persona

Durum: 48 - 0 - 0 - 0 - 08.08.2016 20:59

Puan: 760 - Sözlük Kezbanı

10 yıl önce kayıt oldu. 5.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 3

sevgiliye oyun cd'si üzerinde bırakılan ingilizce not

dünya'da gördüğüm en zavallıca şey idi. cd'yi arkadaşım yüklemem için bana verdiğinde kutunun içinden çıkan notu istemsizce okudum ve kendisinden özür diledim. işte en acınası yerde burda başladı dostlar. kendisi bir satır bile okumamıştı notu.

parası için sevilen zengin gay

e sormazlar mı adama sende mi onun için sevdin diye? e sormazlar mı adama neden gizliden fotoğraflar çekildin o lux araçta diye (hani ve-te-relerde de var hani)? onu barda, onu sokakta ve onu gerçek hayatta tanımadığın için oluyor bunlar hep. burda kendimi şansılı hissediyorum işte. kulaktan kulağa oynamayıp tavsiye üzerine tanımadım sevdiklerimi. bundan dolayı zengin avcılarınıda gözünden tanırım.(bkz: gold digger )

kürdistan

kuzey ırağın en kuzeyi. 1 üniversitesi ve 0 eğitim kadrosu ile çabaladıklarının kanıtı sanki... karınları doyunca azıttı bunlar diye ırkçılık yapmaya gerek yok. fakat isveçi ve fransayı sömürdüklerinden dolayı ülkelerinden mülteci kabul edilmedikleri bir gerçek...

rütbeni bileceksin

şayet hadsizin başkanıysan, orda burda hele de online ortamlarda ahlak bekçisi olup ahkem kesiyorsan (-ki bu tiplerin sonralarda ne pislikleri ortaya çıkmış, çıkıyor, çıkacaktır...), fakat söz konusu kendine geldiğinde açtığın aile hesaplarının yanında fake hesaplardan paylaştığın yarı çıplak pozlarından dolayı aldığın likelar ile orgazmın dibini yaşıyorsan ama bunu alel ade yapan adama orospu damgası vuruyorsan, hele birde dostum diyip dost bildiklerinizden duyduklarınızla başkalarını körü körüne karalıyorsan (dostu arkasından benim mutluluğumu ve sahip olduklarımı kıskanıyorlar dedi.) kusura bakma ama bu cümleyi sende duymuşsun ve bunun kuyruk acısıyla yaşıyorsun demektir hornet kezbanım. sırf kartlarını açık oynadı diye, sizin gibi binbir yalanla gizli işler çevirmedi diye, aman uyma şuna diyerek kendini frenledi diye elitis takıldığını düşündüğünüz insanların yaşına geldiğinizde ''vay be ben ne kezbanmışım'' dediğiniz anın fotoğrafını çekip fake hesaplarınızdan paylaşın anacım. bizede şenlik olsun.

elitislik bir ölçüt değildir kişiyi karalama adına. fakat sahip olduğunuz yalan dünyadaki online arkadaşlarınız ve duyduklarınıza göre atladığınız sazanlıklarınız sizi kötü yapabilir canlarım.

ne hikmettirki 89-91 nesli bu lafı çok duymamıştır fakat 92 ve sonrası gençliğin zekalarının gelişme çağlarında, o dönemde artan özel tv kanallarındaki aptal yayınlardan dolayı beyinleri sulandığından, ailelerinin ise ya dini konularla yada sınıf atlama çabalarıyla onları bir kenara fırlatmalarından ötürü kendilerinde bir bozulma vardır. genelleme yapmak doğru değil çünkü onlar kendilerini biliyor. malesef çocuklarının salaklığını fark ettiğinde bunu kendilerine yediremeyip, ''aslında zeki çocuktur ama çok hareketli, bunlar zekadan hep!'' diyip onları göklere çıkaran aileleri bu durum oluşturuyor bence. ellerindeki uzay teknolojisine sahip telefonlarından dünyaya açılmaya çalışan bu vitaminsizler kendilerine prenslik-prenseslik muamelesi göstermeyen herkeze aynı yaftalamayı vuruyorlar. bunun bir başka örneği (bkz: demet akalın ) . kısacası canlarım bir gün bu lafı duyarsanız aynayı kendinize çevirme zamanı gelmiştir. üzülmeyin, düzelin. yoksa rütbeni gösterirler ama hayatta ama askerde. çünkü korktuğunuz o insanlara bir küçük özür, attığınız bir adım ve ufak bir tebessüm belki sizi biraz samimi kılabilir. yada hiç düzelmeyeceğinizin gerçeği canınızı acıtıyor ise çok geç kalmış sayılmazsınız aileniz sizi aldırabilir...

