dearbear

Durum: 599 - 0 - 0 - 0 - 16.03.2013 15:57

Puan: 10686 - Sözlük Kaşarı

15 yıl önce kayıt oldu. 1.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 30

nilgün marmara

...ey iki adımlık yerküre; senin tüm arka bahçelerini gördüm ben diyip azrail e gözkırpan sylvia plath hayranı şair. yaşamı da, ölümü de imrenilesi dir. güzel uyu... herneredeysen

neverland

peter pan ın, korsanlar, deniz kızları, kızılderililer, hiç büyümen çocuklar ve envai çeşit mahlukatın yaşadığı yer (bkz: olmayan ülke)

batman

gotham şehrinin süper güçleri olmayan süper kahramanı

cinayet gırnata da işlendi


tüfekler arasında yürürken görüldü o,
uzun bir sokaktan
çıktı soğuk kıra,
gün doğarken daha
şafakta, yıldızların altında
öldürdüler federicoyu.
cellâtların mangası
bakamıyordu yüzüne.
kapadılar hepsi gözlerini.
dua ettiler: tanrı bile kurtarmayacak seni!
düşüp öldü federico
- alnında kan, kurşun barsaklarında. -
cinayet gırnatada işlendi.
biliyorsunuz, - zavallı gırnatada. -
onun gırnatasında.

antonio machado

federico garcia lorca nın arkasından bir devrimci şair için yazılabilecek en güzel şiirlerden birini yazan faşizm karşıtı bir başka ispanyol şair. (bkz: cinayet gırnata da işlendi)

yazarların hatırladıkları en eski anıları

bu sözlükde ufacıktım, tefeciktim. top dum sonrada acıktım... diyerek anlatılmaya başlanabilinecek... geçmiş zamana ait hucklebearry finn tadındaki maceralar.

kedi

antik mısır da kutsal olduklarına inanılan ve nedense geylerin çok sevdiği, felis ailesinden felis domesticus diye adlandırılan hayvancık. ben pek sevmem nedense * *

federico garcia lorca

neruda nın

ıssız bir evde,
korkudan ağlayabilseydim;
gözlerimi çıkarabilsem de ,
yiyebilseydim;
senin sesin için yapardım bunları,
yaşlı portakal ağacı sesin;
senin şiirin için yapardım bunları;
çığlık çığlığa fışkıran şiirin

şiirini yazdığı antifaşist şair

pablo neruda

halkız biz, yeniden doğarız ölümlerde diyen ve 1971 de nobel edebiyat ödülü alan şili li büyük şair

pişik

batman

2 saatlik mesafede sık yolum düşsede pekde haz almadığım şehirdir. 40+ derece sıcaklık da bile içimi ısıtmayandır. (bkz: soğuk nevale)

zulal

acapella yı en iyi icra edenlerdir bana göre. kendileri ile ilk kez bir hay arkadaşım sayesinde tanışmıştım ve sevmiştim. im xorotik yar en sevdiklerimdendir, su gibidir, pırıl pırıldır...

it

lube

barak

abd nin siyahi başkanı obama nın önadı (bkz: barack obama)

hanzo

hattori hanzo- kill billde ki kılıç ustası. hanzo usta

büryan

patricia kaas

herkes söylüyor ama if you go away i kimse onun kadar güzel ve naif yorumlayamaz

beyti

beyti

ve lavaş ekmeğine sarılıp dilimlenmiş olanı. antepte çok yedim ama niyeyse en çok ankarada yediğimi beğenmiştim
  • /
  • 30
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 599

seninle bir dakika

uncut

kuru fasulye

bir gün önceden ıslatılmadan yapıldığı zaman kendinizi tüpraş gibi hissettirecek yemek. sumaklı soğan, turşu ve tereyağlı pilav olmazsa olmazıdır.

shushan petrosyan

ünlü ermeni opera şarkıcısı arax mansourian ın kızı olan dünyaca ünlü ermeni şarkıcı. sesi su gibidir ve kulaklarınızdan yüreğinize doğru akar gider.

