mutsuzluk veren küçük şeyler

en sevdiğin yemeğin seni şişmanlatmaya, poponu büyütmeye çalışması, çabalaması. emeğine, çabana sağlık arkadaşım!
tam da kendini kötü hissederken sarılacağın birisi,başını koyacağın bir omuz
dolabın kapağını açıp, biraz baktıkdan sonra birşey almadan geri kapatmak.
saniye farkı ile vapur kaçırmak hem mutsuzluk veriyor hem de dehşet bir sinir yaratıyor
işyerinin asansöründeki boy aynasına baktığımda sabah sersemliği ile kıyafetlerde abuk subuk kombinler yaptığımı farketmek.
evle okul arasında 20-30 derece sıcaklık farkı olması. * *
almayı düşündüğüm araba için 4 kez telefonla konuşmamıza ve internetteki ilanda tüm detayları yazdığını ısrarla söylemesine rağmen arkadaşın arabasını görmeye gidince aracın komple boyalı olduğunu öğrenmek.
telefon almaya karar verirsin.almaya gidersin.istediğin renk yoktur.çok feci
sevdiğin çocuğun sırtında kıl olduğunu fark etme
evde istem dışı beslenen fare
- çorbamdan çıkan kıl.
- tepemde uçuşan sivrisinek.
kumanda pilinin bitmesi.
dosyayı kaydetmeyi unutmak.
acele yapılması gerken bir iş varken yazıcının kağıdının ya da kartuşunun bitmesi.
internetin ara ara kopması.
son damlanın hep dona düşmesi.
"küçük şey" olması yeterince mutsuzluk sebebidir
tırnak kenarında çıkan şeytan tırnağı olarak adlandırılan o küçük parça... söküp atsan bir dert atmasan bir dert. elini bileğinden kessen, onu çektikten sonra ki kadar acı vermez cana. beni hayli mutsuz eden bir vaka.
küçük şey dendiğinde akla bamya gelmesi...

la bu bamya size netti kardeşim?
bir sürü para döküp alınan ayakkabının ayağa vurması
ayakkabı yarasına yapıştırılan yara bandı
yara bandını çıkarma süreci
yaranın tekrar kanaması
ve o yarayla banyo yapmak
kaybedilen sarj cihazını arayıp bulamamak.
tırnak kesimi sonrası dikkatten kaçarak ancak saatler sonra fark edilen, kesimden veya törpüden kurtulmayı başarmış allahsız fazlalık tırnak.*
  • /
  • 4