babanız hakkındaki acı gerçekler

siz ona saygı duyar, güvenir, seversiniz. o, ananızı siker.
siz ona saygı duyar, güvenir, seversiniz. o sizi her fırsatta herkesin yanında rezil etmeye bayılır.
msn loglarını yakalamam ve karının tekiyle aşk meşk seks konuşması. 2 ay ters gittim konuşmadım. ne söylerse ters cevap verdim. resmen sinirden kendi kendimi sikecektim. kadın evli bu arada. benim arkadaşımla kadının oğlu aynı yerde çalışıyordu. faceden kadını buldum. tabii ki bi şey yapmadım. kadının kocası da taş gibi adam. tam bir ayı. ne diyorum ben ya. bu kadar işte.
10 yaşımdan beri kendisiyle doğru düzgün görüşüp konuşmuyoruz. o zamanlar sevinmiştim gittiğine. bütün sorunlar bitmiş gibiydi. ama daha sonra babamın değil, bir babanın eksikliğini hissettim. hâlâ da hissederim. ileride geçer mi bilemiyorum. eksiklik geçse bile ona olan nefretim asla dinmeyecek. yaptıklarını unutmayacağım ve ömür boyu tiksinerek hatırlayacağım.

acı gerçekler kısmı onun hakkında olmadı pek. o zaman şunu yazayım: çorapların pis kokardı.
hayatımda böyle boku kokan adam görmedim. hacı girmesin o tuvalete yeminle tuvalet değil ev değil tüm apartman kokuyor.
babalarımız baba olduğunda çok gençlerdi ve tecrübesizlerdi. rol modelleri de çok farklı değildi. hatalar yaptılar. toplumun yapısı, ailelerimizin yapısı birleşince değişik baskılar yaşattılar. bizde kızdık onlara. ama biz büyüdük onlarda büyüdü. zaman değişti. hayat değişti. artık anlıyorum ki çocukken hatta gençken yaşanan çekişmeler hep çaresizlikten. adam bilmiyor ne yapabileceğini. çoktan barıştım kendi içimde hem kendimle hem babamla. canım babam, her durumda yanımda ki zaten düşününce hep yanımdaydı aslında. bilmem belki de baba olunca onun yaşadığı endişeleri ben de yaşadığım için daha iyi anlayabiliyorum. canım babam. seni çok seviyorum. *
sizi çok seviyor olduğu ve buna rağmen sizin onu sevmiyor olmanızdır.
çoğu eşcinsel bireylerin anlayamayacağı bir duygu olacağı için*, ne yaşarlarsa ve yaşatsalar da hiç bir zaman anlayamayacağız gühun empatiden yoksun gerçekleri.

bu gerçekleri belki de algılayamayacağın yaşta olacağınızdan sonradan idrak ediyor ve yüzünüze bir bir çarpıyor. çok geç kalmış olsanızda "keşkelere" dönüyor o derin iç çekişlerinizin altında yatan "acı gerçekler"

-bir kahveye gidip onunla karşılıklı çay içerek maç izleyemediyseniz..
-rakı kadehinizi her dolduruşunuzda, yandan uzatılan diğer kadehin onun olmasını istediyseniz..
-kep töreninde; adınız söylenirken platforma çıktığınızda size bakan gözlerin içinde onu arıyorsanız..
-her attığınız adımın ardında "acaba babam ne düşünürdü?", "bana ne derdi?" diye sorular soruyorsanız kendinize..
-yaşınız önündeki rakamlar arttıkça hayatın daha da güç geldiğini, bazen düşünme yetinizi kaybettiğinizde, isyan ettiğinizde; "keşke babam olsaydı o bana yol gösterirdi" derlere dönüşüyorsa.
-yürüdüğünüz parkurda tökeyleyip dizlerinin üzerine düştüğünde yaralara aldırmaksızın ayağa kalkarken; "babam olsaydı daha güçlü olurdum"lara dönüşüyorsa cümleleriniz.
-konuştuğunuz cümlelerinin gizli öznelerinde "baba" kelimesini kullanmaktan kaçınıyorsanız..
-birileri sizi ona benzetiyor bunun içinizi acıttığını zerre belli edemiyorsanız..
-ölümün ne gaddar birşey olduğunu hayatın süprizleri arasında kahkahalar atıyorken bile unutturabiliyorsa..
-varken kıymetini bilemediğin, yokken; o güçlü çınar seni halen daha ayakta tutabilme gücünü veriyorsa..
-onüç yaşında bırakıp gittiği çocuğu halen daha bunları unutamamış, aynaya her baktığında silüetinde onu gerçekten görmeye başlamışsa.

