ayı sözlük itiraf
hem baskasiyla iliskisi var hem aradan yillar gecmis. hala bana yazma curreti var, bastim her yerden engeli. mis. benden sonra baskasini alabiliyorsa zaten bitmistir. kadinlardan tiksiniyorum
kayra şenocak'ın bu kadar tatlı olduğunu bilmiyordum. eski dizilerde çok de şey değildi hani.

bu gün dershanede aynı sınıfta olduğum, hoşlandığım çocuktan bilinçli olarak vazgeçtim. bir şeyler ima ederek sohbetimizi sertçe kestim, üzüldü mü bilmiyorum ama ben uzaklaşmadan hemen önce, sözüm bittiğinde suratı düşmüştü. şu an içimde bir hafifleme var.
çarşamba akşamı aile grubunun en tatlı annesi ile buluştuk, ilk defa başbaşa bir yere oturduk ve bayağı bir dert paylaştık. tabii en çok ben konuştum, bütün durumlarımı, geçmişimi, ilişkilerimi, ailemi herşeyi anlattım. kaç saat oturduk bilmiyorum ama bayağı bir uzun oldu. anlattığım herşeyi ilgi ile dinledi, kendinden örnekler verdi, benim durumlarımla inanılmaz empati yaptı, beni çok iyi anladığını hissettim. anlatırken bazı noktalarda gözyaşlarımı tutamadığım oldu, ama sağlam içimi döktüm. bana "bu anlattıkların beni çok şaşırttı, sen çok bu konuları aşmış bitirmiş gibi duruyordun oysaki" dedi. kendi yaşadıklarını, kendi oğlu ile olan ilişkisinden örnekler verdi, o da bana sorular sordu, beraber çözümleri konuştuk, valla tam terapi gibiydi. bana pek çok güzel şey söyledi bu güzel kadın. sevgilimin fotosunu gösterdim, çok tatlı buldu, en kısa zamanda tanışmak istiyorum dedi. tüm bu konuşmalar bana o kadar iyi geldi ki. ilk defa benden büyük ve anne olan birine bu kadar detaylı, bu kadar dostane bir şekilde hayatımı açık açık anlatabildim, ne nimetmiş anlatamam. iyi ki bu aile grubunu bulmuşum, iyi ki bu güzel insanları tanımışım, çok şanslıyım, ama şansımı da kendim yarattım tabii, o da var.
sanırım gittikçe eşcinselliğimle ilgili korkularımı yeniyorum, rahatlıyorum bu konularda. iyice bu konunun kafamda bir korku unsuru olma özelliğini yitirmeye başladığını farketmeye başladım. bir sonraki aşama olarak en yakın arkadaşıma açılmak kaldı, onu da bugün yarın gerçekleştirebilicem gibi geliyor. yavaş yavaş gelişiyor valla ama azıcık azıcık da olsa yapabiliyorum sanırım. psikiyatrist hanım da bu haftaki görüşmemde mizacım gereği çok kontrollü biri olmamdan dolayı açılma işinin bu kadar zaman aldığını söyledi. benimki de böyle oldu n'apim, doğuştan sülalesi rahat insanlara çok gıpta ettiğimi söylemiştim.
bu arada psikiyatriste de gitmeye devam ediyorum ama o ilk gitmeye başladığım dönemdeki depresif halim, kaygı nöbetlerim, dibe vurmalarım falan tümden geçti sayılır. uzun süredir, haftalardır kendimi gayet iyi hissediyorum. mutluluktan havalara da uçmuyorum belki ama yani stabilim, normallerime döndüm yani. üstelik ilaç falan da kullanmıyorum. psikiyatriste de artık bir kaygı silsilesi soru listesi ile de gitmiyorum, daha rahatım oraya giderken de. ama kaygı durumlarım düşmüş olduğu halde gitmeye ve erişebildiğim tüm psikolojik ve sosyal desteği almaya devam edeceğim, ta ki bu konular hakkında süper rahat bir insana dönüşene dek.
işsiz ve yalnız birisi olduğum için oturdum, e100'den e200'e kadarki olan gıda boyalarının zararlarını araştırdım. aralarından, sentetik olup da en zararsız olanı, hatta neredeyse hiç zararı olmayanı
brillant blue. en zararsız organik gıda boyası ise
klorofil. hiçbir zararı yokmuş.
onun hakkında o kadar entry giriyorum o bana girmiyor ya (entry olarak fesatlar) cidden üzülüyorum
kendi cinsel içerikli foto ve videolarımı tumblr blogu açıp, orada yayınlayasım var, ama çekiniyorum. depresyonda olmasam yapardım belki de, bilmiyorum. vücudumdan da tiksiniyorum ayrıca.
agresif kişiliğim problemlerim ile birleştiğinde içinde çıkılmaz durumlara girmeme ramak kalıyor.
abim iphone'un videoyu yavaşlatma özelliğini gösterdi. benim ilk düşündüğüm şey, "sperm çıkarken yavaşlatsak nasıl olur acaba" oldu. ne kadar iğrencim.
p olmanın bu kadar zevk vereceğini düşünmemiştim. bunca yıl aktif ol. birisi seni ikna etsin zorlasın ve sen artık o adama sadece pasif olmak iste
* bence herkes pasif aslında da. pasif olacagı kişiyi henüz bulamamış
erkek tafrası çekmekten bıktım, hepsinin bir kadından beklentisi aynı kimi en başında belli ediyor kimi daha sinsi ama illaki soğutacak hareketler yapıyorlar. kadınları da insan olarak görmelerine daha zaman var madem ben de ara veririm o zamana kadar.
dün huzur bulmak için aya dua ettim, özel bir gün diye. sonra tabağa hindistan cevizi koyacaktım yemek için. tabağı alamadım yere düştü paramparça oldu. üzerimdeki kötülüğün bu kadar kolay çıkacağını düşünmüyordum. teşekkürler ay. mutluluğumda da oradaydın, mutsuzken de oradasın.
adamın birisi bana "çok seksisin" dedi planetromeo'da. konuşalım falan filan dedi. "fotoğrafını atar mısın ya çok tatlısın" falan dedim. attı. gayet de kültürlü ve seksi birisi. yani benim çok tipim değil ama yine de hiç acımam sevişirim. benim ilk sorduğum soru "fake misin sen?" oldu.
* inanamadım çünkü. aya ettiğim dua kabul oldu. tişikkirlir ay.
adama "fake" dedim diye kızdı. yine yalnız kaldım.
ay bir şeyler yap.
*
adam tekrar mesaj attı. ay allah belanı versin. (şaka) (seviyorum seni çok)
itiraf ediyorum boşu boşuna mücadele veriyorum çok net farkındayım adamın resmen sikimde değilsin havası hala devam ediyor... galiba sadece takılıyoruz gerçi takılıyor muyuz onu bile bilmiyorum... güzel bir cümle beklerken gelen soğuk bir mesaj oluyor hayırlısı dicem ama vakti zamanında çok üzdüm tabi onu. o da böyle intikam alıyor demek ki... neyse iyi geceler sözlük... bankacı is offline....
ayı sözlük asdi özel ödülünü sözlüğün en psikopatı dalında aday gösterilerek almıştım. ilk zamanlar bu ödüle hep itiraz etsem de bugün gergin bir şekilde bankada sıra beklerken ödülü verenlere hak verdim.
not: eksileyen arkadaşım daha karpuz kesecektik.
tam üç antidepresan atıp haftayı sindirmelik gün.
çok konuşuyorum. ve kendimi durduramıyorum. bazen kendime bile çenem tutulsun diyorum..