nikimsi

Durum: 1295 - 0 - 0 - 0 - 23.01.2017 00:39

Puan: 21186 - Sözlük Kaşarı

10 yıl önce kayıt oldu. 5.Nesil Yazar.

hayat bazen çok: honki ponki toni nok, çalona bimbo bori rok, muşi muşi hubobo kozi zok, çiki çiki şayne tiki tak tok.
  • /
  • 65

alttaki yazara soracaklarım var

yalnız kalıp kendi kendimle bu konuyu tartışırım. önce içimden sonra sesli bir şekilde. ardından gerekirse pekiştirmek ve enine boyuna tartışmak için yazarım. ardından tekrar içimden konusurum, sesli ve yazmak derken bu döngü devam eder. ta ki az da olsa hayat çizgimi tekrar bulduguma inanana kadar. yalnız kalamıyorsam da görünürde insanlarla olduğum ama aslında içten içe yalnız kalabildigim aktivitelere yönelirim. film izlemek, arabayla bir gezintiye çıkmak, yüzmek vs. gibi. fiziksel olarak onlarlayım ruhen kendimleyim her iki taraf da memnun gibi. değilse de napayım be hayat çizgimi kaybetmişim şurada biraz bencil davranayım az idare etsinler.
soruma geçiyorum: sence insanlarda "saf bir sevgi duygusu" var mı? ayrıca utanma duygusu doğuştan mı geliyor yoksa sonradan mı oluşuyor? neden?

hiçbir şeyden memnun olmayan insan modeli

çevresindeki kişilerde zerre yaşama hevesi bırakmayan insan modelidir. ya arkadaş bi insan her şeyden mi memnuniyetsiz kalır, hiç mi bir şeyi beğenmez. tamam o beğenmediğin şey mükemmel olmayabilir ama şunu da bilmen lazım hiçbir şey mükemmel olmak zorunda da değil. karşındaki insan belki de bin bir hevesle, araştırarak, okuyarak, deneyerek vs. bir şekilde bir ürün ortaya koymuş en azından bir teşekkür et o da olmadı bir tebessüm et. yok illa bir bok atmalar, bir iğnelemeler, bir burun kıvırmalar. sırf beğenmemek için gösterdiği o çabayı aslında az da olsa pozitif bir yöne kanalize edebilse aslında belki de yapıcı eleştiri yapıp katkıda bulunabilecektir bu insan ama hayır o en iyi bildiği şeyi yapacaktır "hıh bu ne be pööffss" demek. cidden böyle yapıcı olmak yerine yıkıcı davranan insanları hiç sevmiyorum. insanı yormaktan zevk alıyorlar herhalde. platon'un bir lafı var o sözü bu arkadaşlara hediye etmek istiyorum: insanlara karşı düşünceli olun. çünkü karşılaştığınız herkes en az sizin kadar zorlu bir mücadele veriyor.

ayı sözlük itiraf

bu aralar başıma bir şey gelmez ve ölmezsem başka hicbir zaman bir sey olmaz sanırım. gerci bir sey olmasa bile bi gün içerisinde yaşadıklarımı yazmazsam çatlayıp kendi kendimi öldürürüm zaten. o yüzden hadi kemerleri bağlayın kızlaarr. hazırsanız başlıyorum * öncelikle o günün sabahı sevgilimle severek ayrılmak zorunda kaldık. ağladık, sızladık ve ayrıldık. tam bunun acısını yasayayım, dışarı çıkıp kafamı dağıtayım dedim ve daha fiziksel bi acıyla karşılaştım. 4 kisi akşam akşam beni arabaya zorla bindirip taciz etmeye kalktı, bu durumdan da son anda kurtuldum. onlardan da kurtuldum kendimi rahatlatayım deyip yakın kız arkadasımla buluşmaya gittim. onunla konuşurken bana durduk yere gay olabilirsin bu çok normal belki penis seviyorsundur dedi ben şok tabi. bunun üzerine de biraz konustuktan sonra taciz olayını ona anlattım sikmeseler bari deyip deyip güldük eglendik ve tüm bu muhabbetlerin verdiği rahatlıkla hangimize yürüdüğünü bilmediğimiz bi adama mesaj attık. adam da bu anı bekliyormuş sanki 5 dakikaya bizi almaya geldi. hep birlikte hunharca içtik, gezdik, işve cilve yaptık. gecenin sonunda yerdeki buzlar yüzünden düşmemek için kız arkadaşla el ele tutuşup yürüyüp tarlabaşındaki travestilere bağladığımızda bi an duraksadım ve şunu dedim kendime ulan dedim gecenin sonu ile sabahın başı arasındaki duygu ve olay farkı o kadar büyük ki kalbim, beynim buna nasıl dayandı. neyse dahası için bloğuma bekliyorum öpüyorum mucks bye *
not: tüm bu olaylar ülkenin doğusunda ücra bir köşesinde yaşanmaktadır. hani marjinal bizdik *

