ayı sözlük yazarlarının askerlik anıları

vatan haini adlandırılan bir ibne olarak uzun dönem yaptığım zorunlu görev.ülkenin en doğusunda üç ülkenin sınırı olan bir yerde yaptım askerliğimi.mesleğim gereği revir de yaptım.lakin alt devre olduğum için 3 ay hem revir temizleyip hem sınır nöbeti tuttum.-45 derece de her gün 2 saat dikildim.gündüzleri aralıksız paspas çektim.o lanet beyaz parkeler askerlerin her içeriye girişinde kirleniyordu.obsesif komutan da leke görürsem seni sikerim dediği için mecbur elimden paspas düşmüyordu.yemek,içtima,nöbet,rev,r,enjeksiyon,pansuman derken günde sadece 3 saat uyuyabiliyordum.
çavuş olup revir sorumlu askeri olduktan sonra en azından biraz rahatladım.
komutan pek siklemediği için muayene hariç tüm tıbbi işlemleri ben yapıyordum.kalifiye eleman da olmadığı için her şey bana kalmıştı.gerçi sonradan bir askeri yetiştirdim rahatladım.askerliğim boyunca gördüklerim beni pek etkilemdi lakin normal insanları kafayı yedirtecek şeyler gerçekleşti.


-kendini vuran askerin paramparça göğüs kafesini kimse dokunmadığı için tek başıma ceset torbasına koydum.
-mayınla oynarken elinde patlatan askerin paramparça eline daha fazla görüp kafayı sıyırmaması için arda arda sakinleştirici yapıp bir yanda da bir şey olamaycak elini kurtaracağız diye teselli etmeye çalıştım.
-40 derece askeri banyoda sırf ateşi düşsün 20 dakika boyunca ellerimle yıkadım.
-kendini vurmak isteyen bir askeri 3 saat konuşarak ikna etmeye çalıştım.
-sivilde maddi durumu el vermediği için ameliyat olamayacak askerleri bin bir yalaklık.rica minnet ile ameliyatlarını yaptırdım.
-3 veremli askerin taburdan çıkış yasak olduğu için tedavilerini yaptım.verem çok çabuk bulaşan bir hastalıktır bu arada.
-hepatit b hastası bir askere sırf bana bulaşır bana ne sen yap lan diyen komutana küfür ederek sütur attım.
-soğuktan dolayı parmak uçları kangren olan askere sabaha kadar uyumadan başını bekledim.
-tilki ısıran bir askerin kuduz aşısını yaptırmak için komutana saatlerce yaptırdım.komutanlar pek askeri siklemez çünkü onlardan çok var.
-dev örümceklerin kendine saldıracağını düşünen şizofren askeri ikna etmek için gecenin bir yarısı nöbet kulesinin tepesine çıkarak indirdim.gördüğü halisülasyondan dolayı benimde düşman olduğumu söyleyip tüfeği bana doğrultmuştu.
-krize girip kollarını,bacaklarını,boynunu,yer kalmayınca da kalçasını kesen askere 200 den fazla sütur attım.komutana kalsa hiç dokunmamam gerekıyordu ve dikiş atmamı yasaklamıştı.sonucunda tokat dahi yedim yaptığım için.
-yanan askere çocuğum gibi 1 hafta boyunca sevgi şefkat gösterip tedavisini yaptım.
-ilaç içip intihar eden askerin boğazına sokup kusturdum.parmağımı koparacak kadar ısırmıştı gavat.
-her gün kıl dönmesi pansumanı yaptım.bilen bilir iğrenç gelir çoğuna.analarının yapamıyacağı bakımı yaptım.

