iş yerinde başıma gelen kötü olay

her iş yerinde vardır böyle tipler. odadan çıktığı anda dedikodusunu başlatabilme kapasitesi de vardır. ortak özellikleri ise dedikoduları sevmemeleridir. *

başkasının hayatından 3. tekil kişiler neden kendilerini sorumlu hissederler acaba? karısını aldatıyorsa bile bunu karısının çözümlemesi ve yüzleşmesi gerekir.

yazara ek bilgi vereyim. kendisi çok seviliyor demek ki işyerinde. söyledikleri ağızlarda sakız olmuş. ifşa olması yakındır. karısına bu durumu yetiştiren kız arkadaşları emin olun yazarı da gammazlayacaklardır.

dayak is coming. inevitable.
dayağı bilmem de ağzına bi aliye rona fiskesi vurulması gereken yazarın kayıt düştüğü başlıktır.
bu olay gösteriyor ki iş arkadaşlığı "iş"le sınırlı kalmalı. tinder kullanıyormuş, hornet kullanıyormuş, eşini aldatıyormuş o kişinin özel hayatı, kendisinden başka kimseyi ilgilendirmez. isterse gözünüzün önünde ilişkiye girsin, sadece onu ilgilendirir. umarım bu olay başkalarının özel hayatına burnunu sokmamak ve dedikodusunu yapmamak konusunda iyi bir ders olmuştur.
"ne mesaj geldi acaba?" diye birinin telefonuna bakmak, kişinin mahremiyetini ihlal etmektir. burada mağdur olan kişinin verdiği tepkiye bakılırsa telefonun ekranına bakarken bile yakalanmak dayakla sonuçlanabilirdi. bunun yanı sıra anlatılan olayda "dedikodu sevmediğim için" diye bir cümle geçiyor. ne yazık ki gidip bu olayı başkalarıyla paylaşmak dedikodunun ta kendisidir.

son olarak; yazara tavsiyem iş yerindeki insanlara anlattıklarını sınırlı tutması. bu sadece anlatılan olay için geçerli değil. böyle olaylar çok can sıkıcı sonuçlar doğurma potansiyeline sahip.* insanın işini kaybetmesine bile neden olabilir.
burada istisna var mı bilmiyorum ama hepimiz seninle aynı duyguları paylaşıyor ve hem cinslerimizden hoşlanıyoruz. evet, hepimizin hayatında dedikodu var. ancak bu dedikoduyu milletin seks hayatı yada evliliği üzerinden yapmadığımız için tırsmıyoruz. belki bu nedenle arkadaş edinebiliyoruzdur.

yaşadıkların için üzgünüm. ancak bu senaryo gerçekten yaşandıysa eninde sonunda adın çıkacaktır. hiçbir şey gizli kalmıyor. belki bu dedikodunun ve kişisel mahremiyetin sınırlarında kalırsan muhtemelen yeni arkadaşlar edineceksin. sonuçta "bugün biri bana bu şekilde bir dedikodu taşırsa yarın kim bilir benle ilgili bir başkasına neler söyler" diye düşünürüm ve arkadaşlığımı gözden geçiririm. kaldı ki olayın vodefone bildirimi olduğu herkes tarafından anlaşılıyorsa bu durumda bir de yalan söyleme potansiyeli olan biri olarak yaftalanma ihtimalin de var.

ayrıca konu lgbti dayanışması falan değil. şiddeti savunmam ama burada senin kimliğine karşı bir saldırı yok. adamın yuvasını dağıtacakmışsın resmen. * umarım unutulur gider.
bence aslanlar gibi çık adamın karşısına, dedikoduyu ben başlattım de. çünkü dayağı hakketmişin.
geçen hafta bir iş arkadaşımın telefonuna tinder bildirimi geldiğini gördüm. çok şaşırdım çünkü evli. hatta karısı yeni doğum yaptı. üstelik hiç gizleme gereği bile duymuyordu. bildirim gelip duruyordu tinderdan.
ben bunu ofiste samimi olduğum birkaç kız arkadaşıma anlattım. dedikodu sevmediğim için kimseye söylememeleri konusunda tembihledim. onlar da çok şaşırdılar. emin misin falan diye. gözümle gördüm dedim.