yazarların ilginç iş deneyimleri

ipek gibi yumuşak bir insan olarak demircide çalışmak zorunda kalmam * o demirlere vurulurken çıkan sesten, kesilirken oluşan gürültüden o kadar rahatsız olup hicbir şey yokmuş gibi davranmak... sanırım orada demirler değil benim kişiliğim şekillendi *

günün sözü

büyük bir heyecanla konuştuğun insanın seninle zorla konuşuyormuş gibi davranması ve senin onu çok sevmen...

romantizm

gram sahip olmadığımdır. bugün daha da iyi anladım. whatsapp konuşmam aşağıdaki gibidir:

nikimsi: hangi şapka daha güzel sence?
x: hepsi güzel ama en çok kisi güzel bebeğim.
nikimsi: kisi mi? o bi şapka modeli mi? hangi şapkam kisi modelinde?
x: kisi derken seni kastetmistim. kisi, insan yani sen.
nikimsi: error error error!!!

bakın bu nikimsi. nikimsi odun nikimsi salak. nikimsi gibi olmayın *

2016 yılının tek cümlelik özeti

frozen

şu an yasamak zorunda olduğum yer yüzünden adeta setinde olduğunu hissettiğim film. aa film güzel midir derseniz on numara beş yıldız ama "cold always bother you" elsacım hem de bal gibi bother annıyon mu?!

the walking dead

7. sezonun sadece ilk bölümünü izleyebildigim dizi. diğer bölümler için telif hakkı nedeniyle yayından kaldırıldı diyor. su an izleyebilen arkadaşlar bunu nereden nasıl basarıyorlar bilgilendirirlerse çok sevinirim.

octoberer

ben var ya bu yazarı yiieeğğrim. o kadar tatlı, eğlenceli ve iyi biri ki... kendi kadar kalbi de büyük biri. adam bildiğiniz game of thronestaki hodor ya o derece sevimli ve iyi. gerisini siz düşünün. ayrıca çok ilginç çalışan hafızasına ve sanatçı kişiliğine buradan şapka çıkarmak istiyorum. umarım beyiyle birlikte daha nice güzel seneleri olur. öpüyorum çokça.

ayı sözlük yazarları gerçekte birbirlerini tanıyorlar mı

croissant24

bi alt versiyonum sanırım kendisi. yaptıklarını ve bölümünü söyleyince öyle hissettim. ayrıca pek de bi güzel. beyi desen o da öyle. aman diyeyim kaşıyalım götleri nazar değmesin. umarım dün geceki gibi hep bol bol eğlenir döktürürsün beybi. secret partimizi burada ifşa ettim ama gizlilik ilkesi bazı durumlarda ihlal edilebilir sen de biliyorsun *

kuma

aaaa kuma sen misin dememe rağmen hala coollugunu korumuş olan yazardır. kendisi gerçekten de bir kuma hem de en karizmatiğinden. ilk defa bi zirveye fiilen katılması ve benim buna vesile olmam sevindirdi. sevimli, havalı ve karizmatik. bu üçlüyü harmanlamak büyük başarı. o yüzden isin sırrını öğrenmek için önümüzdeki zirvelerde de görmek isterim kendisini * olmadı diğer ekibi de toplasın gelsinler bana hamama gideriz hep birlikte *

bv bear

onlar önce kendi karılarının çektikleri pornolara baksınlar * beni afişe etmesinden korktuğum yazar * kendisi sanırım fbi dan falan bu kadar şeyi nerden bildi bilemedim ama gözlerinden belli akıllı ve dikkatli oluşu. ayrıca çok da açık sözlü. umarım bi dahakine yine denk geliriz.

