okan bayülgen

yıllardır justin bieber ve hayranlarıyla geçmedik dalga bırakmayıp, şimdilerde 2 mayıs 2013 justin bieber istanbul konseri'nin reklamlarını seslendirme ikiyüzlülüğünü gösteren kişidir. boşuna dememişler paranın satın alamayacağı şey yoktur diye.
profesyonel fotografçıdır aynı zamanda. bir söyleşide demiştir ki;

"hiçbir fotograf seansını saat 11den önce yapmam. sabah ışığını hiç sevmem. fotografçılığa profesyonel olarak devam edip çok para kazanmaya çalışıyorum. bunu bir hobi gibi görülmesi sinirimi bozuyor"

reyting konusunda "seyirci reytingi hatırlamaz, reyting için yapılan maymunlukları, üç kağıtları çok iyi hatırlar. bir sürü insanın tv dünyasında bitmesinin nedeni reyting için yaptığı yakışıksız hareketlerdir."

istanbul konusunda da "kızım istanbul benim için bir cennet, bilinen istanbul ise benim için bir cehennem" şeklinde düşündüğünü belirtmiş.

sosyal medya için de ilginç bir açıklaması var. "sosyal medyadaki takipçi sayısı önemli değil, çünkü seni takip etmesi için sevmesi gerekmiyor. ben sevmediğim bir çok insanı acaba ne yumurtluyor diye takip ediyorum"

elime geçen dergide 4 sayfalık çok değerli bir sohbet gerçekleşmiş. "kendini tarif etseniz?" sorusuna verdiği cevaba da bayıldım "genelde uykusuz, asabi ve sabırsız olduğumu söyleyebilirim. herhangi bir cinsi sapıklığım olmadığı için üzgünüm" demiş. katıl bize okan, seni sapıklaştıralım biz.
bu adama ısınamadım gitti gitti. böyle bir yapaylık, bir "ben hepinizi suya götürür, susuz getiririm hehey heyyy" havaları var bu adamda. bundan dolayı olsa gerek sevemiyorum, ısınamıyorum.
yeni jenerik müziğini youtube da yayınlamış;

serge gainsbourg'a aşırı özendiğini düşündüğüm adam, isteyerek ya da değil onu bilemem.
bir dönem (çok eskiden) homofobik davranışlarının ve söylemlerinin olduğunu hatırlıyorum ama sonrasında yaptığı programlarda tam tersine eşcinsellerin yanında oluşunu ve desteklediğini her fırsatta belli etmesiyle düşüncelerinde değişim olduğunu görmemizi sağlamış oldu. türkiye'de konuşulmayan birçok konu gibi eşcinselliği de birden fazla programında konu etmişti.
delidir, doludur.. sevilendir. özgürce herşeyi söyleyebilir. veya özgürce saçmalayabilir. gerek televizyonda gerek sokakta. ayrıca sesi harikadır. bir keresinde kingo diskoya gitmiştim arkadaşlarla, programdan önce gelip mikrofonsuz konuştuğunda inanamamıştım, gerçekten çok tok bir sesi var. bu durumun sigara içmekle alakası var mıdır yok mudur bilemiyorum; ancak ben ne kadar sigara içsem de sesimin öyle bir güzelliğe erişebileceğini sanmam.

