''at gözlükleri'' derdi orta okuldaki serpil hocam. ne olursa olsun onlardan takmayın demişti. şu an ki liderlerinizi de eleştirin eski liderleri de. hatta atatürk'ü bile eleştirin derdi. ben son yıllarda ne demek istediğini çok iyi anlıyorum. kendi gibi düşünmeyen insanlara saygı duymayan ''ilerikçi'' insanlar, farklı fikri savunup başka fikirleri kabullenmeyen kişilerle aynıdır gözümde. ben at gözlüklerimi çoktan çıkardım. takmak isteyenlerin ellerine vuruyorum. herkesin gözünde bakmak gerek. ben çok insan tanıyorum eline hiç bir ilahi kitap almadan öyle bilmeden inanmıyorum diyen... ben üçünü de okuduktan sonra ''evet ben inanmıyorum'' diyebildim anca. hee bir de havalı göründüğünü inandığı için böyle düşündününü addia eden kişiler tanıdım. bunlar herkesle yatmak için böyle bir yalanın arkasına sığınmış kişilerdir.
dinle evrim teorsinin karşıt gibi gösterilmesi büyük bir oyunmuş gibi. ateizmin en büyük savunucusu olan the darwin teory aslında dinde (islamdan bahsediyorum) vardır. olmadığını söylemek cahilliktir. bir çok ayette de yer almaktadır. the big bang teory nin bile geötiği ayetler yer almaktadır. ''çamur'' atmadan önce bence oturup okumak gerekir. ''ben maymundan geldiğimi inanmıyorum istersen sen inan'' yobazlardan sık sık duyabileceğimiz bir cümledir. ben takılmıyorum böyle diyenlere artık. iyi sen bilirsin diyip geçiyorum. size de onu tavsiye ederim. çünkü yobaz olsun yozlaşmış olsun ya da kendini ilerikçi sana bir çok bilmiş olsun eğer sizi dinlemiyorsa dinlese de saygıyla cevap vermiyorsa boş verin gitsin. kimse kimsenin fikrini değiştirmek zorunda değildir.
dini değerleri olanlar için saçma çünkü cehenneme gidersin. durum ne kadar kötü olursa olsun daha kötüsü olamaz dini değerleri olmayanlar için zaten daha da saçma. ulan zaten silinip gidecen ölünce, koy götüne yaşa yaşayabileceğin kadar
konu gayet nettir aslında. ama bazı insanlar neden bu kadar savunmuş anlayamıyorum. bi kuyruk acısı olmalı. özel üniversiteyi tercih etmeyen birisiyim ama özel üniversiteyi hiç kötülemem de. imkanlar iyiyse tabii ki hizmetleri iyi bir yerde okumak isteyebilir insan. ama bu kadar savunmak niye onu anlayamadım sadece. ister özelde oku ister devlette. sen kendini yetiştir de gerisini boşver arkadaş. siyaset öğren, küfretmeden konuşmayı öğren, nerede nasıl davranacağını ve nerede nasıl giymen gerektiğini öğren gerisi boş. hangi duvarlar arasında bunları öğrendiğinin bi farkı yok.
kürt kültüründe erkeklerin el ele durmaları bir yakınlık göstergesidir. fakat normalde en uzak olarak kuzeninle bu şekilde olursun. daha uzak bir erkeğin elini tutmazsın. onunla alakalı bi şey yaptıklarını düşünüyorum
bugün inanılmaz bi akşam yaşadım sözlük. üniversite son sınıftayım. ve 1. sınıftan beri çoook hoşlandığım bi ayı vardı. hep bakardım ona uzaktan. fotoğraflarını tekrar tekrar açıp keşke ya keşke derdim. bu akşam birden yazdı. şaka yapıyo sandım, sonra alay ediyo sandım. ama kendimi alamadım onun yanına gitmekten. bi cümle kurdum bugün aynen dedi, bi cümle kurdu bana aynen dedim. o kadar aynıydık ki. aynam gibiydi. aynadaki sarışın karşılığım. yıllardır her ikimiz de aynı düşünmüşüz. kadıköyde en sevdiğim yerde. karaköy ve beşiktaş isteklelerinin tam ortasında, haydarpaşanın tam karşısında, kulaklarına gittim, sakalım saklaına değdi. ve o cümleyi söyledim. sonra oda kulağıma yaklaştı iyice bana karşılık verdi. herkesin ortasında sımsıkı sarıldık. sarılma bitince gözyaşına dolan gözlerim onun dolu gözlerine dokundu. resmen zaman durdu.
kötü ya. internetten görünce gerçekte görüyor gibi olmuyor ki. kokusunu, bakışlarını hissetmek istiyorsun. dudaklarını tatmak istiyorsun. istiklalde elini tutup yürümek istiyorsun. olmuyor. o sana şarkı paylaşır sen ona.. ama arada deniz varsa sen evinde oturursun o evinde. yazınca görüyorsun bazen güldüğünü ama gerçekte görmek istiyorsun. en çok da sımsıkı sarılmak istiyorsun ama kolların yetişmiyor.
romanıyla filminin sonunun farklı olduğu bir filmdir. film de kitap da müthiştir. kitapta asya sevdiğine varıyor ve mutlu son. gerçi filmde de mutlu son gibi bi şey var sadece sevenler birbirine kavuşamıyor ama kavuşmak hep iyi değildir
herkes herkese yorum yapar durumda bugün. aynada ki yansımaya doğruyu söyleyemeyenler var. hınçlarını daha zayıflardan çıkaranlar var. işte onlar bostancıda kadıköyde beyoğlunda caddelerde topuklu ayakkabıyla gezen erkekleri hedef seçmişler kendilerine. aslında tek sorun bu. ne travestiler sorundur burda ( ki asla öyle bi şey olama) ne de para karşılığı yapılan orgazmlar. herkes insan.fuhuş yapılsın ya da yapılmasın-ki zorla yapılanlar da vardır- onlar böyle aşağılanmayı haketmiyorlar
yani ramazan davulcusunun sessiz olmasını beklemek.. neden anlamadım. bu sonuçta bir gelenektir. oruç tutar ya da tutmaz olabilir insan. ama gelenekler (ben ne kadar sevmesem de) istesek de istemesek de devam edecektir.
bugün inanılmaz bi akşam yaşadım sözlük. üniversite son sınıftayım. ve 1. sınıftan beri çoook hoşlandığım bi ayı vardı. hep bakardım ona uzaktan. fotoğraflarını tekrar tekrar açıp keşke ya keşke derdim. bu akşam birden yazdı. şaka yapıyo sandım, sonra alay ediyo sandım. ama kendimi alamadım onun yanına gitmekten. bi cümle kurdum bugün aynen dedi, bi cümle kurdu bana aynen dedim. o kadar aynıydık ki. aynam gibiydi. aynadaki sarışın karşılığım. yıllardır her ikimiz de aynı düşünmüşüz. kadıköyde en sevdiğim yerde. karaköy ve beşiktaş isteklelerinin tam ortasında, haydarpaşanın tam karşısında, kulaklarına gittim, sakalım saklaına değdi. ve o cümleyi söyledim. sonra oda kulağıma yaklaştı iyice bana karşılık verdi. herkesin ortasında sımsıkı sarıldık. sarılma bitince gözyaşına dolan gözlerim onun dolu gözlerine dokundu. resmen zaman durdu.