eythymos

ahh benim bahtsız bacım kısmetsiz bacım. aynı kaderi paylastıgım nadir insanlardan. o yüzden onu ve yaşadıklarını gayet iyi anlıyorum bu yüzdendir ki sunu gönül rahatlıgıyla söylüyorum doğru yoldasın sen. üstüne neselisin, bilgilisin, güleryüzlüsün daha nolsuunn. öpüyorum seni tekrar görüşmek üzere.

antti

sevgili mimarcım öncelikle sunu demek istiyorum. mekanın ne önemi var mühim olan insanlık. ve sen de onu fazlasıyla gösterdin bize * ne kadar hoşgörülü ve duyarlı olduğunu bir kez daha anladım. helal süper devam valla. ama arada rahatla sen gayet iyisin tamam mı * bana sürekli iyi ki geldin dedin ama sen iyi ki bu buluşmayı açmışsın tisikkirlir sipirmin

leoparsiz burjuva

ahh benim burjuvam ahh benim kapitalistim. balım ya. ne de güzel rehberim oldun sen öyle. gelişimden gidisime kadar yalnız bırakmadın beni. yerim seni. ayrıca çok güzel çok dikkat çekici olduğundan bahsetmis miydim? özellikle o gözlükleriyle tam bir olaayyyğğ. her ne kadar sevgili sanılıp birbirimizin kısmetini kapatsak da seksi danslarımızla ilgi çekmeyi başarabildik sanırım. ah o kuğulunun o hamamönünün dili olsa da konuşsa ve konusmalarımıza şahitlik etse. ayy ya da yok vazgectim böylesi daha iyi toplum buna hazır değil henüz. haftaya gelene kadar rahat dur kendine iyi bak bebeyim mucks. dipnot: ben aktifim o yüzden iyi yapamıyorum onu *

erkekleri çekici yapan detaylar

net olması
ne istediğini bilmesi
duyarlı biri olması
akıllı olması
birbirimize bir şeyler öğretebilecek kapasitede olması
esmer olması
sakallı olması
kahverengi gözlü olması ama böyle gözlerinin içi parlamalı ve etkileyici bakabilmeli
gereksiz kasıntı olmaması
ve son olarak kafası hariç en az 18 cm olması *

okula klasörle gitmiş efsanevi nesil

aynı zamanda promosyon olarak klasör dağıttıkları için her dershanenin indirim sınavını takip eden ve giren, bu topladığı klasörlerden de her gün birini kullanıp hava atan nesildir. (bkz: ben değil bir arkadaş)

nikimsi ankara'da zirvesi

eneeee adıma zirve düzenlenmiş ya la. eee gitmemek ayıp olur tabi. davete icabet etmek gerek sonuçta * eee o zaman ne duruyoruz ankaraaaa ses veerrr haydi hep birlikteeee ankara'nın bağları da süklüm püklüm yolları *
  • /
  • 65
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1295

çocuk istismarı

sadece fiziksel ve sözel şiddetle sınırlı kalmayandır. bu konu, çok daha geniş bir yelpazede incelenmeli ve ona göre davranılmalı, önlemler alınmalıdır. *

bilgilendirici bir görsel:

ayı sözlük şeriatçı yazarlar zirvesi

hacı misi ile parlattığım cemaatçi götü mü açıkta bırakacak kırmızı bir tanga ile katılacağım zirvedir. tüm şeriatçıların gözleriylen günah işlemelerine, cünüp olmalarına sebebiyet verip toplandıklarına pişman edip ardından "türkiye laiktir laik kalacak" nidalarıylan izmir büyükşehir belediyesi logolu sancağı mekana dikip atamın gücüylen son noktayı koyacağımdır.

doğru bilinen yanlışlar

insanoğlunun inşa ettiği hangi yapı ay’dan görülebilir?
çin seddi’nin “insanoğlunun inşa ettiği ve aydan görülebilen tek yapı” olduğu düşüncesi çok yaygındır ama bu doğru değildir. insan eliyle yapılmış hiçbir şey aydan çıplak gözle görülemez.


dünya’nın ne kadarı sudur?
dünya yüzeyinin yüzde 70’i suyla kaplı olabilir ama su, gezegenin kütlesinin 5 binde birinden daha azına tekabül ediyor,yaklaşık olarak yüzde 0.1.


