turtlewisdom

Durum: 11 - 0 - 0 - 0 - 04.05.2019 01:32

Puan: 198 - Sözlük Kezbanı

5 yıl önce kayıt oldu. 9.Nesil Yazar.

Transman

binder

çoğunlukla trans erkekler tarafından memeleri gizlemek, göğüs kafesini olabildiğince düz göstermek amacıyla tercih edilen bir çeşit iç çamaşırı

giyilen süre zarfında sırt ağrısı ve nefes almada zorluk sıklıkla yaşanır, uzun vadede duruş bozukluklarına da neden olabilir. bunlar biraz da alışmayla, göğüslerin büyüklüğüyle ve binderin kalitesiyle ilgilidir. bu şikayetleri minimum düzeye indirmek için yapılabilecek şeylerden birisi de, binderin sıkılığını ayarlarken hırsa gelmeyip nefes alabilecek kadar pay bırakmaktır. uyurken ya da spor sırasında giyilmesi pek önerilmez.

eğer kişi şanslıyla ve göğüslerinin doğal hali pek de büyük değilse, o kıvrımlar büyük ölçüde kaybolur; hatta tamamen düpdüz bir görüntüye kavuşabilir.

aliexpress’ten 20tl’den başlayan fiyatlarla temin edilebilir

prozac

uzun bir aradan sonra arınmış bir şekilde bugün tekrar başladım kendisine.

kullandığım dönemlerde benim üzerimde pek bir yan etkisi bulunmuyordu açıkcası. sadece kullanmaya başladığım ilk birkaç ay biraz iştahım kesilmişti ve pek de ağır olmayan mide bulantıları yaşıyordum. gerçekten hapın etkisimiydi yoksa hap almaya başladığım için doğan her şeyin daha iyi olacağı inancımdan mı bilemeyeğim ama kafam baya bi rahatlamıştı ve depresyonda görülen semptomlarım da oldukça azalmıştı.
bir süre kullandım ama o kadar aptaldım ki mutsuz olduğum, kötü hissettiğim zamanların suçunu hep prozac’a atıp, ondan inanılmaz şeyler bekliyordum
aslında beni tamamen hissizleştirmediği için müteşekkir bile olmalıydım ki günde tek doz aldığım halde bile depresyonumda olumlu yönde büyük etkileri olmuş ve kendisini bırakırken de hiç zorluk yaşamamıştım

kadın giysileri giymekten hoşlanmak

bu başlık bana çinli bir adamla/kadınla her neyse yaşamış olduklarımı hatırlattı *gereksiz derece uzun ve sıkıcı bulabilirsiniz


eylül ayının sonlarında blued adlı app’de aramızda sadece birkaç km bulunan çinli bi adamdan mesaj aldım ve baya şaşırdım düzce’de olduğumuzdan. beni çinli sanmıştı ama daha sonra ingilizce konuşarak anlaşmaya devam ettik.
konuşurken trans erkek olduğumu söyledikten sonra adama bir rahatlık geldi ve makyajlı, uzun peruklu fotoğraflarını attı böyle bir hobisi olduğunu söyleyerek. anlattığına göre sadece kadınlardan hoşlanıyordu ve blued’i kendi ülkesinden onun gibi ‘hobileri’ olan insanlarla tanıştığı için eğlencesine kullanıyordu. birkaç gün sonra sohbetimiz baya ilerlediği için buluştuk ve bir süre oyalandık. adamda herhangi bir feminenlik sezememiştim hatta oldukça erkeksi bile sayılırdı. her neyse hiçbir yorum yapmadım ve beraberken o konuları açmadık.
vedalaşıp ayrıldıktan bir saat sonra eve dönmek için duraktayken, mesaj attı; ‘üzgünüm ama seni erkek olarak göremedim, üniversite yıllarımda aşık olduğum kızı hatırlattın kısa saçlarınla’
mesajı gördüğümde baya sinirlenmiştim, gururum da incinmişti ama belli edecek bir şey yazmadım. daha sonra o bahsettiği kızın resmini attı, hala saklıyordu. eski günleri hatırlattın dedi ben de adına sevindiğimi söyledim.

