cikolatali kek

Durum: 1906 - 0 - 0 - 0 - 11.11.2016 23:35

Puan: 26944 - Sözlük Kaşarı

11 yıl önce kayıt oldu. 4.Nesil Yazar.

sometimes, change is everything
  • /
  • 96

power rangers

go go power ranger diye başlayan cingılını her duyduğumda kendimi koltuktan koltuğa fırlatmama sebep olurdu. ben kırmızı rangerdım. bir tane power ranger robotum vardı, yatağa bile onunla girerdim. güzeldi power rangers. sonra başka versiyonları çıktı ama hiçbiri ilk versiyonunun tadını vermedi.

halklailiskilerci

ayı sözlük yazarlarının ilişki durumları

görüşme aşamasında. her bir şey yarına bağlı sözlük.

sherlock

sırf aklımda yer eden jude law'ın doktor watson'ı kaybolmasın diye inatla izlemediğim dizi. benim için dr watson, jude law'dır. ayrıca robert downey jr'da sherlock olarak oldukça başarılıydı. arkadaşlarım ne zaman izle abi deli misin süper deseler, bakarız diyorum ama bakmam yani. bakamam.

poker face

jude law tarafından nakaratı başarılı bir şekilde okunan şarkı. ben bu halini daha çok seviyorum.

"noooo he can't read my..."



ayrıca (bkz: ingiliz aksanının çok seksi olması)

sevgilin başkasıyla evlendiğini hayal etmek

altında derin paranoyalar yatan düşünce. sevgili başkasıyla evlenebilir diye düşünen ibne, sevgilinin onu terk edip başka erkeklerin koynunda soluk almasını da pek ala düşünür. bunun sonu yok. neden yanınızda olan sevgilinin tadını çıkaramıyorsunuz?

ip atlamak

düzgün bir vücuda sahip olmak isteyenler için şiddetle tavsiye ediyorum. bugün salonda fitness'a yeni başlayan arkadaşım antrenörü yazdığı halde ip atlamak istemediğini söyledi. onun yerine daha fazla ağırlık çalışmak daha faydalı olurmuş. elbetti fitness'a yeni başlayanların yaptıkları yanlışlar bu yazının konusu değil ancak ona ip atlamanın bir kaç faydasını söyledikten sonra ayı sözlük'te de ip atlamanın yaralarını paylaşmanın faydalı olabileceğini düşündüm.

vücudumuzda bulunan bütün kasları çalıştırması sebebiyle genel vücut egzersizidir.
kardiyo etkisi bulunur.
fitness seviyenizi arttırır.
baldır-bacak kasları için etkili bir egzersizdir.
el-ayak koordinasyonunu arttırır.
kadınlar için selülite çare olabilir, kalçayı dikleştirmede yardımcı olabilir
kan ve lenf dolaşımını arttırır.
dakikada hıza göre 10-20 kalori arası yakmanızı sağlar.
düzgün ve biçimli bacaklar giden yolda yardımcıdır.
size bir miktar hız kazandırır.

ben bile bilmiyordum bu kadar faydalı olduğunu.

yeni başlayanlar için tavsiyem 8 setten 50 tekrar ip atlayın. setler arasında 30 sn dinlenin. ayrıca 4 seti ısınmadan sonra yapın, diğer 4 seti antreman bittikten sonra yapın.

bir erkek için bütün erkeklerden vazgeçmek

nasıl bir kafaya sahip şu an anlayamıyorum ama çok saygı duyuyorum. keşke onun kadar sevebilsem birisini, bunu yürekten istiyorum.

eşcinsel olacağına uyuşturucu kullanmak

en yakın olma sorununu eşcinselliğimi kabul ettiğim gün düşünmeye başladım. en yakın kimdir, kim en yakın arkadaşın olur... çevremdeki insanlara baktım, acaba kaçı hayal ettiklerinin aksine homoseksüel cikolatali kek'i severlerdi. onların bu konudaki görüşleri öğrendim. homofobik olanlardan yavaş yavaş uzaklaştım. tabii homofobik oldukları için onlarla dalga geçtim. onları sığ, gerizekalı, yobaz olmakla suçladım, şakayla karışık. neyse onları hayatımdan siktir etmiş durumdayım.

