doğru insanı beklemek

ilk başta bekleyenlerdendim, daha doğrusu ikinci sınıf bir romantik komedi tadında onun ''gelip'' beni bulmasını falan bekliyordum. ne bileyim insan az-çok hak ettiğini düşünüyor, kimler kimleri buluyor yani. baktım kimsenin geldiği yok, moralman tam gaz düşüşteyim ufak ufak, kendimce atılımlar yaptım ama değil erkeklere, insanlığa olan inancım sıfırın altına düştü. zaten ölsem ilk adımı atacak ya da birilerine yürüyecek biri değilim, kısa sürede doğru dürüst bir şey yaşamadan ilişkilerden falan her şeyden soğudum. hayır zaten insanlar nereden, nasıl tanışıyor da böyle aşık oluyor falan onu da bilmiyorum, ıskarta mı oldum acaba diye düşünmüyor değilim ara sıra.

hayaller :
vs gerçekler:


özetle -

gençken yapılan mallıklara örnektir. doğru insan diye birşey yoktur. hepimizin eksiklikleri, yanlışları vardır. önemli olan ilişkiye hazır olup olmadığını bilmektir. buna takılıp kalırsanız sadece bekler durursunuz... siz iyisimi birini beğendiğinizde kalbinize ve teninize sorun...

doğru insan yoktur; tahammül edebildiğin, bütünlediğin/bütünleyen, eksiklerini hoşgördüğün insan vardır. ten uyumu bi yere kadar da aynı frekanstan yayın yapabilmek daha bi önemli.

ha bu arada sen ne kadar doğrusun... bence asıl cevap verilmesi gereken sual budur.
http://ayisozluk.com/lnk/ab4fe0 *
doğru insan değil de, * bana dayanabilen birini beklemek daha mantıklı evet. varsın çamurdan olsun. *

ya da biri çıkar gelir, bütün yanlış dediklerini, "doğru" yaptırır sana. *
dogru insani beklemek diye bir sey yok bence. sen burda bekliyorsun, o orda bekliyor... e nasil olacak da bir araya geleceksiniz beklerken? ama arayarak da bulunmuyor. genelde mevlamizi degil belamizi buluyoruz cunku. bence en mantikli olan yol: hayati beklentisiz en siradan haliyle yasamak. oyle olunca mutlaka denk geliyor... yani bence.
ölümle bittiği söylenir.

ama öyle olmadığını umalım.
bakınız, ben! bu eylem aseksüellikle sonuçlanacak gibi.
sonunun nereye varacağının bilinmesine rağmen vazgeçilmeyen, umutsuzlukta umut aratan eylem. fakat doğal bir arayış bu, arama çabasına girmek değil. kaldırımda yürürken insanların gözüne bakmak, "sen misin?" diye sormak bir bakıma. ya da otobüste sırt sırta ayakta beklediğin insanın seni fark etmesini istemek. olmadı yalnız başına gittiğin bir romantik komedide salonda kendinden başka yalnız bir erkeği araması gözlerinin.
evet, sonuç hüsran her seferinde. ama beklemenin getirdiği o umut anı sonuç ne olursa olsun tadılmaya değer. değmese de verdiği ilham yeter.
bu "the one" kişisini bulma ihtimali, biraz trajik hayli komik bir biçimde ortaya konulmuş.



los angeles'a straight bir adamın the one kişisini bulma ihtimali 1/1002 ise, sanırım türkiye gibi bir ülkede benimki:
bugüne kadar yaptığımdır. yıllardır hep "o"nu bekledim, o doğru insanı. belki de bu yüzden hiç sevgilim olmadı. hep hoşlansam da ya adım atmaya korktum ya da zamanla ondan soğudum. belki bu durum kimilerine göre mükemmelliyetçilik gibi gelebilir. evet az mükemmelliyetçi olabilirim kabul ama sorun benim mükemmelliyetçi olmam değil sorun ya sevdiğim insanın-insanların benden zerre kadar hoşlanmaması ya da sevgilisinin olması(bunu fark ettiğim an uzaklaştım haliyle). bunların sonucu da hep hüsran...yine de nolursa olsun üzüldüğüm, yalnız olduğum her vakit hayalimde yarattığım adamın bir gün muhakkak geleceğini düşünürek kendimi avuttum, mutlu oldum. fakat daha nereye kadar bir insanın hayaliyle avunabilirim ki? daha ne kadar dayanabilirim? kafamdaki bu sorulara rağmen düşünmeye devam ettim. düşünerek gücümü topladığım an yine harekete geçtim bu sefer ilk adımı ben attım. sonuç ne peki? yazdığım, ilgilendiğim kişi cevap dahi atmadı. sonradan öğrendim ki sevgilisi varmış. o zaman neden benimle ilgilendi ki ya da bana öyle geldi bilemiyorum. neyse yine suçlu ben olurum alıştım ne de olsa... sonuç olarak artık yapamıyorum sözlük. kendimi kandıramıyorum ve sanırım o doğru insanı beklemekten vazgeçiyorum.
gerçekten yanlış bir davranış.öncelikle doğru insanın olduğuna inanan biriyim.yalnız mükemmel değil doğru insan.yani bazı sevmediğin özelliklerine katlanabiliyorsan ve onu yeniden görmek istiyorsan doğru insandır o zaten.en başa dönersem doğru insanlar var bir yerlerde ama beklemek tamamen hata.zaten hayat beklemeye gelmez beklediğin an gerilemeye başlarsın.tanış yeni birileriyle buluş elbet doğru olduğunu hissettiğin kişi karşına çıkar.bu buluşma tanışma işlemlerinde de kezban olma ya da romantik komedi bekleme.kimi zaman bir sex date için buluştuğun insan bile aslında seninle aynı şeklide doğru insanı bekliyor olabilir ve neden ikiniz birbiriniz için doğru insan olmayasınız.(son verdiğim tecrübe edildi)
beklemek yerine doğru insana inanmak daha mantıklı. beklenildiği sürece bir bok olmuyor. aramayacaksın beklemeyeceksin çıkar o sen merak etme ya da ne biliyor musun doğru insan sen ol.
vücudunuzun bazı bölümlerinin örümcek ağı tutmasını sağlar.
kime göre doğru,neye göre doğru, sizin için kötü olan benim için iyi olabilir, yada benim için iyi olan da sizin için kötü olabilir. bizlerin, tek sorunu da bu değil mi zaten...

+aaaaa uzak dur ondan yemediği kalmamış

bu kadar basit işte. adam gerçekten doğruysa bile, bir kişi bu adamı gömmeye yetti bile neden mi menfaati yüzünden
doğru insanları bularak pas geçtiğim durum.

yaşanılanların sentezi sonucu, evrim teorisine olan merak da katılınca, cins-i erkeğin bir kişiye bağlanamayacağını anlıyorsunuz. benim hoşlanmam, kafa dengi olması ve vücudumun doğru yerlerine zuhur etmesi doğru kişiler olmaları için yeterli.

minimum beklenti, maksimum mutluluk.

kesin çözüm.