babanız hakkındaki acı gerçekler

30 yıl sonra duyduğum olaydır.

bir hava kuvvetleri sıkı yönetim komutanı babamın çocukluk kankasıydı. birlikte büyümüşler, pilotluk sınavına birlikte girmişler. babannem, babama fazla yedirdiği için sınavda babam kusmuş; pilot olma şansını böylece yitirmiş.

adı geçen abi, ben çocukken babamın ofisine gelmişti -ki, o zamanlar komutandı- demişti ki: "ben ...ların evine gittiğimde karnım doyardı..."

sonra bir gün, teyzem -gerçekten istemeden- bir laf etti: meğer babamla bu komutan arasında bir dedikodu çıkmış yıllar önce...

bu "şaiayı" duyduğumda gay değildim. inandım hemen. gaydar yanım o zaman da vardı belki de... ancak çok acı gelmişti.

şimdi ise seni anlıyorum baba...
ne olursa olsun eninde sonunda olacağın adam odur
6-7 yaşlarına gelene kadar babamı çok ilginç, çok başarılı, her şeyin en iyisini bilen/yapan bir adam zannediyordum. değilmiş. hayatı boyunca çok az çalışmış, 4 kez üreyerek gösterdiği evrimsel başarısı dışında pek bir şey başarmamış biri.

onun süpermen olmadığını farkettiğim dönemi çok iyi hatırlıyorum. 1. sınıfta bir form vermişlerdi, ailemizle ilgili bazı bilgileri doldurmamız gerekiyordu. annem o zamanlar bir otelde resepsiyonda çalışıyordu, iş yerini, kaçta işe gittiğini, kaçta geldiğini, görevinin neleri kapsadığını biliyordum. daha sonra babamla ilgili yerleri doldurmam gerekti, boş boş baktım sayfaya. eve gidip babama ne iş yaptığını sordum, cevabı: serbest meslek. algılayamamıştım ilk başta, sonraki bir sene içinde çözdüm her şeyi. babam eşek kadar olmasına rağmen baba parası yiyerek, onların evinde yaşamayı sürdüren biriymiş. *

geçici pek çok işi denemiş, hiçbirinde tutunamamış. çalışmamasının yanı sıra, eve giren tüm paralar * kendininmiş gibi davranıyor. şu an 52 yaşında, hala 17 yaşında biri gibi yaşıyor. 4 kardeşiz, hiçbirimizi tam olarak tanıdığı söylenemez.

seviyorum onu, babam sonuçta. iyi niyetli bir de, biliyorum. son yıllarda * benimle daha çok ilgilenmeye, tanımaya çalışmaya başladı.

ben hırslı sayılabilecek, kendine her zaman yüksek hedefler koyan biriyim, babamın hayatının böyle geçmiş olmasıyla yüzleşmek kolay olmadı.
kanser olduğunu öğrenmem ve 4 ay sonra vefatı. sanırım acı olan tek gerçek babanın ölmesi.
torununun olmayacak olması.
tam bir zampara olması.
beni olduğum halimle asla kabullenemeyecek olması ve asla doktor olmamı istememesi
insanların yardımlarını asla kabullenmemesi
selam.verince.borçlu çıkılan bir insan olunmasi
affedersiniz ama sosyal özurlunun ve muhafazakarın biri olmasi
bilmem anlatabildim mi?
annemle seks yapıyor olması yetmez mi?*
içki içemiyor olması. hasta olduğu için.
gerçek olanı değil beklentileriyle yarattığı bir erkek çocuğunu seviyor olması, hayat görüşlerimizin farklı olduğunu bir türlü anlayamayip beni küçücük bir dünya olarak gördüğüm bir düzenin içine sokmaya zorladikca dunyalarimizin birbirinden uzaklastigini farkedememesi. yine de verdiğin emekleri ve bana değil yarattığın o erkek çocuk imajına da olsa gösterdiğin sevgi, şevkat ve değeri hissediyorum. ben üstüme alınmam gerekenleri alınıyorum, gerisi mühim değil. seni anlıyorum, seni seviyorum ve seni affediyorum baba.
pamuk gibi insandır babam. kolay kolay sinirlenmez, aşırı anlayışlıdır. hep beraber aktivite yapmayı sever, hiç bencillikleri yoktur.
oğlunu istediği hayatı yaşasın diye büyütmüştür bla bla bla.

yalanı bile yazılmıyor. yalanın yalanı olur ya bu da onlardan işte.
10 yaşımdan beri kendisiyle doğru düzgün görüşüp konuşmuyoruz. o zamanlar sevinmiştim gittiğine. bütün sorunlar bitmiş gibiydi. ama daha sonra babamın değil, bir babanın eksikliğini hissettim. hâlâ da hissederim. ileride geçer mi bilemiyorum. eksiklik geçse bile ona olan nefretim asla dinmeyecek. yaptıklarını unutmayacağım ve ömür boyu tiksinerek hatırlayacağım.

acı gerçekler kısmı onun hakkında olmadı pek. o zaman şunu yazayım: çorapların pis kokardı.
  • /
  • 2