almanya

güzel bir ülke olsa da,yaşam kalitesi ne kadar yüksek olsa da basbayağı ayrımcılığın yapıldığı görülen ülke. mesela okuldayken teneffüste türkçe konuşmak bir ceza sebebi. aynı zamanda bariz bir şekilde türkiye kökenlileri hizmetçi olarak görüyorlar, öldürülen türkiye kökenlileri söylemiyorum bile.
başbakanına, yardımcısının eşcinsel olduğu sorulduğunda "işini götü ile değil kafası ile yapıyor, beni ilgilendirmez" cevabını vermiştir
tarihi seven/okuyan bir insanın almanya hayranı(alman değil) olmayacağını sanmıyorum. felsefe, müzik, mimari, ekonomi, sanayi, devlet mekanizması, çıkardığı bilimadamları, kazandığı nobel ödüllü vatandaşları, kalitenin zirvesi diplomat ve asker kadrosu ile insanlık tarihinde iyisiyle kötüsüyle en büyüklerdendir. tabi birde milli marşları
sınırları içerisinde yaşadığım ülke.
almancasını söylemekten zevk aldığım ülkedir. *
bünyesindeki kürtler kürtçe konuşunca piskopat kelleci kesilen, oraya buraya tehdit mesajları yazan ülkem insanının gidip 'ayrımcılık yapiyorlaaar' diye zırladığı ülke. bunca ülke gezdim, hiçbir yer, almanya ve avusturyada türklerin yaşadığı bölgeler kadar pis ve tehditkar bir ortama sahip değil. türkiyede türkler alışmış kara kuru tek kaşlı adam görünce kürt damgası arap damgası vurup ezmeye ve kendi açık teni ile üstün görünmeye, almanyada da ayrımcılığın sebebinin sırf görünümleri olduğunu düşünüyorlar şimdi kendilerinden daha beyaz bir millet yargılayınca.

almanya kural bazlı bir ülke, bir kural koyulursa o uygulanmalı. türkiye gibi kural ve yasadan çok lagaluga ve tanıdık etkisinin olduğu saçma sapan bir işleyişe sahip değil. bunca yıllık istikrar ve disiplinin getirdiği bu çalışma/hayat kültürüne adapte olmayı geç, jenerasyonlardır (aralarında bizzat tanıdığım akrabalarım da olan) orada bulunup hala iki kelime almancayı konuşamayan ve üstüne bir başarıymış gibi almancaya, almanlarla iletişim ve kaynaşmaya karşı çıkanlar var. bulunduğu ülkenin kültürünü tanımayı ve bir üst kimlik olarak görmeyi öyle bir reddediyorlar ki, şu an 20'li yaşlardaki çoğu türk asıllı genç hayatında türkiyeye adımını atmamış bir alman'ken cennet vatanım toprağım türkiyem diye ağıt yakıyor berlin, köln ve daha nice şehirlerin arka sokaklarında.
şöyle bir eşitlikle ifade edilebilesi ülke:
prusya disiplini+prusya ahlakı+dünyanın en yüksek felsefi düşünce geleneği+germen çalışkanlığı+protestanlık+bireycilik = almanya.
vatandaşı olduğum ülke
geçmiş yıllarda eşcinselliği sebebiyle ceza ve hüküm yemiş olanlara tazminat ödeyen almanya, yapılan bir araştırmaya göre en fazla eşcinselin yaşadığı ülke konumundaymış. ülke nüfusunun %8 e yakın orandaki kısmının eşcinsellerden oluştuğu söyleniyor.
lgbti konusunda devlet kanadı oldukça iyimserleştiler, en son araştırmalarda da halkın %80'i eşcinsel haklarını ve evliliklerini destekler durumdaymış. artık eşcinsel evliliklerin yolu açılmalı.

http://asdilgbti.ayisozluk.com/2017/01/1...
evlilik eşitliği yasasının yürürlüğe girmesinin ardından şimdi de interseks kişilerin doğum kütüklerindeki “erkek” ya da “kadın” ibarelerinden birini seçmek zorunda bırakılmalarının ayrımcılık olduğunu belirterek, 3. cinsyeti tamamen tanıdı.

https://asdi-lgbti.com/2017/11/11/almany...
iş ülkesi. zamanında her işi yapmak zorunda kaldığımız ülke.
perşembe günü bir aksilik olmazsa ziyaret edeceğim ülke olacak. bu gidişimde pek gezme fırsatım olamayacak fakat @zagor kahneminin anlatımına göre ikinci bir gidişi sonuna kadar hakediyor.
halka açık binalarda (üniversite, tiyatro, stadyum vs.) belli oranda sanat eseri bulundurulması kurallar çerçevesinde zorunludur. bu sebeple üniversitelerde 3. kattan aşağıya inen kaydıraklar, asansörlerdeki kat numaralarının fibonacci sayılarından oluşması gibi enteresan şeylerle karşılaşılabilir.
8 sene bir alman şirketinde çalışmama rağmen bir kere bile almanya'ya gitmeye heves etmediğimi düşünürsek hiç sevmediğim ülke.
almanya'da olan yazarlar şey edebilir miii?