daha unuttuğum ve yazmak istemediğim bir sürü macera geçti başımdan.bana vatan haini terörist diyen arkadaşlara bir şeyleri kanıtlamak için yazmıyorum bunları.askerliğin ne kadar boktan bir şey olduğunu göstermek için yazıyorum.türk askerinin canı ve kanı ucuzudur.beş kuruş değer vermezler orda insana.yoksul her yerde olduğu gibi orda da değersizdir.bu ve bunun gibi zor durumlarda askerlik yapan ana kuzularını ölüme göndermek için salyalarını akıta akıta böğürenler bunları düşünün.düşünün ki ders alın.allaha şükür askerliği yaptım.eğer normal bir askerlik yapsaydım kafayı yerdim.bu çarka bu pis sisteme hizmet zulüm gelirdi.ben sevdiğim işi yapıp insanların derdine çare olmaya çalıştım.
askerlik yapmayanlara veya yapamıyacaklara ufak bir bilgilendirme.rütbeli askere kolay kolay bir şey olmaz.şehit olan askerlerin istatistiklerine bakılırsa ne kadar er-erbaş ne kadar türbeli şehit olduğu görülebilir.ayrıca rütbeli askerin bu iş mesleğidir.karşılığında para alır.rütbeli asker profesyoneldir erbaş 3 aylık eğil-kalk eğitimi haricinde bir bok öğrenemez.silahın nasıl tutulacağını bilmez.rütbeli askerin özel yemekhane,gazino,yatakhane ve lojmanları vardır.erbaş kaloriferi çalışmayan koğularda birbirine sarılarak - 34 derecede uyur.sabaha ölmezse tabi.
neyse ya kime ne anlatıyorsam ben.
talime gittik. herkes namlusunu sıvazlıyordu.
asteğmen olarak doğunun ücra bir ilçesinde yaptığım sıkıcı ve gergin askerliğimin en güzel anları, 24 saatlik nizamiye nöbetlerimde çarşıya çıkıp giren askerlerden çirkinleri "geeeç" diyerek menzilimden uzaklaştırdığım; yakışıklıları "gel evlaadım" diyerek detaylı elle arama neticesinde içeri aldığım anlardı. yani taciz olarak nitelemeyiniz tabii,gönül eğlemek diyelim.
ömrümün sonuna kadar sahip olmak istemediğim anıdır. paralı, pembe derken yırtacağım inanıyorum
önümüzdeki kasım ayı itibariyle el mahkum biriktirmek durumunda olduğum anılardır. tsk yedek subay olarak falan seçmese bari ne kadar kısa olursa o kadar iyi.
askeri inzibat olarak geliboluda 5.5 ay kaldığım süre içinde 5 askeri cenaze 1 şafak ayini 3 şehitlere abidesi nöbetimden ibaret anlardır. birde görmeyen gözlerle 100 metre atışında 3te 3 vurmam sonucu bölük komutanı'nın evladım sende avcılık var mı sorusuna hayır dedikten sonra nasıl vurdun peki sorusuna çok iyi bilgisayar oyunu oynarım komutanım şeklinde verdiğim saçma bir cevabım vardır. o dönemlerde çıkan latif doğandan küstüm ise yemekhanenin vazgeçilmez müziğiydi.
kısa dönem olarak karadenizi dibine kadar anlamaya ;anlamlandırmaya müsait bir ilçede yaptım askerliği. fıkralara konu olan temellerden fadimelerden çok vardı bu güzel şehirde. 5.5 ay zarfında çok şey yaşamış olmak "askerlik anıları" adı altında kafa ütüleyen abiler amcalar dayılardan dinlediğiniz olaylara bir bakıyorsunuz sizde yaşadığınız olayı detaylandırmalarla cevaben misaller oluşturmaya; böyle bir gerçeklik var beyler bayanlar ve olmadık anda kendi hikayelerinizle sohbette yer edinebiliyorsunuz. şizofren hastası bir amcamın ki sarhoştu elinde bir bayrak diğer elinde portakal patates ve mısır unu ile gelmesini unutamıyorum bayrağı karakolun ortasına dikme; getirdiği malzemelerle de yemek yapma isteği vardı malesef komutanımız bu istekleri geri çevirdi. ne çıkardı patates portakal mısır unu üçlüsünden hala merak ederim bir gün deneyecem davetlisiniz sözlük..
döner dönmez uyuz olmuştum. yani gerçek uyuz, böcek olan.