geriye kalan insanlarım, arkadaşlarım, hepsi lgbt konusunda duyarlı. bunun için o kadar teşekkür ediyorum ki... elbette çoğuna asla açılmayı düşünmüyorum. açılmak istemememin sebebi sır tutacaklarına güvenemiyor olmam. zira burası türkiye. zira burası %99'u homofobik* insanların yaşadığı bir ülke. ben böyle bir sırrı herkese vermem. siz de vermeyin. homofobik olup olmadığını bilmeden açılmak ne demek arkadaşlar, kendinize gelin. silkinin.

açıldığım insanlar oldu mu? oldu. hepsi çok normal karşıladı. teşekkür ettiler, arkadaşlığımız level atladı. en güzeli de ne biliyor musunuz? açıldıklarımdan 2 tanesi, homofobik insanlarla beraber olmuyor. ikisi de çok güzel kadınlar. kaç erkeği terk ettiklerini biliyorum.

neyse ki adam uyuşturucu örneğini vermiş. eşcinsel olacağına öl de diyebilirdi. derler bok beyinliler.

ayı sözlük itiraf

15 gb'lık müzik arşivim var gene de youtube'u açıp müzik dinliyorum. deli miyim neyim.

cikolatali kek

tecavüze verilen tepkileri samimiyetsiz bulmak

esas samimiyetsizlik masum bir genç kızın ölümü üzerinden sözlük'te girilen iki paralık tartışmalarda kendini haklı çıkarmaya çalışmaktır.

kime oy vercez lan

hiçbirine. önceki seçimlerde kendimi zorlayarak, ite kaka seçim sandığının başına naşlayıp chp'ye oy atıyordum. hiçbiri içime sinmiyor. hiçbiri beni temsil etmiyor. neden beni temsil etmeyene oy vereyim?

yağmur yağarken dinlenebilecek şarkılar

frank sinatra - singing in the rain -


adele - set fire to the rain - http://ayisozluk.com/lnk/a574e7

rihanna - umbrella ft jay-z -
3770

samuray

çocukken ailemle beraber izlediğim last samurai filminden sonra çok özendiğim, national geographic'in özel sayısını resimlerini inceleye inceleye okuduğum japonya'nın özel savaşçı sınıfı. daha sonra detaylı bir şeyler yazacağım buralara ama şimdi hem çok yorgunum hem de torrent kasıyorum.

(bkz: reserved)

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

190 boyunda zeki yakışıklı başarılı kürt erkeği

bir süre oyundan elini eteğini çekmiş erkektir. sorry guys.

the person you have called can not reached at the moment please try again later

yazarların hayran oldukları erkek ünlüler

hayran olduğum ilk ünlü erkek çocuk yaşlarda ansiklopediyi karıştırırken gördüğüm michelangelo'nun davut heykeliydi.

ayı sözlük yazarlarının yaşadığı komik anlar

hazırlık sınıfındayız. sabahın ilk ışıklarıyla gözümü zar zor açarak okula zor ulaşmışım. kafam hala dün gece yaptığım sekste falan derken hoca bana bir soru sordu. soruyu tam hatırlamıyorum ama cevap verirken "every week" diyeceğime bağıra bağıra "every dick" dedim! üstüne üstlük hoca "what?" diyor ben tekrar "every dick" diyorum. arkadaşım dürtüyor sağdan sağdan ben artık iyice sinirlenerek "every dick" diyorum. sonra hoca "every week" diye düzeltiyor "ben ne dedim ki yahu?" falan derken benim jeton düşüyor. kahkahayı basıyorum.

