ayı sözlük itiraf

  • /
  • 181
grip olduğum halde bütün akrabarla bayramda sarılıp öpüştüm.aslında onları korumak adına yapmamalıyım ama herkese teker teker gribim diye açıklamak zoruma gitti.birazcık vicdan yaptım sanırım
cartman'a üzüldüğümü itiraf ediyorum
bayadır bunları dışa vurmak istiyordum ama benden daha ciddi kaygıları olanlar varsa ''peh!'' diyip arada çokluk yapmasın dedim. kafamda yine bir sürü şey dönüyor.

2 haftadan beri 7 yıllık arkadaşımla konuşmuyoruz. zaten son 1,5 yılda o eski samimiyetimiz kalmamıştı, o çok az denese de ben kötü zamanlarımda yalnız olmaktan ve kendi problemlerine bakınca onun gereksiz mızmızlanmalarından bıktığımdan o ilk 3-4 yılki şeyimizi kaybettik. arada ayıp ettiği 3-4 durum da oldu bu son 1,5 yılda, ben de bu tarz şeylere gerçekten bozulan birisi olduğumdan bunlar da etkiledi tabi. yazın sonundan beri biraz daha iyiydi iletişimimiz, neyse. son zamanlarda küçük arkadaş grubumuzda olan ve benim de iyi çocuk diyebileceğim bir arkadaşımızla flörtleşmeleri olmuş, hemen geldi anlattı. tabi odun olduğu için arkadaşım bir tık yok, çocukda da öyle. her ne kadar bu sezon gerçekten hiçkimseye iyilik yapmadan, kendi başıma, yoluma bakıcam dediysem de onu öyle uzun zamandır böyle teşvik olmuş görünce dedim ''cts akşamı bi şey ayarlayın ben de erosluğumu yapayım'' diye. zaten o akşam sözde çok yakın arkadaşımın doğumgünü için dışarı çıkacağım. o haftada hem okulun başlaması, hem benim hiç dinlenmemem ve sporda belimi inciltmemle pek havamda değilim. cumartesiye kadar biraz toparladım çıktım. yemek desen inanılmaz saçma geçti, ben sırf arkadaşlık görevimi yerine getirmek için gittim. daha sonra da bu 7 yıllık arkadaşımın işini halledeyim diye yazdım ''neredesin?'' diye, bana böyle ''abi bilmiyorum'' demeler. aynı semtteyiz ve gerçekten yön duygum hiç yoktur,diyorum nereden nasıl geleyim hala ''haha'', ''bu grup çok karışık bu iş olmayacak'' galiba falan diye konuştu kendisi. ben her ne kadar sakin olmaya çalışsam da hakikaten sinirlendim ama küfretmemek ve olayı büyük bir dramaya çevirmemek için ''ben noktamı anlatamıyorum galiba. gerçekten kibar olamayacağım ben eve gidiyorum iyi geceler'' diyip gittim. açıkcası benden beklenmeyen bir performanstı zira dramaya bayılırım içten içe. taksi beklerken iyice sinirimden şiştim şiştim durdum ki huyum değildir aslında çabuk parlayan biri olarak. birkaç önceki itirafımda da dediğim gibi birçok anlamda törpülendim, duyarsız demeyeyim ama hissiz oldum gibi bi şey. neyse zaten haksız olduğumu düşünmediğimden hiç iletişime geçmedim, benim bir ayıbım da yok. arkadaşıma da kızgındım dedim bundan sonra sohbet, muhabbet görüşürüm kimsenin özeline vs inmem diye. birkaç gün sonra spora gittim, onu gördüm uzaktan. o da beni gördü sanırım ama göz göze gelme vs olmadı, gizli bakışlar vs. 2 kere yanımdan geçti ve bir kere bi şey demedi- yazmadı. ondan beridir de hiçbir iletişimimiz yok. şimdi böyle anlattım benim burada kızdığım-bozulduğum nokta konuşmamamız değil onun bu tavrı. ben elimden geleni o şartlar altında en iyisini yapmaya çalışmışım bir arkadaş olarak ama kendisinde ayrı bir odunluk, benim bu tavırda olmam gerekirken kendisi de aynı tavırda. hiç de gidip bir şey demedim üstüne zira hayatında her şey tıkırında giderken süreklü mızıklanan, mutsuz bir insan olduğundan çevresindeki birçok insanı saçma sebeplerle kendisi uzaklaştırdı zaten. şu olay 2-3 yıl önce olsa gerçekten üzülür ve istemesem de arkadaşlığımız için çabalardım ama son 1,5 yıl ve bazı şeylerin farkına varmamla açıkcası benim de çok umrumda değil. olsa olur, olmazsa olmaz.