sonraları da konuşmaya devam ettik wechat’den. çin’de bir kız arkadaşı olduğunu, evlenmeyi planladıklarını söylemişti. ayrıca birkaç kez, kadın olmak istediğini ama bunun gerekli olmadığını, sevgilisine bir şey söylemediğini ve onu sevdiğini dile getirmişti. ama dediğine göre kendini çoğu zaman erkek olarak hissediyordu.

bir gün eğer sevdiğim erkek cinsiyetini değiştirmek, kadın olmak isterse onu hala sevip sevmeyeceğimi sordu. soruş tarzına da baktığımda aslında kız arkadaşını kastettiğini anlamıştım; kız arkadaşının öyle bir durumda hala onun sevip sevmeyeceğini merak ediyordu. tam hatırlamıyorum ama belirsiz-olumlu yönde bir cevap verdim ve şansını denemesini söyledim. yine yalanlarını söylemeye devam etti ‘ben iyiyim, gerek yok’ gibisinden.

çin’e döndükten sonra da konuşmaya devam ettik eskisi kadar sık olmasa da . bazen kadın iç çamaşırlarıyla, makyajlı fotoğraflarını atıyordu, modu değişiyordu, nasıl göründüğünü soruyordu. güzel göründüğünü söylüyordum ve yalan da değildi. gerçekten aşırı çekici buluyordum o eskisiyle alakasız olan hallerini, hafiften tahrik de oluyordum.

daha sonra mesajlarıma birkaç hafta sonra cevap vermeye başladı ve farkettim ki bana yazdığı tek zamanlar, kendini kadın gibi hissettiği zamanlardı. o gün düzce’de onunla buluştuğum zamanki haline bir daha hiç rastlayamadım. nadiren mesaj atıyor, o tarz fotoğraflarını yolluyordu ve başka biriymiş; bir kadınmış gibi konuşuyor, ilgi bekliyordu. bu durum beni sinirlendiriyordu çünkü eski arkadaşlığımızın yerini bir çıkar ilişkisi almıştı. tamamen rahatsız olduğumu söyleyemem dürüst olmak gerekirse. çünkü o zamanlar, kendimi gerçek anlamda erkekmiş gibi hissediyordum ve buna ihtiyacım vardı.

en son konuştuğumuzdan yaklaşık bir ay sonra mesaj attı ve yine bir kadındı.
yataktaydı, resmini attı ve bir erkek istediğini söyledi. o sıralar mental olarak çökmüş durumdaydım ve kendimi aşağılanmış hissetmiştim mesaj atması üzerine. o da o kadar aşağılık ve korkaktı ki, kendine gerçek bir erkek bulamamıştı o anda ve ‘erkek’ olarak bile göremediği, eskiden aşık olduğu kıza benzettiği beni içindeki isteği söndürmek için kısa ve kolay bir yol gibi kullanmak istiyordu. sadece hayal gücünü kullanacak, gerçek bir erkek olmadığımdan ötürü suçluluk da çekmeyecekdi, utanmayacakdı da orgazmdan sonra. ona korkak olduğunu söylediğimde bir şey anlamadığını söyledi, ben de hiç üstelemedim; sinirliyim daha sonra konuşalım dedim ve arkadaş listemden çıkardım.

