an itibariyle gayretli yazar. kışın ilk gününden hasta olmanın haklı sitemkarlığını yaşıyor. musluğun damlama sesine tahammül ederken burnunun damlama sesine katlanmak zorunda.
bugün bir arkadaşımla dinlediğimiz şiir. karma butonuna tıklayıp karşıma çıkmasıyla tüylerimi diken diken etmiştir. ayrıca nazım hikmet oratoryosunda genco erkal tarafından okunmuştur.
yaz başında başıma gelmiş olaydır. karşı taraf sizi tanımamışsa şanslısınızdır. ben şanslı değildim. karşılaştığım kişi de o ana kadar konuştuğum en yapış yapış kişiydi.
-o mu lan? harbiden o ha... napsam ki şimdi? şu sokaktan dönsem mi ki? eyvah eyvah beni gördü sanki... çok fena sırıtıyor...
+aaaaa sen octoberer değil misin?
-hı hı... benim de bağırmasan çok fazla?
+ben de xxx, xxxx sitesinden.
-bildim bildim(bildiğim güne lanet olsun!)
+vaktin var mı???
-alo... tamam anne, geliyorum. kusura bakma xxx acelem var da benim biraz, konuşuruz yine olur mu?
+hııı tamam, bayss.
-baybay.
büyük lokma yiyip, büyük konuşmaması gereken geydir. kimin ne zaman kimi seveceği belli olmuyor sonuçta. feminenlerden hoşlanmıyorum diye kendini kısıtlamasa daha mutlu bir insan olabilir aslında.
son 3 ay öncesine kadar yaklaşık 8 aylık bir süreç için de facto olarak, son 3 ay ise resmi olarak gerçekleştirdiğimiz eylem. kolay değildir. ama zor da değildir. tamamen kişilere bağlı olmakla birlikte partnerlerin ayrı bireyler olduğu unutulmadığı ve buna bağlı olarak kişisel alan ''çok fazla'' ihlal edilmediği sürece (her ne kadar kısıtlanmıyor desek de evini, yatağını, düşüncelerini, hislerini ve vucudunu paylaştığın insan sonuçta) gayet de güzel giden şeydir. otogarlarda, dolmuşlarda, sinemalarda, kafelerde geçirilen onlarca saatten sonra aynı evi paylaşıp, birbirini görmek için hiçbir çabaya gerek kalmadan olan bütün gücünü partnerine yansıtabileceğin bir ortam oluşturmaktadır ve karşındaki insanı çok daha iyi tanımana vesile olur. fakat en çok dikkat edilmesi gereken unsur bana göre; ayrı zevkleriniz sadece kendinize ayırdığınız vakitlerinizin olması, olabilmesi. ayrı ayrı arkadaşlarınızla görüşebilmeniz veya kendi başınıza vakit geçirebilmeniz. çünkü bir süre sonra buna ihtiyacınız oluyor. kendinizi birbirinize kapatmayın. birbirinizi tüketmeyin, insan asalak bir yaratık olmaya çok müsait. sadece seviyorsunuz diye sömürülmeyin ve karşınızdakini sömürmeyin maddi ve manevi olarak. ha bir de son olarak sevgiliniz sizinle yaşamasın, siz sevgilinizle birlikte yaşayın.
henüz eve döneli iki gün oldu, iki gündür salondaki kanepede yatıyorum. bu gece dayanamayıp anne artık odana gider misin yalnız kalmak istiyorum dedim. gözlerime bakıp daha çok yalnız kalacaksın dedi. bu güne kadar hiçbir şey bu kadar canımı yakmamıştı.
kürdü de türkü de leş olan ideoloji. hele hele, kendi seçiminden kaynaklı olmayan özelliklerinden dolayı ayrımcılığa maruz kalmış insanların nasıl milliyetçi olabildiklerini aklım almıyor. galiba insan olmamızın önemini kavramak önemli olan. cinsiyetsiz, milliyetsiz bir toplumun varlığı anca o zaman sağlanabilir. haydi ne mutlu insanım diyebilene.