21 ocak 2016 mustafa koç'un ölmesi

çok erken yaşta gerçekleşmiştir. çalıştığım firmada kendisinin birleşik krallık seyahatlarini organize ediyorduk. hakkında hiç kötü bir şey duymadım. herkes severdi. sevenlerinin başı sağolsun.
zerre üzülmediğim herifin nalları dikmesidir.türk oligarşisinin ailelerinden koçların bir üyesi olarak milletin hakkını yiyerek bu günlere gelmiştir.o kadar çok yemiş olmalı ki mide kelepçesi taktırdığı halde zayıflıyamamış spor yaparken kriz yüzünden gitmiştir.
ateşin bol olsun şişko!

edit:sermaye yalakası patron göt yalayıcısı eksileyen ibne;sen köpek gibi götünden ter akıp ona milyonlar kazandırdın senin gibi kölelerin sayesin de kuruldu imparatorluk.
babaannemin ölüm haberini aldığımda counter strike oynamaya devam ettim şimdi buna yorum yaparsam anısına saygısızlık etmiş* olurum ama kimin umrunda.
kapitalist düzen burdur işte sen deli gibi çalışır ve patronu zengin edersin ama bu ölen biri için geberdi ateş'lere gelesini hak ettirmiyor bence... sonuçta evet zengin ama hayırsever ve yardımsever... gezi zaman'ında verdiği destek hala akıllarda... hiçbir kurum ya da kuruluşunda çalışmadığım ama çok çalışmak istediğim bir krallığın temsilcisi... allah rahmet eylesin....
türkiye'nin en önemli ve değerli sanayicilerinden biriydi. sayesinde binlerce kişinin karnı doyuyordu, koç holding devam ettiği sürece de yine binlerce kişi için istihdam kaynağı olacak ve karnı doyacak. bahsettiğiniz bir koç, sabancı, eczacıbaşı, çukurova holdingler olmasaydı acaba bu ülke nasıl bir ülke olurdu. dünya şirketleri sıralamalarında acaba türkiye şirketlerini görebilirmiydik. hayatın akışı dağda ateş yakıp, çadır kurup, tarlaya soğan ekmekle olmuyor. öldüğü gün yanındaki adama sigara bile ikram edemeyen "büyük yürekli" sözde duyarlı insanlarımızın ağır eleştirilerine maruz kalıyor olması kendi adıma utanç verici. öyle ya da böyle ülkenin en önemli holdinginin yönetim kurulu başkanıydı. tanıyanlar bilir, insana verdiği değer sizin dışarıdan bildiğiniz baktığınız kadar basit ve sıradan değildi. mütevazi kişiliği ile ön plandaydı ve toplumsal duyarlılık/sorumluluk projelerine her zaman destek veren bir ruha sahipti. günümüz hükümetine karşı dik duran bir yapıya sahipti. ayrıca herkesi kucaklaması gibi bir zorunluluğu da olduğunu düşünmüyorum. ölümü çok erken olmuş ve bir çok kişiyi bu ölüm haberiyle üzmüştür. ruhu ışıkla dolsun. özleyeceğim.
türkiye'nin önemli bir değeriydi, ona gelene kadar kimler kimler ölmesi gerekirken, gene iyilerden biri daha gitti. allah rahmet eylesin.
ölümü dolayısıyla büyük üzüntü içerisindeyim.