anlattıklarımdan bir sonuç çıkaramamış olabilirsiniz ki bu çinliyi ben de hala anlayabilmiş değilim ve anlaşılması da gerekmiyor. ben kendi içimde yaşadığım durumlarları karışık sanardım onunla tanışmadan önce ama o bazı konular üzerindeki bakış açımı değiştirdi ve başka bir pencereden bakmamı sağladı bir şeyler hakkında. ona çok kızmıştım ama durumunu az çok anlayabiliyorum beni o durumlarda kullanmak istemesi dışında. ayrıca bana içindekiler hakkında çoğu zaman yalan söylememiş olsa, bir nebze daha iyi anlayabilirdim diyorum durumunu. galiba içindeki kadın olma isteğini bir şekilde bastırıp yaşamaya devam ediyordu sadece. belki de bu istek sadece belli zamanlarda ortaya çıkıyordu. kız arkadaşını seviyordu, ailesini seviyordu ve onları kaybetmekten korkuyordu. ama bazı zamanlar bir erkeğin özlemini çekiyor, ya da bir kadın olup sevgilisiyle lezbiyen ilişkisi yaşamak istiyordu.
hiç anlayamadım

el ele dolaşmak

üstteki yazar

içimden bir ses bi süre önce ciddi uyku sorunları yaşamış ama son zamanlarda şikayetleri epey azalmış diyor

ayı sözlük itiraf

son zamanlarda baba olmak istiyorum diyerek ağlıyorum

alttaki yazara soracaklarım var

bundan da kötüsü olabilir diyerek hiçbir zaman o bağlamda düşünmedim ve umarım öyle düşünebileceğim bir noktaya hiç gelmem
duygusal olarak seni çok etkilemiş ve hala da etkisini hissettiren bir çocukluk anın var mı?

hadım edilmiş adamla romantik anlamda ilişki içinde olmak

geçenlerde aklıma takıldı; nasıl olurdu acaba diye düşündüm uzun bir süre
durumu kısmen iyi idare edebileceğimi düşünmek bencillik mi bilemeyeceğim ki
cinsel anlamda yaşanabilecek sorunların bir şekilde aşılabileceğini düşünüyorum
asıl zor olan karşındakinin psikolojisinin ağırlığı altında kalmak olur ve bazı durumlarda bununla başetmek oldukça zor olabilir; yorgun da düşülebilir

analog fotoğraf makinası

şu anda elimde iki tane var ama ‘bugün de çekmeye değecek bir şey görmem’ düşüncesiyle yanıma hiç alma gereği duymadım dolayısıyla bir kez olsun kullanmadım ve uzun süre de kullanacağımı düşünmüyorum
yine de garip bir şekilde bu iki makinaya sahip olduğumu bilmek birkaç saniyeliğine mutlu hissettiriyor, çok seviyorum

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

carpenters- yesterday once more

ayı sözlük itiraf

galiba kendime alternatif bir dünya yaratmak için kendim de dahil iletişime geçtiğim herkese her an ve her konuda yalan söylüyorum veya söylediklerimin gerçekliğine kendimi inandıramıyorum
acaba hiç doğru bir şey söyledim mi ya da şu an söylüyor muyum çok sıkıldığım için yalanlar uydurma ihtiyacı mı çekiyorum

ayı sözlük yazarlarının hikayeleri

çok mu dertsiz duruyorum ordan bakınca, dedi yaşlı adam.
replik çalma diye karşılık verdi genç adam. gülüştüler bir süre. yaşlı adam öleceğini biliyordu, genç adam da bunun farkındaydı.
bir gün bu gerçek onları yakalayacaktı. zaten yaşlı adamın son zamanlarda daha da fenalaşmıştı. kimi zaman altına dahi kaçırıyordu. kendine bile tahammülü azalıyorken, genç adam o'nun yanı başında bekliyor, bir anne şefkatiyle pisliğini temizliyordu.

o'nu seviyordu ve herşeyi yapabilirdi. pisliğini temizlemek yapacaklarının yanında bir anlam ifade etmiyordu. elini tuttu yaşlı adamın. yumuşak kadifemsi eliyle yaşlı adamın elindeki çizgileri yokladı. derisini hafifçe çekiştirip daha da kırıştırdı.. bu o'na müthiş zevk veriyordu. çocuksu bir heyecan duyuyordu o'nun elini tuttuğunda.
ve bir öpücük kondurdu, hayatının son demlerini yaşayan yaşlı adamın yanağına..