the last airbender

ateş, hava, su ve * * toprağa hükmedebilen hem kel hemde sevimli çocuk. *

merhaba canım

arkadaş z özger in okunmaya doyulmayan şiiri. muhteşemdir. hatta dilde duadır desem yeridir. o kadar yani

merhaba canım

ben az konuşan çok yorulan biriyim
şarabı helvayla içmeyi severim
hiç namaz kılmadım şimdiye kadar
annemi ve allahı da çok severim
annem de allahı çok sever
biz bütün aile zaten biraz
allahı da kedileri de çok severiz

hayat trajik bir homoseksüeldir
bence bütün homoseksüeller adonistir biraz
çünki bütün sarhoşluklar biraz
freüdün alkolsüz sayıklamalarıdır

siz inanmayın bir gün değişir elbet
güneşe ve penise tapan rüzgârın yönü
çünki ben okumuştum muydu neydi
biryerlerde tanrılara kadın satıldığını

ah canım aristophones
barışı ve eşek arılarını hiç unutmuyorum
ölümü de bir giz gibi tutuyorum içimde
ölümü tanrıya saklıyorum

ve bir gün hiç anlamıyacaksınız
güneşe ve erkekliğe büyüyen vücudum
düşüvericek ellerinizden ellerinizden ve
bir gün elbette
zeki müreni seviceksiniz

(zeki müreni seviniz)

köylüleri niçin öldürmeliyiz

en güzel şükrü erbaş şiirlerinden biridir.


çünkü onlar ağırkanlı adamlardır
değişen bir dünyaya karşı
kerpiç duvarlar gibi katı
çakır dikenleri gibi susuz
kayıtsızca direnerek yaşarlar.
aptal, kaba ve kurnazdırlar.
inanarak ve kolayca yalan söylerler.
paraları olsa da
yoksul görünmek gibi bir hünerleri vardır.
herşeyi hafife alır ve herkese söverler.
yağmuru, rüzgarı ve güneşi
birgün olsun ekinleri akıllarına gelmeden
düşünmezler...
ve birbirlerinin sınırlarını sürerek
topraklarını büyütmeye çalışırlar.

köylüleri niçin öldürmeliyiz ?

çünkü onlar karılarını döverler
seslerinin tonu yumuşak değildir
dışarda ezildikçe içerde zulüm kesilirler.
gazete okumaz ve haksızlığa
ancak kendileri uğrarlarsa karşı çıkarlar.
adım başı pınar olsa da köylerinde
temiz giyinmez ve her zaman
bir karış sakalla gezerler.
çocuklarını iyi yetiştiremezler
evlerinde, kitap, müzik ve resim yoktur.
birgün olsun dişlerini fırçalamaz
ve şapkalarını ancak yatarken çıkarırlar.

köylüleri niçin öldürmeliyiz ?

çünkü onlar köpekleri boğuşunca kavga ederler.
birbirlerinin evlerine ancak
ölümlerde ve düğünlerde giderler.
şarkı söylemekten ve kederlenmekten utanırlar
gülmek ayıp eğlenmek zayıflıktır
ancak rakı içtiklerinde duygulanır ve ağlarlar.
binlerce yılın kalın kabuğu altında
yürekleri bir gaz lambası kadar kalmıştır.
aldanmak korkusu içinde
sürekli birbirlerini aldatırlar.
bir yere birlikte gitmeleri gerekirse
karılarından en az on adım önde yürürler
ve bir erkeklik işareti olarak
onları herkesin ortasında azarlarlar.

köylüleri niçin öldürmeliyiz ?

çünkü onlar yanlış partilere oy verirler
kendilerinden olanlarla alay edip
tuhaf bir şekilde başkalarına inanırlar.
devlet; tapu dairesi, banka borcu ve hastanedir
devletten korkar ve en çok ona hile yaparlar.
yiğittirler askerde subay dövecek kadar
ama bir memur karşısında -bu da tuhaftır-
ezim ezim ezilirler.
enflasyon denince buğday ve gübre fiyatlarını bilirler
cami duvarı, kahve ya da bir ağaç gövdesine yaslanıp
onbir ay gökyüzünden bereket beklerler.
dindardırlar ahret korkusu içinde
ama bir kadının topuklarından
memelerini görecek kadar bıçkındırlar
harmanı kaldırdıktan sonra yılda bir kez
şehre giderler !..

köylüleri niçin öldürmeliyiz ?

