hepberabear

Durum: 1205 - 0 - 0 - 0 - 25.01.2017 20:57

Puan: 21306 - Sözlük Kaşarı

11 yıl önce kayıt oldu. 5.Nesil Yazar.

"Normal insan kurgudur!"
  • /
  • 61

eşcinselliğiyle barışamamış eşcinsel

psikolog mode on;

güzel bir terapi programı ile ele alınırsa bir senede olumlu yönde uzun yol katedilebilir.

psikolog mode off.

para karşılığı ilişkiye giren erkek

şaban'la recep'in aşkına ramazan engel olamaz

bu pankart sayesinde ötekiliğimize ötekilik katarak yine dışlanmışızdır! ya bu toplumun mizah duygusu yok ya da biz espri yapamıyoruz!

bir erkeğin en güzel yeri

sakalı diyor ve ultrakezbans liginde finale yükseliyorum!

onur yürüyüşünde iki kadının çırılçıplak soyunması

toplumun hastalıklı genel ahlak dinamiklerine ve kurallarına tamamen karşı olan yürüyüşte yapılan bir protestonun "ahlaksızlık" olarak isimlendirilmesine ağlasam mı gülsem mi bilemedim? p.s: eeee ne olmuş yani?
  • /
  • 61
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1205

aileye açılmak

benim açılma hikayem çok çok ilginç olmuştu. ailem bir şekilde ajanlıkla bunu öğrenmişti fakat aldığım olumsuz tepki çok gariptir ki şuydu; böyle bir şeyi neden bizden saklıyorsun, biz senin aileniz her şekilde yanındayız, aptal mısın sen neden bizden saklıyorsun diye daha çok sinirlerimi bozmuşlardı. aradan aylar geçince inanın herkes alışıyor o kriz bir şekilde aşılıyor.(tabii benim ailem kabullenip sağlıklı biçimde bunu aşan tipe örnek) şimdi annem yüzümün gülüşünden anlıyor, sevgilimle barışık mıyım?, ayrı mıyım?, kavgalı mıyım? diye. hatta son günlerde aramızda geçen bomba muhabbet;

"ay ona mı üzülüyorsun oğlum, yavrum be! bir senin güzelliğine bak bir de şu adama, haşlanmış yumurta gibi! üzme kendini sen en iyilerini bulursun!" *

yine de şu var ailenin bireyi kabulu ve anlayış göstermesi çok önemliyken aynı şekilde açılmamanız da bence bir sorun çıkarmaz. yani illa ki bilmek zorunda değiller. eğer bu sosyal ilişkilere zarar verecek derecede ailede bir bozulma yaratacaksa en iyisi açılmamaktır. ayrıca kimse kusura bakmasın ama evladını her şekilde kucaklayamayan aile, aile değildir! siz onları reddedin, kendi hayatınızı kurun, dostlarınız, sevdikleriniz, aşklarınızla kendi ailenizi kendiniz kurun! unutmayın açık ya da gizli; ne yanlışız, ne de yalnız!

seda sayan

“ben çocuğumun doğumundan sonra yemin ediyorum disipline girmiş bir kadın olarak, sen kimsin beni yargılıyorsun? sen kimsin? sana bir tavsiyem, yazık o git kızına sahip çık önce. inşallah allah seni kızınla terbiye etmesin. inşallah allah seni, o geride bıraktığın karınla terbiye etmesin. sen çok alçak bir adamsın, çok alçak. insanlara belden aşağı vuracak kadar. senin akıl hocalarını da biliyorum. senin akıl hocaların, kendi karılarının çektiği pornolara baksın. hepsini çıkarırım! oğlum ayağınızı denk alacaksınız. herkes ayağını denk alacak! öyle kolay değil bu memlekette ahkam kesicem, beni hükümet..seni hükü kim koruyor? hangi hükümet o, hangi hükümet seni koruyor! kim?? herkesten hesabını sorarım. kimse bana bu konuda konuşamaz. dört dörtlük yaşayan, bu memlekette çalışıp, köpek gibi çalışıp kraliçe gibi yaşamaya çalışan, evladını ailesini en iyi derecede yaşatmaya çalışan, aslan gibi vergisini veren, yardımlarını yapan. ne yaptınız ulan siz? ne yaptınız! nerde ne yaptın! pis! yediği kapıya pisleyen şerefsiz adam. onu bile bir adamlık sayıyorsun, o bile bir adamlık değil. git intihar et be. yediğim kaba pislemem be ne olursa olsun. git ulan kendini as. asarım kendimi, öyle bir kadınım biliyor musunuz? ekmek yediysem, o insanlar ne olursa olsun, beni ilgilendirmez arkadaş. görmedim bilmiyorum derim be!

