ayı sözlük

ilk kez bi sözlükte entry yazabilmişimdir sayesinde

kolera

kolera, vibrio cholerae isimli bakterinin neden olduğu bağırsak enfeksiyonuna bağlı olan, akut ve şiddetli ishal ile seyreden bir hastalıktır. 1817′de japonya’da, 1826′da moskova’da, 1831′de berlin’de, paris’te ve londra’da salgınlar yapmıştır. sonrasında londra’dan göçmenlerle kanada’ya ulaşan salgınlar birçok insanın ölümüne neden olmuştur.

top sakal

bearların olmazsa olmaz aksesuarı.

fasulyenin nimetten sayılması

fasülyeye nimet muamelesi çekmek pek doğru değidir. amma velakin öyle fasülyeler vardır ki insanın ağzı sulanır, şuuru kaybolur. işte böyle anlarda bazıları ey fasülyeye can veren rabbim diye inler...* *

ayı sözlük'ün feminen eşcinsellerden özür dilemesi

sözlüğün değil ama erkeksi (!) eşcinsel (!!) faşizmi yapanların derinden hissetmeleri gereken yanlışlarıdır. kaçınılmaz olarak, homofobinin sık sık adı geçtiği şu sözlük ortamında hiç beklemediğim insanların (kimseyi tanımıyorum aslında - takip ettiğim kadarıyla diyelim) bile kadınsı eşcinselleri küçümseyici, aşağılayıcı cümleler kurabiliyor. ne kadar bilinçli olduğumuzu söylesek de, bu bilinçlilik hali sadece başkalarınınki ile karşılaştırmaktan ibaret.

kendimi efemine bulmuyorum. şu ana kadar, yalnız halimle, veya biriyle beraber olduğumda, veya ender de olsa girdiğim ortamlarda bu tür davranışlara girmedim. demek ki içimde yok. ilgi/cazibe alanıma da (büyük konuşma başına gelir olasılığını da kabul ederek - sonuçta kim bilebilir?) girmiyor. ama ilgilenmemek nefret etmek anlamına gelmiyor. cazip bulmamak, insan yerine koymamak anlamına gelmiyor. hoşlanmamak, iğrenmek anlamına gelmiyor. sonuçta bu beğeni kısıtı benim sadece ve sadece özel hayatım için geçerli. başkaları için de öyle olması gerektiğini düşünüyorum.

kadınsı eşcinseller yüzünden adımız çıkıyor gibi bir laf etmek, "ben bilinçli bir insanım, farkındayım" diye attığınız sloganın sadece laftan ibaret olduğunun bir kanıtı. bu kadar kasmanın gereği yok. başkalarının gözünde yanlış (!) anlaşırız korkusu, valla ben erkek gibi erkeğim, erkekk adam errkekk gibi sevişim falan... yatak odasını, ya da her nerede sevişiyorsanız orada bunun söylenmesini anlarım da, oradan dışarı taşmasını anlayamıyorum.

dediğim gibi kasmamak lazım. neyseniz osunuz zaten. bunun altına kapkara kalemlerle çizmenin çok da faydası yok. sonra bir bakarsınız, çize çize kelime girmiş, kocaman bir karalama kalmış. ayı güruhu için konuşacak olursak, bu sendromu yaşayan kalabalık bir kesim var. en kötüsü de farkında olmamaları. cinsel kimliğinizin her şeyinizin önüne geçmesi, fırsat kapılarını daha çok aralayacaktır ama o kadar işte. karşınızdaki sizi başka türlü görmek istiyorsa zaten yapabileceğiniz bir şey yoktur. bu kafada bir insanla (siz de aynı kafada değilseniz) yaşayacağınız iletişimin kimseye faydası yoktur. en başta da size.

zaten toplumda en çok adı çıkmış, bu yüzden de en çok tepkiyi alan, en çok hakaret olarak kullanılan, hatta yine aynı özelliklerden dolayı en çok istismar edilen bir kesime, sadece "öyle" oldukları için, "onlarla karıştırılacağız" korkusu yaşadığımız için bizim de bir tekme vurmamız kabul edilebilir bir şey değil.

başta dediğimi tekrarlayayım: sözlüğün değil ama erkeksi eşcinsel (!!!) faşizmi yapanların derinden hissetmeleri gereken yanlışlarıdır. ama bu yanlış hissedilmediği sürece yapılacak özrün bir değeri de yoktur.

