kurduğum hayalleri hak etmiyorum galiba.

fakültede bir adam var, çok tatlı bir herif. ben buna dik dik bakıyorum, o da baktığımı anlayıp bana bakıyor. kafasını çevirmiyor, bazen de o bana bakıyor. ama hiç gelip de "birader ne bakıyorsun?" falan demiyor. ya da "gel sevişelim" falan demiyor. niye böyle oluyor anlamadım. ben de abaza olduğum için dik dik bakmayı kesemiyorum. bakması hoşuma gidiyor.

horluyorum ben. itici bir seviyede horluyorum hatta, kilo verdim sigarayı bıraktım biraz etki gösterdi azaldı ama yine de devam ediyor. bu sıra ailem yanımda iken ameliyat olmayı planlıyorum ama hem korkuyorum hem de 1 ay yatamam evde yeni işlere girmek üzereyim. bilmiyorum sıkıştım kaldım ama bir an önce aradan çıkartmam lazım..

kırdılar kalbimi defalarca, bu yüzden oldum hayattan, bu yüzden bana psikopat dediler..

sugar daddy adama götümün fotoğrafını atarken fark ettim de, benim götüm güzelmiş. hoşuma gitti. ilk kez bir parçam hoşuma gitti bak. kıllı diye sevmiyordum da, kıllı olmasının da bir artısı varmış. biraz zayıflasam güzel olurum ben ya. bi de küpe falan takıp sakal bıraksam güzel olur.

bv bear ile ankara'da pembe hayat kuirfest galasındayız, matmazel coco şov sunuyor ve bayağı eğlenceli. iyi ki gelmişiz. şov bitince köpek diye bir film seyredecekmişiz

ağlamak istiyorum bağıra çağıra ama ağlayamıyorum, bir an önce kıyamet kopsun istediğim zamanlar oluyor, ya da zombiler bassın dünyayı...

hornet vb. yerlede tanıştığım insanların statüsüne dikkat ediyorum yanlış bir davranış olabilir ama kafamda şöyle bir düşünce var misal bir avukatın bir çaycıya göre (örnek olarak çaycı aşağılamak gibi bir düşüncem yoktur) durum ortaya çıkarsa kaybedeceği şeylerin daha fazla olduğunu düşünerek hareket ediyorum ki buda ona güvenme noktasında avukatı ön plana çıkartıyor; bu konuda yanlış yapıyorsam eğer mantıklı bir açıklama ile beni doğru yola yönlendirecek arkadaşlar vardır elbet burda bi el atında sorunu çözelim

aslında inanılmaz mantıklı bir insanımdır. sadece tercih etmiyorum.

kimsenin sevgisine güvenemez oldum. lütfen artık daha doğru insanlar çıksın karşıma..

kızlara açılırken daha az geriliyorum. sağolsunlar açıldıklarımın tepkileri de hep çok tatlı oldu. bir aralar okumuştum burada hiç gay bara gideriz diyen kız arkadaşım olmadı diyen birinin yazısını, ilk açıldığım kız gay bara beraber gideriz bak istersen demişti canım benim. ama dediğim gibi erkeklerde sıkıntı var, uğraşmak lazım üstlerinde çok söyleyecek konuma gelmeden önce.

hayatımdan artık olmayan ya da artık hayatımda başka şekilde bulunan insanlarla gittiğim yerlere bir de tek başıma gidip anıları hatırlayarak üzerinden geçme alışkanlığım var.

sevgili sözlük. bugün neredeyse bütün günü bv bear, pena ve octoberer ile kuirfest'te geçirdik, sonrasında da yemek yedik muhabbet ettik uzun uzun, bir sürü şey konuştuk paylaştık. en sonunda geç oldu, sarıldık, ayrıldık, arabaya bindim eve geldim. arabadan indiğimde o sessizlikte ve karanlıkta bir durdum, derin bir nefes çektim. kendimi harika hissediyordum. etrafımdaki herşey daha bir güzel gelmeye başlamıştı sanki, çok garip. o kadar doyurucu, o kadar keyifli geçmişti ki gün. bir de valla billa psikolojime çok iyi geldi sanırım, bu aralar pek bi bunaldıydım, o güzel insanların arasında rahat rahat ve güle eğlene geçirdiğim bir gün valla psikolojik terapi gibi geldi sanırım. bu sözlüğe gelmiş olmama, bir de bu sözlüğün varolmasına çok sevindim, valla şu an üstümden iki ton yük kalkmış gibi hissediyorum, pek mutluyum. tüm bu durumun oluşmasında yardımcı olan adını bildiğim bilmediğim herkese teşekkür ederim, şükran duyuyorum valla. sözlük olmasa benim durumlar zordu valla. saygılar.

aklımdan geçen "ne kadar sikko konular lan bunlar, insan niye bunları konuşur ki" temelli düşüncelerin hepsini sevgilinle konuşunca "sağlıklı iletişim" temelli ilişkinin en birincil unsurunu yerine getirdiğin gerekçesi ile "mutlu" bir birliktelik yaşıyormuşuz..


hay ben öyle ilişkiye sokayım..

hayatı ne kadar da çekilmez kılıyor bazı insanlar, bazı insanlara...

oooovvv,az önce çok fena pişti oldum.alttaki başlıkta yazdığım entry ve aynı anda yazılmış önceki entry.
(bkz: göbeğini içeri doğru çekerek poz veren insan)

onunla dinlediğim şarkılar hala canımı acıtır durur. bana yaptığı haksızlıklardan sonra onu sevmekten vazgeçmiş olmama rağmen bu şarkıların hissettirdiği acılar dinmiyor. sevgim acıyor turgut.

arkadaş mı kalsak ötesine mi geçsek karar veremediğimiz saçma bir ilişkinin ortasındayım. ikisinde de anlam tam oturmuyor yerine, üstelik hayatımdan çıkarmak istemeyeceğim kadar da alıştım. sen söyle napim sözlük..

arkaplan müziği:

bugün birazcık neşeliyim. biyoenformatik dalında yüksek lisans yapmak istiyordum ve bir tane hoca buldum. yakın bir zamanda bu hocayı arayacağım. umarım hala biyoenformatik ile çalışıyordur. hayat neşem yerime geldi diyebilirim. eskisi gibi hayal kurabiliyorum gibi artık. yine de fazla mutlu olmayayım, her şey boka sarabilir. sınavların bitmesine de çok az kaldı. yine bilgisayar işlerime devam edeceğim. oyunumun bitmesine az kaldı. birkaç tane daha fikir buldum, onları da yapacağım. umarım oyun tutar da artık ben de bi rahat nefes alabilirim. denemeye değer!

yorgunum, uykusuzum, yakında işimden olabilirim, yalnızım. pollyannacılık oynuyorum, o da tek başıma.

amk kesin gay dediğim adam 8 yıllık evli çıktı. bu nasıl gaydar bendeki. neden bu kadar çok yanılıyorum acaba ya? ve işin kötü tarafı ardından cidden çok üzülüyorum. bu da beni yıpratıyor haliyle. kendi iç dünyama iyice çekilesim geliyor. valla sıkıldım.
evli ama çocuk yokmuş dur bakalım. of.