work and travel

ömrü billah hayatında amerikayı göremeyecek olanların, karın tokluğuna çalışıp -eger gençliğinden bir kısmını harcar ise- biraz para biriktirip ülkenin belli yerlerine gezebilme sansına erişmesi ve sonunda ellerinde ucuza aldıkları apple cihazlarıyla ülkeye dönünce ona buna hava atıp , döndüklerinde ise hayatlarının sonuna kadar ''abi amerikada şöyleydi, böyleydi'' diye anlatacakları hikayeleri olacak kişilerin başvurduğu bir çeşit yeni nesil kölelik sistemidir. içlerinden çok az bir kısmı bazı başarılı şirketlerde stajer olarak işe kabul edilip iyi şeyler yapabilen bir azınlığa sahiptir diğer çoğunluk iş görüşmelerini skype üzerinden beyaz ışıklı evlerinde yine kendileri gibi ucuz redneck patronlarıyla saati 2 dolardan başlayan çalışma fiyatlar üzerinden anlaşmaya çalışırlar. genellikle fastfood dükkanlarında vıcık vıcık halde sadece work kısmını gerçekleştiren köleler haline gelirler. ingilizcelerini gelistirdiklerini zannede dursunlar sosyal hayaltarında yine tarzanca anlaştıkları için iş hayatlarında da sizi kızdırabilirler. mesela starbucks da size sütlü latte yerine americano verip günüzü berbat edebilirler. dükkanlarda çoğunlukla türk'e rast geldiği için yanlış siparişe aldırış etmediğini söyleyen babam tek dertlerinin uyuşturucu kullanmak olduklarınıda not etmiştir bana. hatta tertemiz bir ailenin çocuğu olduğunu düşündüğünüz yavrucağınızın kucaktan kucağa oynayacağını size garanti edebilirim. kendim orada geçirdiğim üniversite yıllarında karşılaştığım summer work shoplardaki work&travel'cıların green card için yaptıklarını anlatsam aklınız şaşar. birde buna eşcinsel gözüyle baktığımda gördüklerim ise daha vahim. 18-24 yaş arası tüm kezbanların ''evleneyimde burada kalayım!'' mantığıyla f1 vizeleri ile kendilerini amerikayı sikecek zannetmelerinin zavallılığı içindediler. oysa amerika sikiyordur onları. girdikleri gucci ve dolce&gabbana mazalarındaki etiketlerin ucuzluğu onlara kendi ülkelerinde ne kadar ucuz bir muhabbet ettiklerini fark ettirip önce afallatır. sonra ailelerinden para göndermelerini talep edip alacakları ile atacakları havaları düşünüp küçük hesaplara girerler. yine biraz akıllıları ülkelerinde alamayacakları arabaları kiralayacaklarını fark edince (bkz: flört ettiğiniz adamın lux aracında gizliden kendini çekme) anında sudan ucuz benzine yatırırlar ceplerindeki son paraları. evet ceplerinde hep son paraları vardır lakin ellerinde gurur ve onurları pek kalmamıştır. ucuz yemek için sıra bekledikleri veya kat ettikleri yolları düşündükleri her zaman pişmanlık duymayacaklardır çünkü yaşadıkları lağım evleri bunları düşünmelerine izin vermeyecektir. kısacası gerek yoktur. onun yerine bursunuzu alın ve 1 yıl öyp ile hem okuyun hem keyfini çıkarın amerikanın anacım. tabi burs için biraz azim biraz çalışmak gerek. adı sanı belli olmayan cemaat üniversitelerinin sizi öyp ile bu zevke dahil edeceğini düşünüyor iseniz fettulah hocanın skype'ını bulun belki pensilvanya'daki evinde 1 gecelik ağırlanırsınız abilerim ablalarım xd