benim yirmi yaşındaki evladıma sen kimsin? sen onu üzebilir misin? ben onun tırnağına taş değdirir miyim? hele senin gibi bir soytarıya. soytarı. sende evlat mevhumu olsa çocuğunu barlardan, seninki kız çocuğu bi de. git çocuğunu barlardan topla. git geride bıraktığın karına sahip çık. ben aslan gibi ortadayım bak. aslanım be. valla. senden daha adamım. bi de sen kadınlarla uğraşıyorsun. çok üzülüyorum, hayır ne gibi bir sorunun var, bir sorunun var senin? var, hep kadınlarla. bu adamın ilk bana kini nasıl başladı bana anlatıyorum. bu adamın aramızda geçen bir şeye kadar…(anlatmıyor, orada fark edip susuyor) hepsi elimde!

bi de bu hükümetin adını kullanıyorsun bu hükümet hangi hükümet kim bu başka bir hükümet daha mı var? başka benim bilmediğim bir hükümet mi var? direkt hükümet diyor! gene yazmış ’'hükümetim var arkamda”, bizim ne var arkamızda! benim kimse yok kardeşim arkamda, kimse yok. gel ulan, gel! böyle bir şey var mı ya? bir tane adam çıkacak onun karısına kızına çoluğuna çocuğuna namusuna her şeyine laf atacak, biz de onun bulunduğu ortamda ay dur bulaşmayayım da bana da bunu demesin. diyorsan de hadi git! hadi git lan! git de! senin karının memeleri sen yanındayken ekrandan ağzımıza giriyordu? bulun o görüntüleri. buldururum hepsini! hepsi var. yazık o kadıncağıza da yazık. evine geldim bir kahve içtim diye bu kadar sustum, pislik. popstarda sen çıktın gülşen'e olan aşkını ilan ettin. sonra da gülşene dedin ki, bu kadar türk halkının önünde “evliyim ama seviyorum ne yapayım” dedin, sonra da kadına dedin ki “gülşenin üstünden dozer geçti’’ dedin reha muhtar için. yazık. midem bulanıyor benim. midem bulanıyor.

ben hiçbir ayrılığımın arkasından konuşmadım. hiçbiri de benimle ilgili konuşmadı. çünkü ben gerçekten kimseye kötülük yapmadım, yapmam da. hep iyiliğim dokunmuştur, hep. çünkü ruhum öyle değil benim ya. kimseye zarar veremem, vermedim. hayatım boyu vermedim. vermedim. iki üç tane bunun gibidir konuşan. onlar da zaten benle kafayı yediler. bu kadaaaaaar yılların içerisinde ne mutlu sedanıza ki iki tane üç tane, soytarı üç taneyi geçmez (eliyle iki yapıyor) dikkat edin. üç soytarıdır bu. en fazla iki soytarıdır konuşan. iki tane soytarı. işlerine baksalar belki de yol alacaklar. bunlar soytarı. bunlara prim vermeyiniz. bunların yazdığı söylediği her şey yalan. erol köse, karşındayım, bir kadın olarak. hiçbir adam senin karşına dikilemedi, ben dikiliyorum ulan. gel konuşalım, gel. gidip başka yerlerde soytarılık yapma. sen zaten soytarısın, seni türk halkı soytarı olarak tanıdı. soytarı olarak tanıdı? e soytarısın, devam ettiriyorsun. ben doktorum diyorsun beni ezmeye çalışıyorsun kültürsüzlükle. ben senin okuduğun üniversitenin beş tanesini bitirdim burda be. ben gecekondu çocuğuyum, ordan geliyorum. benim evimin tuvaleti dışarıdaydı. kurban olurum. kurban ol bütün gecekondu çocuklarına. bütün orda yaşayanlara kurban ol sen kurban ol!’'


