ayşe kulin

son kitabıyla ne yazık ki "olmadı" dedirten yazar. gizli anların yolcusu nda eşcinsel bir aşkı anlatmaya çalışmış, ancak becerememiş, çok yüzeysel olmuş, piyasa amaçlı ya da ne bileyim devlet bahçelinin "bakınız, ırkçı değiliz" diyerek zenci bir arkadaşla fotoğraf çektirmesi kadar eğreti durmuş ne yazık ki

(bkz: önce güldüm sonra bastım eksiyi)
melih gökçekle beraber homofobi ödülü almış yazar. bu duruma çok içerlemiş
kötü yazardır. adı: aylin, sevdalinka gibi kitaplarını, en sevdiği yazar dostoyevski, kafka, camus olan birinin beğenmesi mümkün değildir. gençlikte okumuşsunuzdur o ayrı. lise yıllarında ben de okudum ama yukarıda saydığım yazarları okuyup hâlâ ayşe kulin'e iyi yazar demenin mümkünatı yoktur. olmamalıdır. homofobik bir eşcinsel romanı yazarak da bir ilke imza attığını düşünüyorum.*
bugün radikal kitapta bir yazısını okudum kendisinin. hiç bir kitabını okumadım şu ana kadar ama son kitabını neler anlatmaya çalışmışta becerememiş diyerekten merakımdan okuyacağım. yazar demiş ki eşcinseller için "belki de gay'lik, bir nevi nüfus artışını önleme yöntemidir. çünkü gerçekten de, dünyanın kaynakları çoğalan nüfusu beslemeye yetmiyor. vay arkadaş dedim okuduktan sonra. bu da söylenmedi demeyiz artık.
son kitabı eşcinsel bir aşkı anlatıyor imiş. boranın kitabı.
malum g.a.y. isimli kitabını çoğu zaman sinirlenerek, homurdanarak, fakat hiç bir şekilde sıkılmadan okudum. eleştireceğim tarafı çok. üstelik verdiği röportajların bu kitaba çok da iyi destek verdiğini düşünmüyorum. yalnız, sağ gösterip sol vuran finali gerçekten iyiydi. ayrıca sonlarda okuduğumuz bora'nın kitabı'ndan alınan bölümler çok daha iyi gelmişti bana. bunu düşündükten tam bir ay sonra kitap olarak çıkması gerçekten sürpriz oldu. yine de, kısa haliyle ilgi çeken bu kitabın uzun haline temkinle yaklaşmaktan kendimi alamıyorum.
ilk başta, ayşe arman'ın hürriyet gazetesin de okuduğum röportajında eşcinsel roman yazdığını öğrenmiştim. sonra devam ettim, eşcinseller hakkında pek birşey bilmeyerek kaleme aldığı romanını kendi cümleleriyle sıçmış batırdığını tebessümle okudum.
canı eşcinsel romanı yazmak istemiş ve yazmış. * tabi gündeme gelmek için güzel bir konu "eşcinsel roman" yazmak değil mi?

örneğin; "empati kurabildiğim ve anlayabildiğim bir dünya" demiş. kendi cümleleriyle çeliştiğinin farkında değil atıp tutuyor. birkaç cümlesi de çok rahatsız etti beni
"o yolun yolcusu olmuştu, o taraklarda bezi yok" röportajın her sözü tartışılası (daha fazla sinirlenmek istemiyorum) günün birinde okur muyum bilmiyorum. şu an tepkiliyim. nokta. bitti.

eşcinsellerle alakalı yazdıgı gizli anların yolcusu 'nu aldıgım okudugum oldukça taraflı yanlı ve sığ buldugum için ne olur ne olmaz diye çöpe atmadıgım kitabın yazarı. hayır biri alsa okusa, yarardan çok zararı olacaktır. *
gizli anların yolcusu kitabı çıktıktan sonra ayşe arman'a verdiği röportajda bence ne kadar homofobik olduğunu açıklamıştır. bi gay olup o kitabı alıp okuyan varsa da kusura bakmayın ama ''yuh''
kitap fuarında bora'nın kitabını imzalatırken eşcinsel olduğumu açıkladığımda, öyle mi deyip yüzü düşen yazarımız