olayın en başında muhtemelen büyük bir yıkım yaşayan ailedir. hele de bu evlat tek çocuksa ve kurulan tüm hayaller bu evlat üzerineyse yıkımın boyutunu ben düşünmek bile istemiyorum. aile müessesesi genelde koruyucu ve kollayıcı olduğu için bu durum bir şekilde kabul olunsa da çocuk ve aile arasındaki soğuk ve sükut-u hayal durumunun verdiği incitici mesafe uzun yıllar kaybolmayacaktır. konu-komşunun sokuşturduğu laflar da cabası olacaktır bu durumun. en güzeli hiçkimseyle selamlaşılmadığı çok katlı apartman tipi bir yere taşınmaktır. ne zordur...
türküm diyenen faşist, ırkçı; eziliyorum yetişin gari diyenin özgürlükçü, halkların ortak kardeşi ilan edilmesinin doğal bir sonucudur. orta asyadan göç edip analoluya yerleşme hatta anadoluya da sığmayıp avrupa ortalarına kadar gidip devlet kurma sebebidir (bkz: macaristan/hungary) varsın türkün türkten başka dostu olmasındır.
kanunsuzluktur. ulusal bütünlüğe ve atatürk türkiyesine vurulmuş en büyük bölücü darbedir. resmi bir kurumda anayasaya göre resmi dilden başka bir dil kullanmak yasaktır. bunun dışındaki yerlerde isteyen istediği dili kullanır eder zaten.
hep başka unsurlara yapılan * zulümler dile getirilir bu ülke topraklarında. halbuki bu topraklarda en çok zulüm gören etnik grup türklerdir. misal: 1.dünya savaşı ve kurtuluş döneminde rumların, ermenilerin, kürtlerin eşi-dostu savaşa giden türk köylerindeki yaşlı, çocuk, kadın, kız ve bilimum varlıkları canlı canlı derileri soyulmak yoluyla katletmesi... *
tiksinç insanlar güruhudurlar. kuranda tanrı sözcüğünün geçmediğini söyleyerek bu sözü kullanmaktan kaçınırlar, günah sayarlar. la kuran arap toplumundaki bir peygambere indirildi ne yani allah kuranda araplara türkçe adını mı söyleseydi? he bir de bu kompleksin en büyük dayanaklarından biri de dublaj yapılan filmlerde yabancı dilde ifade edilen allah sözcüğünün bizim dublörler tarafından tanrı olarak çevrilmesidir. yazık bizim kıtlar da ecnebiler tanrı diyor, biz allah deriz diyerekten ortada din alıp iman satıyorlar. ***
bi' kez yemeye kalkıp mide bulantısı olaylarına girip, öğğk bu ne lan bunu nasıl yiyorlar, deyip çöpe döktüğüm adına tatlı denilen sarımsı sevimsiz değişik bir şeydir.
böyle bir sözlüğün varlığından o gün haberim olduğu ve gün içerisinde "anaa acaba nasıl geçmiştir ki la?" diye düşündüğüm, "dur kadıköy'e 10:15 adalar vapuruyla geçeyim, belki sözlük ahâlisini görürüm." dediğim tahmin ettiğim gibi çok da güzel geçen bir etkinlik olmuş. helâller olsun, hoşlar olsun. *
canım biz bolluk içinde yaşamıyoruz burada, senin çektiğin sıkıntının daha fazlasını çekiyoruz, iş burada da yok, aş burada da az, inanmazsın belki ama burada da köy yollarında asfalt yok, he tatlım bu arada buradaki çoğu köyde de okul yok şehre giderler okumak için, canım ya evet bize de türk olduğumuz halde alevi olduğumuz için baskı yapılmış, gelme kardeş buranın da oradan hiçbir farkı yok, dedirten açıdır. o bakışlar dik açıyla gelirse -her zaman olduğu gibi- sadece batıdakini değil kuzeydekini de güneydekini de rahatsız eder.
çok sevgili eşcinsel arkadaşlardan da böyleleri çıkıyor. benim gibi düşünmüyor musun? hadi git o zaman, sana ekmek yok buralarda zılgıtları havalarda uçuşur. ah-ha tabiki bir de bunu yapmaya çalışanlar çok sevgili özgürlükçü * insaniyetperverci * demokrat * arkadaşlarımdır. chok sefiom sizi cnm bn yhaaa *
4-11 eylül 1919 tarihinde ülke bağımsızlığı için düzenlenmiş olan kurtuluş savaşının mihenk taşı olan kongrelerden biridir. başkanlığını mustafa kemal atatürk yapmıştır. 95'inci yılı kutlu olsundur.
kanunsuzluktur. ulusal bütünlüğe ve atatürk türkiyesine vurulmuş en büyük bölücü darbedir. resmi bir kurumda anayasaya göre resmi dilden başka bir dil kullanmak yasaktır. bunun dışındaki yerlerde isteyen istediği dili kullanır eder zaten.
aslolarak milliyetçilik ve ırkçılık ayrıdır. milliyetçilik din bağlamlı bir görüştür, ırkçılık ise yalnızca soy bağlamlıdır. mesela benim için bir hristiyan gagauz türkü ile müslüman uygur türkü aynı yere sahiptir. türk soylu olması yeterlidir. he durum böyle olunca geri kalan tüm ırklar ölmeli midir? ne alakası var yavrimu...
bir ırka ait olan kişinin, ırkını sevip kollaması ve değer vermesidir. yönlendirmelerin aksine "benden olmayan herkes ölsün" değil, "ırkıma zarar verenler" ölsündür. irkı belirsiz olanlar tarafından sürekli olarak "faşist" bir biçimde bastırılmaya çalışılmıştır. tarihte çoğu katliamlar hatta neredeyse hepsi din adına yapılmışsa da ırkçılık dincilikten daha korkunç gösterilmiştir. irkçılık kültür ve medeniyet işidir, herkes ırkçı olamaz; ırkçıyım dese bile. (bkz: hüseyin nihal atsız: ırkçıyız ne olacak; türk ırkı sağ olsun)