breavous

Durum: 829 - 0 - 0 - 0 - 03.10.2017 08:20

Puan: 10278 - Sözlük Kaşarı

10 yıl önce kayıt oldu. 6.Nesil Yazar.

ilgi orospusuyum hakim bey
  • /
  • 42

özel üniversitede yüzde yüz burslu okumak

yazarın hangi özel okulda olduğunu merak ettim doğrusu, çünkü artık o "hiçbir şey bilmeyen holdingin başına geçti" oranı fazlasıyla azaldı: yaz dizilerinde kaldı gibi geliyor bana. belki de okuduğum bölüm/fakülte ile ilgilidir. bilemedim. yine de özel okulda burslu okuyan birisi olarak şunu diyebilirim ki imkan açısından kesinlikle yaşanması gereken, yine de o imkanlara ulaşmak için de kıçınızı yırtmanız gereken bir deneyim oluyor kendileri. bir de yemekler pahalı.

bir ilaç olsan olabileceğin ilaç

yazarların bir cümlede siyasi görüşü

liberte, egalite, beyonce.

yaz sıcağında buz gibi içilen akşamüstü birası

buz gibi içilen beyaz şaraptan daha güzel değildir.

farklı çağrışım yapan cisimler

sarhoşken gönderilen mesajlar

numarasını silene kadar eski kız arkadaşıma, sonrasında da fuckbuddylerime, flörtlerime, ama en çok da yakın arkadaşlarıma attığım mesajlardır. çünkü sarhoşken ya çok nefret dolu oluyorum (kendime karşı), ya da çok sevgi dolu (herkese karşı).

içip içip eski sevgiliye yargılanacaksın diye mesaj atmak

her insanın hayatında en az bir kez yapması gerektiği şeydir.

ayı sözlük aç ayı oynamaz zirvesi

bence tam tersini yapalım bunun, çünkü dolu mideyle dans edecek kadar sarhoş olmak zor biraz.

hornet

türk toplumu içerisinde, eğer aşırı derecede açık ve rahat değilseniz (ki öyle olsanız bile yine de çok fark edeceğini düşünmüyorum, çünkü ben yeterince açık ve rahatım) bir gerekliliktir kendisi. aynı zamanda da fazlasıyla kozmopolittir, toplumun her köşesinden insanı bulundurduğu için normalde sosyal çevremizde sahip olduğumuz duvarlarımız burada bir işimize yaramaz. garip bir bağımlılık yaratıcı iş kendisi, ne kadar sevmese de geri dönüyor insan; sonra aslında çok da nefret etmediğini fark ediyor falan. kısır döngü.

ayı sözlük itiraf

uzun süredir yapmayı istediğim bir şeyi yaptım, kendimi garip bir şekilde rahatlamış istiyorum. bir de son zamanlarda kendimle daha barışık olduğumu fark ettim, insanlar beni hala kolaylıkla üzüyor olsa da en azından bu hüzün öfkeye ya da kine dönüşmüyor. o yüzden de daha huzurlu geçiyor günlerim. mutlu muyum bilmem ama mutsuz değilim, güzel o yüzden.

suicide squad

filmle ilgili en büyük problemim (eğer okuduklarım doğruysa) joker ve harley ilişkisinin "trajik bir aşk hikayesi" olarak gösterilmesi. umarım yanılıyorlardır demekten başka yapacak bir şeyim yok, özellikle de margot robbie'nin ropörtajlarında harley'in şiddet gördüğünü çok net bir şekilde söylemesinden sonra. ha tabi, şiddeti yine gösterip "trajik" kılabilirler ama aslında trajik mi? hayır. sadece iğrenç.

tanrıya sorulmak istenen sorular

pişmansın da çok geç diye yok mu edemiyorsun her şeyi yoksa direkt sadist misin? ha bi de, niye bu kadar seksist ve homofobik ve ırkçısın? eğer değilsen neden takipçilerinin seni böyle anlamasını dert etmiyorsun?

sözlük yazarlarının hayat sloganları

"you can watch my fat ass twist boy / as i bounce to the next dick boy."

şaka şaka, gerçi bu da güzel laf ama en sevdiğim herhalde düşünüyorum öyleyse varım'dır.

ayı sözlük yardım

fotoğraf çekme konusunda kendimi geliştirmek istiyorum, makine konusunda önerileriniz var mı? bir de tabi (özellikle de şehir fotoğrafçılığı/minimalist çekimler için) istanbulda bildiğiniz güzel köşeler var mı? biliyorum çok basic bir hobi, ama çok rahatlatıyor beni yav...

geceleri köpeklerin aslan kesilmesi

bizim sokak hayvanlarla dolu, neyse ki sakinleri de onlara yemek/su koymak konusunda çok yardımseverler. iki köpeğimiz, yedi tane falan da kedimiz var. hepsi de çok sakin hayvanlar, hikaye bu kısma kadar çok güzel zaten, kimse geceleri aslan kesilmiyor. ancak bizim yan apartmanın bahçesinde sahipli bir köpek var, o özellikle bu yaz sıklıkla geceleri havlamaya başladı, sanki acı çekiyormuş gibi. kendimi kötü hissetmeden edemiyorum, acaba kötü mü bakıyorlar diye. oysa ki ne kadar da tatlı bir hayvan kendisi.