üç saniyelik hafızaya sahip olan şey nedir?
bu konuda henüz kesin bir sonuca ulaşılmış değil. ancak yaygın kanının aksine, bir japon balığının hafızası birkaç saniyelik değil. yapılan araştırmalar, japon balığının en az üç aylık bir hafızaya sahip olduğunu ve değişik şekilleri, renkleri ve sesleri ayırt edebildiğini gösterdi.


yaşayan en büyük canlı nedir?
fil, mavi balina ya da dev sekoya ağacı? hayır, dünyadaki yaşayan en büyük canlı bir mantar. kesilmiş bir ağaç kütüğünün üzerinde büyüyen bal mantarından (armillaria ostoyae) şu ana kadar görülen ve oregon’daki malheur ulusal ormanı’nda bulunan en büyük numune 890 hektarlık bir alan kaplıyor ve yaşı 2000 ila 8000 arasında tahnin ediliyor.


bir kırkayağın kaç tane ayağı vardır?
kırkayak kelimesi, latince “yüz ayak” anlamına gelen centipeda kelimesinden gelmektedir. kırkayaklar yüz yılı aşkın bir süredir kapsamlı bir biçimde incelenmelerine karşın tam olarak yüz ayağa sahip bir örneğine rastlanmamıştır. türkçe’deki adlarına bakarak bu hayvanların kırk ayaklı oldukları da söylenemez.


acı biberin en acı kısmı neresidir?
acı biberin en acı kısmının çekirdekleri olduğuna dair inancın tersine asıl acı olan kısım, o çekirdeklerin tutunduğu merkezdeki zardır. bu zar, en fazla kapsaisin içeren kısımdır. kapsaisin bibere ayırt edici acılığını veren renksiz, kokusuz bileşiktir.


şampanyayı köpürten şey nedir?
şampanyayı karbondioksit değil, pislik köpürtür tamamen pürüzsüz ve temiz bir kadehte karbondioksit molekülleri görünmez bir şekilde buharlaşır, bu yüzden uzun zamandır kabarcıkların oluşmasına neden olan şeyin bardaktaki küçük kusurlar olduğu varsayılırdı. fakat, yeni fotoğraf teknikleri bardaktaki iz ve pürüzlerin bu kabarcıkların sürekli asılı kalmalarına yetecek boyutta olmadığını gösterdi: bardakta kabarcıkların oluşmasına neden olan şey, bardağın içindeki mikroskobik toz ve tüy parçacıklarıdır.


“ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” diyen kimdir?
“1789 yılıydı ve fransız devrimi tüm hızıyla cereyan etmekteydi. paris’teki yoksullar ayaklandılar çünkü yiyecek ekmekleri yoktu. bu sırada kraliçe marie antoinette “ekmek bulamayanlar pasta yesin” şeklindeki ahmakça öneriyi ortaya attı.” çoğu kişinin doğru bildiği yanlışlardan birisi daha... ilk sorun şu ki, bahsedilen şey pasta değil brioche adlı verilen ve ekmeğe çok benzeyen bir çörekti. bu durumda bu sözler iyi niyetli bir girişim olabilir: “eğer ekmek istiyorlarsa onlara iyi cinsinden verin.”kaldı ki bu sözleri söyleyen marie antoinette değildi. bu ifade en aşağı 1760’tan beri aristokratik çürümenin tasviri olarak yazılı bir biçimde kullanılıyordu. jean-jacques rousseau bu ifadeyi daha 1740’ta duyduğunu ileri sürüyordu.


evren ne renktir?
siyah? mavi? hayır, resmi olarak bej rengindedir. 2002 yılında, johns hopkins üniversitesi’nden amerikalı bilimciler, avustralya kırmızıya kayan galaksileri inceleme kurumu’nun topladığı 200,000 galaksi ışığını inceledikten sonra evrenin soluk yeşil renkte olduğu sonucuna vardılar. ancak birkaç hafta, hesaplamalarında bir hata yaptıklarını ve evrenin aslında daha çok köstebek derisi renginin kasvetli bir tonu olduğunu itiraf etmek durumunda kaldılar.


kafasını kuma gömen şey nedir?
devekuşu yanlış cevap.. asla bir devekuşunun kafasını kuma gömdüğü görülmemiştir. bunu yapsaydı boğulurdu. bir tehlikeyle karşılaştığında her aklı başında hayvan gibi devekuşu da var gücüyle kaçar.