o küçük çocuk için ne büyük bir acıdır bu.

ne olursa olsun ne yaparsa yapsin baba babadir o olmasaydi sen bir hictin. 15 16 17 yasindaki ergenler babalarını kötülerler.
kanser olduğunu öğrenmem ve 4 ay sonra vefatı. sanırım acı olan tek gerçek babanın ölmesi.
annemle seks yapıyor olması yetmez mi?*
bencildir;sırf bir anlık zevki uğruna belki de içinde varolmayı istemediğiniz bu dünyaya gelmenize sebep olmuştur. *
muhtemelen sizden önce ölecek.
30 yıl sonra duyduğum olaydır.

bir hava kuvvetleri sıkı yönetim komutanı babamın çocukluk kankasıydı. birlikte büyümüşler, pilotluk sınavına birlikte girmişler. babannem, babama fazla yedirdiği için sınavda babam kusmuş; pilot olma şansını böylece yitirmiş.

adı geçen abi, ben çocukken babamın ofisine gelmişti -ki, o zamanlar komutandı- demişti ki: "ben ...ların evine gittiğimde karnım doyardı..."

sonra bir gün, teyzem -gerçekten istemeden- bir laf etti: meğer babamla bu komutan arasında bir dedikodu çıkmış yıllar önce...

bu "şaiayı" duyduğumda gay değildim. inandım hemen. gaydar yanım o zaman da vardı belki de... ancak çok acı gelmişti.

şimdi ise seni anlıyorum baba...
beni gerçekten umursamaması en son haziran ayında beni aradığında hiç medeniyet görmemiş eline ilk defa telefon almış bir insan gibi açıyorsun cümlesiyle bana merhaba demesi ve o günden beri görüşememem ve bundan önceki bir çok saçmalık. iyi babalar yok mu kesinlikle var bunlardan birini yeni ve yakından tanıdım ve babam yerine koyduğum ve bana ondan çok değer veren diş hekimim iyi babalardan biridir.
her ne kadar ona hayranlık duymak istemesem de ondan daha iyisini yapamayacığımı biliyor olmam. yani bu onun değil benim acı gerçeğim.

kendi babası gibi esrarkeş ve sadist bir baba olmamayı başardı, hem dolu dolu bir hayat yaşadı hem de ailesini refah içinde yaşatıp bir arada tuttu. ona kızdığım hemen hemen her konuda da haklıydı. ben değildim. bu da onun acı gerçeği. hiç bir zaman istediği gibi bir oğlu olmadı ve olmayacak.
kafasını siyasete fazlaca takıp kendini gereksizce üzerek ve hala çalışmaya devam ederek şu zamanlarını kötü harcıyor oluşu. bir de zamanında çok çalışıp yersiz yatırımlar yapmış olması var. son olarak da onunla daha çok vakit geçirmeyi istesem de değişmeyecek olan nispeten mesafeli ilişkimiz, diyelim.
gerçek olanı değil beklentileriyle yarattığı bir erkek çocuğunu seviyor olması, hayat görüşlerimizin farklı olduğunu bir türlü anlayamayip beni küçücük bir dünya olarak gördüğüm bir düzenin içine sokmaya zorladikca dunyalarimizin birbirinden uzaklastigini farkedememesi. yine de verdiğin emekleri ve bana değil yarattığın o erkek çocuk imajına da olsa gösterdiğin sevgi, şevkat ve değeri hissediyorum. ben üstüme alınmam gerekenleri alınıyorum, gerisi mühim değil. seni anlıyorum, seni seviyorum ve seni affediyorum baba.