ayrılık çok zor olacaktı genç adam için. her gece 'keşke dünyaya daha erken gelseydim' diye ağlıyordu yanında yatan sevgilisine belli etmeyerek.

ikisi de çok geç bulmuştu birbirini ve çok acı çekmişlerdi. ama bunları artık kimse önemsemiyordu. acı çektirenlerde çekenlerde unutmalıydı her şeyi.

geçmiş küçük bir çocuğun düşüp dirseğini kanattığı andaki çığlık gibiydi. çok kan akmış şefkat ile unutulmuş geriye sadece izleri kalan..
yıllar sonra bile çocuğun dirseğinde izi olacak fakat acı vermeyecekti..

arada bir o çığlığın yankısını duyuyordu genç adam. ama sonra.. karşısında duran adamın kamburlaşmış sırtı, zayıflamış kemikleri, çıkardığı takma dişinin oluşturduğu boşluğu seyrediyor sonra gözlerine bakıyor ve unutuyordu işte.. yaşli adamin gözlerindeki her neyse, adına her ne deniliyorsa unutturuyordu geçmişin çığlığını.. sihir gibi bir şey olmalıydı. ya da aşk..

gece oluyordu..halbuki hep nefret ederdi genç adam karanlıktan..
babası hep geceleri içerdi. annesi hep gece ağlardı.. hem karşı komşu zübeyde teyze de gece uykuda yakalanmamış mıydı ölüme?

gece oluyordu. ve yaşamın kıyısındaki adam hala uyumamış genç adamın gözlerinin içine bakıyordu..
sesindeki gıcıklığı öksürerek attı yaşlı adam.. derin bir nefes aldı:

'gece olup ta ay dost olacaksa bana
sabaha kadar
aydınlatacaksa sana boğulmuş
zifiri karanlık odamı
bir sis halesinin içinde pembeler çalacaksa vicdanıma
ben hazırım seni kendime katmaya,
şehvetime vicdanımı sunmaya.
sabah olduğunda güneşin koynundan uyanmış gibi kalkacaksam
senin yanından
terini kokunu özletmeyeceksen bana
ayın dostluk edeceği zamanlara kadar,
yarınlarımı gömüp sana
ben bu gece ölürüm.
ve her öpüşünde benim bedenim yerden yükselip
konacaksa baykuş kanatlarına
ben ayın hilaline uçurtma olurum
sabaha kadar
seninle.
nasıl olsa her sabah sonlanacak
geceyle
seninle'

çok severdi yaşlı adam şiiri. belki hafızasında binlerce şiir vardı. hepsini, her fırsatta genç adama sunmak isterdi. binlercesinden birkaç şiir paylaşmıştı sadece..

şiiri duyan genç adam gözyaşlarına hakim olamadı.. yaşlı adamsa hiç istemezdi sevdiceğinin gözyaşlarını görmek.. kızmak istedi, bağırmak..tutup kolundan 'kes şu ağlamayı' diye haykırmak istedi belki...

tek yaptığı genç adamın gözyaşlarını silmek oldu..

'nasıl veda edilir bilemiyorum. ikimizde biliyorduk bu anın geleceğini.
ve ben hissediyorum sabaha seni göremeyeceğimi
gecede nasipmiş yüzünün tüm detaylarını hafızama kazamak.. belki bilirsin sen, ölünce unutur mu insan sevdiğini.. ben unutmak istemem.. sen de unutma beni..
belki gökyüzünde bir yerde belki korktuğun karanlığın noktasında belki bir filmin, yazının en can alıcı yerinde.. belki yaşamın tüm ayrıntılarında.. belki benim gibi ölüm döşeğinde.. beni görürsün.. ben seni gideceğim yerde he görüyoum olacağım..
saçmalıyorum çok konuşturma beni.. hem son sözümün bunlar olmasını istemem..' diyerek güzel bir kahkaha patlattı yaşlı adam..