evrendeki en soğuk yer nerededir?
kuzey kutbu'nda bir yer deği, finlandiya’da. helsinki teknoloji üniversitesi’nden bir ekip 2000 yılında bir rodyum parçasını, mutlak sıfırdan (-273oc) derecenin on milyarda biri kadar daha yüksek bir sıcaklığa kadar soğuttu.laboratuarlarda oluşturulan bu son derece düşük sıcaklıklar dikkate değerdir. derin uzayda bile sıcaklık -245oc’nin altına nadiren düşer.bunun bilinen tek istisnası, avustralyalı gökbilimciler tarafından 1979’da saptanan bumerang nebulası’dır. bu nebula bir bumeranga (ya da bir papyona) benzer. merkezinde, güneş’ten üç kat daha ağır, ölmekte olan bir yıldız vardır.

edit: önemli bir ek bilgi olarak; *

büyük ayaklı adamların büyük penisi olur?
hiç büyük ayaklı bir adamın vücudundaki başka uzuvlarının da büyük olabileceğini düşündünüz mü? kimileri bir erkeğin ayak büyüklüğüne bakıp cinsel organının da büyük olabileceği kanaatine varıyor. kimileri de el ve burnun buna işaret ettiğini düşünüyor. bu fikrin kökenini bilimsel verilere dayandıranlar da yok değil. kanada'da yapılan bir araştırmada 60 erkeğin penis uzunluğu ile boy ve ayak uzunluğu arasında az da olsa bir ilişki olduğu belirlenmiş.

ancak daha büyük kapsamlı bir araştırmada farklı bir sonuç ortaya çıkmış. iki ürolog tarafından yapılan araştırmada 104 erkeğin ayak numaraları ve penis boyları incelenmiş ve aralarında herhangi bir bağ kurulamamış. araştırmalar aynı zamanda penis ve parmak uzunluklarının da birbiriyle ilişkili olmadığını gösteriyor. istediğiniz kadar erkeklerin ayaklarına ve ellerine bakabilirsiniz, ama onlar size 'boyunu' söylemeyecekler, bunu aklınıza yazın.

hayata dair iç burkan detaylar

dün taksimde otururken kulak ve göz misafiri olduğum durum. yanıma evsiz olduğu belli olan bir adam oturdu elinde koca bir bardak ondan bir şeyler içiyordu. 5 dakika sonra kılık kıyafeti aynı şekilde olan bir adam daha geldi takır tukur seslerinin eşliğinde. büyük ihtimal teneke kutu topluyordu. ve çuvala oturdu ardından başladı diğer adama anlatmaya:
-biliyorum, sen de bendensin. halinden anlaşılıyor zaten. nefret ediyorum bu insanlardan o bahsettikleri yardımlaşma, merhamet, sevgi kavramları koca bir yalan. hepsi şu bizim kullanamadığımız, bizi bu hale düşüren kağıt parçası için insanlıklarını kaybediyor daha fazlasını istiyor. ne zaman anlayacaklar bunun bir sonu yok, kendini idare edeceğin kadar olsa yeter. evdeki küçük kızım bile baba para diyip duruyor. ben parasızlıktan kafayı yerken, bizim seçtiğimiz insanlar ayakkabı kutularında paraları götürürken hala doymuyorlar.
diğer adam: "doğru söylüyorsun da napalım?"
-"o ağızlardan düşürülmeyen yardımı yapalım, destek olalım ve aza kanaat edelim yetmez mi? yeter tabi ki!... neyse ben başını şişirdim kendine iyi bak" dedi ve gitti.
ben ise apışıp kaldım içim buruk bir şekilde.

özdemir asaf

şu mısralarına bayıldığım şair...

dün sabaha karşı kendimle konuştum 
ben hep kendime çıkan bir yokuştum 
yokuşun başında bir düşman vardı 
onu vurmaya gittim kendimle vuruştum

dissosiyatif kimlik bozukluğu

kisinin icinde birbirinden farkli kisilikler hissedip, bu kisiliklere uyan davranislarda bulunmasi, bu kisiliklerin etkisi altinda oldugu anlarda yaptiklarindan habersiz olma halidir. bu kisilikler bireyin kendi cinsiyetinden, yas grubundan, sosyoekonomik ve kulturel durumundan farkli olabilir. bu kisiliklere ait kafasinin icinden gelen ve kendisini yonlendiren sesler duyabilir. farkli kisilikler var olan "evsahibi" kisilige zarar verici davranislar gosterebilir (es ya da karsi cinsle uygunsuz iliskiler, suca yonelik davranislar gibi). evsahibi kisiligi oldurup, yerine gecmek icin intihar girisimlerinde bulunabilirler.