koç holding yönetimi, ik direktörlükleri, şirketlerinde kimseyi zorla çalıştırmıyor. işe ihtiyacın varsa başvuruyorsun, başvurun değerlendiriliyor, kabul edilirse ve maaş konusunda da okey verirsen imzanı basıyorsun, sözleşmeyi kabul ediyorsun, çalışıyorsun. tıkır tıkır gününde maaşını alıyorsun. 75bin çalışanı var bu holdingin. aile olarak kaç kişiye tekabul ediyor, çok biliyorsunuz ya, hesap ediverin. türkiye'nin en büyük 500 şirketi sıralamasında ilk 10 şirketten 5'i koç holdinge aittir. zenginin malı züğürdün çenesini yoruyor. bu zenginlik senin götünün teriyle gerçekleşti, seni sömürdü, şartları kabul ettiğin halde hak ettiğini alamadın demek, vay beya. ülke için ne kadar önemli işler yaptın kim bilir. kesin sabah 8'de işe gelip mesaim bitse de evime gidip yatsam dememişsindir. deden, baban veya sen de birilerinin üzerine bassaydınız da zengin olsaydınız, görürdük nasıl bir hayat sürdürüyorsunuz. eminim yemez yedirir, giymez giydirirdiniz. boş boş laflarla burada ölmüş adamın arkasından saçmalıyorsunuz ya, dışardan cidden komik duruyor.
şimdi kendisinin ölümü benim için haber değeri taşımıyor da olur ölmez sermaye, somurdu bizi ve sair diyenler ne iş yapıyor acaba? bu düzenin dışına çıkmak ya da alternatif bir dünya inşa etmek için ne yaptılar?

bu arada (bkz: patronsuz kazak)
ölümü özgürlüğün önünde ki en büyük engel olan prangalarından memnun köleleri üzmüştür.sermayenin iktidar ile aynı yatakta yattığını bilmeyen ezilen sınıf nasılda üzülüyorlar.ekmeğini veriyormuş.sanki babasının hayrına veriyor ekmeği.binlerce işçinin hakkını gasp edip sendikalı olunca kapı önüne koyan babam sanki.siz de bu maraba kafası olduktan sonra ağanız çok olur.
geziyi destekledi diyenler aylar sonra padişahın elinden plaket aldığını unuttu heralde.aman neyse bir fatiha okuyun kendinizi parçalayın ağlamaktan kahrolun ağanızın ölümüne.fazla üzülmeyin ama semersiz kalmazsınız elbet bir semer vuran olur çalışmaktan kambur olmuş sırtınıza.
üzüldüğüm, rahmet dilediğim iş adamı.

üçüncü sayfa haberlerindeki "fakirler" için de aynı şeyi söylerim bir fakir olarak.

(bkz:#278025) dendiği gibi, birine bir dal sigara ikram etmemiş adamlar, ekleme yapayım, taş üstüne taş koymamış adamlar taş atıyor arkasından.

yine herkes tıynetini gösteriyor. sözlükte etnik siyasete güzellemeler dizenler, bu başlıkta "sınıf"ı hatırlamış. sevinçli misiniz hepiniz?

hasan karakaya'nın arkasından yazdığım entryi sildim. arkasından saymak bana yakışmazdı çünkü. fıtratıma aykırı.

tanımam etmem. arçelik vs kullanmışlığımız var. ne tofaş ne ford vs... yüzbinlerce kişi bu grubun ve bağlı/vs şirketlerden ekmek yiyor. elbette alnının teriyle, hak ederek. ama bir kapı açmak, birinin hayatını kolaylaştıran, onun daha iyi yaşamasını sağlayan işler yaratmak her babayiğidin harcı değil.

bu tarz duygusuz, buz gibi ve kaba sol jargon tarihin çöp sepetinde kaldı. etnik siyasetin kuyruğuna takılıp gelip burada onlarca yıl geride kalmış bir zihniyetle burjuva/oligark geyiği yapacağınıza bir alternatif koyaydınız ortaya şunca yıldır. ovacık belediyesiyle ne kadar ilginiz var bilmiyorum ama küfretmiyor bildiğim kadarıyla, gayet de güzel işler yapıyor fatih mehmet maçoğlu.

tüm zenginleri toplasanız, 10 bin, 50 bin, 100 bin; haydi olsun 1 milyon kişi. fakirler oylarıyla bu sömürü düzenine oy veriyor. fakire küfredin yiyorsa. bir taraftan halk/halklar/ezilenler edebiyatı yapacaksınız; bir yandan da ezilenin ezilmeye duyduğu iştaha, güce tapmasına, bir gün kendisinin de voleyi vurma ihtimaline laf edemeyeceksiniz. hangi halk? hangi halklar?

