brokeback mountain

tabi bu film gay porno değil. yani klasik pornolarda izleyebileceğimiz, yani konulu pornolarda, gör-derhal anlaş-derhal öpüş-oral seks-rimming-sikiş formülünde ilerlemiyor. iki erkeğin ilişkisini hatta çaresiz aşklarını anlatıyor. aşkın cinsiyet tanımadığını anlatıyor. zamanında evli biri olarak, filmde bahsi geçen çaresizliklerin beni özellikle etkilediğini söylemeliyim. bir sahnede bizimkiler kavuşur, merdiven altında öpüşürler feci bir hasretle. birinin karısı da bu manzarayı pencereden görür. bizimkiler özlem ve şehvet içinde durumun farkında değildirler, ama seyircilere özellikle gösterilir. zira kadın tüm çıplaklığıyla gerçeğin farkına varır, ama evlilik devam eder. dedim ya, çok tanıdık hatıralar. iyi filmdir.
annie proulx'un pulitzer ödüllü, kısa hikayesinden uyarlanmış sinema filmidir. jake gyllenhaal, heath ledger, michelle williams gibi tadından yenmeyecek oyuncuların tabiri caizse çılgın attığı filmdir. sadece gay bir aşkı anlattığı için değil aşkı en yoğun ve şiddetli haliyle anlattığı için çok değerli ve önemli bir filmdir. aşkı o denli doğru anlatırki straight, gay, o, şu, bu herkes aynı ölçüde ağlar.
(bkz:#spoiler)
"i wish i knew how to quit you!"
heat ledger'ı özleten filmdir.
eşcinselliği; çok uzak olmadığımız kapalı kapılar ardında yaşayan jack ve ennis'i anlatan trajik bir o kadar da samimi, içten bir film. 4 yıl aradan sonra ilk kez biraraya geldiklerindeki heyecanı o ilk öpüşmeyi bana nasıl geçirdiler hiçbir fikrim yok. alma'ya yakalanan sanki onlar değilde benmişim gibi hissettim. çok güzel bir film tekrar tekrar izlenir.
filmin soundtrack'ini hazırlayan gustavo santaolalladır efendim. hiç tanımam kendisini lakin filmin wings adlı şarkısı beni benden alır.

esasında bir romandır evet, annie proulx'un brokeback mountain adlı kitabından aynı isimli öykünün film uyarlamasıdır.
2005'de oscar film festivalinde;


en iyi erkek oyuncu - heath ledger
en iyi yardımcı erkek oyuncu - jake gyllenhaal
en iyi film - dram
en iyi yönetmen - ang lee
en iyi senaryo - larry mcmurtry ve diana ossana
en iyi şarkı - gustavo santaolalla ve bernie taupin a love that will never grow old *
brokeback mountain izledin mi ? -evet
hmm bununla yatabilirim *
beni çok etkilemiştir özellikle ennis karakteri onu canlandıran heath ledger profesyonel gibiydi sanki rol değil sanki olay gerçekte olmuş ve o karakter oymuş gibi sakinliği de insanı kendisine çeken bir şeydi favori filmlerimden birisidir diğeri de viharsarok filmi
son zamanlarda izlemeyi çok düşündüğüm ve bugün bulduğum zaman sonucunda izlediğim film
birden fazla sahnesiyle insanı etkilemeyi başaran oldukça iyi bir yapım, bugüne kadar izlemediğim için kendime kızdım
genelde kadınlarla vakit geçirmeyi seven iki sert erkek, brokeback dağı civarında bir çiftlikte tanışır ve birlikte vakit geçirmeye başlar. zamanla aralarındaki ilişki, dikkat çekici bir derinlik ve duygusal bir boyut kazanır.

biri çiftçi, diğeri ise rodeo kovboyu, farklı karakterlerine rağmen birbirlerine bağlanırlar. yaşam boyu sürecek olan bu ilişki, kimi zaman kopmalar ve ayrılıklar yaşayacak fakat yeniden iki aşığı buluşturacaktır. ortaya, kulaktan kulağa yayılacak, aşka dair güçlü tonlar barındıran efsanevi bir hikaye çıkacaktır.


2005 abd yapımı filmdir.

https://ayilarock.com/brokeback-mountain...
film çıktığından beri (2005 ti sanırım) yalnız izlemeyeyim hayatımda bir olsun ona sarılıp izlerim dediğim yıl 2012 artık yeter lan diyeretketen izlediğim ağlanılası, hoş film. ayrıca da filmde ölmeyip sona kalan şahıs 2008 de gerçekten dona kalmıştır*
mal mal ağladığım filmdir ki filme ağlayanları her zaman salak bulmuşumdur. --- spoiler ---

jack'in ölümüne hiç üzülmemişimdir ki o zaten ennis'i aldatmıştı. başıma aldatma olayı gelmemesine rağmen öfke ile dolmuştum.



--- spoiler ---
başucu filmlerimden biridir. uzun aralıklarla dört kez izledim. içinde aşk olan her hikaye bir biçimde ilgi çeker ama bu filmde aşkın en hesapsız hali olduğu için mi bu kadar sarsıcı ve derin geldi bilimiyorum. içlidir, lezizdir, derindir.
ilk yarısında hiç bir heyecan olmayan ama ikinci yarısında * * beni hüngür hüngür ağlatan film. güzeldi.
esasında roman falan değildir. annie proulx'un yazdığı kısa bir öykü. aralarında teorik bir ayırım olmasa da hikaye bile diyemiyorum bu öyküye.
everest'in film çıktığında popüler kaygılarla brokeback dağı diye türkçeye iğrencü'l-vahşet bir tercümeyle kazandırdığı öykü. bu kötü çeviriden olsa gerek -diye umuyorum- öykü hayli sıkıcı. onu okuduktan sonra kitabın başka hiç bir öyküsünü okumadım.

bu filmi sinemada izledim ben arkadaş. daha bir tane bile gay arkadaşım yokken. bir tane bile gay pornosu izlememişken. (aynı zamanda genel porno da izlememiştim.) bakırköy'de +18 mi ne yazıyordu o zaman. kimliğimi isteyecekler diye altıma sıçmıştım korkudan. ama bir kere beni kesmedi. sonraki hafta ikinci kez gittim. benim için ne kadar anlamlı olduğunu anlatamam. o zamana kadar yalnızca e2'de yayınlanan hollyoaks dizisinde gördüğüm eşcinsel sevgili muhabbetleri bir anda koca bir öykü olarak beyaz perde aracılığıyla gözümün önüne serilmişti. arkadaş o zaman ben de sonu böyle olmayan ama sevdiğimle güzel bir ilişki yaşayabilirim deyüpde sinemadan çıkararaktan eve koşmuştum. gözlerim de yaşlıydı efendim. ağlamamış değildim. son sahnede.

diğer yandan. sözlük, bu film sinemada izlediğim ilk filmdir. benim için önemini anlatabiliyor muyum? ve 2006 yılı benim için ne kadar mukaddestir. lise daha bitmemişken nihayet sinemaya gittim demek için sinemaya gitmeye çalışan ben'in -param olmazdı da gitmezdim, net zaten yoktu- gittiği ilk filmin brokeback olması hayli hoş bir tesadüf.