın çok geniş olması sebebiyle henüz gözlemlenebilmiş değil. fakat araştırmacılar eldeki kanıtlara dayanarak gezegenin varlığına kesin gözüyle bakıyor. gezegen güneşe o kadar uzak ki güneş etrafındaki bir tam turunu 10-20.000 yılda tamamlıyor. yani bugüne kadar keşfedilememesi çok uzak olduğuyla alakalı. gezegenin renginin buz devi olması sebebiyle neptün ve uranüs gibi mavi tonlarda olduğu tahmin ediliyor. ilk duyduğumda bana hala öğrenemediğimiz ne kadar çok şey olduğunu hatırlattı. eldeki teknolojiyle hala güneş sistemimizi bile net olarak çözebilmiş değiliz. belki bilinmeyen başka gezegenler de var. ancak ben de araştırmacılar gibi gezegenin dev teleskoplar vasıtasıyla gözlemleneceği günü iple çekiyorum.
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.