hiciv yeteneğine hayranım:
"bir gün bu memleketin yanağına öpücük, başucuna da bir not bırakıp gideceğim: öyle güzel uyuyordun ki uyandırmaya kıyamadım!"
sevişirken yılan bile dokunmaz
tapınmakta aşktan saygın olamaz
sevda üzre yıldırım olsa çarpmaz
istiyorsan uzak kalmak ölümden
hep aşk üzre olmalısın a canım
ki ölüm de sevişirken kıyamaz
diyerek aşkın ne kadar kutsal bir şey olduğunu beynimize kazıyan büyük üstat. üzerine yıldızlar yağsın diyecem ama biliyorum ki şimdi üzerinde koşan ve oyunlar oynayan çocuklarıyla zaten çok mutludur.
adi gibi "aziz" dir. okurum, okuturum. bendeki kitaplarını vermem kimseye "baak aziz nesinin bu kitabını okudunmu?" derim özendiririm... isteyen olursa yenisin aldırıırm yada alır hediye ederim. çünkü her eserden telif hakkı olarak nesin vakfına ödeme gider. böylece belki bir çocuk daha talihsizliğini yener.
- eşsiz büyük düşünür, büyük edebiyat adamı ve ulu heccav!
- kara mizahın efendisi!
- ülkenin zeki çocuklarına hizmet veren nesin vakfı'nın kurucusu!
- ebedi isyanın ve onurlu aydın duruşunun kadim temsilcisi! *
bin kişinin lincinden ölmeyen ama ülkenin düştüğü durumun kahrından ölen büyük yazar, düşünür, ülkenin gündemini mizah yoluyla lafı tam gediğine koyarak yazan yazar. güldürürken düşündürmek diye bir şey varsa, işte onun üstadı aziz nesin'dir. sivas'taydım 10 yaşındaydım madımak oteli katliamında, aziz nesin'i bizim üniversite hastanesine getiriyorlardı, arkasında bin kişilik yobaz grubu, o yobazlar durdurulmasaydı şu an burda bu satırları yazan bir yazar olmaycaktı belki. aziz nesin ülke sorunlarını en iyi gözlemleyen ve müthiş tespitler yapan, gerçekten vatansever bir adamdı. bu topraklarda cahil cühela aptal saptal insanları görmek istememesi doğal değil mi? öyle bir adamın sonu böyle olmamalıydı. nurlarda yatsın, ölürken bile fark yarattı, inançsız olduğunu her fırsatta tekrarlayan ve imamlı namazlı bir tören istemediğini söyleyen aziz nesin, kurduğu vakfın bahçesinde bilinmeyen bir yere gömülerek bu isteğine kavuştu.
bugün eski kitaplarımı karıştırırken, denk geldiğim, bu memlekete 5 beden birden büyük gelmiş aydın. sırf doğru konuştuğu için baltalanmaya maruz kalmış yazar..ben kendisinin kitaplarıyla ortaokul zamanlarında tanışmıştım...
keşke kendisinden ders falan alabilme şansına sahip olabilseydim,eminim şimdi yaşasaydı eşcinsel konusuna bile el atardı büyük bir cesaretle...
zaman zaman çocukluğumdaki memleketin aydınlarını çok özlüyorum...
düşünsenize bir zamanlar aydınları yakmaya çalışanların avukatlığını yapan,şu an meclis koridorlarında vekil ünvanıyla dolaşabiliyor..
bazı olacak kötü şeyleri önceden görebilmenin verdiği yalnızlık büyük olmalı,insan bu yüzden delirebilir rahatlıkla...düşünsenize bir yerde yangın olduğunu görüp,haykırdığınız halde buna kimsenin inanmaması...
ben olsam delirirdim,kaldıramazdım şahsen...sırf büyük bir sabırla,mizah katarak anlatması bile nesin'e saygı duymaya yeter...
biliyorum ateistsin ama benim inanışıma göre de bunu söylemek adettir: toprağın bol olsun hocam...