ahirette vereceğimiz alternatif cevaplar

anam sen nerdeydin bende her yerde seni arıyorum fellik fellik...

gzone

nasıl derler biraz fazla jan janlı sanki

çocuk istismarı

bu konuda uzun bir yazım olacak yakında...

bugün başımdan geçenler

aklıma ne gelirse başıma geliyor, hatta bu son 1 haftadır oluyor...

sen affetsen ben affetmem

ne affetmesi yaw karşılıklıdır, öpüşün, barışın ve bir siktir etmesini öğrenin. ölümlü dünya be gülüm diyip yanından süzülüp gittiğinizde ona daha çok koyacaktır. denenmiş ve meyvesini yemiş bulunmakta bu kardeşiniz.

ayı sözlük itiraf

hayatımda ilk defa birinden nefret ediyorum ve bu sefer onun gibi acımasız olmaya karar verdim. görüp izleyeceğiz bakalım.

hiç sevgilisi olmamış ayı sözlük yazarları

sevgilin olunca başın göğe ermiyor yaw hatta bizzat kendileri sizi gömebiliyor yerin dibine. ama sevgililer iyidir be acısıyla tatlısıyla onlar bal kaymak... eskiler bile.

teröre lanet yürüyüşleri

gezi döneminde gezicilere imrenen akp'lilerin olayı tamamen yanlış anlayıp gazete yakmaya çalıştıkları (bkz: madımak), mhp'lilerin ellerinde türkçülükten başka politikaları kalmadığı için yine yanlış insanları dövdüğü (bkz: çinli diye koreliyi dövmek) hatta zaman zaman kendi cemaatlerindeki insanlarada sataştıkları, chp'lilerin ise pasif kaldığı bir durum. mutlak monarşıyle yönetilen ülkelerde eylem hakkı diye bir kavram olmadığı için ve yıllarca böyle yönetildiğimiz, cumhuriyetide anlamadığımızdan dolayı yine yanlış bir şekilde gerçekleştirdiğimiz olaydır. bize kurtuluş savaşı ruhu gerekiyor bence ki onuda kaybetmiş durumdayız.

hepberabear

ben acayip diyorum bu adam, siz harika anlayın bu lafımı. allahım onunla yaşlanmak istiyorum o net...

senden elektrik alamadım diyen kişiye alternatif cevaplar

veren el alan elden üstündür.

smellycat

zirve akşamının doğum gününe denk gelmesi kendisinin ne kadar şanslı biri olduğunun yeterli kanıtıdır. kendisini o kadar çok sevdim ki saatlerce muhabbetin ve delice eğlencenin tekrarını iple çekiyorum. iyi ki varsın.

cake

kendisi benim sevgilim değildir ama sevgilidir. kardeşim değil ama kardeştir karnımı doyurur, ruhumu doyurur, kısaca ömrüme ömür katar ama prenses olduğu zamanda kök söktürür. neticede müzik adamıdır yav.