genç adamsa içine atmaya çalıştığı hıçkırıklarda boğulmak üzereydi.. kalbi daralıyor, nefes alamıyor.. sanki karşısındaki değil de o ölecek gibi hisediyordu.. ölüm bu olsa gerek diye geçirdi içinden..yaşlı adamı daha iyi anlıyordu.. her güne bu hissi tatmak..
ölüm belki de acılarını dindirecekti yaşlı adamın..
peki onu kaybetmenin acısını ne dindirecekti?

aklından geçenleri yaşlı adamla paylaşmak istedi.. ama bu gerek yoktu ki.. tecrübe dolu bakışı genç adamın üzerindeydi.. anlıyordu her şeyi. kelimeler anlamsız birer başağrısı..sessizlik ve genç adamın elini istiyordu kalbinde..

elini tuttu genç adamın.. kalbine götürdü.. ritimleri hissetmesini istiyordu belki genç adamın..birazdan sessizliğe bürünecek olan ritimleri.. elini sardı genç adamın.. sıcaklığı hissetmesi için.. belki birazdan buza çevrilen sıcaklığı..

aşk denilen şey ölüyordu işte. genç adamın elinden bir şey gelmiyor, yutkunamıyor, ağlayamıyor hareket dahi edemiyordu.. soğuktanda nefret ederdi zaten..

''..seviyorum seni boşuna
boşuna yaşıyorum
yaşamı bölüşemiyecegiz ki.."

el ele dolaşmak

buldukta el ele dolaşması kaldı.

üstteki yazar

dikkat çektiğin şeyden yola çıkarak teferruatları dert edinebilen bir kişilik olduğun izlenimi kıpraştı bi

vejetaryen

tanım: politik / etik veya başka bir nedenden dolayı et ve et ürünlerini yemeyen kişi. kısacası tabağında servis edilenin bir ceset olduğunun farkına varan ya da dünyadaki hayvan endüstrisinde et tüketiminin payını görmüş veyahut etin cinsellikle ilgili olmasını kavramış ya da etin vücuda verdiği zararları bilen insandır.
unutmadan erkek şiddeti mezbahalardan yükseliyor :*
(bkz: etin cinsel politikası )
(bkz: feminizme giden yol veganizmden geçiyor )

vejetaryen

vejeteryanlığın bir ergenlik ya da zırvalık olduğunu sanan insanların hiç bir zaman ulaşamayacağı düşünsel şeydir . vejeteryanlık dini , siyasi ve düşünsel bir çok nedene dayandırılabilir , tabi ki en büyük etkeni hayvanları metalaştırarak onları bir besin maddesi olarak görmeye dayanır ... yediin hayvanın belki bir kaç saat sonra nefes alan bir canlı olduğunu düşünmen yeterli

vejetaryen

vejetaryen, yemediği/yiyemediği etin aslında bir ''ceset' olduğunun farkında olan insandır.

vejetaryen

ceset yemekten hoşlanmayan, reddeden kişi.

etoburlar tarafından sürekli taciz edilirler. daha fenası, et yemenin ulvilikleri, gerekliliği, hede hödösü bakımından ikna edilmeye çalışılır. bu etoburlar, tıptan tutun, dini, geleneksel vs bir sürü konuda referanslara başvururlar ama sadece kendilerini komik duruma düşürürler. ** kendi vicdan muhasebesini yapmaktan kaçınanların saldırı hedefleridirler. genellikle doğanın kanuınlarından filan dem vurulur ama sözkonusu kişiler başka hiçbir konuda doğaya uyumlu yaşamayıp bu konuda nedense doğa insanı kesilirler. üstelik doğada hiçbir canlı bir başka canlıyı daha doğmadan anne karnındayken hapsedip, korkunç koşullarda yaşatıp*, işkencevari yöntemlerle kesip yememektedir. avcı hayvanın donanımı varsa av olanın da vardır ve eşit koşullarda verilen bir mücadele sonucu ani ve işkencesiz bir öldürmeyle bu iş olup bitmektedir.

