gün içinde yapılanların son bir özeti yapılır, akılda kalanlar hatırlanır, iyi geçmişse onların şerefine içilir, kötü geçmişse küfür edilir, sonraki gün için konu başlıkları hatırlanır, diş fırçalanır ve ömürden bir gün daha eksilir.
itiraf ediyorum sözlük, paranoyak olmak üzereyim, kendimden şühpe ediyorum, şimdiye dek; beni hayatına al, ne olur, lütfen, bak bana güven, bi şans ver, bi deneyelim olmazsa bırakırsın, diyerek ilişkinin temelini atanlar, dönüp bir açıklama yapmadan gittiler. kendimden şüphe ediyorum sözlük, sevmemem mi gerekiyor benim, sevmek yasak mı bana, seviyorum deyince insanın götü mü kalkıyor, ben sevmeyi beceremiyor muyum. merak ediyorum sözlük, ben de onlar gibi olacak mıyım büyüyünce, benim de renkli renkli maskelerim olacak mı?
çok çok küçükken ben , 11-12 yaşındayken, klipte oynayan adamı rafet el roman sandığım şarkıdır. tabi gerçeği öğrenmem çok sürmedi (sürmüş de olabilir )
bazı insanlara göre ; tombul, yakışıklı bir ayı* ile tanışıp onunla ilgili hayaller kurarken, sevgilisi olduğunu öğrendiklerinde hissettikleri karışık duygulardan* sadece birisidir.
4-5 sene öncesinde, henüz kezbanken deneyimlediğim bir durumdur. o zamanlar sapla samanı ayırma konusunda da toy olunca çok da önemsemediğim bir mesele idi. şimdi düşünüyorum da, akıl işi değil. karşındaki adamın hayatının boşrolündeki karısına çocuklarına ayak üstü binbir türlü yalan söylerken ya da yalan söylemek zorunda kalırken bütün bu yalanlara tanık olmak..tanık olmanın ötesinde bunlara sebep olduğunu düşünmek..insanı vicdan komasına soksa yeridir..
boş zamanlarımda seninle geçirdiğim güzel günlerin, bir anda geçip giden saatlerin hayalini kurup yüzlerce kez aynı şeyi yeniden yaşamak gibi psikopat bir hobim var artık. evet seni hala affedemedim, geldim desen, döndüm desen bil ki yaklaşmam bile artık sana. hala gözümün önünden gitmeyen o masum yüzünün kirlenmesinden korkuyorum. bilmem kokun hala aynı mı? ya gülüşün? daha mı iplemez artık bakışların? merak etsem de, kanımı donduran özlemin paramparça etse de bahar geldiğinde, sen sakın dönme bir daha.
+ ''açıkçası ne hissetmem gerektiğini bilmiyorum, bir anda pat diye oldu bu. sana karsı bir sey hissediyorum diyemem, hissetmiyorum da demek istemiyorum. zamana bırakmak en mantıklısı. ki birlikte olma olasılığımız çok düşük seviyede, bunu da bilmeni istedim.''
-ok
+''ok ne lan, ok ne göt lalesi! sana mantıklı bir sürü şey söyledim, söylediğin tek şey ok mu? ok sensin pislik! ya saçmalama, bu ilişki olmalı falan diye diretsene, bana yalvarsana, ağlasana köpek! ok ne ?
evli olmayan bir gay'e göre hayatında daha çok yalan söyleyen ya da söylemek zorunda kalan, daha çok maskesi olan, daha karmaşık ilişkiler kuran, beyninin büyük bir kısmını yalan söyleme teknikleriyle doldurduğu için ve pratik yaptığı için yalan söyleme konusunda uzman olmuş gay türüdür. birçok gay'in bu türe dönüşmek zorunda olması gibi bir sorunu olsa da, insanın istemediği şeyi yapmama seçeneği olması lazım, ya da bu seçeneği kendisinin yaratması lazım.
(bkz: tanışılmak istenmeyen sözlük yazarları)
eminim ki entriyi eksileyen güruh, selahattin demirtaş'ın ''önderimiz abdullah öcalan'' dediği kişiyi de terörist olarak kabul etmiyordur. bunu açıkça söyleyeceğiniz günler de gelecektir eminim. umarım bir gün sırf türk gibi giyindiğiniz için ve türk gibi göründüğünüz için yolda giderken o önderinizin yolundan giden gençler bıçak çekip canınıza malınıza kast eder de teröristin ne demek olduğuyla ilgili bir fikriniz olur.
itiraf ediyorum sözlük, paranoyak olmak üzereyim, kendimden şühpe ediyorum, şimdiye dek; beni hayatına al, ne olur, lütfen, bak bana güven, bi şans ver, bi deneyelim olmazsa bırakırsın, diyerek ilişkinin temelini atanlar, dönüp bir açıklama yapmadan gittiler. kendimden şüphe ediyorum sözlük, sevmemem mi gerekiyor benim, sevmek yasak mı bana, seviyorum deyince insanın götü mü kalkıyor, ben sevmeyi beceremiyor muyum. merak ediyorum sözlük, ben de onlar gibi olacak mıyım büyüyünce, benim de renkli renkli maskelerim olacak mı?