robin williams'ın eşsiz oyunculuğu ve gerçek bir olaya dayanmasının yanında bira içiniz. bir kar tanesinin elinizde eridiği anda hissettirdiği şeyi hissettirir, sizi alır, götürür, güldürür, ağlatır ve geri getirir. eşsiz film.
"yaptığım şey evrenin başlangıcının bilimsel kurallarla açıklanabileceğinin mümkün olduğunu göstermekti. bu sayede, evrenin başlangıç kararının bir tanrı'ya başvurularak açıklanmasının gereksizliği ortaya çıkar. bu bir tanrı'nın olmadığını kanıtlamaz, sadece tanrı'ya bir ihtiyaç olmadığını gösterir." demiştir.
put your hand on a hot stove for a minute, and it seems like an hour. sit with a pretty girl for an hour, and it seems like a minute. that's relativity. - albert einstein
romlu sıcak çikolata tadında amerikalı grup. sıcak şarap ve sevdiğiniz bir arkadaşınız ile dinlerseniz bambaşka dünyalara götürür ve sizi oracıkta bırakır.
"...elektromanyetik ve gravitasyonel etkiler arasındaki oran: on üzeri kırk civarındadır. bundan dolayı, örneğin iki elektron arasındaki
etkileşim ele alındığında, gravitasyonel etki ihmal edilebilir." lazer interferometreler bu ihmal sayesinde bu kadar gelişmiş. vay be!
"okuyucum, bilmiş ol ki; ilim, insan ruhunun, müfred halde veya mürekkep halde olsun eşyanın hakikatlerini ve çeşitlerini niteliğiyle, niceliğiyle, mahiyetiyle, cevheriyle, özüyle maddeden mücerret olarak tasavvur etmesidir..." gazali hakkında bilgisi olan var mı diye merak ettim gecenin bu vaktinde, sarhoş da değilim. ilginç.
italya konseri sonrası, sarılıp öpebilme şansına eriştiğim yegane varlık. kokusu burnumda. meat is murder dinledikten sonra et yiyemez, there`s a light that never goes out dinledikten sonra gece arabanıza atlar, şuursuzca turlarsınız. let me kiss you, bazen kendinizi zehirlemektir. kiymetlimisssdir moz.
gecenin bu saatinde kiremitte tavuk yedim. pişmanım. eve geldim swing republic dinleyip kendimi electro swing`in kollarına bıraktım. dans ederek az da olsa eritecem bu göbeği. ciddiyim.
bu baslik aklima 10 yasindayken yasadigim bir olayi getirdi... bir satranc turnuvasindaydim, 3. macimda turnuvanin favorisi, dillere destan cocuk geldi karsima. herkes kesin elenecegimi dusunurken ben cocugu piyonlarimla mat etmistim. buradan alinmasi gereken ders: hayatinizda bir kere de olsa karanfilli-sutlu yesil cay iciniz efendim. evet.
lan sen ne biçim çocuktun diyebilirsiniz ama ben hayal edemiyordum. zaman ve uzamdan bağımsız olmalı ve aynı zamanda tüm bunlara aşkın ve içkin de olmalıydı. bu yüzden benim için tanrı bir boşluktu, hiçlikti. şu an bir pastafaryanım. çocukluğumda da olsaydı bu din, gözüm kapalı ramen derdim.
bir insan yemek yapamıyorsa, memesi ne kadar büyük olsa da, kalçalar ne kadar yürek hoplatsa da bazı şeyler bitiyor.. yani şimdi sevgilim bana karnıyarık yapamayacaksa memeleri çok reroro.. acıkınca çok şey oluyorum.. ımm.. suphi?
1 haftadır fizik/kuantum fiziği ya da birazcık temel mantık bilen birilerini arıyorum bir arkadaşım için. çok eğlenceli bir iş ama cesareti olan yok. biralar benden dedim fayda etmedi. artırıyorum! biralar + on numara akşam yemeği! inada bindi bu iş, bir şekilde birisini bulacağım. sözüm sözlükten içeri beyler, bayanlar.