ayı sözlük günlük

sıkılıyorum sözlük çıkıp dışarı gezmek kahve içmek vakit geçirmek istiyorum ama tek başına da olmuyo be
her sabah burnumun direği sızlayarak uyanıyorum ve 340 gündür bu hiç değişmedi.
insan öyle duygular öğreniyor ki, hayatı boyunca bir sürü şey öğreneceği kanısına varıyor.
kaç kere affettim günlük, kaç kere kaçtım, kaç kere kovdum? bana her gelişinde ben ona daha çok gittim.
fiziksel olarak bir şeyleri yitiriyorsun ama onun yokluğu daha ağır basıyor.
ruh sağlığın bozuluyor ama yine onun yokluğu kendini iyileştirmenin önüne geçiyor.
bir insanı hem çok sevmenin hem de aynı şiddetle nefret etmenin zorluğunu anlatamam günlük. ölmesini dileyecek kadar nefret edip aynı anda yüreğine kocaman bir ağrının oturmasını tarif edemem. bir insan böyle de delirebilirmiş günlük. delirtti. onun için sıfırdan kurduğun hayatın hiçbir değeri yokken nasıl tekrar kalkabilirsin ayağa? taşınırsın,ameliyat olursun,planların aksar,en kötüsü tüm çabana rağmen onu kaybedersin ve bok gibi çıkıp gider hayatından. en kötü zamanında acısını,hıncını,hırsını sana yüklemiş olmasının neresi affedilir? kendini değersizleştirdiği o minicik dünyasına seni dahil eder ve üstüne basıp tırmanır. ne ironik ki sorunsuz hayatına tırmanmış ve seni olduğu konuma çekmiştir. tepeden öylece bakar sana. “her şeyi silip atmamın sebebi sen. birgün gelecek ve seni de o kolayca sildiğim şeyler arasına koyacağım biliyorum. sana seninleyken söylediğim bütün kötü şeylerden hep pişman oldum ve sinirliyken söyledim. belki duymayacaksın ama ben sana bağırarak ve tüm içtenliğim ile geber diyorum.”
gebermesini diliyorum günlük. canım çok acısa da istiyorum. çünkü yaşadığım bu kırgınlık bu zamana kadar yaşadığım bütün kalp kırıklıklarını iç etti. sadece nasıl iyileşirim nasıl toparlarım bilmiyorum. yapayalnızım günlük. iyleşemediğim bir sabaha daha uyandım. günaydın eski acılarımı silip,aynı ve yeniden olan acılarımı paylaştığım günlük.
bugün yaşlı bir amcanın motorunu taşımam için yapmış olduğu s.o.s çağrısına olumlu cevap verip konteynera yüklemesine yardımcı oldum, sonucunda da nur topu gibi fıtığım oldu. tüm gün bel ağrısı çektim umarım geçicidir. bir masajınızı alırım dostlar.
bugun fark ettim, tam 5 yil gecmis aradan. daha dun bogazimda dugum oluyordu sana soyleyemediklerim. hic gecmedi. hic soyleyemedim. sen beni en iyi dostun bilirken ben sana ihanet ettim, beceremedim dostun olmayi susturamadim su lanet aski icimdeki. nasil anlamadin.. dugunune de gelemedim, affet. en yakin dostunu kaybettin saniyor kendini sorguluyorsundur bilirim seni; ben sadece nefes alamiyorum seni bir baskasiyla gorecegimi dusundugumde bile. seni oylesine ozluyorum ki... keske.
kalbim sızlıyor günlük. berbat hisler içerisindeyim. mutlu değilim, mutlu gözükmeye çalışıyorum, zorundayım.
çok karışık duygular hissediyorum. eski benliğim yok artık, neşem kalmadı. halsizim, sinirliyim, ağlamaklıyım. hissetmek istemiyorum, iç sesimi duymak istemiyorum, kendimle yüzleşmek istemiyorum.
dağıtmak istiyorum, düşünmeden, kaygılanmadan, endişelenmeden. kendimi bırakmak istiyorum bir yerlere.
çok sinirliyim. kendime bir saygım kalmadı gibi hissediyorum. önemseyemiyorum, sevemiyorum.
korkuyorum, çok korkuyorum. kaçamıyorum. durmaktan başka bir çarem yok.
duygu doluyum günlük. çok fazla hissediyorum, derinden hissediyorum. arkadaşlarım yardım etmeye çalışıyorlar, onları özledim, kendimi hissedebilmeyi özledim, amaçlarımı, ideallerimi, umutlarımı, hayallerimi özledim.
yüzmek istiyorum, açılmak, özgürlüğü tadabilmek, suları hissedebilmek, ferahlamak ve rahatlamak.
günaydın günlük.
uzun bir süredir rüyasız, huzurlu, rahat bir şekilde uyuyordum ve bu her şeyin daha iyi olacağını düşünmeme sebep oluyordu. ne bileyim işte insanın bilinci yerindeyken kendini bir şekilde kandırabiliyor, oyalayabiliyor.
onu görmeme, ondan uzak durma gücünü kendimde bularak alışıyorum belki bu duruma. alışmak olmasa yaşayamazdık zaten. alışmak yetisi büyük bir hediye bence.