kısacası: hayvanlar aslan kesilince çoğu zaman biz sebep veriyoruz buna onlara istemsiz de olsa rahatsızlık vererek. yoksa onlar dünyanın en tatlı varlıkları.

breaking bad

bir türlü sevemediğim, yirminci dakikasında uyuyakaldığım dizi.

ayı sözlük yazarlarının üzerindeki giysiler

batmanli tişörtüm ve iron manli boxerım. her iki tarafın da geeklerini yatağıma sokma peşindeyim çünkü.

bugün aşşırı sevgi doluyum bir kutu dolusu yavru köpek gibi her önüme gelene sarılasım var sevgili sözlük oyuncak ayı oldum galiba

curiouscat

twitter'ın ask.fm'in yerini alan soru sorma/itirafta bulunma eki. anonimlerin fotoğrafı yerine çeşitli grafik kediler geliyor çok tatlış.

not: kendiminkini de bırakayım şöyle madem curiouscat.me/breavous

açılmak

tamamen insanın kendini güvende hissetmesiyle ilgili olan bir durum. mutlu olmakla, ya da "yeterince" gay/bi/trans olmakla alakası yok. cinselliğimiz politik bir yapı taşıdığı için, onu dünyaya açmamızda direkt olarak kendimizi politik bir nesneye çevirdiğimiz anlamına geliyor. o yüzden çok önemli ve üstüne düşünülmesi gereken bir konu bence.
  • /
  • 42
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 829

sevgiliden ayrıldıktan sonra yapılan ilk mastürbasyon

ikisinin de ne olduğunu bilemeyecek kadar sevgilisiz olmak bence en acı vereni.

x men de hangi karakter

storm.

şimdi düşünüyorum, güç olarak onu aşabilecek karakterlerin çoğu güçlerini kontrol etmek konusunda sıkıtnı yaşayan insanlar. (bkz: jean grey) (bkz: rogue). kendisi black panther'la aşk yaşıyor, mistik güçlere sahip, yalnızca dünyadaki havayı değil uzaydakini de (dalgaları ve ışığı) kontrol edebiliyor, zihin saldırılarına karşı savunması var, ayrıca muhteşem bir karakter gelişimine sahip. ayrıca, doğanın bir parçasını kontrol etmek avatar'dan beridir hayalimdir.

selam verdik erekte oldun

selamın değil sebep, bulge'un büyük diye cevap vermek lazım.

yaş ilerledikçe katlanılması zor şeyler

çocuklar.

gerçi onun için yaş ilerlemesine gerek yok, yaşımın ilerlemiş olduğunu da iddia edemem. ancak çocuklar çok büyük problem.

call me by your name

eleştirmenler tarafından fazlasıyla sevilmiş film. düşse de malum yerlere izlesek.

ayı sözlük yazarlarının fantezileri

(bkz: uzun süreli ve sağlıklı bir ilişki)
(bkz: günaydın mesajları)
(bkz: beraber yemek yapıp film izlemek)

görün bakın nasıl bir pamuk gibi kalp yatıyor tüm sapıklığımın altında.

bi siktir git dedirten durumlar

"bu gençlik çok boş."

ama cidden bsg hocam. bizden önceki nesiller gibi ekonomik çöküşler yaratmadığımız, beş yılda bir savaş çıkartmadığımız için mi boşuz? anlamıyorum ben.

evli biseksüeller

biseksüeller heteroseksüellerden ya da eşcinsellerden daha aldatmaya meyilli değil diye biliyorum, grup sekse öyle çok bir düşkünlükleri de yok benim tanıdıklarımın. varsa bile bu evli olmalarına engel değil, ya da evli olmaları da ikiyüzlü olmalarına/artık biseksüel olmamalarına sebep değil. nedir bu bifobinin sebebi cidden?

20 ağustos 2016 gaziantep patlaması

kendimi trajikomik bir mayın tarlası oyununda hissediyorum artık. "ah, bu seferde katliam benim bulunduğum yere denk gelmedi" düşüncesi var kafamda. bir yandan hayatta kaldığım için şükrediyorum, bir yandan her şeyden nefret ediyorum.

ilk eşcinsel deneyim

10. sınıfla 11.'i sınıfı bağlayan yaz tatilinde, çok büyük ısrarlar sonucunda ailem beni tam iki ay boyunca londra'ya, orada okuyan kuzenimin yanına göndermişti. normalde plan benim hem ingilizce kursuna gitmem hem de onunla gezmemdi, ancak bazı problemlerden dolayı ilk 1.5 ay boyunca kuzenim sürekli çalıştı, ben kendim keşfettim şehri (daha güzeldi, orası kesin). bu günlerden bir tanesinde, kurstan tanıştığım arkadaşlardan birisinin "veda günü" için oxford st.'deki vapiano'ya gitmiştik yemek yemeye. bilen bilir, vapiano self-servis bir yer. çok da sevmediğim başka bir kızla yemek sırasına girdik, önümüzde italyan iki adam vardı. 30'larında.

