yaran diyaloglar

kurokuma: telefonun çok güzel .
noname : teşekkür ederim.
kurokuma: numarası ne bunun ?
yaşanmamıştır.

çocuk: baba biz nasıl olduk?
baba: maymundan evrimleştik oğlum.*
çocuk: anne biz nasıl olduk?
anne: ademle havva seviştiler oğlum.
çocuk: ama babam maymundan geldiğimizi söylüyor.
anne: o babanın sülalesi oğlum bizi ilgilendirmez yavrum.
esra erol'da evlen benimle adlı programdan:

-ispanyol dansı yapabilen erkeklerden hoşlanırım!
-daha oraya gitmedim...
arkadaş ortamında geçen bir diyalog;

vildan: eski oturduğum evde her gece kocasıyla kavga eden kadın kapıya gelirdi, beni içeriye alın diye.
okan: alıyordun elbette değil mi?
vildan: yok ya nasıl güvenip de alayım. üstelik geceliğiyle falan.
okan: insan almaz mı!
hakan: okan peki sen alır mıydın?
okan: tabii ki alırdım, neden almayayım.
hakan: peki ya robdeşambrlı bir erkek gelse?
okan: tabii ki onu da alırdım ama içkisinden içmezdim.
arkadaşımın başına gelen bir olaydan:
arkadaşım: mikrodalga fırından tuhaf sesler geliyor, düzgün çalışıyor ama bu ses ne?
yetkili servis: nasıl bir ses tarif eder misiniz?
arkadaşım: yani nasıl anlatsam...bir saniye ben çalıştırayım da size dinleteyim
telsiz telefonu mikrodalga fırına koyup fırını çalıştırır.
yetkili servis: alo? beyefendi? (bunu dediğini varsayıyoruz tabi, adam telefonun patlamasını duymamıştır büyük ihtimalle)
arkadaş * okula gitmek için beni almaya geldiği bir sabah;

anne: işte bu da böyle.. gece yatmak sabah kalkmaz bilmez.. deligöt bi şey.. hiçbir şeyi zamanında yapmaz.. şimdi on saat gömleğini arıyodur.. bi şeyi aldığı yere koysa sorun kalmıcak da.

arkadaş: hı hıı

ben: ya anne, niye beni arkadaşlarımın önünde aşşaaaalıyosun ?

anne: senin aşşaaaalık olduğunu bütün arkadaşların biliyo zaten !

biz: *-4error!'£%&8^+#(½½£4!
tv'de kim milyoner olmak ister izlenmekte, 19.yy hindistan'dan avrupa'ya götürülen giyisi/eşya hangisidir gibi bir soru çıkar,şıklar ;
a: pijama. b: şalvar. c:tunik. d:şal.

kuzenle kendi aramızda cevap veriyoruz, ben şal diyorum kuzen de şalvar bu arada reklam giriyor ve biz o sıra salak kürek muhabbete devam ederken reklam arası bitiyor ve ben kuziye dönerek;

ben: ee evet neydi senin cevap ne demiştin?
kuzi: şalvar
ben: tamam şal var cevabın ne ?
kuzi şalvar olm
ben: tamam anladık amk şal var.*
kuzi: be amk salağı geri zekalı çocuk şalvar diyorum ya
ben: tamam ya öyle desene sen de. ühühühü ve yarılmaca
kimchi nin leş kokusu üzerine otobüste dönen geyiklerimiz

