bu nasıl bir sevimliliktir yaw. zirve için sugar cafeye gittiğimde scherzonun tacizlerinden korumak için kanatlarım altına aldığım şirinlik muskası velet. sanırım şimdiye kadar senin kadar sevimli, saf, temiz ve masum birini tanımadım. karpuz sever ne dediğimde oturup bana karpuzu ne kadar çok sevdiğini ve mevsimi olduğunda günde en az 10 kilo karpuz yediğini itiraf etmiştir. karpuzu cidden seviyor bu çocuk telefonunun duvar kağıdına kadar karpuz resmi var o derece. ayrıca ilgilenler için genç yaşına rağmen bu yazarcan tam bir "kaşlı, gözlü, döşü kıllı, karizmatik"... *

her defasında "yok böyle bir tatlılık" dedirten minik kuşum. *

pek bir sessiz ve sakin olan sözlük yazarıdır. kendisi gecede çok konuşmamakla birlikte, etrafını bol bol süzmüştür... şeker birine benziyor, bir sonraki zirvede konuşturmak dileğiyle!

amortisör gülmesiyle ,zirvede sürekli gülmesini beklediğim sessiz sakin yazar.

tek bir kelime söyleyeceğim senin için karpuzcuuuu : annenlere söyle seni evlat edinmek ve elmyra* misali sevmek istiyorum... ya bi insan bu kadar mı içi dışı bir ve masum olur. burada yazdıkları ve gerçek karakteri arasında dağlar kadar fark var. al bunu koy eve saatlerce bak, mıncıkla, sev... bu kadar olur bunları yazarken bile ağzımın suları akıyor... yerim seni ben yerim yerim yerim...* en kısa zamanda üniversiteyi kazanıp ankaraya yerleşmeni 4 gözle bekliyorum. gel sen ankaraya gel sana bir kamyon dolusu karpuz alacağım ben...

vedalaşmadan gidiyodun hain karpuzcu... ama bu gözler herbişeyi görür. cok sevdik efem minnak senii yalovanın gülü. tekrar biraraya gelmek ümidiyle..

paylaştığı fotoğraflarda" sarışın erkekler"i kullanıyor. *

hadi beyler, yok mu arttıran herşey karpuzsever için. *

(bkz: pazarla beni behçet)

kendisi tam bir karpuz.* zirveden ayrılırken bana en içten sarılan yazar.**

yarın lys sınavına girecek olan sözlük karpuzu.* umarım sınavı güzel geçer ve istediği üniversiteyi kazanır. * * *

kalbinin güzelliği yüzüne yansıyan yazar. bir insan bu kadar şirin olmamalı bence. seviyoruz. *

pozitif düşünce kavramından kilometrelerce uzakta, bir kulübede, yaşayan ben bile yanında pollyanna gibi kalıyorum.

huysuz ve huzursuz görüntüsüne rağmen adeta bir şirinlik muskası, tiny, hairy not scary ayı kardeşimizdir. kendisini milletin kolunu bacağını doğrarken görsem yine yanağını sıkarım her hal. çok tatlı.

geçtiğimiz günlerde o kadar işin arasında 2 dakika konuşalım özledim diyerek aramakla büyük hata ettiğimi düşündüğüm yazar.* zira kendisi dizi izlediğini söyleyip telefonu suratıma kapatmıştır. bana bak hobbit, oraya gelirsem fena şeyler olur. sınavın yaklaştı diye bişey yapmadım, sınavdan sonra görüşürüz.****

şimdi kastamonu'nun köyünün birinde sürten otter.** internetede giremiyor yavrucak* arkasından konuşmak farz oldu.*

(bkz: öröspü) *****

görsel hafızama güvenen biriyimdir. biraz önce maltepe minibüs yolu üzerinde önümde yavaş yürüyen kadınların kafasına çantamla girişmek üzereydim ki "neyse tra jedi sakın ol." dedim ve kadınları solladım. anıden bu yazarcanımızla gözgöze geldik. lakin 10 adım attıktan sonra "evet bu oydu." diyebildim. hemen köşedekı büfeden karpuzlu bir fuse tea aldım ve yudumlamaya başladım.

yine istiklal caddesi, yine karşıdan koşarak gelen ayı, beni parçalayacağını bildiğim halde kollarımı açtığım karpuzum. uzun zaman sonra onu görmek çok iyi geldi. onu çok özlemişim; mıncıklamayı, sarılmayı, konuşmayı, dertleşmeyi. şu var ki; ona da söyledim, beni en iyi anlayabilecek biri o. ne olursa olsun farkını ve dostluğunu hissettiriyor. sevgilisi ile buluşmak da ayrı bir güzelliğiydi günün. *

bu parçayı çok sevdiğini biliyorum sana gelsin karpuzsever

3 gündür muhabbetin kralını yaptığımız şirinler şirini yazar.