onlardan bir tanesi bir an için ortadan kayboldu, gitti sergilenen pizzalara göz attı geri geldi. sonra da dönüp bize hangi pizzayı önereceğimizi sordu, ben cevap verdim ama arkadaşın ingilizcesi bayaaaa kötüydü, o saçmaladı. adam da bana bakıp "bu kız gerizekalı mı" diye sordu, ben de "biraz" dedim. sonra sadece benimle konuşmaya başladı, işte doğumgünü yakınmış, arkadaşıyla yemeğe çıkmışlar, istanbul'u bilirmiş, türk kızlarını çok severmiş falan. ben çok bir "he he" modundaydım, yemek yemek istiyordum çünkü sadece. (bkz: öncelikler)

neyse adamla arkadaşı yukarı çıktılar, biz de yemek yemeye gittik. ben adamdan hoşlanmıştım, ama aklımda bir şey olabileceği yoktu tabi ki. kıllıydı, uzun boyluydu, çok da yakışıklıydı. neyse işte, hızlıca tabağımdakileri gömdükten sonra lavoboyu kullanmak için üst kata çıktım, üst kat bar gibi bir yerdeydi. adamı gördüm yine, ben bir şey demeden yanından geçecekken beni yanına çağırdı. arkadaşı lavobodaymış. içki ısmarlamak istedi, dedim peki ama bir tane. arkadaşı gelince ikisi italyanca bir şeyler fısıldaştılar adamla bizi yalnız bıraktı, içim ısınmaya başlamıştı zaten o ara. konu konuyu açtı, adam benim bacaklarıma dokunmaya falan başladı.

hikayenin sonu otel odasında bitiyor.

şimdi, 18 yaşından önce cinsel birliktelik yaşadığım için pişman mıyım? hayır, bir kızla da ilk kez o hafta birlikte oldum. ama o yaştaki bir adamın 15-16 yaşındaki bir çocukla bu kadar rahat bir şekilde birlikte olması bana garip gelmiyor değil. kader artık. şimdi de tam daddy olmuştur gerçi. of of.

feminenlere ilgi duymayan gay

gizli cinsiyetçilik yüklüdür. aynı siyahi gaylere "ilgi duymayan" birisinin gizli ırkçılıkla yüklü düşüncelere sahip olduğu gibi.

sözlüktekilerin çoğunun hdp'li olması

azınlıklar çoğu zaman muhafazakar değil sol tarafa yönelir, bu da zaten elimizde chp ve hdp'yi bırakıyor (eğer meclise girmiş partilerden bahsediyorsak). eh, çoğu insanın da chp'nin ama muhalefet olmasına rağmen gösterdiği işlevselsizlikten bıktığını düşünürken, hdp'ye yönelmeleri mantıklı. ideolojik sebeplere girmiyorum bile. ki her şeyin ötesinde, "ahlaksız,kural tanımaz,iğrenç" ne demek gerzek?

diğer yandan, milliyetçilik tehlikelidir. vatansever olmak güneydoğu'da devletin yaptığı iğrençlikleri yok saymak değildir, dindar... yorum yapmayacağım, atatürkçü olmakla hdpli olmak arasındaki karşıtlık nereden çıktı anlamış hiç değilim yine. bir yandan atatürkün modernleşme ve devlet kurma çabalarını takdir edip, bir yandan da hukuk süreçlerine bağlı olmayan mahkemeler kurup dersim'i bombalattığını eleştirebiliriz. "nereye dönsek nanköre rastlıyoruz" demek de çok garip. nankör dediğin insanlar çoğu zaman toplum tarafından aşağılanan, nefret edilen, ırkçılığa maruz tutulan taraf herhalde?

5 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz

mümkünse amerika'da, hatta daha spesifik olmak gerekirse columbia'da masters yaparken. ha o olmadı mı? londra'da. o da mı olmadı?

olacak efendim, illa ki olacak.

allah vs atatürk

hangisinin daha kötü bir karar olduğuna bağlı: türkiye'yi kurmak mı yoksa evreni yaratmak mı?

biseksüelliğin insanlık suçu olması

"nefretini kusanlara neden kızıyoruz ki?" bilmem, nefret kötü bir şey olduğu için olabilir mi? dalga mı geçiyorsunuz siz benimle ya, bir de ciddi başlık gibi "insanlık suçu" demiş arkadaş. twitterdaki trolllerin buraya kadar taşmış olmasına gülsem mi ağlasam mı bilemiyorum. nefretinin sebebi iğrenç bir insan olman arkadaşım, bu kadar basit. iğrenç bir insansın, gayden ya da kadından nefret edenden zerre farkın yok. bir azınlık grubu diğerine karşı nasıl bu kadar pis düşünür anlayamıyorum cidden.
Henüz takip ettiği biri yok.