iki gündür rüyalar, uyku bölünmeleri, özlem, acı ve adını yine koyamadığım garip bir his. hissizlik gibi ama hislerim yoğun.
yığılma isteği ama rüyanın etkisini, onu, anıları düşünmekten kaçabilmek için maksimum enerji harcamak gibi tezat bir durum.
yine berbat bir güne uyandım anlayacağın günlük.
ona şiirler yazma isteğimin, vücudumun her noktasından taştığı bir gün olacak.
nefretimle sevgimin birbirlerini yiyip bitirdiği, didiştiği, zihnimde kocaman yaralar açtığı bir gün olacak.
ben yine de ona şiirler yazacağım.
kardeşim gitti. ağladım. sustum. gözlerim doldu yine. zorladım kendimi ağlamamak için. şu an biraz daha iyi gibiyim ama eksikliği belli oluyor. off ben napıcam onsuz? kimse benden çikolata çalmıycak mı artık?
bugün hoşlandığım ve adaş olduğum çocuk bir bahaneyle bana yazdı. içimde bu sefer en azından biraz sürücek gibi bir his var. bu da aslan burcu diğer 2 si gibi. resmen aslan mıknatısıyım

kehanete göre bir aslan burcuyla 4 yıllık bir ilişkim olucak.. belkide bu yüzden bütün algılarım aslan burçluları hayatıma çekiyor.
bu seferki olabilir gibi hissediyorum günlük.