dahası: genelde '' kendiniz bir hayvanı kesip yiyebilir misiniz '' soruma da olumlu yanıt veren çok az kişi çıkmaktadır. kesilmiş önüne gelmiş ve yabancılaştığın bir nesnedir o artık. halbuki o da nefes alıyor, duygularını yaşıyor, belki yavrusuna bakıyordu yakın zaman önce.

türcülük işin başka bir ikiyüzlü yanıdır. '' hayvanseverim '' ben diye yırtınıp, kedi-köpek-kuş vs ine çocuğu gibi bakan kişiler sözkonusu canlı, sığır-tavuk-balık olduğunda hayvan mayvan dinlemezler.

ve evet, endüstriyel-lobici tıp çevrelerinin dışındaki görüşü kaale alırsanız, bitkisel beslenme en sağlıklı beslenme şeklidir.* yüzlerce çeşit bitkiden her tür ihtiyacımızı alabiliriz. * vejeteryanlar dengeli ve sağlıklı beslenen kişilerdir genelde. *

vegan

doğu kültüründe yetişmiş biri olarak vegan olma kararını anneme anlattığımda "nasıl arkadaşların var, kimden öğreniyorsun bunları!" deyip ağladı. tabi ki etkilemedi.

veganlık sanıldığı gibi zengin işi değildir ve yine sanıldığının aksine zengin bir besin çeşitliliğidir. tahıllar, meyvalar, sebzeler, baklagiller vs. rahatlıkla tüketilir ve içeriğindeki protein değerleri de dahil olmak üzere yeterlidir.

dünyada bir çok vegan sporcu sağlıklı bir şekilde yaşamını da sürdürmektedir.

insan zaten öğütücü dişleri, gelişkin tükürük bezleri, düşük mide asitli, uzun bağırsak yapısı ile otçuldur. insanın vegan olması doğal olana dönüştür. kaldı ki etobur içgüdü taşısa kan kokusu tiksindirmez, haz verir. ayrıca timsahı çıplak elle parçalayacak güce sahip kuzenlerimiz goriller, tamamen otçuldur.

vegan protein kaynaklarına gelince buğday proteini (100gr'da 74gr protein vardır ve 100gr'ında 21gr protein olan ton balığının 3 katından fazladır. evde hazırlanır.), fıstık, kabak çekirdeği, muz, yabanmersini, bakla gibi ürünler soyadan çok daha öndedir.

vegan olmanın doğa ve çevre açısından faydalarına ise hiç girmeyeyim.

Toplam entry sayısı: 11

el ele dolaşmak

binder

çoğunlukla trans erkekler tarafından memeleri gizlemek, göğüs kafesini olabildiğince düz göstermek amacıyla tercih edilen bir çeşit iç çamaşırı

giyilen süre zarfında sırt ağrısı ve nefes almada zorluk sıklıkla yaşanır, uzun vadede duruş bozukluklarına da neden olabilir. bunlar biraz da alışmayla, göğüslerin büyüklüğüyle ve binderin kalitesiyle ilgilidir. bu şikayetleri minimum düzeye indirmek için yapılabilecek şeylerden birisi de, binderin sıkılığını ayarlarken hırsa gelmeyip nefes alabilecek kadar pay bırakmaktır. uyurken ya da spor sırasında giyilmesi pek önerilmez.

eğer kişi şanslıyla ve göğüslerinin doğal hali pek de büyük değilse, o kıvrımlar büyük ölçüde kaybolur; hatta tamamen düpdüz bir görüntüye kavuşabilir.

aliexpress’ten 20tl’den başlayan fiyatlarla temin edilebilir

binder

çoğunlukla trans erkekler tarafından memeleri gizlemek, göğüs kafesini olabildiğince düz göstermek amacıyla tercih edilen bir çeşit iç çamaşırı

giyilen süre zarfında sırt ağrısı ve nefes almada zorluk sıklıkla yaşanır, uzun vadede duruş bozukluklarına da neden olabilir. bunlar biraz da alışmayla, göğüslerin büyüklüğüyle ve binderin kalitesiyle ilgilidir. bu şikayetleri minimum düzeye indirmek için yapılabilecek şeylerden birisi de, binderin sıkılığını ayarlarken hırsa gelmeyip nefes alabilecek kadar pay bırakmaktır. uyurken ya da spor sırasında giyilmesi pek önerilmez.

