ayı sözlük itiraf

  • /
  • 181
şirketteki adama dolu logo tasarımı yaptım. hiçbirini beğenmedi. hepsi özeldi. adam gitti, internetten bir resim buldu copyright'ı olan. bununla başka bir resim var, onu birleştirebilir misin dedi. ne yapsam acaba? birleştirsem mi? copyright'ı olan bir resmi ben yaptım olarak göstermek istemiyorum. içime sinmiyor başkalarının yaptığı şeyleri kullanmayı. ama kendim de özgün işler çıkarmıştım, beğenmedi işte.
artık kendimden de bıktım insanlardan da.bu ayı sozlukte ki ikinci hesabım ilkinin sifresini unuttuğum icin ki seneler önce almistim hesabimi kullanici adimi bile unuttum.gel gelelim ki hayatim da ne degisti? hicbir sey hala tek yaptigim lanet okula gidip yurduma dönmek müzik dinleyip kitap okumak akşam herkes uyuduktan sonra kalkio duşa girmek en sevdiğim erkeklere bakarak kendimi tatmin etmek.degisen bir sey var mi hayir yok.soyle bi bakiyorum da bugune kadar bir escinsel arkadasim oldu oda twitter da beyaz kılsız götümü kizlarla beraber olamadığı için geylere musallat olan oglancilara servis ettigim hala da kullandigim bir hesaptan tanistigim baska bir oglanciydi.ben onun escinsel oldugunu zannediyordum ama amaci beni kullanip tatmin eetmekmis.gelgelelim ki kendimi o kadar kaptirmisim ki bir gün dogru kişinin beni bulacagina , lanet olsun ki sırf sadece cinsellik icin bile bir insanla birlikte oolamiyorum.ister bu saflik olsun ister karakter sahibi olmak , artik bıktım ve zamanla kabullenmeye başlıyorum.beni tatmin edecek tek şey sanirim 31 cekerken götümü parmaklamak.bida boyle devam edip bir gun benimle toprağa girer.
geçen sene bu zamanlar çok istediğim ve birileriyle tanışmaya çok ihtiyacım olduğu halde, yapılan zirvenin kapısının önüne kadar gidip içeri girememişliğim vardı. kafamda çılgınca korkular yüzünden. tam psikolojik vakaydım. bir sene sonra sözlük zirvesi düzenleyen kişi oldum, taş gibi de zirve yaptık, bir sürü güzel insan geldi, çok da eğlendik. eh bayağı bir gelişme var bende sayılır herhalde. mutluyum. bu sözlük bana çok güzel şeyler kattı.
hem baskasiyla iliskisi var hem aradan yillar gecmis. hala bana yazma curreti var, bastim her yerden engeli. mis. benden sonra baskasini alabiliyorsa zaten bitmistir. kadinlardan tiksiniyorum
kayra şenocak'ın bu kadar tatlı olduğunu bilmiyordum. eski dizilerde çok de şey değildi hani.

6 yıldır yapayalnızım...
bu gün dershanede aynı sınıfta olduğum, hoşlandığım çocuktan bilinçli olarak vazgeçtim. bir şeyler ima ederek sohbetimizi sertçe kestim, üzüldü mü bilmiyorum ama ben uzaklaşmadan hemen önce, sözüm bittiğinde suratı düşmüştü. şu an içimde bir hafifleme var.
çarşamba akşamı aile grubunun en tatlı annesi ile buluştuk, ilk defa başbaşa bir yere oturduk ve bayağı bir dert paylaştık. tabii en çok ben konuştum, bütün durumlarımı, geçmişimi, ilişkilerimi, ailemi herşeyi anlattım. kaç saat oturduk bilmiyorum ama bayağı bir uzun oldu. anlattığım herşeyi ilgi ile dinledi, kendinden örnekler verdi, benim durumlarımla inanılmaz empati yaptı, beni çok iyi anladığını hissettim. anlatırken bazı noktalarda gözyaşlarımı tutamadığım oldu, ama sağlam içimi döktüm. bana "bu anlattıkların beni çok şaşırttı, sen çok bu konuları aşmış bitirmiş gibi duruyordun oysaki" dedi. kendi yaşadıklarını, kendi oğlu ile olan ilişkisinden örnekler verdi, o da bana sorular sordu, beraber çözümleri konuştuk, valla tam terapi gibiydi. bana pek çok güzel şey söyledi bu güzel kadın. sevgilimin fotosunu gösterdim, çok tatlı buldu, en kısa zamanda tanışmak istiyorum dedi. tüm bu konuşmalar bana o kadar iyi geldi ki. ilk defa benden büyük ve anne olan birine bu kadar detaylı, bu kadar dostane bir şekilde hayatımı açık açık anlatabildim, ne nimetmiş anlatamam. iyi ki bu aile grubunu bulmuşum, iyi ki bu güzel insanları tanımışım, çok şanslıyım, ama şansımı da kendim yarattım tabii, o da var.

