aileyle birlikte tv de eşcinsel içerikli film izlemek

bu tarz filmler henüz yayınlanmadığı için zaten olmayan bir sorunsaldır. ancak, annemle beraber her mor bülten izlediğimizde, enteresan sorulara maruz kalmaktayım.

avcılardaki transların evlerinin mühürlenmesi olayı için;
- aa yazık. bu karıları niye evlerinden atmışlar ki?

wagaman'in ayı sözlüğü tanıttığı program için;
- gazeteci mi bu çocuk. içeri mi atmışlar? perinçek'in adamı mı?

obama'nın eşcinsel evlilikleri desteklemesi haberi için
-ne olmuş, obama karısından mı boşanmış? zaten kapkara çirkin bir karıydı.

lgbt ailelerinin röportajları için
- ne olmuş bunların çocuklarına. öğrenci olaylarına mı karışmışlar?
nedense pek bi utanıp sıkıldığım, hiç sevmediğim olay. sanki onlar o filmi seyredince ben de bir anda out olacakmışım gibi hissediyorum.
sonrasında bu homohobik aileyle- nerede yaşıyorlarsa- eşcinseller ve sorunları üzerine konuşmanın keyfi paha biçilemez. *
türkiye'yi kapsamayan bir eylemdir.
annemin bir saniye tahammül edemediği olay. efenim, şöyle gelişti her şey. bir gün eşcinsel temalı güzel bir film izleiyorum. konu lise çağlarında ergenlik hezayanları yaşayan bir çocuk, babası ile annesinin ayrılacağını, dahası boşanma nedeninin babasının erkek arkadaşıyla ayrı eve çıkmak istemesi olduğunu öğrenir. kısa sürede okulda duyulur bu, ve çocukla dalga geçerler, çocuk zaten normal değil, iyice dağıtır filan. çok etkileyiciydi, yani bana bir çok şey düşündürdü şu an ismini unuttuğum o film. yani o çocuğun yaşadığı travma, ailesinin geçirdiği dönüşüm ve meydana getirdiği sarsıntılar, bi yandan adamın artık hayatının yönünü istediği gibi çizebilme kararı ve cesareti ve bu uğurda vazgeçtikleri vs. vs. gibi bolca sarsıcı mesajlar içermekteydi. annem, "ne izliyorsun?" dedi, anlattım, "izleyecek başka şey kalmadı mı?" dedi, dedim "anne niye öyle diyorsun ki, bu olaylar yaşanıyor, neden meseleye sadece gey filmiyse iğrençtir, dieyip kestiriyorsun, o çocuğun yaşadığı sıkıntıları düşünsene, o annenin, o babanın bu kararı verirken yaşadıkları sıkıntıyı", annem "hmmmmumm" gibi sesler çıkarıp odasına gitti. ki çok aydın bi kadındır, ama anladım ki eşcinsellik konusunda bin ışık yılı uzaktayız birbirimize.
içinde seksi sahneler varsa morartan durumdur, zira hem sevişenlerden gözlerinizi alamazsınız hem de "annem kesin anladı, kesin" diye düşünmekten kendi kendinizi harap edersiniz.
vicdanlı fakat konu hakkında fikri olmayan annenin,"ay insanların cinsel tercihinden bize ne?" tepkisini verdiği eylemdir.hanım hanım önce o tercihi indir.
babanın ve abinin savurduğu okkalı küfürler,annenin beddualarını duyup için için gülmektir.
bilmezler oturma odalarında bir top ve bir sapık var.üstelik terleyip bizzat kendileri yaptılar.*
işin kötü yanı ailenin cık cık cık sesleri eşiğinde izlediği sahnenin seni tahrik ediyor olması. yüzünüzde gökkuşağının tüm renklerini görebilirsiniz işte o an.
eşcinsel filmleri yayınlanmayan bir ülke de imkansızdır.
transamerica'yı izlerken annemin odama gelip ''ne izliyorsun beraber izleyelim'' demesiyle yaşadığım olay. tabi ben de bi utanma bi sıkılma bi terleme... filmi kapatsam ''bu çocuk ne izliyordu da ben gelince kapattı'' diyecek düşüncesi, devam etsem ona göre iğrenç sahneler geldiğinde ne düşünür düşünceleri ile filmi izlemiştik. sonunda ''çok mu aradın bu filmi ama komikmiş'' deyip odadan çıkması ile filmde gülmediğim kadar beni güldürmüştü.
daha biz bülent ersoyu izleyemiyoruz .filmler köşe de dursun ..
annemle babamın birbirine bakıp özellikle sevişme sahnelerinde sende böyle yapmıyorsun değilmi sorusunu sormasıdır..
bu aile nerede yaşıyor merak ettim, zira türkiye'de hangi kanalda eşcinsel içerikli film yayınlanıyor bilemedim onu.