bir diğer anım yemekhanede oturuyoruz. o gün meşhur çikolatalı kekimden yapıp getirmişim. tüm arkadaşlarım dört gözle yemek bitse, kek yesek diye bekliyorlar. neyse ben yanımda oturan kızla şakalı kakalı laf dalaşı yaparken pis bir laf diyorum. kızında alındığını görünce tabii hemen yavaşça koluna dokunarak "şşş tamam sana kek veririm," diye rüşvet teklif ettim gönlünü almak için.

bir diğer anım mezun olduğum lisede dört kız vardı. bunlar okulda sürekli bayılmalarıyla meşhurdurlar. öyle ki birisi bayılırsa armonik bir ritmle diğerleri de peş peşe bayılırlardı. şöyle düşünün dört tane kız var ve birden bire sınıfta pat pat pat pat bayılıyorlar. çantalarında küçük dillerini yutmamak için kaşı bulundururlardı. bayılmaya o kadar alışmışlardı ki bayılacaklarını anladıkları zaman "ay çantamın ön gözünde kaşığım var onu getirin," diye feryat figan haykırır bayılırlar. hatta okuluma yeni bir geometri öğretmeni gelmişti. adam "kapıyı açıyorum bir kız bayılıyor, merdivenden iniyorum bir kız bayılıyor, bende bana bayılıyorlar sanıyorum," diye espirisini yapmıştı.

o hocada bir alemdi. koridorda yanında geçerken selam verirdin adam ağzında ki polo şekeri gösterirdi. severdim o hocayı.

bir keresinde dedem arabayı çıkarmak için anneannemden yardım istemişti. hepimiz arabadayız ve plajdan dönüyoruz kucaklarımız dolu, bir anneannem müsait. neyse anneannem çıktı arabayı yönlendirirken herkesin içinde "götüm geri götüm geri," diye komut vermesin mi?!

**

ateist oluşuna vurgu yapan insan vs dindar oluşuna vurgu yapan insan

eğer hiç tanınmadığı bir ortamda, bir forumda veya açık oturumda, din ile ilgili bir şeyler söylemeyecekse yapılması çok anlamsız olan vurgudur.
  • /
  • 96
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1906

iğrençsin ama o kadar yol geldim sevişeyim bari

asla içinde bulunmadığımdır.

hayatımda bir kere sevişmek istemediğim birisiyle seviştim. o da hastalık gibiydi. uzun süre atamamıştım üzerimden.

artık "hayır," diyorum. "seninle sevişmeyeceğiz."

unutmayın, siz bir tanesiniz, kimseyle vakit harcamak peşkeş çekmek zorunda değilsiniz.

biseksüel

ilerde bir kadınla evlenmeyi düşünüyorum dedikleri sürece asla saygı duymayacağım insanların genelde arkasına sakladıkları cinsel yönelim.

fakirliğine bakmadan çocuk yapan insan

çünkü dünyadaki bütün güzellikler gibi çocuk sahibi olmak da yalnızca zenginlere mahsus bir şeydir. fakirler gezmesin, tozmasın, eğlenmesin ve en sonunda üremesinler zaten. bazen starbucks'ta 10 tl'den kahvelerimizi içerken bazen camın kenarına geliyorlar, peçete falan satmaya çalışıyorlar. ayyhhh resmen moralim bozuluyor. hem zaten fakirler niye varlar ki? kendi kendilerine ortadan kaybolsunlar. biz de lüks sitelerimizde, aidatı aylık 350 tl olan, yüksek güvenlikli sitelerimizde yaşamak zorunda kalmayız.

ricky martin

sözlükte başlığını görünce heyecanlanmama sebep olmuş yakışıklı, şarkıcı, lgbt aktivisti ve aile babası. hiç unutmam yıl 1999, bizim böyle kocaman bir teybimiz var. ablamla beraber bir kaset doldurmuştuk işte içinde celine dion, britney spears, jeniffer lopez, back street boys falan var. bir de ricky martin. açıyoruz ricky martin'i bağıra bağıra livin la vida loca söyleyerek dans ediyoruz beraber. dilimizde pek dönmüyor tabii, en azından benim. daha okula başlamamışım veya yeni başlamışım.
aşıktım bu adama. o zamandan emindim sanki gey olduğuna.