housepartyprotocol

bazen birini anlatirken cümlelere başlanmaz çünkü yazacakların o kadar çoktur ki toparlamaya zorlanır insan. bilirim oda ağdalı cümleleri sevmez okuyunca telefona sarılıp sil şu vıcık vıcık şeyleri der benim canımı sıkar. dünyada en tatlı can sıkan adam-madam karışımı, perdelerinin altında kedi gibi bir insan olan gerçek bir recep ivedik. ha bide gerçek hayatta personasi var ve cinsi iran olan bir kedi. yan yana durduklarında nefretleri soba alevi gibi yüzünüzü yakabilir. aynı zamanda tony stark snooplugunda ama ıslama köfte ve iskender gördüğünde kendini kaybedip domestik bir türke dönüşen, esnaf lokantasında çayı muhakkak müesseseye kitleyen şahsiyet. kendisini tekonoloji magazlarında pazarlık yaparken görmenizi tavsiye ederim.

bağdat caddesinin ukala şişmanları

farklı bir kafaları va diyola

corona bira

meksika biraları hep en şekerli en eksi en meyveli olanlar. corona da onlardan biri. anlamadığım şey ise istanbul'da fiyatının faiş pahalli olması. kendisini ankara'da içer iseniz şişesini 4 liraya bulabileceğiniz mekanlar biliyorum. fakat 18 lira olan istanbul piyasasında fazla kibirli bir bira olduğunu söyleyebilirim.
  • /
  • 3
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 48

work and travel

ömrü billah hayatında amerikayı göremeyecek olanların, karın tokluğuna çalışıp -eger gençliğinden bir kısmını harcar ise- biraz para biriktirip ülkenin belli yerlerine gezebilme sansına erişmesi ve sonunda ellerinde ucuza aldıkları apple cihazlarıyla ülkeye dönünce ona buna hava atıp , döndüklerinde ise hayatlarının sonuna kadar ''abi amerikada şöyleydi, böyleydi'' diye anlatacakları hikayeleri olacak kişilerin başvurduğu bir çeşit yeni nesil kölelik sistemidir. içlerinden çok az bir kısmı bazı başarılı şirketlerde stajer olarak işe kabul edilip iyi şeyler yapabilen bir azınlığa sahiptir diğer çoğunluk iş görüşmelerini skype üzerinden beyaz ışıklı evlerinde yine kendileri gibi ucuz redneck patronlarıyla saati 2 dolardan başlayan çalışma fiyatlar üzerinden anlaşmaya çalışırlar. genellikle fastfood dükkanlarında vıcık vıcık halde sadece work kısmını gerçekleştiren köleler haline gelirler. ingilizcelerini gelistirdiklerini zannede dursunlar sosyal hayaltarında yine tarzanca anlaştıkları için iş hayatlarında da sizi kızdırabilirler. mesela starbucks da size sütlü latte yerine americano verip günüzü berbat edebilirler. dükkanlarda çoğunlukla türk'e rast geldiği için yanlış siparişe aldırış etmediğini söyleyen babam tek dertlerinin uyuşturucu kullanmak olduklarınıda not etmiştir bana. hatta tertemiz bir ailenin çocuğu olduğunu düşündüğünüz yavrucağınızın kucaktan kucağa oynayacağını size garanti edebilirim. kendim orada geçirdiğim üniversite yıllarında karşılaştığım summer work shoplardaki work&travel'cıların green card için yaptıklarını anlatsam aklınız şaşar. birde buna eşcinsel gözüyle baktığımda gördüklerim ise daha vahim. 18-24 yaş arası tüm kezbanların ''evleneyimde burada kalayım!'' mantığıyla f1 vizeleri ile kendilerini amerikayı sikecek zannetmelerinin zavallılığı içindediler. oysa amerika sikiyordur onları. girdikleri gucci ve dolce&gabbana mazalarındaki etiketlerin ucuzluğu onlara kendi ülkelerinde ne kadar ucuz bir muhabbet ettiklerini fark ettirip önce afallatır. sonra ailelerinden para göndermelerini talep edip alacakları ile atacakları havaları düşünüp küçük hesaplara girerler. yine biraz akıllıları ülkelerinde alamayacakları arabaları kiralayacaklarını fark edince (bkz: flört ettiğiniz adamın lux aracında gizliden kendini çekme) anında sudan ucuz benzine yatırırlar ceplerindeki son paraları. evet ceplerinde hep son paraları vardır lakin ellerinde gurur ve onurları pek kalmamıştır. ucuz yemek için sıra bekledikleri veya kat ettikleri yolları düşündükleri her zaman pişmanlık duymayacaklardır çünkü yaşadıkları lağım evleri bunları düşünmelerine izin vermeyecektir. kısacası gerek yoktur. onun yerine bursunuzu alın ve 1 yıl öyp ile hem okuyun hem keyfini çıkarın amerikanın anacım. tabi burs için biraz azim biraz çalışmak gerek. adı sanı belli olmayan cemaat üniversitelerinin sizi öyp ile bu zevke dahil edeceğini düşünüyor iseniz fettulah hocanın skype'ını bulun belki pensilvanya'daki evinde 1 gecelik ağırlanırsınız abilerim ablalarım xd