allah aşkına veya yukarda kim varsa lütfen olsun artık yalvarırım artık sarılıp koklamak sevmek, sevilmek istiyorum yaşadığımı hissetmek istiyorum. nolur bu sefer olsun nolur.
işsiz olarak yine bir ankara sabahına uyanıyorum. bu sefer evden çıkmıyorum. yorganın altında dünya gürültüsünden saklanıyorum günlük. bazen uzaklara dalıyorum. ne için? ne için diyorum kendimce. neden böyle yaşayıp kendimi hayallerle avutuyorum? bulamıyorum günlük. inan cevabını bulamadığım sorularda kayboluyorum.
en mutlu olduğun anlardan birini yaşıyorsun.bunu farkettiğinde gerçeğin farkına varmanın bilinciyle tüm benliğini bir hüzün kaplıyor ve tam anlamıyla sevinemiyorsun bile.her şey bitipte hayatın film şeridi gibi gözünün önünden geçtiğinde karşına çıkacak sahnelerden biri bu.o kadar değerli.o kadar paha biçilmez.siz keşke zaman dursa desenizde bir o kadar da gelip geçici.
ne olur benim sevdiğim biri de beni sevse sözlük ha? aşkıma karşılık bulmayı istemek çok mu sizce?
sevgili günce bugün olanlar oldu.
cuma akşamı tinder dan birisiyle tanıştım benden yaşca epey büyük birisi. daha tanışmamız 1 saati doldurmadan yanına gelmemi istedi ki hayatım boyunca 1 2 ay konuşmadığım dışarıda görüşmediğim birisinin evine gitmişliğim yoktur. telefonlaştık ne olduysa ertesi gün için benden söz aldı.
kendisinin beyanına göre yaklaşımım çok hoşuna gittiğinden dolayı beni hemen çağırıp tanışmak istemiş. yüzünede dedim aslında -yalan söylemediğini nereden bilebilirim?-
ertesi gün gittim yanına. o kadar güzel vakit geçirdik ki ikimizde şaşkına uğradık. ayrılamadık onda kaldım. hatta kendime ulan yorgo galiba bu adam eski ilişkini unutturur dedim -olmadı.
bu akşam -artık eskisi gibi olmamıza gerek yok- diyen, deli gibi aşık olduğum adam yazdı. evine çağırdı, konuşmak istediği ve ilişkimizi tekrardan gözden geçirmemiz gerektiğini söyledi. yani tekrardan barışmak istediğini belirtti.
gitmedim sevgili günlük -gidemedim.
gitseydim ilişkimiz düzelecekti, mutlu olacaktım ve 7 aydır kokusu burnumda tüten insanla sevişecektim belki de.. yapamadım.
nasıl yapabilirdim ki günlük? daha dün bi adamla o kadar mutlu uyandım ki. nasıl o adama, duygularıma ihanet edebilirdim.
o kadar karmaşığım ki anlatamam sana. kalbim hala onda ve bu akşam onun yanina gidemedim. hissetti ki "başkasi var değil mi?" diye sordu bana. evet var diyemedim..
biliyorum yalancı, kurgucu pisliğin tekiyim.
ama nasil başkasi var diyecektim ki hala onu deli gibi severken.
çok doluyum günlük. kafam, zihnim, kalbim paramparça. ne yapacağım bunun altından nasıl kalkacağım ve kendimle nasıl yüzleşeceğim bilmiyorum.
mutfakla aram iyidir. ama bugüne kadar hiç börek yapmamıştım. şimdi fırında pırasalı ve patatesli iki farklı börek pişiriyorum. karantina farklı arayışlara itiyor insanı.
yaşamak bu değil. bu günlerde yaşadığımı iddia edemem. buna olsa olsa ölmemek denir.

evde durmak, evde sürekli durmak zorunda olmak çok zor şeymiş. engellilerin durumunun zor olduğunu bilirdim ama şimdi çok çok daha iyi biliyorum.

koduğumun çinlileri yüzünden yaşadığımız günlere bak. en sevdiğim mevsimde eve tıkıldım. bir çiçek görüp, sahile inip mutlu olan insandım, elimden aldı mikrobun evlatları.

allah kahretsin ya. nası hayat bu. bu yaz denize giremeyecek miyim?