çünkü onlar otobüslerde ayaklarını çıkarırlar
ayak ve ağız kokuları içinde kurulup koltuklara
herkesi bunalta bunalta, yüksek perdeden
kızlarının talihsizliğini ve hayırsız oğullarını anlatırlar.
yoksulluktan kıvrandıkları halde, şükür içinde
bunun, tanrının bir lütfu olduğuna inanırlar.
ve önemsiz bir şeyden söz eder gibi, her fırsatta
gizli bir övünçle, uzak şehirdeki
zengin bir akrabalarından söz ederler.
kibardırlar lokantada yemek yemeyi bilecek kadar
ama sokağa çıkar çıkmaz sünküre sünküre
yollara tükürürler...
ve sonra şaşarak temizliğine ve düzenine
şehirde yaşamanın iyiliğinden konuşurlar.

köylüleri niçin öldürmeliyiz ?

çünkü onlar ilk akşamdan uyurlar.
yarı gecelerde yıldızlara bakarak
başka dünyaları düşünmek gibi tutkuları yoktur.
gökyüzünü, baharda yağmur yağarsa
ve yaz güneşleri ekinlerini yetirirse severler.
hayal güçleri kıttır ve hiçbir yeniliğe
-bu verimi yüksek bir tohum bile olsa-
sonuçlarını görmeden inanmazlar.
dünyanın gelişimine bir katkıları yoktur.
mülk düşkünüdürler amansız derecede
bir ülkenin geleceği
küçücük topraklarının ipoteği altındadır.
ve birer kaya parçası gibi dururlar su geçirmeden
zamanın derin ırmakları önünde...

köylüleri, söyleyin nasil nasil kurtaralim ?..

kürtçe

karda yürürken çıkardıkları kart-kurt sesinden dolayı kürtler adını almış olan dağ türkleridir tezi doğru olsaydı wookie ler gibi konuşmaları gereken halkın dili. halbuki gayet köklü ve derin bir edebiyata sahip-tirler-iz *

12 eylül 1980 darbesi

12 eylül 1980 tarihinde yapılan askeri faşist darbedir. istatiksel sonuçlar aşağıdaki gibidir

haklarında idam cezası verilenlerden 50si asıldı (18 sol görüşlü, 8... sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1 i asala militanı).
idamları istenen 259 kişinin dosyası meclis e gönderildi.
71 bin kişi tck nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı.
98 bin 404 kişi örgüt üyesi olmak suçundan yargılandı.
388 bin kişiye pasaport verilmedi.
30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atıldı.
14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.
30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti.
300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi.
937 film sakıncalı bulunduğu için yasaklandı.
23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.
3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi.
400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.
gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
31 gazeteci cezaevine girdi.
300 gazeteci saldırıya uğradı.
3 gazeteci silahla öldürüldü.
gazeteler 300 gün yayın yapamadı.
13 büyük gazete için 303 dava açıldı.
39 ton gazete ve dergi imha edildi.
cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi.
144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
14 kişi açlık grevinde öldü.
16 kişi kaçarken vuruldu.
95 kişi çatışmada öldü.
73 kişiye doğal ölüm raporu verildi.
43 kişinin intihar ettiği bildirildi.

ve de bunlara ek olarak parçalanmış bir nesil ve hayatları bir daha asla eskisi gibi olmayacak milyonları da eklemekte fayda var

the cure

kliplerini her izleyişimde acaba bende kırmızı ruj sürsem bu kadar yakışır mı? diye düşünmeme neden olan ama sonrasında ıı ıhh yakışmaz çünkü bende robert smith in saçı gibi saç yokki dememe sebep olan ingiliz alternatif rock grubu. pictures of you şarkılarını her seferinde art arda birkaç kez dinlenmeden bırakamıyorum malesef

kürtçe

karda yürürken çıkardıkları kart-kurt sesinden dolayı kürtler adını almış olan dağ türkleridir tezi doğru olsaydı wookie ler gibi konuşmaları gereken halkın dili. halbuki gayet köklü ve derin bir edebiyata sahip-tirler-iz *

heterofobi

heteroseksüellere karşı ayrımcı ve önyargılı davranmak. en az homofobi kadar tehlikeli ve uzak durulasıdır...

köylüleri niçin öldürmeliyiz

en güzel şükrü erbaş şiirlerinden biridir.


çünkü onlar ağırkanlı adamlardır
değişen bir dünyaya karşı
kerpiç duvarlar gibi katı
çakır dikenleri gibi susuz
kayıtsızca direnerek yaşarlar.
aptal, kaba ve kurnazdırlar.
inanarak ve kolayca yalan söylerler.
paraları olsa da
yoksul görünmek gibi bir hünerleri vardır.
herşeyi hafife alır ve herkese söverler.
yağmuru, rüzgarı ve güneşi
birgün olsun ekinleri akıllarına gelmeden
düşünmezler...
ve birbirlerinin sınırlarını sürerek
topraklarını büyütmeye çalışırlar.

köylüleri niçin öldürmeliyiz ?