hani marjinal bizdik

sinir ve stresle dolu bir gün geçirdim, ruh halimin iğrençliğinin yanı sıra sürekli olarak elektriğin kesilmesi, komşumun hiç susmayan bebeği ve şiddetli fiziksel ağrılar beni kırılma noktama kadar getirdi. özellikle gezi'den beri ecza deposuna dönmüş olan evimde tek bir tane bile ağrı kesici bulamayınca nöbetçi eczaneyi kontrol ettim. uzak değilmiş, ben de hem yürümek iyi gelir kafam dağılır hem de ilaç sayesinde rahat uyurum diyerek evden çıktım.

yürümek iyi geldi gerçekten, hava serin, kulağımda güzel müzikler, peşimde mahalledeki tüm köpeklerle birlikte eczaneye vardım.

içerisi kalabalıktı tabii, ben de kulaklıklarımı çıkarıp sıramı beklemeye başladım. sağ tarafımda bir görevli bilgisayarda bir şeyler yapıyordu, önünde de onu bekleyen 3 adam vardı. sol tarafımda bir kadın eczacıyla konuşuyordu, arkamda da 2-3 tane adam bekliyordu. ben tezgahın önünde tırnaklarımı kemiriyordum.

tam bu sırada *klik* biri fotoğraf çekiyor.

aklımdan ilk geçen "herhalde aldığı ilacın fotoğrafını çekip bekleyen kişiye teyit ettiriyor" oldu.

iyi niyetin dibine vurdum tabii, ama gerçeklere yakın bile değil.

adamın biri eczacıyla konuşan kadının fotoğraflarını çekiyor. bir eli de cebinde... siz anladınız.

emin olmak için biraz çaktırmadan izledim, biraz sonra adam daha da yaklaşıp telefonu alçaltarak çekmeye başladı ve ekranı görünce neyin fotoğrafını çektiğinden emin oldum.

"ne yaptığını zannediyorsun?" diye çıkıştım.

fotoğrafları çektiğini gördüğümü söyledim, vücut dilimin neler söylediğini siz tahmin edebilirsiniz. adam inkar etmeye çalıştı, ben hem kameranın sesini duyduğumu hem de fotoğrafları çekerken gördüğümü söyledim.

vücut dilim bu noktada "kafa atmama 3 kaldı" dediği için sanırım, kadın yanımıza geldi ve beraber olduklarını söyledi.

evet, yanlış okumadınız.

arkadaşların fantazisi bu.

birbirlerini tanımıyormuş gibi bir mekana giriyorlar, kadın bir yerde adam bir yerde, adam kadının fotoğraflarını çekiyor.

anladığım kadarıyla ilaç ihtiyaçları bile yokmuş, diş fırçası falan alıp çıktılar. amaç başka yani.


hani marjinal bizdik?

16 eylül 2014 lady gaga istanbul konseri

lgbt aktivistlerinin gökkuşağı bayraklarıyla katıldığı konser. görünüşe göre gaga'nın kostümleri de pek bir havalıymış. sanki biraz kilo mu almış, bana mı öyle geldi.

hamam oğlanı

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

gülşen

12 haziran 2016 orlando'da gay bara silahlı saldırı ile ilgili, instagram hesabına bir şeyler yazmış, daha doğrusu yazılan şeyleri sayfasında paylaşmış sanatçı. gülşen en sevdiğim sanatçılardan, ama bu desteğini göstermesi ile daha da çok sevmeye başladım. diğer birkaç ünlü de var tabi. çoğundan ses yok ama.

istanbul sea life akvaryum

istanbul bayrampaşa'daki forum istanbul'un içinde yer alan türkiye'nin en büyük akvaryumu. dünya'nın da sayılı büyük akvaryumlarından biridir. 10 bini aşkın deniz canlısını gözlemlemek için fırsat sağlayan akvaryum hergün 10:00 - 21:00 arası ziyarete açık. eski adı tukuazoo idi.

https://www.visitsealife.com/istanbul/

tbmm

akıllara sadece koltuk* ve uyuklayan; pardon şekerleme yapan insanların toplanma merkezi gibi geliyor. arada el kaldırıp birşeyler onayladıkları da görülür. *dün mesela çocuk cinsel istismar cezalarının hafifletilmesi ile ilgili yaş sınırı indirimi onaylandı.