türklük-kürtlük geyiği yapacağınıza "sınıf" siyaseti yapın o ciğer varsa. kürtçülük yapıp emperyalizmin kucağında, onun planlarına hizmet ettiğinizi göremeyecek kadar kör ve yozsunuz. şu kullandığınız internetle kime kazandırdığınızı da bilmezsiniz. daha yediğinizi, içtiğinizi, giydiğinizi de siz bilirsiniz.

asgari saygı, asgari edep, asgari kültürden mahrum; asgari insanlarsınız neyse ki bu toplumda. insanlığını yitirmemiş türkü, kürdü milyonlarca "cahil" ve "fakir" insan sizden çok daha yeğdir.

bu nefretinizin içinde boğulup gitmeden gerçeği görmenizi dilerim. insanlığınız sadece bir suretten, bir cesetten ibaret olmaz umarım.
sizler! ölümleri kendi meşrebinize göre sıralayanlar! siktir edin mustafa koç'a filan üzülmeyin. ama yarın da insanların kendi ölümlerinize üzülmelerini bekleyip insanlık dilenmeyin. topyekûn ölmüşsünüz haberiniz yok!
ölüm doğanın kanunudur üzülmek saçmalığın daniskası.doğduğumuz gibi yarın bir gün geberip gideceğiz hepimiz.ölen hakkın da konuşmamak gibi saçma bir ahlak çizgsi uydurmuş gidiyorsunuz.
ulan o adam senin hayal edemediğin yerleri gezdi,senin yiyemeyeceğin yemekleri yedi,senin yedi sülalen yüzyıl çalışsa alamayacağı evlerde oturdu.sende burda gelmiş insaniyet ve hümanizm kasıyorsun.ölen adamın babası zengin olmasaydı bunları yapabilirmiydi.cumhuriyetin ilk yıllarında şanslı azınlıklığa tanın haklardan benım de aileme tanınsa bende şimdi binlerce fakire ekmek yedirecek olacaktım.ama bunu hayrıma değil parama para malıma mal katmak için yapıyor olacaktım.kalkmış açlıktan nefesi kokuyor burda şöyle iyiydi böyle güzeldi böyle elit böyle kültürlüydü diye demagoji yapıyorsun.tuvaletin bile dakikayla gidildiği fabrika da emek ve ömür sömürüsünün tillahı döndüğü yerde bir gün bile çalışamayacak adam zengini savunuyor.
hırsızdı çünkü hakkımız olan refahdan çaldı suçluydu çünkü kendisi parayla burnunu silerken işçilerine hak ettiklerini vermedi.
açlıktan ağzı kokan,doğalgaz çok gelmesin diye kışın lahan gibi giyinen,rutubetli evlerde verem olan,çocuğuna bir şeker alamayan,bırak yurt dışına yılda bir kez memleketine gidemeyen adam gelmiş burda duyar kasıyor.
he babam he senin dediğin gibi olsun.sen bu kafayla gidersen babanı babası söümürür,seni oğlu sömürür torunu da torununu sömürür.
oha oha, yorumlara gel... burada yazılanlara inanamadım ben. ne kadar sığ, ne kadar mesnetsiz kin dolu yorumlar. yazık valla... bu ülkenin solcuları da en az sağcıları kadar çapsız maalesef.
insanlık fakirlerinin, ölüsünün üzerine ideolojilerini kustukları iş adamı.

humanist olmayanın hiçbir kimliğinin bir ederi yoktur gözümde, ezilenin yanında durması da bir anlam ifade etmez. o ezilene zuldür, yanında durması.

insanı türk-kürt vs diye ayırmam diyen zengin-fakir diye ayırınca başı göğe eriyor ve dünyadaki tüm eşitsizliği çözüyor böylece. ölenin arkasından saydırınca tüm dünya halkları ayağa kalkıyor çünkü.

ağlamadığı için kimsenin lince tutulmadığı çok çok çok açık. demagojinin "yine" dibine vurulduğu da öyle...

