karpuzsever

tatlı tatlı sataşmalarına asla kızamadığım şirinlik muskası. seviyorum danayı, yoksa kimsenin bana "işte bunlar hep menopoz." yazmasını sineye çekmezdim.
arkadaşlar, bu karpuzsever denilen yazar sizi profil fotoğrafındaki suratının şapşallığı ve sevimliliği ile ele geçirmeye çalışabilir. işveli, cilveli, kırıtık bi şey olduğunu biliyorum ki entryleri sayesinde siz de anlamışsınızdır. fazla ileri gitmek istemiyorum, kendisi sevdiğim skype arkadaşlarımdan biridir ama sözlükte kimsenin kandırılmasına izin veremem, bunu etik dışı buluyorum. kendisinin profil fotoğrafı fake bir fotoğraftır buradan bildiriyorum, inanmayın arkadaşlar ! ve evet kendisi lgbt bireyidir ama gay değil lezbiyendir.

bu bildirgemi, gerçek temellere dayandırmam gerektiğinin elbette ki farkındayım;

işte o, gerçek karpuzsever !

kendine has bir uğurlama şekli olduğu için bile sevilecek, bağrına basılacak pofuduk ayım benim. götüşürüz deyişini bana da alıştırdı, iyi de oldu. *
kendisi için sanatsal içerikli çok özel ve çok çok sert porno çektirdim. her şey karpu.... pardon, sanat için.

ağzımı burnumu yemesinden korktuğum yazardır. uykumun arasında fare misali üfleye üfleye kulağımı falan bile yer belki.
kendisini tanımıyorum. fotoğraflarında şirin şirin çıkmasına sinir oluyorum. bir de arada bir mesaj atıp laf sokuyor. çok ayıp, çok.

bir gün olup da insan yüzüne çıkacak medeni cesareti ve kıçımı kaldırma gücünü kendimde bulduğumda olur zirvelerden birinde karşılaşırsak poposuna 5 (beş beş beş!!!) parmaklı bir şaplak yapıştırma, yanağından 4 parmaklı makas (çift yanak, stereo tarzı) alma, ve kendisine bir adet karpuzlu ice tea ısmarlama planım var.

tanım: mıncıklanacak şey!
iki yıllık izmir-ankara-istanbul arasındaki köşe kapmacanın sonunda bugün tenhada kıstırdığım, sarılıp kaldırarak (sarsarak) sevdiğim bebek. her fırsatta birbirimize bakıp yaa çok tatlu ya bu ya şeklinde saçmalamanın dışında gün dahilinden hatırladığım pek bir şey yok. hariqasın, hariqa. ne demem gerektiğini tam yazıya dökemesem de beklediğimiz iki yıla deydiğini çok içten bir şekilde söyleyebilirim. artuk bu yıl mümkünse iki taraftan biri kıçını kırıp sabit kalsın ki diğeri gelince vakit geçürebilelim. lütfen, bak reca ediyorum.
kendilerini en son ayı sözlük üç yaşında zirvesinde yıldız tilbe dansı yaparken görmüştüm. nedense nicki her gördüğümde aklıma o görüntü geliyor. çok sevimli, çok cana yakın, bir o kadar da tatlıştır. bir fuse tea karpuz verin, sevin. *
istiklal caddesin de, karşımdan gelen bu ayıdan zor kaçtım, yoksa altında kalıp teneke peyniri gibi ezilip sofrasına meze olacaktım. birbirimizi görünce çıldırdık e uzun zamandır görüşemedik hasret giderdik, sarıldık sarmaladık birbirimizi. mamafih zor ayrıldık son gün, öyle bırakmak istemezdim seni ama hep yanındayım martı kaşlı, pofuduk ayım benim. * * *
günün birinde elbet biri seni de isteyecek karpuzcum. yoksa işe ben el koyacağım valla. 25'ine kadar biri seni almazsa, müzayede de fahiş fiyata sunacağım seni. artık kim yüksek fiyatı verirse ona... * *
karpuzlar oldu mu, bostanları doldurdu mu diye diye yazı iple çeken ve bir oturuşta tek yumruğuyla kırdığı karpuzu kabuğu mabuğu hak getire bütün bütün yediğini dile getirerek hızlı kilo almanın püf noktaalrı hakkında zirveye katılan yazarları bilgilendirmiştir. sürekli kikirdeyen, dokunsan gülen, konuşsan gülen, baksan gülen, ancak ağzı karpuzla doldurulduğunda dişlerini görmeyi başaramayacağınız yazar. sempatiklikler aşkına.
zirvelere alışık, kendiyle çok barışık, çok içten bulduğum bir çıtırcık, yok abisi henüz ayı değil ama o bir pandacık, sarılışı sıcacık, hep aynı gülümseyen yüz; ne kadar da tanıdık. zirvede onla rekabet edemeyeceksen kapı orda canım hadi defol çık.
hiç abartmadan söylüyorum ki sözlükte daha tatlı bi adam var mı bilmiyorum, doğumgününde çekilmiş bearhairyle bi fotosu telefonumda bakıp bakıp gülüyorum, ama bi daha beni tanımazsa o şirin suratını bambu ağacıyla çizecem artık, hiç olmadı namım yürüsün
porter'dan doğma hikayesini hala unutmadığım yazar. çok tatlı yazar.
gece uyumaya çalışırken kurduğu senaryolardan rahat; üç dizi, beş film, on tane de kitap çıkar, rüya yorumcuları bir yerde tıkanır kalır, inme iner yani o derece *
(bkz: föbölö)*

edit: şubat ayından beri girdiğim ilk entrynin anlamsız olması*
bir aydır kapıdan dışarı adımını atamamasıyla " silent hill 4: the room" modunda psikopata bağlamış ve yakında duvardan çıkacak kanlı dedeleri görmesi muhtemel yazardır. bu kadar emeğin üstüne sınavı kötü geçerse canı sağolsun demeyeceğimdir.* yardır watermelord!
istanbul’a yolumun düştüğün de görüşmeden geçemediğim, görmeden edemediğim minik tombul kelebeğim benim o. sürprizim var sana dediğin de bir heyecanlandım, herhalde gene istiklal caddesinde tanga ile koşarak gelecek sandım meğer, bana kurabiye yapmış hem de en karpuzlusundan çekirdekleri de damla çikolatalı.
* * *
ben iyi niyetli olarak normal bildiğimiz karpuzu * sevdiğini düşünereketen bir karpuz sever olarak "çekirdeksiz karpuzlar aşkına" selamlıyorum. ojgeldin.
  • /
  • 4