edit: denize girdim :d
bir kaç gün önce kaldığım evdeki arkadaşla yaşadığım bir takım olaylar neticesinde neredeyse bir gün sokakta kaldım. ellerimde bavul, poşetlerle. yorgunum ve sinirliyim. artık bunaldım iletişimsizlikten, insanlarla uğraşmaktan, anlayışsızlıklardan. berbat bomboş bir staj dönemi bitirdim. bir gram kod yazmadan. bazı şeylerin bu kadar üst üste gelmesi yordu beni. arada sıkıntılar olur her zaman ama umarım böyle üst üste gelmez bir daha. izmir gerçekten güzel bir şehir. istanbul'a geri dönmek gibi bir düşüncem asla yok. umarım işler istediğim gibi gider...
6 aydır iş arıyorum, hiçbir umut yok gibi. bu işsizlik süreci canımı oldukça sikiyor, alanim dışındaki işlerden bile dönüş gelmemesi o kadar canımı sıkıyor ki. kendimi iyice değersiz hissetmeye başladım sanırım.
kalbim hayal kırıklıklarıyla dolu sözlük. ilk defa kendimi kabuğumdan çıkarıp birisi ile görüştüm, evet çok güzel duyguları tattım onunla, iyi ki de onunla aşmışım diyorum kendi engellerimi. ama sanki aramızda ki tüm etkileşim sadece benimle birlikte olmakmış gibi hissediyorum. etkileşimimizden önce 2 ay kadar telefondan konuşmalarımız, buluşmalarımız oldu. çok güzel vakit geçirdim, onunla beraberken çok mutlu idim. o akşamımız da çok güzeldi, tamamen ince ince işledi içime, çok güzel bir kapı açtı bana. ancak sonrasında ne konuşmalarımız eskisi kadar verimli oldu, ne de bir kez görüşebildik. zamanlamalar çok kötü denk geldi ve araya bir boşluk girdi. sanırsam kendisi benim hissettiğim duyguları hissetmiyor ama ben de kendi duygularımı tam olarak anlayamıyorum ki sözlük. gerçekten etkileniyor muyum yoksa ilk defa hissettiğim duygular olduğu için mi birşeyler oldu anlayabilmiş değilim. bildiğim tek bir şey var sözlük o da kalbimin kırık olduğu. bugün söz veriyorum kendime, yarın onunla ciddi bir konuşma yapacağım eğer isterse eve kahve içmeye davet edeceğim , gelmez ise de telefondan. çünkü bu bilinmezlik ve tek taraflı duygular yaşamak bana zarar veriyor sözlük. daha fazla ilerlemeden durdurabilmeyi çok istiyorum. çünkü zaten sonrasında bazı şeyleri yaşayabilmek, baştan başlamak çok zor olacak...
yalnızlıktan geberiyorum artık günlük.
virüs yüzünden tüm sosyal aktivitelerim iptal oldu -iyice de başarıyordum sosyalleşmeyi- bir haftadır evdeyim.

evdeyken yalnızlığım daha çok canımı acıtmaya başladı. okul , iş yoğunluğundan dolayı çok hissettirmiyormuş meğersem.

yeni anladım

mesajını beklediğim kişi bana dönmedi (yine)
ah korona ah onu bu pazartesi buluşmak için ikna edicektim oysaki. bu muhabbet geçsin diye 3-4 gün bekledim fakat o bana , sana sonra yazıcağım dediği şeyi bile yazmadı yedi günde.
üzdü..
daha yazmayacam ona.

kısmet açma büyüsü bilen var mı ? büyü filan yaptırmayı düşünüyorum artık. kafayı yemeye başladım. kendimi yine instagramda çiftlere bakarken yakaladım. ulan biz bir tanesini bulamıyoruz millet polyamory ilişki yaşıyor. hemde kütahyada.

birazdan ağlayarak uyumaya çalışacağım (yine). iyi uykular günlük.
selam sözlük,selam arkadaşlar.hepinize sevgiler :) buraya uğramayalı uzun zaman oldu.buraya yazmayalı ise çok uzun zaman oldu.içimi dökmek istedim sadece.yazdıklarım,biraz dağınık olabilir.bir bütünlük ifade etmeyebilir.bunun için şimdiden affınıza sığınıyorum.direkt konuya gireyim bari.
kapana kısılmış gibi hissediyorum.çok bunaldım yahu.ailemden ve arkadaşlarımdan soğuyorum.gitgide yalnızlaşıyorum.bir süredir işsizim ve maddi olarak kötü durumdayım.hiçbir şey yapmaya hevesim kalmadı.keyif aldığım şeylerden nefret eder oldum.bütün bunların değişmesini istiyorum ama çaba gösterecek gücüm yok.neden yaşadığımı bilmiyorum.en azından kendime zarar verme gibi bir düşüncem yok.bütün bunların düzeleceğine inancım giderek azalıyor.çürüyormuşum gibi geliyor.umarım en yakın zamanda iyi hissedebilirim.
  • /
  • 5