sözlük yazarlarının evde kalmış gay kurusu olma nedenleri

ibnelerin evrimsel olarak gelişmiş, bir ilişkiyi sürdürebilecek kabiliyette bir beyne sahip olduklarına inanmamak. yalansa yalan diyin. hepinizin erkek arkadaşlarıyla yattım.**
bu lafı söyleyenlerden haz etmem. herkes bir arayışta, herkes bi depresyonda. arıyorum bulamıyorum, şöyle böyle olmalı, kıçı şöyle, boyu böyle, işlevleri bıdı bıdı bıdı bıdı. hay kaltak ibne, sen ne sunabileceksin de kriter koyuyosun ya? psk arkadaşımızın da dediği gibi, o uygulamalar, o kadar aşağlayıcı, sömürücü, nefret kusulası bir yerki. herkes kendi sikini altın kaplama, hatta altın kaplama yetmemiş üstüne kristaller döşetmiş falan sanmaları. önce şu, muhtemelen türkiyedeki bi %80-90 ibne; ilişki, sadakat arıyorum diyip, önüne gelenle sikişip, yetmezmiş gibi ilişkileri varken bi piçlik yapmışlardır. ama kimse kendine toz konduramıyor. anca ağlıyolar, sızlanıyolar. o kadar sahte ve yapmacık ki...

tamam, hak da veriyorum. elbette evde kalmayı haketmeyen insanlar vardır, mutlaka, mükemmel olanlar, hatta mükemmel olduğunu bilmeyip ona mükemmel olduğunu anlatacak birisi, birileri... ama yukarıda anlattığım "insan yiyen insancıklar" yüzüne, onlar da malesef samanlıkta iğne ararmışcasına ilişki arıyorlar, evde oturup nutella kaşıklayarak bu tarz benim izliyolar, rimelleri aka aka. türkiyedeki bozuk eşcinsel toplumun düzelmesini bekleme, ömrün yetmeyebilir, kendini düzeltmeye çalış. he, düzeltilmeye ihtiyacım yok harikayım diyosan, e o zaman niye evde kaldın? yukarıdaki 2 sebepten biridir muhakkak.

daha lafım bitmedi editi: o uygulamalara tekrar dönersek. tekrar o insancıklara dönersek. sonra bunu heteroseksüel toplumu da katarsak. boşanma oranlarını falan da katarsak. sonuç, her şeyin kolay ulaşılabilir olması, insanlardaki değeri ve sadakati öldürüyor. kapitalist insancıklar gibiler, emek verenleri sömürüyolar, uğraşanları sömürüyolar... üzgünüm valla, şu zamanda bir çoğu sik dışında bir şey düşünmüyor. sorry about that.
genellersek hala bir kişiyle yetinememiz olabilir. bunun için evrimleşme sürecine güveniyorum bi 200 yıl sonra düzelebiliriz
ama bana gelince o ilk bakış bana herşeyi anlatıyor , o ilk görüş ve konuşmadaki etkileşim olursa onunla fizana kadar giderim
yalandır kolaya kaçmaktır.koyun bile güdemeyecek tiplerin bir insanı hayatına alıp dertlerine ortak olmak,onu dinlemek,ona zaman harcamak,birliktelik için çaba harcamak maddi ve manevi kayıplar vermek işlerine gelmez.sonra gay uygulamalar da internetler de ayh adam yok,kaliteli insan yok,kültürlü bey yok,yakışıklı insan yok gibi bir sürü bahane sayarlar sana.sorsan istediği özelliklerin10 da birini bile taşımaz.ama ister yüzsüzce ister.kibirle profiline aforizmalar yazar.insanları o kadar küçük görür ki sonun da denginin olmadığını asla kendine benzeyen birini allahın yaratmadığını tek olduğunu inanır.bu tanrı kompleksiyle önüne belki de hayatının aşkını ruh eşini bulsa dahi kibirinden görmez.sonra depresyondan depresyona girer,ibne olmanın zorluklarından dert yanar,ayhh yanlız ölücem der.hatta bu depresif ruh haliyle evlenir.
ilişki yaşamak sorumluluk ister.sadakat ister.özveri ister.güç ister.kendinden önce başkasını düşünmeyi gerektirir.ben duygusunun silinip biz duygusunun belirmesini ister.kısaca ilişki göt ister hemde kazan kadar göt.en ufak bir sorunda çekemem ayol deyip yarı yolda bırakanlar,ilk gördüğü sik/göte meyl edip aldatanlar,sorumluluk sahibi olmayanlar,dünyanın en kaslısını,yakışıklsını,kıllısını,şişmanını arayanlar asla muratarına eremezler.çünkü aradıkları adam sadece hayallerindedir.
velhasılı eğer evde kalmış gay kurusu olmak istemıyorsanız kriterleri düşürün,şekilcilik yapmayı bir kenara bırakın ve sizi iyi hissettiren insanlarla birlikte olmak için çaba gösterin.