bu hafta bu olay bir şekilde karısının kulağına gitmiş. iş yerine öfkeyle geldi. "orospu çocuğunun teki bana iftira atmış karımla aramı bozmaya çalışıyorlar bulursam ağzını burnunu kırıcam" şeklinde bağırıp çağırdı. baya korktum açıkçası sonuçta dayak yemek istemem. kızları sıkıştırdım. söylemedik biz falan dediler ama yetiştirmişler hemen. benim adımı vermeyin dedim inşallah vermezler baya korktum açıkçası dayak yemekten ama asıl olay ondan sonra oldu.
ben baya tırstım çocuktan güçlü de bir çocuk çünkü. bir yandan gözüm hep üstünde. bir baktım hala tinder bildirimi geliyor. şok geçirdim hem suçlu hem güçlü diye düşünürken daha dikkatli bakınca hata yaptığımı farkettim. bildirim gelen şey meğer tinder değil vodafone muş. simgeleri çok benziyor. ben de yıllardır turkcell kullandığım için unutmuşum.
simgeleri gerçekten çok benziyor bakın:



şimdi ne yapacağım bilmiyorum. kızlara en son belki de ben yanlış görmüşümdür kapatalım bu konuyu sonuçta küçük bebekleri var karısı böyle bilmesin falan dedim. umarım karısıyla konuşup ikna ederler. tek isteğim konunun kapanması. ama olur da çocuk öğrenirse ne derim bilmiyorum veya beni döver mi. insan kaynakları ile konuşsam yanlış anlaşılmayı anlatsam kesin beni haksız bulurlar. ne yapacağımı bilmiyorum. unutulur gider umarım.
konu başlığı diğer adama empatiyle atılmış sanırım?
dedikodu sevmiyorum deyip yetiştirmen çok komik eheheh hem bence seni ilgilendiren bir şey değil ahlak bekçisi misin sen? bak hem yanlış anlamışsın. değer mi adamın evinde huzursuzluk kargaşa çıkartmaya, karısı evi terketse bu yüzden o zaman napcaktın vicdan azabı çekmeyecek miydin?
bişey aklıma takıldı. dedikodu yapılması, başkasının telefonuna bakılması vs hepsini geçtim onaylamıyorum da zaten ama insana sürekli vodafone uygulamasından ne mesajı gelebilir? yani günde 1-2 bildirim gelsin hadi. burda anlatılan olayda sürekli artık dikkat çekicek boyutta bir mesaj alımından bahsediliyor. vodafonedan bu kadar mesaj gelir mi yani?
bu hayatta unutulmaması gereken en önemli gerçek; "kimin kimi siktiği, taraflardan birisi siz veya partneriniz değilse, sizi enterese etmez"
ya kimse kusura bakmasın ama “dip dibe çalışıyoruz, insan ister istemez görüyor.” çok cılız bir savunma şekli. kaldı ki ekranın bildirim gelen kısmındaki ikonların ne kadar küçük olduğunu düşünecek olursak sanırım kucak kucağa çalışıyorsunuz iş yerinde.*
bir de olay elemanın kulağına gittikten sonra bile telefonuna bakılmaya devam edilmiş. belli ki olanlardan hiç ders alınmamış. dedikoduyu da sırf birileriyle muhabbet edebilmek için yapmak* da iyiymiş. bir iş arkadaşının telefonuna ne sıklıkla bildirim geldiğinin bu kadar farkında olmak çok enteresan geliyor bana.
bence adımı vermemişler diye sevinmek için henüz çok erken. bir gün hiç beklemediğin bir anda olaya kimin sebep olduğu gün yüzüne çıkabilir.
mutlu bir ailenin bireylerini birbirine düşüren karaktersiz, dedikoducu yazar eylemi.

birincisi dedikodu yapıyor,
ikincisi yüzleşmekten korkuyor,
üçüncüsü bir başkasının özelini, kişisel verisini karıştıracak kadar da saygısız.

şimdi bu kadar yüklenmemin sebebi unutulur gider demesi. mesleğim dolayısıyla çok fazla boşanma görüyorum. unutulup gitmiyor.
#422715 nolu entrysinden de anlayacağımız üzere yazar hala iflah olmamışır. milletin telefonuna dadanmaktadır. hatta sözlükteki yazarların temiz dimağlarına da nasıl bakılacağını salık vererek bu hayasız harekete herkesi teşvik etmektedir.

ben başından beri bu başlıkta hep şiddetin karşısında oldum ama bu bardağı taşıran son damla oldu.

nush ile uslanmayanı etmeli tekdir
tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.
ziya paşa

evet, (bkz:çare dayak) *

edit: *
bugün ilginç bişe oldu. telefonumdan borsa uygulamasına bakıyordum ve telefonunda tinder gördüğümü sandığım çocuk bana hangi kağıtlar var sende diye sordu. o da benim telefonumun ekranına bakıyormuş demek ki!! milletin telefonuna bakıyordun diyen herkese kapak olsun