ne güzel adamdın sen ricky abi. ehe.

ayı sözlük'te dışlanmaktan korkmak

böyle biri/birileri var mı bilmiyorum ancak c tipi kişilik'e sahip olduklarını düşünüyorum.

green apple'a cephe arkadaşları aranıyor

aziz ordumuzun uçaklarla cepheden cepheye uçuştuğu şu mübarek günlerde, sözlükte tek başına trollenmekten ve bilimum savaş karşıtı insana göğüs germekten memeleri sarkan, ışık ve sevgiyle, green apple'a cephe arkadaşları aramaktayız. eğer sizlerde 7/24 sol framei türklerin boklarının ne kadar pembe olduğuna dair doldurabilir, bütün bearhairy başlıklarının altına çemkirebilirseniz, durmayın başvurun.

aranan kriterlerimiz;

-düşük bir zeka
-bütün gün bilgisayarda vakit harcayacak kadar işsiz olmanız
-yazım yanlışları ve imla hatalarıyla dolu bir grameriniz
-2 veya 3 kelimeden fazla cümleler kurmamanız gerekmektedir.

hadi ne duruyorsunuz! dutchbear'ın eksikliğinde bu ablanıza sahip çıkmak, onu cephede bu savaş karşıtı çiçek çocuklarla yalnız bırakmamak için alın elinize klavyelerinizi.

onur yürüyüşünde iki kadının çırılçıplak soyunması

öncelikle herkesin yaptığı işe saygı duyuyorum. kimse oturduğum yerden eleştirmeye hakkım yok, biliyorum. sonuçta ben tüm lgbt'leri destekleyen arkadaşlarıma rağmen kendimde onur yürüyüşünde yürüyecek gücü bulamıyorum. sonuçta tüm arkadaşlarım facebook profillerini gökkuşaklarıyla döşerken ben hiçbir şey olmamış gibi devam ettim. türkiye'de yapılan onur yürüyüşüne de son derece saygı duyuyorum ancak zaman zaman kendime "neden onur yürüyüşüne katılmaktan bu kadar çekiniyorsun" diye sormadan edemiyorum.

şimdi izin verirseniz burada biraz bunu açıklayacağım. ama en başında şunu özellikle belirtmek istiyorum, bu uğurdan yapılan her şeye son derece saygı duyuyorum. sadece benimki biraz özeleştiri gibi.

eskiden en yakın arkadaşım olan çocukla, o da gay olduğunu öğrendim, onur yürüyüşü hakkında konuşurken "ya biz orada lgbt bireylerin hakkını savunuyoruz yoksa orospuların gördüğü polis şiddetini mi savunuyoruz?" diye sordum. "ben orada anneme aşkımı savunacağım yoksa aileme para karşılığı bedenini satmanın doğru bir şey olduğunu duyuracağım? ailem benim bir erkekle sevişmenin kabul edememişken beni bir hayat kadınıyla kol kola görseler ne düşünürler?" ki seks işçileriyle hiçbir problemim yoktur. ama benim yürüyüşümle bunun alakası ne?

biliyorsun türkiye'de tanzimattan sonra pek çok şey avrupa'dan direk alındı. biz roman üretmedik. şiir yazmadık. avrupa'dan alıp onu taklit ettik. bize hep batıyı takip etmek derken hep batıyı taklit etmeyi öğrettiler. şimdi onur yürüyüşünde yapılanda aynen bu. biz amerika'da bu yürüyüş nasıl yapılıyorsa aynen onu alıyoruz. taklit ediyoruz. senin muhattap olduğu adam obama değil ki? senin komşun kızını beceren adamla futbol izleyen john doe değil senin komşun kızını bir erkekle el ele görse tekme tokat döven onu eve kilitleyen hasan usta! seni nasıl bir amerika'lı gibi yaparsın?