çünkü onlar karılarını döverler
seslerinin tonu yumuşak değildir
dışarda ezildikçe içerde zulüm kesilirler.
gazete okumaz ve haksızlığa
ancak kendileri uğrarlarsa karşı çıkarlar.
adım başı pınar olsa da köylerinde
temiz giyinmez ve her zaman
bir karış sakalla gezerler.
çocuklarını iyi yetiştiremezler
evlerinde, kitap, müzik ve resim yoktur.
birgün olsun dişlerini fırçalamaz
ve şapkalarını ancak yatarken çıkarırlar.

köylüleri niçin öldürmeliyiz ?

çünkü onlar köpekleri boğuşunca kavga ederler.
birbirlerinin evlerine ancak
ölümlerde ve düğünlerde giderler.
şarkı söylemekten ve kederlenmekten utanırlar
gülmek ayıp eğlenmek zayıflıktır
ancak rakı içtiklerinde duygulanır ve ağlarlar.
binlerce yılın kalın kabuğu altında
yürekleri bir gaz lambası kadar kalmıştır.
aldanmak korkusu içinde
sürekli birbirlerini aldatırlar.
bir yere birlikte gitmeleri gerekirse
karılarından en az on adım önde yürürler
ve bir erkeklik işareti olarak
onları herkesin ortasında azarlarlar.

köylüleri niçin öldürmeliyiz ?

çünkü onlar yanlış partilere oy verirler
kendilerinden olanlarla alay edip
tuhaf bir şekilde başkalarına inanırlar.
devlet; tapu dairesi, banka borcu ve hastanedir
devletten korkar ve en çok ona hile yaparlar.
yiğittirler askerde subay dövecek kadar
ama bir memur karşısında -bu da tuhaftır-
ezim ezim ezilirler.
enflasyon denince buğday ve gübre fiyatlarını bilirler
cami duvarı, kahve ya da bir ağaç gövdesine yaslanıp
onbir ay gökyüzünden bereket beklerler.
dindardırlar ahret korkusu içinde
ama bir kadının topuklarından
memelerini görecek kadar bıçkındırlar
harmanı kaldırdıktan sonra yılda bir kez
şehre giderler !..

köylüleri niçin öldürmeliyiz ?

çünkü onlar otobüslerde ayaklarını çıkarırlar
ayak ve ağız kokuları içinde kurulup koltuklara
herkesi bunalta bunalta, yüksek perdeden
kızlarının talihsizliğini ve hayırsız oğullarını anlatırlar.
yoksulluktan kıvrandıkları halde, şükür içinde
bunun, tanrının bir lütfu olduğuna inanırlar.
ve önemsiz bir şeyden söz eder gibi, her fırsatta
gizli bir övünçle, uzak şehirdeki
zengin bir akrabalarından söz ederler.
kibardırlar lokantada yemek yemeyi bilecek kadar
ama sokağa çıkar çıkmaz sünküre sünküre
yollara tükürürler...
ve sonra şaşarak temizliğine ve düzenine
şehirde yaşamanın iyiliğinden konuşurlar.

köylüleri niçin öldürmeliyiz ?

çünkü onlar ilk akşamdan uyurlar.
yarı gecelerde yıldızlara bakarak
başka dünyaları düşünmek gibi tutkuları yoktur.
gökyüzünü, baharda yağmur yağarsa
ve yaz güneşleri ekinlerini yetirirse severler.
hayal güçleri kıttır ve hiçbir yeniliğe
-bu verimi yüksek bir tohum bile olsa-
sonuçlarını görmeden inanmazlar.
dünyanın gelişimine bir katkıları yoktur.
mülk düşkünüdürler amansız derecede
bir ülkenin geleceği
küçücük topraklarının ipoteği altındadır.
ve birer kaya parçası gibi dururlar su geçirmeden
zamanın derin ırmakları önünde...

köylüleri, söyleyin nasil nasil kurtaralim ?..

kürt dili bayramı

her yıl 15 mayısda çoğunlukla doğu, güneydoğu ve dış temsilciliklerde coşkuyla kutlanan bayramdır efendim...

alternatif ayrılık bahaneleri

üzgünüm tatlım gözünün üstünde kaşın var. ben mutant severim *
Henüz takip ettiği biri yok.