söyleyeceklerim bu kadar.

ayı sözlük itiraf

sabah şen şakrak vaziyette kahkahalar atarak uyandım hatta sözlüğe girip entry bile yazdım kendimce komikli.

yarım saat sonra çok üzücü bir haber aldım. dünya başıma falan yıkılmadı önce ama içim cız etti. annemin haberi verirken kurduğu o cümle ve sonrasında yaşananlar belki şu an yerle bir etti beni. annemin "ah tek kaldı anacığı, ölmüş garibim, ah benim çileli eminim" cümlesi bambaşka bir yere dokundu nedense içimde. iki ev ötemizde oturuyorlardı mehmet emin ve annesi şadiye teyze. hayatları gibi evleri de müstakildi. yoksullardı, bir emekli maaşı vardı şadiye teyzenin kocasından kalan. kimseye muhtaç değillerdi kendi kendilerine de yetiyorlardı ama biz aile olarak ve mahalleli sürekli yardım etmeye kendi çapımızda bir şeyler yapmaya çalışırdık. şadiye teyzenin küçük oğluydu mehmet emin. şizofreni tanısı almıştı uzun süre önce bunun yanında kalp rahatsızlığı/dolaşım problemleri ve midesinde rahatsızlıklar vardı. bağırıyordu acıdan gece gündüz. ameliyat ettirdik bir süre iyi geldi ama sonrasında da dolaşım problemleri yüzünden tutunamadı. bugün öldü. şadiye teyzenin büyük oğlu da ameliyatta ölmüştü. apar topar cenaze evine gittik hepi topu altı yedi kişiydik. şadiye teyze 1.45 boylarında minyon, dünyanın el kadar en tatlı teyzelerinden. küçücük elleriyle dokunmuş tabuta belki de aklında acısı, bundan sonraki yalnızlığının korkusu var. babanla abine selam söyle emin bayramda hepiniz birliktesiniz bak emin derken hayır ağlamayacağım dedim dişlerimi sıkmaktan ağzım ağrıyor şu an. günlük hayatta böyle şeyleri görmezden gelen haberlerde kötü haberleri hiç izlemeyen ben burun buruna geldim bugün şadiye teyzenin çaresiz gerçekliği ile. mezarlıklar müdürlüğüne gittik kimsesiz diye yazmışlar ilk olarak adını ikinci cızlama oldu içimde, gözlerim doldu, yediremedim! hayır dedim kimsesiz değil benim kardeşim oluyor! işlemleri babam halletmek için kaldı mahalleden üç kişi, ben, tabutta emin cenaze arabası ile günlük hayatımda hiç uğramadığım yere geldik. camiye. imam sordu cenaze sahibi kim? kimseden çıt yok! benden daha yakın pek tanıyan da yoktu emin'i. öyle ya emin şizofren, akıldan eksik, o farklı, başka o! kimse öyle sahiplenmek istemez! ölüsünü bile! neyse, benim dedim sahibi, benim akrabam! o zaman başında durun cenazenin dedi! peki dedim. bekledim. öğlen namazına girdi yanımdaki üç kişi, oradaki cemaatten bir kaç amca da. biz kaldık bahçede; tabut, içinde emin ve ben üçümüz!