üzülmenizi, ağlamanızı, yas tutmanızı, helva karmanızı, cenazeye katılmanızı, çelenk göndermeyip türk eğitim vakfına bağışta bulunmanızı istemiyor ya da dayatmıyor kimse. anlamamakta lafları alıp alıp yokuşa sürmek neden? neden bu ısrarla anlamama çabası. hep bir nefret, hep bir gerginlik, hep bir höt zöt... kalbiniz olduğundan dahi şüpheliyim ben artık.

çarpıtmanın dibine dibine oynamak nasıl bir insanlıktır ki? hümanist olmayan ideolojinin canı cehenneme, o ideoloji sahiplerine de akıl,fikir, vicdan diliyorum.

o kadar küçük ki gözleriniz "biz ve onlarcı"sınız, tersinden bir rte'siniz. zerre kadar farkınız yok. ruşen çakır'ın "ama efendim öldü" dediğinde "ben bilmem" diyen rte'siniz! bunu göremeyecek kadar küçük gözleriniz. leninin aydınlığında bu son karanlık geceniz olur umarım. sabah güneş herkesin üzerine doğduğu gibi sizi de aydınlatır umarım. bir parça, çok değil, bir parça humanism diliyorum size.
kim ne derse desin türkiye'nin en önemli işadamlarından biriydi.
herşeyden önce 15 ve 19 yaşlarında iki genç kızın biricik babasıydı.
allah rahmet eylesin,yakınlarına da sabır versin.
uzerine konusulmasi artik gereksiz merhum is adami. kimse kimse icin uzulmek zorunda degil ama ulkeyi islamci naziler yonetirken unlu bir zenginin olumunu sanki devrim olmus gibi karsilayan bir kisim solcunun hali de abesle istigal. her yeri insaat alanina cevirip, avm'ye tapan, baska ulkelerdeki ic savasi parlatmak icin para transferi saglayan yeni nesil islamci kapitalistlerle koc ailesini bir tutacak kadar da aklimi kacirmis degilim. herseyden ote kupu halihazirda dolu olan bu aile riske girerek diger zenginler gibi onlerine atilan kemigi yalayip, susabilir ya da akp stepnesi olabilirdi. yapmadilar. ve bunun onculugunu de mustafa koc sagladi. o gun gezi'de olmemek icin oteline sigindigim bu adami ben rahmetle anacagim. siz istediginizi soyleyin...
ps: isci cocuguyum, tabiki sevinirim falan diyenlere de bir hatirlatmam var. burjuvanin, proloterden, proloterin de zenginden nefret etmesi bizzat kapitalizmin anomalisidir. optum, kib, bye...
bazı yorumları okuyunca ''vay be, ayı sözlük bile olsa insanlıktan nasibini almamış hayvan her yerde hayvan'' * dedirten başlık. cem yılmaz ''uzaylı da olsa insan insandır'' diyince herkes pek bir onaylamıştı halbuki.
üzülmedim,üzülmek zorunda değilim.bu beni hayvan,kıskanç fakir,insanlıktan nasibini almamış yapmaz.sırf seküler ve akp karşıtı diye hırsızı kan emiciyi masum yapmaz.islamcı yeşil sermayeyi sevmem manasına da gelmez ayrıca.kapitalizmin dini,imanı,milleti yoktur.tıpkı ezilen gibi tek sınıftır.gezi parkın eylemlerinden bir kaç ay sonra plaket verilen,gezide eylemcinin amına koymuş tomayı üreten,ışid petrolünü kendi rafinerisinde işleyen adamı sevmek sizin durduğunuz yerin kötü olduğunu gösterir ve zalim sevmek zulme ortak olmaktır.
insanlığı sorgulanması gereken bizler değil siz zengin götü yalayıcısılarıdır.
  • /
  • 2