nasil olusmaktadir?

genellikle cocukluk yaslarinda cok agir fiziksel (dovulme, agir cezalandirmalar), cinsel (tecavuz, cinsel tacizler) ve duygusal (sevgi gosterilmeme, saglik, egitim ihmalleri ve bakim gereksinimlerinin yerine getirilmemesi gibi) travma yasantilari sonrasinda gelisir. bu donemde cocuk bu olaylar esnasinda kendini olayin etkisinden kurtarmak icin bir savunma mekanizmasi seklinde “o olayi yasayan ben degilim, bu olanlar bana yapilmiyor, ben bunlari hissetmiyorum” vb dusunce degisiklikleri gelistirir. bu zamanla normal disi bir hal alip, bu bozukluga donusur. bu sekil bir savunma sureci, agir travmalara uyum saglamada onemli bir yere sahiptir.

dissosiyatif kimlik bozuklugunun birincil belirtileri:

iki ya da daha fazla birbirinden ayri kimligin ayni kiside varligi (herbirinin kendi icinde sureklilik gosteren cevre ve benlik algisi, iliski kurma ve dusunme bicimi vardir). bu kimliklerden en az ikisi zaman zaman tekrarlayarak kisinin davranislarini denetim altinda tutar. onemli kisisel bilgileri siradan bir unutkanlikla aciklanamayacak sekilde animsayamazlar.

toplumda ne oranda gorulmektedir?

% 5-10 arasinda gorulmektedirler. daha cok kadinlarda teshis edilmektedir. erkek hastalarin ise suc isledikleri icin daha cok adli sistem icinde olduklari ve bu nedenle tani konulamadigi dusunulmektedir. kisilerin ozellikle kafalari icinden gelen sesler duymalari, yaptiklarini hatirlamadiklari seylerle karsilasmalari gibi belirtilerin, ogrenilmesi halinde kendilerinin “akil hastanesine kapatilacaklari ya da toplumda damgalanacaklari ” yonundeki inanclari nedeniyle tedaviye basvurmadiklari gorulmektedir.


tedavi:

hastalik bu rahatsizligi bilen psikiyatristlerce uzun dönemli psikoterapi ile tedavi edilmektedir. tedavide kisiliklerin bir araya getirilerek bir butun olusturmasi ve gecmiste yasanan ve bazi hallerde unutulmus olan travma doneminin aydinlatilip, bunun normal bilinc hali ile birlestirilmesi ve butunlestirme sonrasi eslik eden diger kisilik sorunlari ve yaklasimlarin tedavisi ile surdurulur. psikoterapi esnasinda farkli kisiliklerin etkisi ile sikayetlerde alevlenmeler gorulebilir. bu durumlarda ilac tedavileri ve kisa sureli yatakli tedaviler gerekebilir.  

berberde gözü kapatmak

yapamadığımdır. özellikle uzun süre yapamıyorum maksimium 10-15 saniye. daha uzun süreli kapalı tutarsam aklıma berber konulu porno filmleri geliyor. bunun sonucunda da erekte olurum, mal gibi kalırım diye düşünüp geriliyorum (bkz: ayı sözlük itiraf) *