türkiye'de yaşıyor olmalarıdır. yoksa şimdiye kadar kaç kere evlenip bşandıydılar.
altında atraksiyon aramaya ya da süslü entrikalı seks kalıpları kurmaya gerek yok benim sebebim gayet resmi. nedeni; türk medeni yasalarının eşcinsel evliliği geçerli saymamasıdır. yoksa aralarında imam nikahlı olan yada nişanlanan tonla gay tanıyorum. eh sırf ritüele yakın olalım hesağbı kendi aramızda gelin güvey olduğumuz tipler bile oldu tabi.

kısaca sorun genelleme sonucu sadakatsiz ilan edilen tüm gaylerde değil homofobik devlette. yoksa hepsi olmasa da çoğu eşcinsel eşini bulup evlenmeyecek hatta çocuk edinmeyecek kadar manyak değil. evde kalmak değil, devlet eliyle eve tıkmaya zorlama durumu var.
şimdi bir azgın boğalık sendromu yoksa aslına herkes hemen hemen mr. right materyali ile başlıyor bence. ancak çevre, yaşanılanlar vs edinilen izlenimlerle herkes bir diğerini bir şekilde harcıyor-tüketiyor ve bir noktadan sonra o ''düzgün'' olan da ''kime, ne için düzgün oluyorum?'' diyerekten kayışı kopartıyor. burada da ''içine ederler'' diyerek daha bir kaşarlaşma evresine ya da kendini tamamen ilişkilere vs kapama durumuna giriliyor benim gözlemim. ha bu iki evreyi de yaşayıp aradaki ince ayarda dolanıyorsanız ne mutlu ama o zaman da ''içine ettiğimin iyi insanıyım, o kadar şey yaşadım artık zamanı geldi mutluluğun'' safhası geliyor ki o da hayat bir amerikan komedisi olmadığından genelde hüsran, depresyon ve hayaller ile geçip gidiyor.
açıklaması, tanımlaması, yorumlaması, değerlendirmesi, tartışması ve bir karara varılması çooooooooooooooook zor bir konu, saptama, olgu, çelişki, durum ve sorun!! *
bu nedenler listesine ablamin bana bakarak iki saat once gosterdigi sebep " cunku sen yilisik degilsin, yapiş yapiş sevmelisin birini"
pek çok sözlük yazarlarının ilgisini çeken ve fikir beyan ettiği başlık, güzel şeyler de yazılmış. ama en geçerli şey elbette eşcinsel birlikteliklerin resmiyete dökülememesidir. ancak heteroseksüel evliliklere müsaade edilen ve dışarıda kalan yönelimlerin kıyıda köşede neredeyse illegal sayılacak düzeyde ilişkiler yaşamasına neden olan bir düzende aksi iddia edilemez zaten. hatta bu kişiliklerini ve davranışlarını bile şekillendirir ve hepimizin şikayet ettiği ve genelleme yapmaktan kaçındığı ama doğruluğununda su götürmez olduğu bazı huyların oluşmasını sağlar narsist . 1000 bilmem kaç sözlük yazarı vardı değil mi? bunun heteroseksüel olanlarını çıkar geri kalanlarımız %95 ev kurusu olacağız bu bir gerçek. o yüzden yeşilcam hayallerine dalmak yerine carpe diem diyelim * ihtiyacımız olan tek şey kendimize karşı dürüst olmaktır, gerçekçi olmaktır dattebayo.
pek çoğumuz için doğrudur. farklı bir yaratıkmısız gibi konuşmak istemiyorum ama bu gerçegi de yadsıyamam.birçok insanın umrunda olmayan şeylere aşırı duyarlılık, yırtıklık, fazla sezgililik, geniş kültür ve bilmişlik ve ne olursa olsun içimizdeki ayılık bazen çekilmez olabilir kabul ediyorum kendi adıma ama yine de değer bence.ben hep kuruyum zaten bu yaşta kurumuşum.
yok oyle sey bro. evde kalmıcaz. en azından sanal takıl. hayat libidodur.
korkuyordur;
bağlanmaktan,
yanılmaktan,
kırılmaktan,
ayrılıktan.

yorulmuştur;
üzülmekten,
alışmaktan,
sevmekten,
ayrılmaktan.
evde kalmış olmak için küçük bir yaşta olsam da benim geleceğim bu ve bunun sebebi piç seviyorum.evet düzgün efendi çocuklarla da takıldım sözlük olmuyor nerde beni iplemeyen,bir gelecek vaadetmeyen biri varsa onla takılıp onunla devam etmeye çalışıyorum
hayatta hep daha önemli olduğu öğretilen şeylerin peşinde koşmaktan belki de bir ilişkiye hiç fırsatları olamadığındandır.
bir başka sebep : kulturel olarak mutsuzlugu, her şeyin en kötüsünü düşünen ve çağıran bir toplumda yetişmiş yurdum geyi içten içe kendine bu mutluluğu çok görmüş bile olabilir.
hep varsayımsal olarak yani..
boşvermişlik,akışına bırakmak,arayış içinde olmamak,sosyalleşememek.