uzun süredir başlığa açıklayıcı bir yazı girmeyi düşünüyordum, ama iş yoğunluğu, 2. sayı çalışmaları derken bu güne kısmet oldu.
öncelikle belirtmeliyim ki; ilk sayfadan son sayfaya kadar tamamen gönüllülük çerçevesinde hazırlanan ve lgbti bireyler öncelikli olarak tüm dergi okuyucularına sunulan homojen dergiyi piyasadaki
* birçok dergiye göre daha içten, kaliteli buluyorum. bu nedenle emeği geçen herkese öncelikle teşekkür ederim. yaradan yazan, çizen, düşünen uzuvlarınıza zeval vermesin.
yoğun bir hayat tempom olduğu için sözlüğe çok giremeyen ben, homojen derginin hazırlık çalışmalarına ne yazık ki dahil olamamış ve ilk sayı çıktıktan sonra görme şansım olmuştu. gelen sağlam içerik, zayıf tasarım eleştirilerine karşın
dark bear ile hemen iletişime geçerek ekibe dahil olmak istediğimi söyledim.
20 yıllık gazeteci, 10 yıllık grafiker geçmişimle işin içine girerken ne yazık ki tek bir hatam oldu. o da derginin internet üzerinden okunacağını unutarak 2 sayıyı da sanki matbaaya gidip basılacakmış gibi çizmem oldu. bu aslında bir hata değil! olması gerekendi , ama derginin henüz matbaaya giremeyeceği için internet üzerinden okunmasını daha kolaylaştırıcı bir çizim ile çalışmakta fayda var. yani görsele boğmadan, başlık ve spot dışındaki yazıları daha okunur büyüklükte çalışmak gibi
bu meseleye 3. sayı ile değinip, daha rahat okunur bir dergi tasarlayacağım.
2 sayıdır süre gelen tasarım tamamen homojen dergiye özel bir çizimdir. dergiyi ben çizmeye devam ettikçe de hali hazırdaki tasarım geliştirilecektir. yani demem o ki; her sayı birbirinden farklı olmayacak. çizgimiz şimdilik budur.
ilk sayıyı yeniden çizerken ellemediğimiz tek şey kapak olmuştu. bunun en büyük sebebi derginin basına duyurulmuş ve sağda solda o kapakla haberlerin yapılmış olmasıydı. yani insanların kafasını karıştırmak istemedik. ayrıca çıkış sayısı için -sloganı da dahil- oldukça iyi bir kapaktı.
2. sayı ile kapağa da el attık. mesleğim gereği yerli yabancı dergileri yakından takip ediyorum. hatta dilini hiç bilmediğim dergileri bile netten indirip inceliyorum. kapağı çalışırken bu bağlamda eskilere dönüş mantığını kullandım. özellikle son 2-3 yıldır dergiler 80lerdeki gibi kapaklarla çıkmaya başladı. özellikle avrupadaki dergilerin kapaklarında bunu görebilirsiniz. bir gün homojen dergi basılacak inşallah diyerek yola çıktığımız için, kapağı geçmişten gelen çizgi ile günümüz modernliği çerçevesinde çizdim. ayrıca o kadar dolu dolu bir dergi hazırladık ki, (120 sayfa)
* tek konu ve diğer konuların sadece başlıkları ile kapağı geçiştirmek inanın ki çok zor!
tek görselli kapaklarda okura sunulan görselin özgünlüğü de önemli. imkanlar dahilinde stüdyo fotoğrafları çekip, bize özgün görseller çıkardığımız zaman bu konuyu tekrar gündeme getirmek üzere not aldım.
kapak hep sıkıntı olmuştur zaten :) ana konu seçimi ayrı sıkıntı, sür manşet seçimleri ayrı sıkıntı
bu bağlamda 2. sayının kapağını biraz anlatayım istiyorum.
ana konu da dahil olmak üzere tüm kapak konularını dark bear ile seçtik. seçim yaparken de
lgbtinin tüm detayları ile kapağı doldurmaya özen gösterdik. tüm cinsel kimlikleri gözler önüne seren bir kapak olsun,
ayı sözlük çıkışlı olduğumuz için sadece
bear bir dergi gibi görünelim istemedik. bu yüzden tüm renklerimize yer vermeye çalıştık. temel olarak ana konu dışında gündem ve kültür sanattan başlıklar seçmeye çalıştık. bu her sayı için geçerli olacak. köşe yazarları ise her sayıda ikişer ikişer öne çıkarılarak okura kapaktan sunulacak. ama burada tek kıstas kendi fotoğrafını kullanan köşe yazarlarına öncelik vermemiz. netice ile biz bu dergiyi hazırlarken (mimara kesinlikle katılıyorum) bazı noktalarda saklanmamalı, öne çıkmalıyız. bu bağlamda kendi fotoğrafı ile yazan köşe yazarları bizim için önemli.
hazır
mimar demişken, giriş yazısı hakkında yaptığı eleştiriye sonuna kadar katılıyorum. derginin sadece grafikeri olduğum için içeriğe çok müdahale etmemeye çalışıyorum, ama editör yazısı kanlı canlı, imzalı olmalı
bunca emek düşünülünce bu zorunlu hale geliyor!
genel olarak dergimiz beğeniliyor. hatta lgbti bireylerin dışında birçok kişiden satılsa alırım sözlerini duydum. bu güzel bir şey. beğenilmek istiyoruz tabi ki
verdiğimiz emeğin karşılığı ise övgü almak, lütfen alalım yani :)
oldukça sağlam bir içerik ile 2 sayıdır lgbti adına kaliteli bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. arkamızda götümüzden başka bir şey yok. herkes evinde üretiyor; yazanı da çizeni de
her şey istediğimiz gibi gitsin ve homojen dergi basılsın, daha çok saygı görsün
daha kabul edilir olsun
teknik olarak yazan arkadaşlardan bazı ricalarım olacak, ama onları buradan yazmayacağım. gizlilik politikamıza uygun değil :) ayrıca mail ile yazan herkese ulaştıracağım.
son olarak, biz lgbti bireyler zor beğeniriz, hata ararız, didikleriz! işte, yaradanın bize lütfettiği bu çift cinsiyetli bakış açısı sayesinde de bir şey yaparsak, iyi yaparız.
lütfen mütevazi olmayalım, homojen dergi iyi, çok iyi! daha da iyi olması ise bizim elimizde
göğsümüzü gere gere dergimizin arkasında durmalıyız!
umarım bu kadar uzun yazdığım için küfretmeden okumuşunuzdur. sahi, okudunuz değil mi?