eğer kişi şanslıyla ve göğüslerinin doğal hali pek de büyük değilse, o kıvrımlar büyük ölçüde kaybolur; hatta tamamen düpdüz bir görüntüye kavuşabilir.

aliexpress’ten 20tl’den başlayan fiyatlarla temin edilebilir

kadın giysileri giymekten hoşlanmak

bu başlık bana çinli bir adamla/kadınla her neyse yaşamış olduklarımı hatırlattı *gereksiz derece uzun ve sıkıcı bulabilirsiniz


eylül ayının sonlarında blued adlı app’de aramızda sadece birkaç km bulunan çinli bi adamdan mesaj aldım ve baya şaşırdım düzce’de olduğumuzdan. beni çinli sanmıştı ama daha sonra ingilizce konuşarak anlaşmaya devam ettik.
konuşurken trans erkek olduğumu söyledikten sonra adama bir rahatlık geldi ve makyajlı, uzun peruklu fotoğraflarını attı böyle bir hobisi olduğunu söyleyerek. anlattığına göre sadece kadınlardan hoşlanıyordu ve blued’i kendi ülkesinden onun gibi ‘hobileri’ olan insanlarla tanıştığı için eğlencesine kullanıyordu. birkaç gün sonra sohbetimiz baya ilerlediği için buluştuk ve bir süre oyalandık. adamda herhangi bir feminenlik sezememiştim hatta oldukça erkeksi bile sayılırdı. her neyse hiçbir yorum yapmadım ve beraberken o konuları açmadık.
vedalaşıp ayrıldıktan bir saat sonra eve dönmek için duraktayken, mesaj attı; ‘üzgünüm ama seni erkek olarak göremedim, üniversite yıllarımda aşık olduğum kızı hatırlattın kısa saçlarınla’
mesajı gördüğümde baya sinirlenmiştim, gururum da incinmişti ama belli edecek bir şey yazmadım. daha sonra o bahsettiği kızın resmini attı, hala saklıyordu. eski günleri hatırlattın dedi ben de adına sevindiğimi söyledim.

sonraları da konuşmaya devam ettik wechat’den. çin’de bir kız arkadaşı olduğunu, evlenmeyi planladıklarını söylemişti. ayrıca birkaç kez, kadın olmak istediğini ama bunun gerekli olmadığını, sevgilisine bir şey söylemediğini ve onu sevdiğini dile getirmişti. ama dediğine göre kendini çoğu zaman erkek olarak hissediyordu.

bir gün eğer sevdiğim erkek cinsiyetini değiştirmek, kadın olmak isterse onu hala sevip sevmeyeceğimi sordu. soruş tarzına da baktığımda aslında kız arkadaşını kastettiğini anlamıştım; kız arkadaşının öyle bir durumda hala onun sevip sevmeyeceğini merak ediyordu. tam hatırlamıyorum ama belirsiz-olumlu yönde bir cevap verdim ve şansını denemesini söyledim. yine yalanlarını söylemeye devam etti ‘ben iyiyim, gerek yok’ gibisinden.