xlarge club

şu anda homojen derginin kutlandığı muazzam bir kulüptür. müdavimi olmamızın sebebini çalınan müziklerden anlarsınız. evde oturup ağlamayın ha bide uzaktan gelenlere tavsiyem saat 12 de başlamakta eğlence. gelin eğlenelim yaw.

lgbti temalı klipler


bir tane daha... uyurken dinleyiniz.

yüzük ölçüsü soran sevgili

bugün yeni bir gün ve yeni bir dönüm noktası ilişkimde. bulunduğum topraklarda tamda hayat kendi monotonluğunda beni boğarken ve ülke içinde yaşanılan karışıklıklardan dolayı 5 gündür sağlam bir internet yok iken, sabah sadece 1 saat içinde her şey bana monotonluğun boğazını sıkmam fırsatını vermek için elinden geleni yapıyordu. sebepsiz yere vpn çalıştı ve 10 dakika içinde tüm 5 günün haberleri, mailleri, whatsapp yazışmaları, fotoğrafları ve bir çoğu daha telefonumun ön belleğini zorlayıp elimde bir kor tutmama sebep oldu. hemen sevgiliden gelen mesajlara yoğunlaştım. çok merak eden ve endişeli yazılar yazmış. 5 gündür ara ara gelip giden internetten dolayı ''beni merak etme, ortalık karışık ama biz çok uzağız. bir süre internet yok!'' yazılarıma endişe ile cevap vermiş. belki neşelenirim diye ufak tefek hediyeler filan almış hatta tarkan'ın yakalarsam şarkısına klip bile çekmiş şaşkın =) tüm bunlara yorumlar atarken ve sohbetteki komedinin en pik yaptığı zamanda bana sorduğu soru ile telefonun ekranına abartısız 10 dakika bakmamı sağladı eşek herif. -''senin yüzük ölçün ne?''
bir saniye ya benim ingilizce mi tekledi yoksa bu gerçekten o soru mu?
''what is your ring size? i need to know your ring size you know, for the future...''
abartısız gözlerim doldu ve ilişkide ki o keskin virajı çok ama çok güzel aldığımızı düşündüm. uzak yaşanılan bir ilişkide alınması çok elzem bir karar olmayabilir. ama 3 yılını doldurmuş iki birey olarak sağlam yürüdük buraya kadar. en azından onun için bunu söyleyebilirim. bana hiç bir yamuğu olmadı. beni üzmedi. gülden ağır söz söylemedi. yan yana olduğumuz kısıtlı zamanları sonsuza ulaştırdı. ona her şey için teşekkür ediyorum ve ilerde iyi bir eş olmak için elimden gelen her şeyi ardıma koymayacağım. bunu da burada sizlere söz veriyorum ve bu mutlu günümü sizlerle paylaşmak istiyorum. gelecekte bu entry ye bakıp daha çok mutlu olmak ve bu anı ölümsüzleştirmek için sizin gibi ortak paydamın olduğu insanlardan başka daha güzeli ne olabilirdi ki?