kendimi hiçbir zaman romantik olarak görmedim ama ne bileyim hep bir ''o'' kişi muhabbetine inandım. kötü bir insan olmadım, hatta birçok kişi tavırlarıma, tepkilerime rağmen iyi olduğumu söyler. ben sadece kendimi böyle adlandırmasam da gerçekçiyim. yani bir olay, konu hakkında iyi yönü de bassa ayrıca kötü yönlerini de hep dikkate alırım. çünkü sonradan pişmanlık, keşkeler falan fayda etmez. neyse, böyle bir insan olduğum için de ''çok başarılı değilim, çok yakışıklı değilim, çok zeki değilim ama herhalde aşk konusunda şansım yaver gidecek.''. gitmedi. bunun sadece out olmamakla alakası olduğunu düşünmüyorum, sanırım benim aşırı olmasa da planlı olmam ve bazı şeylere fazla anlam yüklemem, beklenti içinde olmamdan olsa gerek bu hayal kırıklığı. bana kalsa o gelicek beni bulacak sonra la vita è bella dolce vita. bi de allahın belası looking'i izledim iyice bi sinirim bozuldu. ama işte ne yazık ki hayatta her şey olmuyor. sevişgen sitelerden sevgili bulunacağına, barda tanıştığınız adamdan da pek bir şey olmayacağına inanıyorum. sonra diyorum ki eee o zaman bu insanlar nasıl tanışıyor? hetero olsak bir nebze arkadaş ortamıydı vs diyeceğim ama zaten herkeste ayrı bir ego, manevi ( ya da genelde maddi) beklentiler falan ne bileyim bana bu mutluluk resmi yok geliyor. en azından burada, türkiye'de. bu konuda da bende zaten olacaksa epik bir şey olacak diye 16 yaşındaki ergen kızlar gibi anlam yüklediğimden, pek bir şey olmuyor. 1-2 hiçbir anlama gelmeyen, benim kendi kendime bi şeyler olduğum olay oldu ki zaten çıkmaz sokak o konuda. birini epey önce anlatmıştım (bkz:#182904). diğeri de burada bir yazardan etkilendim, daha doğrusu etkilenmek bile değil ama bi bi şey oldu. hiç böyle kezbanlıklarım yoktur, hatta şu zamana kadar bunu bile dile getirmemiştim. bu üstte yakındığım arkadaşım deyimimizle erkeğin ''beynine'' aşık olurdu, gerçekten. benim için ise ilk başta açıkcası o kimyanın tutması yeterliydi her anlamda. böyle derken sonra bu ufacık tefecik ondan etkilendim. ne öyle bir platonik, ne bi şey. sadece böyle bi minik his. zaten atılgan biri de değilimdir, hele de buraya ''koli'' kesmeye, sevdili yapmaya vs gelen tipleri de anlamadığım ve eleştirdiğimden akışına bıraktım. tabi ki bir şey olmadı, sanırım olmazdı da büyük resme baktığımızda herkesin aradığı şey, karakteri vs farklı. kolay kapılan biri değilimdir ama kendisini online görünce bi heyecanladığım zamanlar da oldu. her şeyde dediğim gibi olacağı varsa olur dedim zamana bıraktım, epeydir de görmedim. son 1,5 yıl ve özellikle 6 ayda bu yalnızlık vb konular üzerine fazla düşününce sanırım bi renk, bi motivasyon istedim saçma sapan bir şeye anlam yükledim. zaten bi şey de olmadı, daha çok takdir etmekti o duygu galiba.

son 1,5 haftadır da üzerimde bir isteksizlik var. bu üşengeçlik ya da genelki depresif havamdan da değil. bu sezona çok daha odaklanmış, kendime yönelmiş başlamışken geçen hafta çarşambadan beri ve bu hafta da süregelen içimde hiçbir şey yapmama hissiyatı ama ne yapmak istediğimi de bilmeme, bir gönülsüzlük hali var üzerimde. normal mutsuz, depresif halimle bile gün içerisindeki okul, spor vb işlerimi zor da olsa hallebilirken son 10 gündür baya bi isteksizim. hani bıraksalar bi yere öyle şuursuzca dururum herhalde hiçbir şey yapmadan. bunun da üstteki şeylerle alakası olduğunu düşünmüyorum pek, öyle olsa kendi kendime bi ''ayağa kalk!'' kafasına girerdim. gerçekten kötü geçen 2 yaza rağmen kendi kendimi yerden kaldırmayı, kendimin en iyi arkadaşı olup devam etmeyi ve yola tek devam etmenin sorun olmadığını öğrendim ama bu son 10 günkü ruh hali bitirdi beni. okuldaki son senem, verilecek kilolar, master başvuruları, kurslar, staj ayarlamaları vs kafamda dönen ve gerçekten asılmam gereken engeller varken bu halim yüzünden yine başarısızlığa, daha da büyük çöküşe gireceğim gibi geliyor uzaktan uzaktan. bir kere çok zor da olsa kalktım, ikinci kez yine de kalktım ama kurbağa 2 sıçrarmış 3.de kapana kısılırmış derler. üçüncü düşüşte kalkabilir/lecek miyim hiç bilmiyorum.
wuhuuu cartmanın sınır tanımaz küfürleriyle tanıştım bugün
madem kapanıyorsun sözlük, o zaman son itirafımı yapayım en çok başlık sendin itiraf başlığı.
o kadar kırgınım ki sözlük. içim o kadar dolu ki. olan bana oldu. kimse bilmiyor. uzaktan konuşmak çok kolay. zaten takıntılı bir insanım. zaten kimseye güvenemiyorum. beni haklı çıkardılar sözlük. bu haklılığımdan dolayı hiç mutlu değilim. ama pes etmeyeceğim. şu an hissiz olabilirim. ama önce öfkemi yeneceğim. sonra sevmeyi yeniden öğreneceğim.
sanırım her zamankindan daha da mutsuzum. okuldan bir arkadaşım kendi kendine yaşattığı saçma sapan ilişki dramaları anlatırken bana kendimin de uzunca bir süredir sorduğu soruyu sordu ''neden yalnızsın?''. demesi kolay, tezgahtan domates seçmiyorsun ki, her şey istemekle olmuyor en başında ve dahası, en önemlisi, olacaksa oluyor ne yazık ki. o yüzden ben beklemekten vazgeçtim-bıktım. sadece minumum düzeyde insani ihtiyaçlarımı gideriyorum: çevremde inanmadığım, artık pek de önemsemediğim insanlarla sahte gülümsemeler, kaçamak cevaplar, ''iyiyim'' demeler ile günü kotarıyorum. tam da yine dibe vurdum derken her zamanki gibi bir alt kat daha bulmayı başarıyorum. hissizleştim diyip yine de insanlığımı kaybetmemişten artık gerçekten hissizleşmeye, umursamamaya başlıyorum ciddi ciddi.

