tek yön

  • /
  • 11
her gidişimde ayrı eğlendiğim ikinci bardak votka-elmada sarhoş olduğum ama çalan müziklerini pek beğenmediğim mekandır.
ha bu arada istanbul'un çeşitli mekanlarında burnundan kıl aldırmayan sözde elit gayim diye geçinen bir çok kişiyi geçe üç sonrasında birilerine yamanya çalışırken görürseniz şaşırmayın..
toplasan 10 kere gitmediğim, et pazarı mekan. hiç eğlenemiyorum, zira elden kurtulsan gözden kurtulamıyorsun, gönlünce dans bile edemiyorsun.
lokasyon olarak mukemmel bir yerde olmasına karşın , geniş olmaması tek dezavantaj. yine de hiç yoktan iyidir.
gideceklerim arasında yer alan bir gece kulübü. müzikler kötü diyollağ, ortam dar diyollağ ama değerlendirmeyi yapacağım.
transfobisi ile birde halil ergün'ün bu mekanda soyulması ile ünlenmiş bir gece klubü... görünür olmayan gl bireylere hizmet veriyor
toplu şuursuzluk şöleni
cumartesi günü (yarın) ilk defa gideceğim mekan. bakalım, nasıl bir yermiş görelim.


çok kalabalık eğlenemiyorum .
bundan bir buçuk yıl önce ilk gittiğimde "hiç de bahsedildiği kadar kötü değilmiş dediğim" yerdir. rahatsız olduğum durum sürekli tekrarlanan müzikleridir. daha kötü müzik çalan bu kadar kalabalık bir mekan görmedim.
içki fiyatlarının ortalamanın üstünde olan mekandır.*
birbirimize açılmadığımız arkadaşımı gördüğüm mekandır ki kendisine "iyi dans ettiğini söylediğim mesajda" etrafına bakındığını gördüğümde çok güldüğüm mekandır.
yüzlerce erkeğin bir arada bu kadar güzel eğlendiği başka bir mekan bilmiyorum. *
nerdeyse bir saat bakıştığım ve sonrasında yanıma gelen yakışıklı ve sevimli bearın ortadan kaybolduğu mekandır
en femineninden en maskülenine, en gencinden en yaşlısına her türlü insanı barındıran mekan. bir defa gittim onda da yanımda partnerim vardı çok fazla bakmadım ama çok hoş tipler vardı. tanışmadan konuşmadan etrafa bakıyorlardı. çok gizli insanlar izlenimi uyandırmıştı bende.

giriş ücretsizdi bu arada
haftasonu ilk defa gittiğim ve bundan sonra daha sık gitmeyi planladığım bar. hayatımda daha önce hiç gay bara gitmediğim için beni nasıl bir ortamın beklediğini bilmiyorrum ama içeri girip yaklaşık 200 tane erkeği bir arada görünce ait olduğum yerin orası olduğunu hemen anladım. 200 erkeğin gülşenle birlikte "ahhhhhh ahhhhhh ki ne ahhhhhh" diye bağırdığı, shakira şarkılarına omuz sallayarak dans edildiği, 2 tane taş gibi adamın kimseyi umursamadan öpüştüğü bir mekanı sevmemek imkansız bir şey zaten. kimsede hetero erkeklerin kızlara artis görünmek için yaptığı kasınç hareketler yoktu. herkes gönlünden geçtiği gibi dans edip eğleniyordu. kesinlikle bayıldım, beni daha sık görebilirsiniz orada.
olumsuz yanları yok muydu? elbette vardı. öncelikle o içeri girerkenki renkli duvar çok çirkin, o ne öyle ya pavyon girişi gibi. ayrıca müzikler bazen gerçekten çok sıkıcıydı. özellikle mezdeke tarzında şarkılar gerçekten kötüydü. gay olmamız kıvırtmayı sevdiğimiz anlamına gelmiyor. benim playlistimi çalsam daha çok eğlenirdi insanlar. ayrıca içki fiyatları gereksiz pahalı ama en azından garsonlar sürekli bir şey içer misiniz diye etrafınızda dolanmıyorlar. son olarak da tuvalette öpüşen 2 adamı izleyerek 31 çeken adamın acizliği de çok fenaydı gerçekten.
en sevdiğim özelliği avamlıgı. paçozluk önemli bir şeydir, armani çantasıyla heykel misali bebek sokaklarında coolluktan ölen gay camiasının bir türlü kabul etmek istemediği, bastırdıgı aşagılık kompleksini dile getirir, içlerinde patlatır tekyön. her sosyal statüden, eğitimden, ekonomik sınıf, ot boktan olan o kıcından kıl aldırmayan bazı gayler condom şarkısında çılgınlarcasına dansetmemek için kendilerini zor tutarlar. onların sırf bu halini görmek için bile gidilmesi sarttır. en sevdiğim özelliği ise 2. yerinden hatırladıgım kadarıyla üst katta uzun bir koltuk vardı ve o 4 metrelik koltukta; bir yaslı amca bir acayip saçlı cocuk bir indie cocuk bir o cocuk bir bu cocuk olmak üzere kabaca tarif edersek toplumun her kesiminden 4 çift deliler gibi öpüşüyordu. zaten o görüntüyü gördükten sonra daha da baska bir bara gitmeme gerek kalmadı. rahatım ulan bir defa, öyle kasılmalar yukardan bakıslar filan da yok, yerse yap bakalım, komik duruma düşersin.**
kendini nimetten sana herkesin cumartesileri pistini aşındırdığı kötü kokan mekan. tikiler conconlar kaynar kaynar fokurdar. iyi ki bahçesi var dersiniz. ve kendinizi oraya attığınızda nerde ayakta dursam da herkes beni görsün triplerine girmiş insanlar görürsünüz.
crossdresser olarak gidememekten üzüntü duyduğum süper bar.
ilk olarak 2002 yılında ingiliz konsolosluğunun yanında yer altında iki odalı bir evden daha küçük bir bar iken gittiğim mekan. sonra yolun karşısındaki eski shaftın yerine taşınmış, perukalı bir öğretmen eskisinin dans niyetine sağ sola ellerini salladığı yüksekçe bir alanı olan komedi bar olmustur. sonra karakol karşısı sonra da siraselviler derken tekyön acip garip bir mekan oluvermiştir. içtiğim içkiden plastik kapak çıktığından beri bardakla herhangi birşey içmiyorum. en son bu eylül ayında gittim, toronto`da en çok özlediğim şeylerden biridir.
  • /
  • 11