ayı sözlük oyun kütüphanesi

gerçek hayatta:
(bkz: voleybol) favorim, pek severim <3 sokak, salon, plaj. her türlüsü olur fark etmez.
(bkz: yakar top) ikinci favorim. her türlü kapışırız. *
(bkz: istop) top havaya atılır. ebe topu tutana kadar herkes uzaklaşır ardından ebe bir renk söyler herkes onu bulmaya çalışır.
(bkz: 9 aylık) ön eleme olarak top ayakta sektirilir. en az sektiren kaleye geçer her gol 1 puandır-kafa hariç o 3 puan- 9 puan tamamlanınca kişiye şut çekilir hiç birini kurtaramazsa çocuk doğurmuş olur. nasıl saçma bi oyunmuş lan bu böyle. *
(bkz: saklambaç) bir ebe gözlerini kapatıp belirlenen sayıya kadar sayar. sayma işi bitince saklananları bulmaya çalışır. bulduğu kişiyle adeta yarışa girer gözlerini kapattığı yere koşarlar ebe onu orada sobelerse yani sayı saydığı yere bulduğu kişiden önce ulaşırsa sıradaki ebe o sobelenen kişi olur.
(bkz: köşe kapmaca) genelde römork gibi köşeli yerlerde oynanır. ebe ortadadır köşelerdeki kişilerin kalkıp yerlerini değiştirmelerini bekler. kalkan kişilerden birinin yerini kaparsa yeri kapılan kişi ebe olur.
(bkz: sessiz sinema) bir kişi aklından bir film, dizi tutar. jest ve mimikleriyle karşısındaki kişilere bu filmi anlatmaya çalışır.
(bkz: ortada sıçan) diğer adıyla (bkz: can) yakar topun kardeşi. karşılıklı en az iki kişi vardır ve bunların ortasında bir ya da birden fazla kişi vardır. amaç bu kişileri topla vurup oyundan çıkarmaktır.
(bkz: dokuz taş) dokuz taş üst üste dizilir. sonra topla yıkılır ardından herkes kaçışır. ebeler bu kaçışan kişileri vurmaya ve bu sayede dokuz taşın tekrar üst üste dizilmesini önlemeye çalışır
(bkz: mendil kapmaca) ortada biri mendil tutar. iki kişi karşılıklı olarak aynı anda koşarlar. mendili ilk kapan oyunu kazanır.
(bkz: beş taş) beş tane taşın farklı şekillerde havaya atıp tutulması ve toplanmasıyla oynanan bir oyundur.
(bkz: ip atlama) hunharca zıplayıp kalorilerinizi yakmaya yardımcı olan oyun. *
(bkz: aç kapıyı bezirgan başı)

(bkz: yakalambaç) bir ebe kendisinden kaçan herkesi yakalamaya çalışır. yakaladığı herkes onun tarafına geçer ve son kişi kalana dek devam ederler.
(bkz: yerden yüksek) mantığı köşe kapmaca ile aynıdır. herkes yerden yüksekte bir yerde durur. ebe yerdedir. kişiler yer değiştirirken ebe onlardan birinin yerini kapmaya çalışır.
(bkz: ali baba saatin kaç) ebe diğer oyunculara arkasını dönmüştür. diğerleri sırayla bu soruyu sorarlar. "ali baba saatin kaç?" mesela "5" der. oyuncular da 5 adım yaklaşırlar ebeye. tabi herkes kendince adım attığından kimi daha yakın, kimi daha uzak olur. ali baba döner bakar ne kadar yaklaşmışlar diye. tekrar arkasını döner, aynı şey tekrarlanır. amaç ali baba henüz arkası dönükken atılan adımlar esnasında ona ulaşıp, sırtına vurmaktır. bu olay gerçekleştiği anda herkes başlangıç çizgisine geri kaçar. ali baba kimi yakalarsa o ebe olur.

ataride:
(bkz: mortal combat)
(bkz: adventure island)
(bkz: circus)
(bkz: road fighter)
(bkz: sonic)
(bkz: contra)
(bkz: tank)
tekrar oynamak ve daha fazlasını görmek için: http://www.atari.gen.tr/

insanlıktan nefret etme sebepleri

her şeyin en iyisini kendilerinin bildiklerini sanmaları hatta o durumu yaşayan ya da bu konuda uzun yıllar araştırma yapmış insanlardan bile daha iyi bildiklerini sanmaları. işin ilginç kısmı cahilinden bilgilisine, öğrencisinden öğretmenine kadar herkesin yapması.
yaşım 21. aşkı ve ardından cinselliği keşfettiğimden beri -yani yaklaşık 11-12 yaş civarı- hemcinslerime ilgi duyuyorum. evet eşcinselim. bilinçli bir şekilde, kendimi bildim bileli bunu hissediyorum. akıl sağlığım gayet yerinde. çoğu erkekten daha sakallı ve kıllıyım. cinsel kimliğim oturmuş vaziyette. tacize ya da tecavüze uğramadım. bunun yanında tüm bilimsel otoriteler bunun doğuştan gelen bir yönelim olduğunu belirtiyor ama insanlar napıyor? çoğu bunu hastalık sanıyor. bu bahsettiğim insanların yarısı psikolojik danışma okuyan öğrenciler ve öğretmenler. utanmadan bir de sunumlarda bunun cinsel kimliğin oturmamasından kaynaklı olduğunu, hormonal bozukluklardan kaynaklı olduğunu, cinsel organla ilgili yaşanan travmaların buna sebep olduğunu söylüyorlar. hala hastalık olduğu konusunda ayak diretiyorlar, sen bilmezsin diyorlar. lan eşcinsel olan benim, kendimi tanıyan benim ama bilen sensin. bravo! hll spr dvm! biz burada saçma sapan şeyleri tartışıp vakit kaybediyorken insanlar çatır çatır hemcinsleriyle evlenip istediği yaşama kavuşuyor. ben napıyorum canım ülkemin insanları yüzünden korka korka geziyorum ve istediğim hayatı yaşayamıyorum! hepinizden iğreniyorum!