sanırım gittikçe eşcinselliğimle ilgili korkularımı yeniyorum, rahatlıyorum bu konularda. iyice bu konunun kafamda bir korku unsuru olma özelliğini yitirmeye başladığını farketmeye başladım. bir sonraki aşama olarak en yakın arkadaşıma açılmak kaldı, onu da bugün yarın gerçekleştirebilicem gibi geliyor. yavaş yavaş gelişiyor valla ama azıcık azıcık da olsa yapabiliyorum sanırım. psikiyatrist hanım da bu haftaki görüşmemde mizacım gereği çok kontrollü biri olmamdan dolayı açılma işinin bu kadar zaman aldığını söyledi. benimki de böyle oldu n'apim, doğuştan sülalesi rahat insanlara çok gıpta ettiğimi söylemiştim.

bu arada psikiyatriste de gitmeye devam ediyorum ama o ilk gitmeye başladığım dönemdeki depresif halim, kaygı nöbetlerim, dibe vurmalarım falan tümden geçti sayılır. uzun süredir, haftalardır kendimi gayet iyi hissediyorum. mutluluktan havalara da uçmuyorum belki ama yani stabilim, normallerime döndüm yani. üstelik ilaç falan da kullanmıyorum. psikiyatriste de artık bir kaygı silsilesi soru listesi ile de gitmiyorum, daha rahatım oraya giderken de. ama kaygı durumlarım düşmüş olduğu halde gitmeye ve erişebildiğim tüm psikolojik ve sosyal desteği almaya devam edeceğim, ta ki bu konular hakkında süper rahat bir insana dönüşene dek.
işsiz ve yalnız birisi olduğum için oturdum, e100'den e200'e kadarki olan gıda boyalarının zararlarını araştırdım. aralarından, sentetik olup da en zararsız olanı, hatta neredeyse hiç zararı olmayanı brillant blue. en zararsız organik gıda boyası ise klorofil. hiçbir zararı yokmuş.
onun hakkında o kadar entry giriyorum o bana girmiyor ya (entry olarak fesatlar) cidden üzülüyorum
kendi cinsel içerikli foto ve videolarımı tumblr blogu açıp, orada yayınlayasım var, ama çekiniyorum. depresyonda olmasam yapardım belki de, bilmiyorum. vücudumdan da tiksiniyorum ayrıca.
agresif kişiliğim problemlerim ile birleştiğinde içinde çıkılmaz durumlara girmeme ramak kalıyor.
abim iphone'un videoyu yavaşlatma özelliğini gösterdi. benim ilk düşündüğüm şey, "sperm çıkarken yavaşlatsak nasıl olur acaba" oldu. ne kadar iğrencim.
p olmanın bu kadar zevk vereceğini düşünmemiştim. bunca yıl aktif ol. birisi seni ikna etsin zorlasın ve sen artık o adama sadece pasif olmak iste * bence herkes pasif aslında da. pasif olacagı kişiyi henüz bulamamış
erkek tafrası çekmekten bıktım, hepsinin bir kadından beklentisi aynı kimi en başında belli ediyor kimi daha sinsi ama illaki soğutacak hareketler yapıyorlar. kadınları da insan olarak görmelerine daha zaman var madem ben de ara veririm o zamana kadar.
dün huzur bulmak için aya dua ettim, özel bir gün diye. sonra tabağa hindistan cevizi koyacaktım yemek için. tabağı alamadım yere düştü paramparça oldu. üzerimdeki kötülüğün bu kadar kolay çıkacağını düşünmüyordum. teşekkürler ay. mutluluğumda da oradaydın, mutsuzken de oradasın.
adamın birisi bana "çok seksisin" dedi planetromeo'da. konuşalım falan filan dedi. "fotoğrafını atar mısın ya çok tatlısın" falan dedim. attı. gayet de kültürlü ve seksi birisi. yani benim çok tipim değil ama yine de hiç acımam sevişirim. benim ilk sorduğum soru "fake misin sen?" oldu. * inanamadım çünkü. aya ettiğim dua kabul oldu. tişikkirlir ay.
adama "fake" dedim diye kızdı. yine yalnız kaldım.

ay bir şeyler yap. *
adam tekrar mesaj attı. ay allah belanı versin. (şaka) (seviyorum seni çok)
itiraf ediyorum boşu boşuna mücadele veriyorum çok net farkındayım adamın resmen sikimde değilsin havası hala devam ediyor... galiba sadece takılıyoruz gerçi takılıyor muyuz onu bile bilmiyorum... güzel bir cümle beklerken gelen soğuk bir mesaj oluyor hayırlısı dicem ama vakti zamanında çok üzdüm tabi onu. o da böyle intikam alıyor demek ki... neyse iyi geceler sözlük... bankacı is offline....
  • /
  • 181