recep ile şaban'ın arasın ramazan giremez! allah aşkına bu sloganı ne kadar düşündünüz? siz akp'nin yüzde 40 mhp'nin yüzde 16 aldığı bir ülkede, ki chp ile hdp'de ki muhafazakarları saymıyorum bile, bu şekilde saygı göreceğinizi mi bekliyorsunuz?

biraz önce paylaşılan görüntüleri izledim. yahu sen nasıl benim onur yürüyüşümde gidip oral seks yaparsın. bok. bok. bok. bok. boksunuz. ben anneme saatlerce iki erkeğin aşkını anlatayım, kalp hastası babamı iki erkeğin birbirini sevebileceğine ikna etmeye çalışacağım siz gidin benim cinsel yönelimimi içine aldığınız bir "onur yürüyüşü" düzenleyin ve çırılçıplak birbirinize oral seks yapın. boklar. boksunuz işte. şimdi bu görüntüyü ailem görse ben onlara ne derim? 1 senedir uğraştığım şeyi nasıl hiç edersiniz? hep üzülüyordum lgbt'ler haber programların yer bulmuyor diye. iyi ki bulmuyorlar. gerizekalılar.

bundan sonra bu ülkede tek kelime etmem lgbt hakları için. bana ne? yarın gidip ailemede tövbe ettim yok öyle bir şey derim. ne diye üzüyorum ki ben ailemi? sessiz sakin hayatımı yaşarım. okulumu bitirince de siktir olup giderim amerika'ya.

ayı sözlük itiraf

gay olmadığım halde erkeklerle cinsel ilişkim çok oldu (öpüşme ve sevişme hiç olmadı). anal ilişki ve düşüncesi bence çok çekici. yatsın yanıma götümü başımı dağıtsın sonra yatsın hali bence daha güzel.

her boku yiyip domuz eti yemeyen tipler

bıkmadınız milletin yediğini içtiğini eleştirmeye.

başkaları sizin yaşam tarzınıza karışsa "kömsö bözö önlömöyör" dersiniz. adam belki her boku yemeyi seviyor ama domuz eti yemeyi sevmiyor, olamaz mı?





30 yaşını geçtiği halde ailesiyle yaşayan adam

okullar okunmuş, iş güç sahibi olunmuş, evlenmemeyi tercih etmiş adamın ailesiyle yaşama durumudur. annesinin yaptığı yemekleri yemenin, temiz ve ütülenmiş çamaşırlar giymenin rahatlığını bırakamamış adamdır. muhtemelen ev işlerine uygun değildir. tek başına bıraksan ya yemeği yakar ya da gömlekleri ütülerken kat izi bırakır. aileyle oturmak demek, anne ve babanın otoritesini kabul etmek ve hayatını onların dünya görüşlerine göre şekillendirmek demektir. bir insan 30 yaşını geçtiği halde hala evin oğluşu muamelesi görüyorsa oturup düşünmesi gerekir.

tabii istisnası olanları bu durumun dışında tutuyorum.

edit: 30 yaşını geçtiği halde ailesiyle yaşayan adam beğenmedi.*

gay accountlarda feminenler ölsün akımı

genelde feminenleri rahatsız eden durum, anlıyorum.

ancak pek çok yazarında dediği gibi bir gey olarak maskülenlik arıyorum. pizzayı elleriyle yiyen, tornavidayı alıp ev işi yapan, araba bozulunca kendi işini görebilecek birisini. lady gaga dinleyip, skinny jeans pantolonların içinde kırıtan birisini değil. ben ilk kategorideyim ve ilk kategoriden hoşlanıyorum. bu yüzden arayışıma daha çabuk ulaşabilmek için feminenler yazmasın diyorum.

bir de kafa yapısı olarak çok farklıyız. etrafımdaki kadın arkadaşlarıma bakıyorum bir de feminen geylere bakıyorum... nasıl başarıyorlar bilmiyorum ama kadın arkadaşlarımdan daha kadın olmayı başarıyorlar. bilmiyorum belki burada da dendiği gibi aslında onlar gey değildir. transtırlar. ya da başka bir yaşam formu. gerçi onlar kendilerini ne olarak tanımlıyorlarsa o'durlar. benim haddime değil. ama hoşlanmıyorum işte. umarım onlarıda seven birileri vardır. hem benim sevgime muhtaç değiller ki. takılmasınlar bu kadar.