şemdinli'de askerliği geçirirken bir öğlen iştimasında eksik olan 2 erin yüzbaşının arkasında suratları kırmızı halde gelirken başladı olay.bu ikisi yeni yapılan inşaat halindeki binada porno izliyorlar telefondan, biri diğerine "iştima saati geliyor hadi gidelim" diyor diğeri de "adam boşalsın öyle gideriz" derken inşaat ne halde diye giren yüzbaşıya yakalanıyorlar.

yokluktan nöbet kulesinde veya çadırda iş üstünde yakalananları saymıyorum bilindik şeyler...
yıllar önce bir erotik hikaye sitesinde okuduğum asker gay sex hikayesinde bahsi geçen marmaris merkez komutanlığı içinde yaptım askerliğimi. askerlik demek yalan olur, komutan fisekleyip er elledim de denebilir (bkz: astralin askerliği) yine olsa yine yaparım..
ha unutmadan rdm olmam da başka bir ballı etiketti..
yoktur nedeni aşırı kilo...
ayy hiç öyle acayip anlatılası bir anım yoktur. iki anım var. biri beni satanist zannetmelerinden ötürü bir ara rdm'lik olmam, biri de albay'ın karşısında şehitliğe mezarlık dememden ötürü yediğim azardır. ha bir de ayakkabılarım çalındığı için çarşı iznine spor ayakkabıyla çıkmıştım, meğer yasakmış... dedim yasak ne ayol. sırf bu yüzden beni karakola çağıran çavuş arkadaş, albay'ın ismini vermemle birlikte peki deyip beni salıvermiştir. yazık çocuk bayaa tırsmıştı ben o kadar kendinden emin görününce.
veteriner sınıfının bol olduğu bir yerde yapılan askerlik bünyeme biraz daha fazla hayvan sevgisi katmıştır. gerisi anlamsız, mantıksız, boş geçen bir 5.5 aydan ibaret.
sadece 1 günüm çok kötü geçti. onun dışında 15 ayın tamamı undebah. * *
empty... nedeni fazla kilo.
hacı inanmazsın komutanla bir gece dark deep house dinliyoruz...
15 ay askerlik yaptım, bu süre içerisinde pek çok unutamadığım anım olmuştur. cinsel kimliğimle ilgili sonraları hatırladıkça bana acı veren bir anım var ki başlığı görünce paylaşmak istedim. askerliğimizin sonlarına doğru, artık iyiden iyiye kıdemli oldugumuz zamanlar. karadenizli bir tertibim vardı. bana sürekli asılıyor, birlikte olmak istiyordu ama ben o evli oldugu için buna hiç yanaşmıyordum. ta ki beni bir şekilde ikna edene kadar. askerliğini yapanlar bilir eğitim alanlarında italyan çukuru diye tabir edilen alanlar vardır, eğitim esnasında asker o çukura atlar ve sonra zıpladıgı gibi yukarıya çıkar, bunu herkes yapamaz, yapanlar sporda başarılı sayılırdı. bir gece o italyan çukuruna girdik ve seviştik. neyse aylar geçti, vatan hizmeti sona erdi ve bizler de tezkeremizi alıp birer sivil olarak yaşantımıza devam etmeye başladık. o dönemler böyle sosyal medyanın pek yaygın oldugu dönemler degil, cep telefonu bile yok. bir gün gazete okuyorum. başlıkta " .. .. adlı şahıs bir kadın tarafından bıçaklanarak öldürüldü" yazısını görünce haberin detayına ve öldürülen şahsın resmine odaklandım ve gözlerime inanamadım, 15 ay askerlik yaptığım, iyi kötü bi sürü şey paylaştıgım, italyan çukurunda birlikte oldugum tertibim bir kadın tarafından bıçaklanarak öldürülmüş. unutamadıgım askerlik anılarından birisidir bu.
  • /
  • 4