o an anladım ki emin aslında benim en iyi dostum olabilecekken koca bir ömürde o fırsatı kaçırmışım! başkalığımız, o mahalledeki başkalarına hep "tuhaf" gelişimiz, itilmişliğimiz hatta başkalarının gözünde bir zavallı oluşumuz! bizi en çok bağlayan şeyler olabilirmiş! yer yer sadece bakışırdık sen yaşarken, camdan bazen acın olduğunda ölüyorum diye bağırırdın, duyar ah ne acı der geçerdim. bugün seninle yer yer o konuşmadığım günlerin ve zaman zaman sana sadece acımaktan başka elimden hiçbir şey gelmeyişinin acısını biraz olsa da çıkartmaya çalıştım. cenaze namazında dört kişiydik emin. ben hiç inanmayan biri olarak sana içten şekilde iyi şeyler diledim bugün. ellerimle gömdüm. üzerine kürekle toprak attım emin.



belki beni hiç tanımadın o kadar çok. hiç oturup saatlerce konuşmadık. belki ne çektiğini, derdini, acılarını, sevinçlerini sana hiç soramadım ama bugün kendimce bir şeyler yapmaya çalıştım emin. annenin kollarımda bayılması, emini götürmeyin ben onsuz ne yaparım diye ağlaması hala kulaklarımda! beni affet emin! bir gün olsun seni yok saydıysam, haline acıdıysam ve sana insanca davranıp iyilik yapamadıysam beni ne olur affet! ve dilerim ki eğer varsa gittiğin bir yer ve orada bir şeyler...

rahat uyu... yalnızlığımız belki de lüksümüzdü... boş ver sen rahat uyu...

hoşça kal emin.

kadir mısıroğlu

kendisinin william shakespeare ile alakalı yorumunu okumamla inme inmesi sanırım aynı ana denk geldi ya da art arda bilemiyorum ay olay görselde tansiyonum eksilerde şuan kıaaaaaaaaaaaaz.*

edit: gerçi olay shakespeare'i doğru yazabilmekten aciz bir kanalda vuku bulmaktadır. ne beklenmelidir ki? neyse!

lgbti bireylere ısrarla lgbtili deme saçmalığı

sosyal medyada son haftalardaki popülerliğimiz tartışılmaz. sağolsunlar kinden ve nefretten gözleri kör olmuş gerici arkadaşlar bizleri her akşam usanmadan sosyal mecralarda en çok konuşulan konular arasına sokuyorlar lakin değinmek istediğim bir konu var ki çok sinir bozucu ve salakça. güzel kardeşlerim "lgbtili kardeşim" diye seslendiğin bir "bireyler grubudur", lgbti+ deyince aklınıza ayrı bir gezegen, ülke ya da köy falan geliyorsa, gelmesin yok öyle bir şey doğrusu lgbti+ bireylerdir. sçs. kib. aeo. bb.

ha ısrarla kullanacağım yok diyorsan da al sana;

(bkz: öz lgbtililer yardımlaşma ve dayanışma derneği çay ocağı)

31 çeken terörist videosunu yayınlayan güvenlik güçleri

ülkenin en geniş gay porno arşivine sahip tsk'nin solo kategorilerdeki arşiv eksiğini gidermeye yönelik bir girişim de olabilir. hani şaşırtmaz yani.

edit: şu yazdığım şeyi eksileyen ibnelerin zavallılığından daha zavallı bir durum yoktur herhalde. ulan sizi obje yerine bile koymayan, doğanız gereği var olan benliğinizi her fırsatta aşağılayan. heteroseksüel bir insana kursa kan çıkacak (yine heteronormatif ahlaktan ötürü tabii) cümleyi hiç düşünmeden kurup "bize sikilirken bir videonu getir belgele" diyen kurumun yardakçılığını yapmaya ne meraklısınız be. gurursuzsunuz. onursuzsunuz hatta üzgünüm.