not: olur da homofobik insanlar sözlüğe girer ve incelerlerse bunu da bilsinler istedim.

stockholm sendromu

türkçesi celladına aşık olma durumu. bu kişiler kendilerini rehin alan kişiye duygusal anlamda bağlanırlar. söz konusu psikolojik rahatsızlığa bu ismin verilmesinin sebebi ise 1973 yılında stockholm'un normalmstorg semtinde yaşanan kredit banken soygunu girişimine dayanıyor. jan erik olsson isimli soyguncu, üç banka memuresini rehin alır. polisle pazarlıklar 6 gün sürer. sonunda, polis operasyon yaptığında beklenmedik bir durumla karşılaşılır. rehineler, kurtarılmaya aktif biçimde direnir ama kurtarılırlar. sonrasında rehineler, mahkemede soyguncu aleyhine ifade vermekten kaçınır. dahası, aralarında para toplayıp soyguncuların savunmasına yardımcı olur. bu süre zarfında rehineler, soygunculara duygusal bir yakınlık hissetmeye başlamıştır. iddiaya göre rehinelerden biri nişanlısını terk ederek olsson'un hapisten çıkmasını bile bekler. bu soygun girişimi sırasında polise yardımcı olan kriminolojist ve psikiyatrist nils bejerot, rehinelerin bu psikolojisini, 'stockholm sendromu' olarak kavramsallaştırdı.
çok tanıdık geldi değil mi? celladına aşık olan kişilerin ülkesi?

hiçbir şeyden memnun olmayan insan modeli

çevresindeki kişilerde zerre yaşama hevesi bırakmayan insan modelidir. ya arkadaş bi insan her şeyden mi memnuniyetsiz kalır, hiç mi bir şeyi beğenmez. tamam o beğenmediğin şey mükemmel olmayabilir ama şunu da bilmen lazım hiçbir şey mükemmel olmak zorunda da değil. karşındaki insan belki de bin bir hevesle, araştırarak, okuyarak, deneyerek vs. bir şekilde bir ürün ortaya koymuş en azından bir teşekkür et o da olmadı bir tebessüm et. yok illa bir bok atmalar, bir iğnelemeler, bir burun kıvırmalar. sırf beğenmemek için gösterdiği o çabayı aslında az da olsa pozitif bir yöne kanalize edebilse aslında belki de yapıcı eleştiri yapıp katkıda bulunabilecektir bu insan ama hayır o en iyi bildiği şeyi yapacaktır "hıh bu ne be pööffss" demek. cidden böyle yapıcı olmak yerine yıkıcı davranan insanları hiç sevmiyorum. insanı yormaktan zevk alıyorlar herhalde. platon'un bir lafı var o sözü bu arkadaşlara hediye etmek istiyorum: insanlara karşı düşünceli olun. çünkü karşılaştığınız herkes en az sizin kadar zorlu bir mücadele veriyor.

hayatında hiç grup seks yapmamış eşcinsel

çağırdınız da biz mi gelmedik *

durduk yere ayı sözlük yazarlarına koyan şarkılar

cemil demirbakan-ceviz ağacı:

yazarların ruh halini en iyi anlatan şarkılar

yumurta bile kıramayan erkek

sebebinin yeteneksizlik olmadığını düşündüğüm durum. bu erkek yeteneksiz erkek değil, özbakım becerileri gelişmemiş ve toplumun dayattığı "erkek adam ev işlerinden anlamaz" anlayışının meyvelerinden yararlanan erkektir. aslında olaya "insanım ve doğal olarak yemek yemem gerekiyor. bu yüzden yemek yapmayı az da olsa öğrenmeliyim. hem böylece kimseye muhtaç olmam ve çevremdekilere rahatsızlık da vermem" boyutunda bakabilse pek ala yumurta da kırabilir, makarna da pişirebilir. kimse ondan elindeki malzemelerle harikalar yaratmasını ya da master chef olmasını beklemiyor sonuçta.
Henüz takip ettiği biri yok.