çin’e döndükten sonra da konuşmaya devam ettik eskisi kadar sık olmasa da . bazen kadın iç çamaşırlarıyla, makyajlı fotoğraflarını atıyordu, modu değişiyordu, nasıl göründüğünü soruyordu. güzel göründüğünü söylüyordum ve yalan da değildi. gerçekten aşırı çekici buluyordum o eskisiyle alakasız olan hallerini, hafiften tahrik de oluyordum.

daha sonra mesajlarıma birkaç hafta sonra cevap vermeye başladı ve farkettim ki bana yazdığı tek zamanlar, kendini kadın gibi hissettiği zamanlardı. o gün düzce’de onunla buluştuğum zamanki haline bir daha hiç rastlayamadım. nadiren mesaj atıyor, o tarz fotoğraflarını yolluyordu ve başka biriymiş; bir kadınmış gibi konuşuyor, ilgi bekliyordu. bu durum beni sinirlendiriyordu çünkü eski arkadaşlığımızın yerini bir çıkar ilişkisi almıştı. tamamen rahatsız olduğumu söyleyemem dürüst olmak gerekirse. çünkü o zamanlar, kendimi gerçek anlamda erkekmiş gibi hissediyordum ve buna ihtiyacım vardı.

en son konuştuğumuzdan yaklaşık bir ay sonra mesaj attı ve yine bir kadındı.
yataktaydı, resmini attı ve bir erkek istediğini söyledi. o sıralar mental olarak çökmüş durumdaydım ve kendimi aşağılanmış hissetmiştim mesaj atması üzerine. o da o kadar aşağılık ve korkaktı ki, kendine gerçek bir erkek bulamamıştı o anda ve ‘erkek’ olarak bile göremediği, eskiden aşık olduğu kıza benzettiği beni içindeki isteği söndürmek için kısa ve kolay bir yol gibi kullanmak istiyordu. sadece hayal gücünü kullanacak, gerçek bir erkek olmadığımdan ötürü suçluluk da çekmeyecekdi, utanmayacakdı da orgazmdan sonra. ona korkak olduğunu söylediğimde bir şey anlamadığını söyledi, ben de hiç üstelemedim; sinirliyim daha sonra konuşalım dedim ve arkadaş listemden çıkardım.

anlattıklarımdan bir sonuç çıkaramamış olabilirsiniz ki bu çinliyi ben de hala anlayabilmiş değilim ve anlaşılması da gerekmiyor. ben kendi içimde yaşadığım durumlarları karışık sanardım onunla tanışmadan önce ama o bazı konular üzerindeki bakış açımı değiştirdi ve başka bir pencereden bakmamı sağladı bir şeyler hakkında. ona çok kızmıştım ama durumunu az çok anlayabiliyorum beni o durumlarda kullanmak istemesi dışında. ayrıca bana içindekiler hakkında çoğu zaman yalan söylememiş olsa, bir nebze daha iyi anlayabilirdim diyorum durumunu. galiba içindeki kadın olma isteğini bir şekilde bastırıp yaşamaya devam ediyordu sadece. belki de bu istek sadece belli zamanlarda ortaya çıkıyordu. kız arkadaşını seviyordu, ailesini seviyordu ve onları kaybetmekten korkuyordu. ama bazı zamanlar bir erkeğin özlemini çekiyor, ya da bir kadın olup sevgilisiyle lezbiyen ilişkisi yaşamak istiyordu.
hiç anlayamadım

analog fotoğraf makinası

şu anda elimde iki tane var ama ‘bugün de çekmeye değecek bir şey görmem’ düşüncesiyle yanıma hiç alma gereği duymadım dolayısıyla bir kez olsun kullanmadım ve uzun süre de kullanacağımı düşünmüyorum
yine de garip bir şekilde bu iki makinaya sahip olduğumu bilmek birkaç saniyeliğine mutlu hissettiriyor, çok seviyorum

hadım edilmiş adamla romantik anlamda ilişki içinde olmak

geçenlerde aklıma takıldı; nasıl olurdu acaba diye düşündüm uzun bir süre
durumu kısmen iyi idare edebileceğimi düşünmek bencillik mi bilemeyeceğim ki
cinsel anlamda yaşanabilecek sorunların bir şekilde aşılabileceğini düşünüyorum
asıl zor olan karşındakinin psikolojisinin ağırlığı altında kalmak olur ve bazı durumlarda bununla başetmek oldukça zor olabilir; yorgun da düşülebilir

el ele dolaşmak

Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.