ayı sözlük itiraf

bazen çok severek seçtiğim ve yaptığım mesleğimin ağır geldiğini hissediyorum sözlük. deliye vurmak, hayatın her anından, her yaşantıdan mizah çıkarmak ve en kötü görünen şeylerden bile yaşanacak değerli yanlar bulmak benim hayattaki misyonum olarak belirlediğim şeydir ama bazen olmuyor. bireysel ya da çevresel koşulların etkisi ile bazen insan aşırı yoğunlaşır ya bugün sanırım öyle günlerden biri. çocukluk döneminde çocukluk şizofrenisi tanısı almış 29 yaşında bir danışanım ile seansım vardı bugün. annesi hakkında iş yerimdeki çalışanlardan bir kaç şey duymuştum ama kendim görmek istedim. danışanım annesi ile geldiğinde annesinin danışanıma olan tavrı, o bir an önce kurtulmak ister hali, o insan yerine bile koymayışı ve çocuğu hakkında bana yapmış olduğu uyarılar beni dehşete düşürdü. sanki çocuğundan değil, bir eşyadan, objeden, gereksiz bir ayrıntıdan bahsediyordu. biliyorum özel gereksinimli bireylerle yaşamak çok zor. bunun bir yerde farkındayım, o annenin de görev ve sorumluluklarından sıyrılmak isteyişini, bir yerde bezginliğini, birey olarak gereksinimlerini anlıyorum ama danışanımın bunların hepsinden aşırı derecede etkilendiğini bildiği halde buna devam etmesi çok yaralayıcı. seans boyunca danışanım sevilmediğinden, içinde bir acısı olduğundan, değersiz hissettiğinden bahsetti durdu. hiç susturmadım. hiç müdahale etmedim. belki de istediği gibi, bir birey olarak, özgürce ilk defa anlattı, anlattı, anlattı dakikalarca... o an şunu fark ettim o kadar benziyordu ki aslında hayatın karşısındaki itilmişliğimiz ve birilerinin, yedi kat yabancının ya da en yakınlarımız, ailemiz, arkadaşlarımız, eş, dostun izin verdiği kadar kendimiz oluşumuz... bitmesin istedi, bitmesin istedim o seans... keşke anlatsaydık saatlerce, günlerce... hafifleseydik biraz. haykırsak, bağırsak, bir kere daha sizin lütfettiğiniz hayatı değil hakkımız olan hayatı yaşamak istiyoruz diye... keşke...

ayı sözlük itiraf

hiçbir aidiyetimin olmadığı bir kara parçasının vatandaşıyım. mutsuzum. umutsuzum. defolup gitmek istiyorum. ve en yakın zamanda da gideceğim.

eğer dünyaya bir daha gelseydiniz cinsel yönelim olarak neyi seçerdiniz

sözlük yazarlarının hep beraber grup seks yapması

başlığı ilk bakışta sözlük yazarlarının hepberabearla grup seks yapması diye okumam ve ardından başımdan aşağı dökülen kaynar sular hissi. oyyyyy. tövbeler tövbesi. *

zeki insanların ortak özellikleri

ben merkezci.
maymun iştahlı.
dengesiz.
obsesif.
asosyal.
ukala.

(bkz: herbokolog)

edit: eksileyin amk. unuttuğum bir özelliği daha hatırlattı bana.

övülmekten orgazm olmak!

özür dilemenin yapay olduğu gerçeği

efsane internet replikleri

mehmet hıdır tanboğa

silopi'de polisin katlettigi mehmet hıdır tanboğa henüz 17 yaşındaydı!
çocuktu!
mehmet hıdır tanboğa yaralı halde hastaneye götürülürken, polisler tarafından hastane önünde katledildi!!!
16'sındaki erdal gibi o da çocuktu!
derdiniz, meseleniz umurumda değil!
çocuklar katlediliyor!
yahu 17 yaşındaki çocuk öldü!
çocuk öldü!
çocuk ulan!
çocuk!


#silopidekatliamvar
#silopidepolisterörüvar

berat albayrak

Henüz takip ettiği biri yok.