ayrıca katıldığım zaman yaşanılan bir olaydan da bahsetmek gerekir. okan bayülgenin eşcinselliğe bakış açısı ile ilgili tam bir fikir verir mi yoksa gaf mı yaptı istemeden bilemedim. neyse anlatayım, programdan önce geldi işte, mikrofonsuz konuşmaya başladı gayet rahat bir şekilde. programdakinden çok daha komik olabiliyor tabiki bu arada.. neyse yayında yapılmaması gerekenlerden bahsetti. ayağa kalkmak yok telefonla görüşmek yok sigara içmek yok sadece ben içebilirim reklam aralarında gibi. sonrasında mevzu kameraya geldi, kameranın bazı kızları filan çekeceğini söyledi, bilirsiniz bir sanatçı şarkı söylerken uzaklara bakan güzel kız filan gibi şeyler. sonrasında dedi ki tabiki erkekleri çekmiyor kameramanlarımız, güzel kızlar daha çok ilgilerini çekiyor filan dedi, tamam buraya kadar sıkıntı yok. devam etti, yani erkeklerin şarkılarda uzaklara bakıp iç geçirmelerine gerek yok dedi, herkes güldü filan, öyle gay gay bakmalarına gerek yok dedi. işte sorunun çıktığı nokta. ama ne sebeple söylemiştir bilemiyorum, belki de kendisine sormalı. aynı zamanda salonda kaç yüz kişi varsa ( ki istatistiklere göre her 9 kişiden biri eşcinsel oluyor.) kimse de nasıl yani filan diye çıkışmadı. ben de çıkışmadım, sebebi arkadaşlarımın yanında olmam, bilmeyenlerin olması filandı. eğer yanımda tanıdıklarım olmasaydı eminim çıkışırdım. büyük ihtimalle kimse o anda ne demek istediğini anlamadı. aslına bakarsanız bende anlamadım, belki de bu konu masaya yatırılmalı.daha fazla gerilim vermeden kaçayım en iyisi ben.yoksa ayısözlükten bir takım ayı okan bayülgen'in cihangir'deki evinin etrafına dizilmeye başlayacaklar * olur böyle şeyler çocuklar takmayın. sadece bir gaf olsa gerek.
ekşi sözlüğün artık yaşlandığına inandığını söylemiştir. ekşi, uludağ ve itü sözlüğü takip ettiği gibi yeni açılan birkaç sözlüğü de takip ettiğini sözlerine eklemiştir.
bugünkü programıyla fırtınalar gibi esen, sözlüğüme fiyuuu diye yeni bir kelime katan süper adam..
ayı sözlüğün tanıtımında misyon üstlenebileceğini inandığım, aracı olabilecek hoş insan.
türkiye için büyük kazançtır bence. yıpratmamak gerek.

http://www.medyatava.com/haber.asp?id=91656
lgbt bireylere olan desteği için ve türkiye'de birşeylerin konuşulabildiğini gösterdiği için teşekkür etmek istediğim tv programcısı.
canlı yayında melih gökçek'e ''bizim ne zaman gay belediye başkanımız olacak?'' diye sormuştur.
türk talk show sunucuları arasında en zeki adamdır kanımca. beyaz gibi politik değildir, sivridir. bu da en güzel şeydir neyse o.
1964 cihangir'de ressam bir anne ve hukukçu bir babanın bebeği olarak dünyaya gelmiştir. daha sonra annesi ve babası ayrılmıştır ilkokulu gözyetede bir yatılı okulda okuduktan sonra lise hayatına galatasaray lisesesi'nde devam etmiştir. galatasaray lisesinde devam problemi yaşayan bayülgen burada geçirdiği 6 yıldan sonra bodrum'a annesinin yanına bir liseye gitmiştir. daha sonra orada da yapamayıp şişli lisesi'ne başlamış ve 1984 yılında mezun olmuştur.fotoğraf eğitimi için fransa'ya gitmiştir daha sonra tours üniversitesinde hukuk okumaya başlamış daha sonra karar değiştirip ekonomi bölümüne geçmiş ve burada da yapamayıp istanbul'a dönmüştür. mimar sinan devlet konservatuvarı sınavında başarı gösterip eğitime burada devam etmiştir. aynı üniversitede sosyal bilimler enstitisünde yüksek lisans yapmıştır. en genç tiyatro yönetmeni olmuş ve bazı oyunlarda oynamıştır. sonra radyoculuk yapmıştır ve televizyon hayatına video klipler sunarak başlamıştır. daha sonra gece yayınlanan "gece kuşu" adlı programla yükselmeye başlamıştır.
bu adamı sıkılmadan günlerce izler, saatlerce konuşabilirim hiçbir art niyetim olmadan. zeki insan sonuçta sevilir.
geçen seneki hormonlu domates ödüllerinde haksız yere ödül aldığını düşünmüştüm. çünkü adam lgbti için elinden geleni yapıyor, 90lı yıllarda benim de arkadaşım olan o zamanın en baş aktivistlerinden birini konuk almıştı programa ve düşünün ta o zamanlarda 3 saat lgbti tartışmışlardı.