tüketim kültürü feci bir biçimde dayatılmıştır. sebebine gelirsek aslında 90 yıllarda türkiyede tüm siyasi görüşler lgbti bireyini hastalıklı olarak görüyordu, lgbti bireylerinin özgürlük alanları ise daha çok gizli underground barlardı, zamanla alkol ve uyuşturucununda kolay temin edildiği bu mekanlara lgbti bireyleri kendi istekleriyle değil toplumun lgbti bireylerini dışlamasıyla vuku bulmuştur. zamanla lgbti bireyleri kendilerini bu barlarda bulmuş ve örgütlenmeleri bu alanda olmuştur. barların zamanla çoğalması club kültürüne evrilmesi lgbti bireylerini de bu tüketim kültürün merkezi haline getirmiştir. party hard bireyler olmuşlardır. neyse ki günümüzde sol tandanslı örgütlerin lgbti politikaları keza sağ kesiminde homurdanmalarının buna paralel azalmasıyla lgbti bireyleri için alanlar çoğalmış ama üzerlerindeki o tüketim kültürünü tam atamamışlardır. zamanla o da olur. lgbti bireyinin belli başlı siyasi görüşü olmaz, ırkçı da olur, kominist te, dindar da. yani demem o ki her alanda var olmaları güzeldir. dayatılmış tüketim kültüründen uzaklaşabilmelerine olanak sağlar anacım.
vay annasını dedirtmiştir, yüz seksen derece zıt fikirler sayesinde gaza gelmişizdir. 5. nesil bir yazar olarak beklediğim ortamdır. moderatörler ya da editörlerin komplo teorileri değilse güzeldir hoştur. yazma azmim artmıştır. psikopat gay bir arkadaşım ooooo ne güzel diyerekten yazar olmaya karar verme aşamasındadır. (bkz: bunların hepsi amerikan oyunu )
genel bir kültürdür. aynı kültür ve sınıfta bulunan bireyler kendi sınıfı, kültürü, mezhebi babında dalga geçebilir. mesela kuzenim lo kuro ne yapisen, dese ya da bi hata yapsam kurdo(kürt) değil misin dese hiç gocunmam, eşcinsel arkadaşım ibne demesi gocundurmaz nasıl ki zencilerin birbirine nigger demesi gibi. dincilerin bir birine yobaz dediğine de şahit oldum. fakat kendini türk aidiyetinde hisseden birinin kürt değil misin demesi, bir hacının bir lgbti bireyine ibne demesi ya da bir ulusalcının dindara yobaz demesi, bir beyazın bir zenciye nigger demesi(beyaz ırk nigger dedikten sonra yaşıyorsa şanslı sayılır) aşağılama dürtüsü taşır. ne demek istediğimi anladınız lo
kavga var geldik. çekirdeklerimizi de aldık heyecanla izlemekteyiz. pembe panjurlu ev yazarıyla aynı kafadayım, sen de cips kola hazırla, heyecan dorukta.
hmmmmmm sen gel lgbti bireyi olarak ayı sözlükte yazar ol, sonra fobik damgası ye:) genel de işte olabiliyor ama sözlük bir kurum olmadığı için, kurumsal bir homofibik damgası olması da imkansız lo white wine kardeş. velev ki bazı düşüncelerin bazılarılarına göre homofobik olsun mesela kendimi sosyalist hisseden biri olarak bazıların görüşleri de bana faşik geloor, ama olabiliyor işte yaw. salla gitsin;) gezi sürecinde milyon farklı fikirlerle beraber mücadele etmedik mi, halen vay anasını diyorum normalde yüzlerimize bakmadığımız adamlarla dostluk kurdum diyorum. ama şu an bakmıyorum o ayrı mesele. demek farklılıklarla bir arada yaşanıyormuş. ooooo her şeyi kafaya taksak hayat çekilmez olmaz mı. relaks, rahat ol. yazarlığa devam. birileri şah damarlarımıza basmalı ki karşı görüşlerimizi belirtelim. ama burası da inci sözlük değilki, lgbti bireylerine saldırmadan, biraz daha ölçülü yazabilirsin mesela. sonuçta toplum lgbti bireylerini ötekileştirip bol bol eziyor, lgbti bireylerinin tepkiselliği büyük yani, bir lgbti bireyi başka lgbti bireyi tarafından topa tutuluyor, öyle olmuyor işte. sen yine yaz ama işte bazen yazarken kişilik olarak rencide etmeden, daha politik dille felan işte. basalım şah damarlarımıza, daha ölçülü okuyucu kafasına göre tez, sentez anti-tez kurar anacım.
hmm ilginç başlık diyosunuz, sonra destan yazar gibi yazıyosunuz. anaaaa bu başlık uçurulmuş diyo yaw. hakim bey bu da mı gol değil. içimde kaldı lo düşüncelerim.
kavga var dediler geldik durumu çakmam uzun sürdü, sanırım white wine yazar arkadaşımıza homofobik suçlaması felan mı atılmış pek anlayamadım, sonra white wine yazar arkadaşımızın beğenilmeyen entrylerini okudum, yani öyle öeeh yuh olacak bişi göremedim, var da hala göremiyorumuyum acaba, bence gayet kendi halinde, biraz tepkisel. lo beyoğlunda yaşayan biri olarak tanıdığım bir çok lgbti bireyine göre white wine über devrimci, hem farklı seslere ihtiyaç var lo. yoksa hep aynı düşünenler burada olsak ah bak ne kadar haklı, hmm o da haklı desek olur mu. birlikte yaşamayı öğrenelim işte, ne olcak sen beğenmezsin, başkası beğenir, başkası eksik bulur, fikir fikirdir. sıkıntı yok, hadi barışın bakayım.