ülkede boğaziçi ve odtü'den başka üniversitenin olmaması

türkiye'nin acı gerçeği. eğer tıp fakültelerini ve hukuk fakültelerini çıkarırsanız bu okullar dışında türkiye'de doğru düzgün bir tane üniversite yok. belki itü veya bilkent'in bazı bölümleri bazı konularda iyi olabilir ancak genele baktığımızda bunlar bir üniversiteyi iyi yapmaya yetmiyor.

bir de şöyle bir tesellisi vardır bu okullara girmeyenlerin/giremeyenlerin* önemli olan nereden mezun olduğun değil nasıl mezun olduğun.*

eksi oy verenin kim olduğunu bilmediğimiz halde bir yazarı eksici olarak suçlamak

geçenlerde yukarıda bahsi geçen yazar bana mesaj atmış. benim yazdığım ikinci c sendin xxxxx, diye. çok şaşırdım ve üzüldüm. çünkü kendisine özel bir düşmanlığım yok. düşmanlığı bırakın sözlüğe ilk kayıt olduğum günlerde seri eksi verdiğim günün gecesinden dark bear tarafından uyarıldıktan sonra yaptığımın pasif-agresif ve sinsi bir davranış olduğunu fark edip seri eksi oy vermeyi bıraktım. ha,genelde artık eksi oy vermem ama hoşlanmadığım bir yazarın düşüncesini beğenmediysem anında eksiyi basarım ki tanım cümlelerini, bilgi cümlelerini asla eksilemem. dediğim gibi sevmediğim yazarların belli başlı görüşlerini eksilerim. ama beğenmediysem.

şimdi bu yazar bana öyle diyince ne yalan söyleyeyim üzüldüm. çünkü kendisiyle daha doğru düzgün tanışmadan onun düşmanı olduğumu düşünmüş. bir kaç gündür entrylerini gördükçe artılıyorum. kafasında soru işareti kalmasın diye. aman alt tarafı bir sözlük, eksi - artı için birbirimizi üzmeye değer mi? artılar feda olsun.*

30 yaşını geçtiği halde ailesiyle yaşayan adam

okullar okunmuş, iş güç sahibi olunmuş, evlenmemeyi tercih etmiş adamın ailesiyle yaşama durumudur. annesinin yaptığı yemekleri yemenin, temiz ve ütülenmiş çamaşırlar giymenin rahatlığını bırakamamış adamdır. muhtemelen ev işlerine uygun değildir. tek başına bıraksan ya yemeği yakar ya da gömlekleri ütülerken kat izi bırakır. aileyle oturmak demek, anne ve babanın otoritesini kabul etmek ve hayatını onların dünya görüşlerine göre şekillendirmek demektir. bir insan 30 yaşını geçtiği halde hala evin oğluşu muamelesi görüyorsa oturup düşünmesi gerekir.

tabii istisnası olanları bu durumun dışında tutuyorum.

edit: 30 yaşını geçtiği halde ailesiyle yaşayan adam beğenmedi.*

mustafa kemal atatürk

(bkz: atam atam sen kalk ben yatam)

yok efendim o kadar şişirmeyin. özel bir adamdır. hatta bir dahidir. yaptığı pek çok şey vardır ancak kimse varlığını ona muhtaç değildir. kimse hiçbir şeyi kimseye muhtaç değildir. belki anne ve babamıza çok şey borçluyuz. ayrıca yaptığı bazı hatalar bugün pkk'nın doğmasına sebep olan bir domino halkasının ilk taşını devirmiştir.
Henüz takip ettiği biri yok.