yalnız yaşamak

bulaşık, çamaşır, ütü, fatura ödeme, market alışverişi, evi derleyip toparlama sırasının bugün de sizde olduğu bir yaşam biçimidir. ''bugün sıra bende galiba'' diyerek kendini kandırma eğlencesininse tadına doyulmaz.
insana keyif verir. düşünmek için en uygun yaşama ortamı. bazılarının psikolojisini bozar.

yalnızlıktan konuşacak kimse bulamayınca satış elemanlarına sarar bu tipler... tüm rafi indirip taksit sayısını bahane edip çıkar mağazadan
kendi kendine kalmayı bilmeyen için birkaç gün yeterlidir. ama 4 duvar arasında ömrünü geçiren için yorucudur, hayattan soğutucudur. anlatılmaz çünkü anlayanı yoktur. başa gelen çekilir.
(bkz: tok açın halinden ne anlar)
ve son zamanlarda en çok özlediğim durumdur. offff offff!!!
güzeldir ama gerçekten sorumluluk ve güç ister.ütü,çamaşır,yemek derdi gibi sikimsonik sıkıcı şeyleri geçtim basbayağı yalnızsındır.hastalanırsın su verecek kişi olmaz, faturayı unutursun kimse hatırlatmaz,komşuların sana öcüymüş gibi bakar,evden garip sesler geldiğinde şarkı söylersin,yalnız içersin akşamları,kerhaneye dönmesin diye her erkeği eve atamazsın falan filan.

ama alışılınca da bırakamazsın bu yaşam tarzını.öyle de garip bir şeydir.
yalniz kalmak.. bir ilac midir ? yoksa hastaligin ta kendisi mi ?
yalnız yaşamak güzeldir de yalnız kalmak kötü olsa gerek.
"bence istediğin zaman yalnız kalabilmek, mutluluğun en önemli nedenlerinden biridir."

(bkz: franz kafka)
çağın hastalığı.
bi sesin yankısını duyar gibi..aynada kendinle konusmak...sonra tek kişilik kahve hazırlayıp 2 kişi içmek..ellerini ovuşturup sonra yüzünü tutmak...yatakta bi sağa dönüp ,bir sola dönüp en sonunda bi yastığa sarılıp uyumak...çalan kapı ziline ben bakarım, diye seslenip koşarak açmak...ne acelen varsa..sanki senden baskasımı avr evde ki ..yok işte..var olan varlığın içinde olmasını istediklerinden yoksun bi yaşam....sonra kalabalıklarda kaybolursun ..tıp kı suluboyu resimlerinde sağılan renkler gibi..hayat karısır gidersin...ama yalnız....
yaşamak istedim bi dönem ama şimdi öyle düşünmüyorum. evet 5 yıl sonra fikirlerim değişebilir tekrar.
yıllardır yaşadığım ama bir türlü alışamadığım haldir. bazen iyidir *, bazen kötüdür. *
gürültüye hasret kaldığınızdan olsa gerek, tvyi sonuna kadar açarsınız üç beş insan sesi gelsin kulağıma diye. sıkıntıdan abur cubura verdiğiniz parayla playstation almayı deneyebilirsiniz, böylece oynamadığın oyun kalmaz. çiçek alır onları sularsınız sıkıldıkça. sonra çok sudan çürür gider gariplerim." aa çürümüş bunlar yenisini alıyım" diye bahane edip, koca bir çiçek populasyonunun canına okursunuz. bulaşıkları bulaşık makinasına doldurmaya erindiğinizden misafir geldiğinde mutfağı görmemesi için taklalar atarsınız. neyse felaket senaryosuna dönsün istememiştim. aynı zamanda huzurlusunuzdur, herşeyden yakınan bir ev arkadaşınız yoktur, hem rahat erkekte atılıyormuş eve. hayırlısı.
çıplak halde son ses müzik eşliğinde dans* edebilmek demektir. *
sabahın köründe, şehirlerarası yolculuk dönüşünde fellik fellik çilingir aramaktır koskocaman uyanmamış bir kentte. hacılatırsınız 25 tl yi sadece 2 saliselik tek hareket için...***
  • /
  • 3