-bence kimchiyi otobüste bırakıp gidersek polis şüpheli paket muamelesi yapar asdasd
+ankaranın en işlek caddelerinde kimchi paniği asdad
-parasız eğitim için sokağa dökülen öğrenciler kimchi bombasıyla geri püskürtüldü sdasddf
+savaş karşıtı göstericiler yoğun kimchi gazından etkilenmemek için gözlerine limon sürdü asdsf
-türkiye suriyeye kimchi saldırısı düzenledi asdadad
+suriyeden kaçan göçmenlerin kimchi kokusu yüzünden sınırdan geçişi yasaklandı asdasd
-şimdi hava durumu sadasd
+balkanlardan gelen soğuk kimchi dalgası edirneyi vurdu sdfdsfsdg
shd- beni hiç aramiyon la hayirdir?
ben- yoğundum bu aralar. hele hafta içi başımı kaşıycak vaktim yoktu
shd- e haftasonu?
ben- haftasonlarini da genellikle başımı kaşıyarak geçiriyorum
bugün bir arkadaş sayesinde 2 yeni gay arkadaş edindim, bir tanesi çok ilginç arkadaş, tüm genleri gay, durduk yere 'size bir soru bilin bakalım,sibel canın eski meleği nedir' falan gibi sorular soruyor, hayır ciddiye almıyorsun iyice tekrarlıyor, neyse efendim bu, bilmem ne gay ailesi var ben ona gidiyorum, bilmem kimler var onlar bize geldi falan diye anlatıyor, bunlar sevgili olmak istediğinde aile arası istemeye falan bile gidiyorlarmış,kına falan oluyormuş,ben daha buna alışmaya çalışırken demesin mi geçen gün lubuncadan sınav olduk ben 90 aldım diye,olayın devamı aynen şöyle
-geçen gün lubuncadan sınav olduk ben 90 aldım
m-nassıl?
-lubuncadan sınav yaptı bizi abla(büyük ihtimalle kendine abla dedirten bizimkilerden bitanesi)
m-e nasıl hazırlandın
-internetten çıktı aldım, oturdum ezberledim
elemandaki azme, ruha bak, helal olsun, gerçek gay budur işte, ülkenin daha fazla böyle gaylere ihtiyacı var
annem ile ev taşıma sırasında geçen dialogtan esintidir.
annem: "oğlum, odanın eşyalarını topla, poşetlere yerleştir."
ben: "tamam anne."
annem: "oğlum, koli lazım, koli bul."
ben: "banada lazım koli valla anne"
annem:"ne diyon? koli diyom sana"
ben:"tamam anne yaa koli bulup geliyorum hemen."
daha yeni yaşadığım olay;
sınavdan çıkıp eve geldim akşam üzeri 4te uyumuşum, bir uyandım ki saat 6 buçuk, hem ev arkadaşlarım hem misafir uyuyor, vay anasını dedim 14 saat uyumuşum,kalktım kahvaltı yaptım, bir yandan da niye hiç acıkmamışım diye merak ediyorum, uyanan mutfağa gelen misafire günaydın falan diyorum, sözlüğe girdim allah allah, subjugator, kurokuma, 3un5inlafi online, bunların ne işi var bu saatte diyorum,bu kadar entry nasıl girilmiş diye kafa yordum, pc'nin saati 19:00 u gösteriyor, f5 yapıp duruyorum, telefonda da saat aynı, tam düzelteyim derken ev arkadaşına saat sormaya gittim yeni uyanmış o da;
-ev arkadaşı saat kaç?
-7
-akşam mı sabah mı?
-ne?
-ciddi soruyorum akşam mı sabah mı (hakkaten endişeleniyorum burda)
-sabah
-(camdan dışarı bakıp) e pazar niye hala kurulu?
(diğer ev arkadaşı uyanır garip bir şekilde ilk yaptığı şey çay koymaktır)
-ev arkadaşı2 saat kaç
-7
-akşam mı sabah mı
-akşam
-e sen niye kahvaltı hazırlıyorsun
-muahhhh ne oldu lan
-hassiktir ya cidden akşam mı?

olum akşammış yaaa, kelimesi kelimesine gerçek, nasıl bu kafayı yaşadıysam artık
olay çorum terminalinde geçiyor
ben-selamun aleykum abi adana'ya bilet var mı
abi -var, kaç kişi
b -bir kişi
a içerideki adama dönerek bağırır
-bi adana ver
içerdeki adam - acılı mı acısız mı

ulan kahkayı bastım, nerden aklına geldi o
kuzen,sevdicek ve ben pazar günü iron man izleyip, çıkışta kadıköy de bir mekanda ayran içmeye falan gideceğiz. sevdiceğin üzerinde sadece tişört vardır ve bunun üzerine;

kuzen: olum sen gece üşürsün böyle,
kafabearmilyon: yok lan üşümem ben, benim derim çok kalın, geçen gergadan ısırdı dişleri bile geçmedi,
ben: gergedan mı? hangi gergedanmış o öyle lan,
kafabearmilyon: narin bir şeydi,
ben: ney laaannn hahahahaa

tabi kuzen malum gergedandan bir haberdir.
eski çalıştığım ofiste yaptığımız işten dolayı sürekli sessiz ve ciddi bir ortamda çalışırdık, dikkat dağınıklığına yer yok güya. mesaiye kaldığımız bir akşam temizlik yapan abla bir yandan radyo açmış ikimiz bir fidanın güller açan dalıyız ı dinliyor bir yandan iş yapıyor garibim. zaten gergin olan müdürün tepesi attı
müdür : kızım bu ne böyle çalıyorsun akşam akşam? (bu ne böyle kapat manasında)
temizlikçi (şaban edasıyla): ikimiz bir fidanın güller açan dalıyız
biz: kikiki
müdür: onu mu soruyorum ben?
temizlikçi: hee hakkı bulut
biz:puhahaha
müdür: kapattt layynnn şunu
sonrasını hatırlamıyorum kaçıp bir yerlere saklanmıştım gülmek için.
daha çok monolog aslında:

teyze kişisi: panikle, eyvah fişim bitiyor.

demek istediği, dizüstü bilgisayarı şarjının bittiğini söylemektir. *
bir gün eve getirilen damacananın içine bir miktar mazot karıştığını farkettim (tabi içtikten sonra). gecenin bir yarısı elden bir şey gelmeyeceği için bir dikloran yaptılar öğüre öğüre uyudum. ertesi sabah sucu abiyi çağırdım. damacanayı kapının önüne indirdim ve bekledim. karşılıklı bakışmanın ardından konuşmamız

+heyirdir gardeşim bitiremediğiz mi ?
- yok abi içtik dün gece ama bitiremedik. sen de al diye getirdim birazını eve götür çoluk çocuk hep beraber içip bitirelim

sonrasında olayı açıkladım. adam 2 damacana bedava getirdi şikayet etmemem için. naparsınız öğrencilik...
işyeri servisinde iki bayan arasında yaşanan diyalog;

-kııız çantanı yeni mi aldın ?
-yoo hayır yeni almadım eski çantam bu.
-yeni gibi duruyor ama , baksana parlıyor da.
-sen yüzünü yıkayınca da parlamıyor mu ?*