bondbear

hoş buldum... hem de çok hoş...

80 lerin sonunda 90 ların başında çocuk olmak

ediyle büdüyü sayıların kontunu kurabiye canavarını hayranlıkla izlemek, okuldan gelir gelmez siyah önlüğün üstünde atlı karıncayı izlemek,maria huaqinaya kıl olmak sirilloya acımak,okulda matematik derslerinde hayme pahilio taklidi yapmak, tahtadan kılıç yapıp /gölgelerin gücü adına güç ben de artık hiiiiiimen diye bağırmak,akşamları tüm mahalle bir araya gelmek,telden çember ve araba yapmak,anne babadan gizli telefonun sağ köşesindeki kolu çevirip salakça zevk almak,annelerin toplaşıp yaptıkları eriştenin hamurunu aşırmak ve oyuncak formuna sokmaya çalışmak...var da var yani...ve ben de o zamanları yaşabildiği için kendini şanslı hissedenlerdenim

bursa

ülke çapında en dindar dindarları görebileceğiniz, eğer gitmediyseniz ve kafanızda modern bir şehir varsa sizi yanıltacak şehir. evet gelişmiştir. kocaman alışveriş merkezleri, güzel siteler, evler. görüntü harika ama halkının büyük kısmının bayağı yobaz olduğu da acı bir gerçek.

anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı

ayı sözlük

varlığından birkaç gün önce haberdar olmamdan dolayı kendimi dünyanın en alakasız eşcinseli gibi hissetmeme sebep olmuş, şimdiye kadar gördüğüm en samimi lgbt platformu olan interaktif sözlüktür.

tavla

sevgiliyle oynanabilecek en güzel oyunlardan birisi. başlamadan bahse girilirse (bahis hayal/fantazi dünyanızın genişliğine bağlı) daha bir hırslı ve eğlenceli olur.

ayı sözlük yazarlarından film tavsiyeleri

amour - michael haneke
poulet aux prunes - vincent paronnaud, marjane sat
beasts of the southern wild - benh zeitlin
gergedan mevsimi - bahman gobadi
albert nobbs - rodrigo garcia
twice born - sergio castellitto
the impossible - juan antonio bayona
district 9 - neill blomkamp
coco before chanel - anne fontaine

vişne limon

ayyyy yerim ben o dondurmaları. bu ikisi ile de çok güzel cheesecake yapılır. ve bunların gofretleri de çok güzel. ama ben bunları çok seviyorum.

ateşe tapan adamı cehenneme göndermek

aşırı gizli gaylerden nefret etme sebepleri

mücadele etmekte gizli kalmakta herkesin kendi insiyatifidir. fakat gizli kalmak eğer hak arayışına çelme takıyorsa, bu durum nefret olmasa bile sevimsiz hatta haksızca olur. fakat kimse yaptıklarından ya da yapmadıklarından dolayı kimseyi suçlayamaz. ama lgbti ler için armut piş ağzıma düş demek silik yaşamak ve ölmek demektir. mücadele sayesinde eşcinsellerin vur ensesine al lokmasını tarzında bakış açısı en azından kırılmıştır. bunu da görmezden gelemeyiz. eskiden bir eşcinsele hiç düşünmeden rahatça elini kaldıranlar artık bunu yapmadan önce düşünmek zorunda. kitle iletişimizde etkili olan eşcinsel örgütler artık hak arayabilmekte.

bu mücadeledeki kişilerin sürekli görünür olmayanlara toslamaları oldukça can sıkıcıdr. bu yüzden mücadele sürekli tökezler durur. bu mücadeledeki insanlarda bir anlık sinirle nefret ediyorum dese bile unutmamalıdır; gizli bile olsa örgütler tüm lgbti'ler için varlığını sürdürüyor.

(bkz: bana ne deme lazım olur)

not: bu zamana kadar dünyadaki öncül eşcinsel mücadelelerde kırıtık, kadınsı diye aşağıladıklarımız ön plandadır. bu işler gökten zembille inmiyor efendiler. bunları ötekinin ötekileştirmesinden önce hazmetmekte yarar vardır. mücadeleyi akademik ve insani kimliklerimizle yapmak daha mantıklıdır.

homojen dergi

oldukça başarılı buldum. piyasadaki diğer gey dergisi gibi sadece kadınlara ve geylere hitap etmekten öte tüm lgbti bireyleri kucaklayan bir çalışma olmuş.

heterofobi

günün birinde pratiğe dökme şansım olabilecek faşistlik.

tomboy