hala cankan dinliyorum ara ara. seviyorum ya.
sevgilim biseksüellerden nefret ettiğini söylediğinden beri ona biseksüel olduğumu söylemeye korkuyorum.
bugün, spor salonunda tanıştığım subay çok feci birşeydi yaw.
yüz güzelliği, göz güzelliği, göt güzelliği, vücut ve bacak mükemmelliği yetmezmiş gibi, bir de ses, zarafet ve konuşma güzelliği birarada! yuh artık!
ne yazık ki, birkaç haftalığına mersin'de geçici görevdeymiş, haftaya istanbul'a dönecekmiş; ya da beni öyle kandırdı ayaküstü bilemiyorum.
istanbul'da yaşayan yazarlarımız ne kadar şanslılar!
itiraf ediyorum ayi gibiyim. ama ayi miyim degil miyim henuz cozemedim.
aşık oldum. platonik olarak tabi. sapık gibi aradım taradım buldum. bakışlarını yanlış anlamadıysam eğer ona attığım adıma karşılık o da bana adım atacaktır. onun hakkında bilgi sahibiyim. gay olduğu kesin. ama bana bakar mı bilemem. belki de sadece radarına takıldım. ama anlamadığım şey birkaç hafta önce baktı zaten anladıysan anladın yani. dün niye dönüp dönüp baktın? ben adımımı attım. bekliyorum. dua ediyorum onun için. benim olduğunda ona daha önce hiç yaşamadığı şeyleri yaşatacağım. birlikte çok büyük adımlar atacağız. o sevimli yüzünü yerim! benim olacaksın! benim benim benim!

(bkz: olamadı)
hayatım ne kadar kalabalık olursa olsun, geçmişte yaşanılan şeylerin muhatabı olan herkes hala selam veriyor olsa da, her gün yeni biriyle tanışma fırsatım olsa da bir gece bomboş sokağın kaldırımda yapayalnız ölecekmişim gibi geliyor.
vajina dediğin herkeste aynı sözlük ama beyin öyle değil. beyinlere aşık olunuyor daha çok ve her mutluluk kısa metrajlı oluyor.
bizim menzilimizde bu sanırım, bir gün, bir yerde yalnız ölmek.
okulda gözüme kestirdiğim yakışıklı mı yakışıklı taş mı taş biri var.6.hissime güvenerek bir şeyler yapmak istiyorum,bazen bilerek fazla derecede onu kesiyorum arka arkaya rahat 10 defa falan göz göze gelmişizdir.pazartesiden beri her gördüğümde ben ona bakıyorum bir süre sonra farkediyor beni yanımdan geçerken falan o da bana bakmaya başlıyor,arkadaşlarıyla konuşurken arada bakıyor.umarım hetero değildir yoksa çok kötü bir duruma düşebilirim sözlük.
itiraf ediyorum; çok boğazıma düşkünüm canımın çektiğini düşünmeden almak uğruna çapulcu gibi gezmeyi göze alabiliyorum.
en az 19 erkekle ot karşılığı birlikte olmuş ve muhtemelen hetero olan bi kızla sürekli kesişiyorum ve eski sevgilimi arada sırada rüyalarımda görüyorum. artık birilerine söylemesem çatlardım, teşekkürler sözlük..
kendimden 10 yaş büyük birinden ilginç şekilde çok hoşlanıyorum sözlük. onunsa gözünün beni görmediğinden eminim.

okuldaki iki çocuğu haremime almak istiyorum sozluk
  • /
  • 181