zerrin özer

müzik kadını. ankaralıdır. sanırım 20 küsür albümü var. sevildiğini bil albümüyle kendini.sevdirmiştir.
(bkz: kıyamam) en müthiş seslendirdii şarkılarından biridir.
yaşanmışlıkların ardından hazmedilemeyen iftiraları en güzel şekilde anlatan bir şarkısı da vardır.
hayatın apansızın şaka yaptığı, şaka sonucu ayakları tutmaz olan ve gözlü solan, buna rağmen hayata hiç darılmayan, bunun üzerine hayatın aşık olup asla terk etmediği şarkıcıdır.

zira kedisi acısını da çeker kahrolur, sefasını da sürer mest olur. suskun da olur şarkılar da söyler.

(bkz: bu ilk değil ki)
eskilerdeki birçok ünlüyle ve sanatçıyla bir şekilde tanışmış ve çalışmış olan bir televizyoncuya kameranın arkasında ve önünde aynı olan biri var mı diye sorduğumda bana sadece iki isim vermişti. biri erol büyükburç öteki de zerrin özer. bu kadına sırf bu yüzden hayran olabilirim.
tam anlamıyla (bkz: janis joplin) izinden giden bayan vokal... gırtlak , ses tonu, yorumu ve görseliyle onun yolundan ilerler kendisi bu sebep ile gözümde özgün bir sanatçıdan çok imitasyon izlenimi yaratır ama yinede ülkemiz bayan vokalleri arasında yeri çok büyüktür ablası olan (bkz: tülay özer )de sonderece başarılıdır deli etme aşk şarkısını (bkz: göksel) yeniden yorumlamıştır.
cihangir carrefour' da bağıra bağıra konuşmasına ve o ilginç gülüşüne şahit olduğum kişi.
çok iyi bir caz vokalidir. gülümsemesi harikadır ama asla bir dexter6 değildir
hakkı kesinlikle yenilmiş bir albüm olan olay olay harçlıklarımı biriktirerek aldığım ilk albümdür. bunun da ötesinde şimdi herkes tarafından söylenen gemiler gibi başka bir çok güzel şarkıyı da barındıran bir albümdür. olay olay 10 ekim 1992'de yayınlamış ve albümde yer alan yeni aşk şarkısı 31 mart 1994 tarihinde çıkan ilk albümü hiç keyfim yok'ta yeşim salkım tarafından da seslendirilmiştir. coverı en hızlı yapılan şarkı da diyebiliriz.
zamanında ''paşa gönlüm'' şarkısıyla geri dönen, sevilen, çok iyi bir kadın ses sanatçısı. candır
bi zamanlar taştı, yaş oldu.

aaaa ayol bu benim zerrin ablam... çok severiz birbirimizi.... her çarşamba trt müzikte program yapıyor. keşke bir zirve de oraya yapılsa, 7 yaşında tüm hayatımda aldığım lk kaset olan dünya tatlısından bu yana canımdır kendisi, son üç dört senedir ise bizzat tanışıyoruz.
yandaş olmuş dediler sevgili sözlük...
kalp krizi geçiriyormuşta gözü komik bişeylere ilişmiş, o anda kendini tutamayıp acıyı macıyı unutmuş kahkaha atmaya çalışıyormuş ama atamıyormuş gibi gülüyor.
ya da buz tutmuş bir gölün içine düşmüş, gölün üst kısımları kalın bir buz tabakasıyla kaplı olduğundan çıkmaya çalışıyormuş ama çıkamıyormuşcasına, tam o anda gölde yaşayan balık ahalisi zerrin hanımı el birliğiyle gıdıklamaya başlamış gibi o da su altında ancak böyle kahkaha atılır diyerekten başlamış gülmeye gibi. bilemedim, ama kendisini severim seside güzel.*
80'li yıllarda arabesk söylemiş hatta arapça albümler çıkarmış türk pop sanatçısı. caz gırtlağı olduğu doğrudur. lakin türkiye'de bunun hiçbir karşılığı olmadığı için kimi iyi kimi kötü pop albümleri yapmıştır. en iyi albümü de olay olay'dır. nükhet duru ile beraber tam yıldızlaşamamış eski popçular klasmanında değerlendirilebilir.

yüzündeki kırışıklıkları kapatacak derecede geniş ruj kullanımıyla değme estetik cerrahlara taş çıkaran kozmetik dehası.

bildiğim, hatırladığım tüm eski jenerasyon bayanlar dudak kalemi kullanmaktan vazgeçti ama bir zerrin özer bu illetten kurtulamadı. o nedir yahu; koyu kahve tonlarda dudak kalemi ve içine açık renkte ruj; makak maymunu poposundan hallice...
sanatına ve sesine laf edemeyeceğim muhteşem yoruma sahip kişidir; gençliğinde türkiye'nin janis joplin'i idi ve hala orasından burasından çıkan peace işaretleriyle o kalıbın insanı olduğunu gösterir.

ne tarz şarkı söyleyeceğine bir türlü karar verememiş iri dişi; o'ndan türkü de dinlemişsinizdir, jazz da pop da arabesk de. her telden çalar.
kendi gülmesini nasıl işittiğini merak ettiğim, hatta katıldığı programların kayıtlarını alıp izleyip izlemediği konusunda beni düşüncelere boğan; duygulardan duygulara atan yürüyen peruk; çorbadan çıkan sarı saçların sorumlusu.

gülerken her seferinde acaba bu sefer ne yuttu gibisinden düşünmeme neden olan sarı saçlı minik bir kız o. tebessüm ederken bile arkadan yankılı bir şekilde çıkan o ses muhtemelen yutmaya çalıştığı nesnenin; yutma esnasında yarattığı titreşim enerjisinin ses tellerinde meydana getirdiği rezonanstan kaynaklı olmalı.

ılık ilkbahar gecelerine; deniz kenarındaki bi kentin ıssız sokaklarına yakışıyor sanki sesi... hani boğum boğum olmuşken boğazınızdaki kelimeler ve bağıramazken... o sizin yerinize çok güzel isyan eder mesela " sevmek günahsa eğer" diyerek...

  • /
  • 2