hiç gerçekleşmese de yanan hayaller ışık saçar etrafına. ve hiç doğmasa da güneş varlığı ısıtır içimizi... hiç tanımasam da sizleri iyi ki varsınız anam. hadi ben bridget jones's izleyeyim biraz xd


lgbti temalı klipler

belki de şu dönemde en iyisi...

rütbeni bileceksin

şayet hadsizin başkanıysan, orda burda hele de online ortamlarda ahlak bekçisi olup ahkem kesiyorsan (-ki bu tiplerin sonralarda ne pislikleri ortaya çıkmış, çıkıyor, çıkacaktır...), fakat söz konusu kendine geldiğinde açtığın aile hesaplarının yanında fake hesaplardan paylaştığın yarı çıplak pozlarından dolayı aldığın likelar ile orgazmın dibini yaşıyorsan ama bunu alel ade yapan adama orospu damgası vuruyorsan, hele birde dostum diyip dost bildiklerinizden duyduklarınızla başkalarını körü körüne karalıyorsan (dostu arkasından benim mutluluğumu ve sahip olduklarımı kıskanıyorlar dedi.) kusura bakma ama bu cümleyi sende duymuşsun ve bunun kuyruk acısıyla yaşıyorsun demektir hornet kezbanım. sırf kartlarını açık oynadı diye, sizin gibi binbir yalanla gizli işler çevirmedi diye, aman uyma şuna diyerek kendini frenledi diye elitis takıldığını düşündüğünüz insanların yaşına geldiğinizde ''vay be ben ne kezbanmışım'' dediğiniz anın fotoğrafını çekip fake hesaplarınızdan paylaşın anacım. bizede şenlik olsun.

elitislik bir ölçüt değildir kişiyi karalama adına. fakat sahip olduğunuz yalan dünyadaki online arkadaşlarınız ve duyduklarınıza göre atladığınız sazanlıklarınız sizi kötü yapabilir canlarım.

ne hikmettirki 89-91 nesli bu lafı çok duymamıştır fakat 92 ve sonrası gençliğin zekalarının gelişme çağlarında, o dönemde artan özel tv kanallarındaki aptal yayınlardan dolayı beyinleri sulandığından, ailelerinin ise ya dini konularla yada sınıf atlama çabalarıyla onları bir kenara fırlatmalarından ötürü kendilerinde bir bozulma vardır. genelleme yapmak doğru değil çünkü onlar kendilerini biliyor. malesef çocuklarının salaklığını fark ettiğinde bunu kendilerine yediremeyip, ''aslında zeki çocuktur ama çok hareketli, bunlar zekadan hep!'' diyip onları göklere çıkaran aileleri bu durum oluşturuyor bence. ellerindeki uzay teknolojisine sahip telefonlarından dünyaya açılmaya çalışan bu vitaminsizler kendilerine prenslik-prenseslik muamelesi göstermeyen herkeze aynı yaftalamayı vuruyorlar. bunun bir başka örneği (bkz: demet akalın ) . kısacası canlarım bir gün bu lafı duyarsanız aynayı kendinize çevirme zamanı gelmiştir. üzülmeyin, düzelin. yoksa rütbeni gösterirler ama hayatta ama askerde. çünkü korktuğunuz o insanlara bir küçük özür, attığınız bir adım ve ufak bir tebessüm belki sizi biraz samimi kılabilir. yada hiç düzelmeyeceğinizin gerçeği canınızı acıtıyor ise çok geç kalmış sayılmazsınız aileniz sizi aldırabilir...

ses vidyosu

bahsedilen şey futurelavirs yazarımız tarafından bir sohbet grubunda söylenmiş ve hepimizi kahkahaya boğmuştur. kendisi hayran olduğum yazarlardandır ve onu çok özledim. ayrıca duydum ki yılbaşı gecesi çok eğlenmiş. hepsi anlatılacak...
Henüz takip ettiği biri yok.