kadıköyde pespaye, bol sigara dumanlı, bol bol masa başı devrimli, ama fiyat performans olarak fiyatları bence pahalı, fakat 90 yıllar sol mekanı çağrışımları verdiği için, açıldığı günden beri dekorasyon namına bir çivi çakmadıkları için, duvara asılan afişlerin kat kat olup tonlarca ağırlığa ulaştığı bar. gel ne olursan gel felsefesindedir. ah bir de avrupa yakasında müşkül diye bir bar vardı buna benzer ama kapandı sanırım.
hmm homofobiye maruz kalma durumlarında, güzelcene homofobik ağızların ayarı verilir. 5. nesil yazarlar yırtık yazarlar lo ona göre...
o değil de, basında ayı sözlük lgbti bireyleri için felan ya, ama hep başlıklar gayler için lo. tacize uğrayan gay, gayin cinsel sorunları, gayler de ilahi aşk gibi başlıklar yerine tacize uğrayan lgbti bireyi, lgbti bireylerinin cinsel sorunları, lgbti bireylerinde ilahi aşk gibi başlıkları daha kapsayıcı yapsak olma mı, olar hem de çok güzel olar.
teşekkür ederim patates püresi yazar arkadaşım, suadiye uzak lo. anadolu yakası kadıköy merkezdir bana göre, kadıköy merkez candır. ha suadiyedeki mekan bir yazar arkadaşın ise seve seve gelirim. ne de olsa ticaret adamıyız, esnaf kazansın. kadıköy merkezden sonra benim için anadoluya açılan kapıdır. urfa, tuzla, adana, mersin aynı mesafedir. istanbul bakırköyden suadiyeye trafikte çekilen süre adanaya uçakla gitmekten daha uzun ve meşekatli velhasıl. neyse ayarlamaya çalışacaz artık.
küfürün etiği mi olur, evet bal gibi de olur. diller toplumsal yapıya göre şekillenir, hele ki ortadoğu dilleri erkek egemen kültürü etkisindedir. o yüzden küfürler daha çok başka sınıfı, cinsiyeti, cinsel kimliği ve ötekini küçük düşürme amacı taşır. bir de araya ötekini koymadan söylenilen küfürler vardır, bu küfürler tercih edilebilirdir.
örnekler;
öteki olanı rencide edici ve küçük düşürücü küfürler
am.na koy.m, ananı s.kim, bacına şey edim, kadın gibi, kız gibi, kancık, avrat adam, vb (kadın cinsiyetini küçük düşürür)
ermeni d.lü, pis kürt, çingene, gavur'un d.lü, vb (başka ırk ve dinleri küçük düşürür)
ibne, oğlan, g.t veren, vb (lgbti bireylerini küçük düşürür)
daha bir çok örneği var
nötr küfürler,
salak, manyak, dangalak, dalyarr.k, beyinsiz, koca kafa, vb (direk karşı tarafı hedef alır başka toplum ve bireyler üzerinden değildir)
oooooo kapanalı aylar olmuş kimsenin haberi yok lo (bkz: hacı sen ölmüşsün ama haberin yok ). yerine fal cafe açılmıştır. neyse falim çıksın halim diyenler gidip fal baktırıp kısmetlerini arayabilirler efendim.
çok ta tın. s.kimde bile değil. nasıl ki tüm kürtleri terörist, izmirlileri gavur, dindarları şeriatçı, tüm ermenileri vatan haini, tüm alevileri sapık, tüm rusları alkolik, avrupalıları entel dantel görebiliyorsa bu ülke vatandaşlarının belli bir güruhu, gayleri de bu şekilde algılamaları hiç şaşırtmamıştır. varsın öyle bilsinler;)
eşcinsel birey günümüz erkek egemen toplum ve onun yansıması olan heteroseksist zihniyet içerisinde yalnız ve savunmasızdır. gizlidir ve gizli olmak zorunda olandır. çünkü resmi ideoloji yani devlet onu yok sayar, küçümser, gizli olmak koşulu ile toplum içerisinde yaşamasına kendi belirlediği kurallar dahilinde izin verir. eşcinsel heteroseksüel gibi göründüğü müddetçe sosyal hayatta .....
antik yunan estetiğidir. kısa ve öz anlatmaya çalışacam. umarım okuyacak vaktiniz vardır. aristotelyen estetik tüm batı kültürünün de temelini oluşturur. mutlak güzel, mutlak iyi, mutlak kötü, mutlak kahraman, mutlak estetik, altın oran gibi her olguyu bir kalıba sokar. batı medeniyeti kendi estetiğini bu şekilde var etmiştir ve dünyaya sattığı yani pazarladığı kültür bu aristotelyen estetik kültürüdür. güzelin belli bir tarifi vardır, resimde, heykelde kısacası sanatta o güzeli kullanırlar. reklamcılıktan tutun sinemaya kadar beyaz ten, mavi göz, yüz hatlarının altın oranı salt güzeldir bu estetik bakışı olarak. ayrıca salt güzel olan salt iyiliği de barındırır. mutlak güzel dışındaki tüm formlar çirkindir yani kötüdür.
hikayelerinde her zaman bir kötü vardır bir de iyi vardır, sonunda iyi kötüyü yener ve hikayeyi okuyan, tiyatroyu izleyen ya da sinemaya giden seyirci kendini kahramanla özdeşleştirir ve kahraman kötüyü yenince seyirci katharsise(arınmaya) ulaşır. bu minvaldedir tüm sanat akımları. özellikle hollywood yüzde seksen hikayelerini bu temelde işler. son yirmi yıldır güzel karakterler içerisine diğer renkten olan ırkları da ihtiva etmeye başlamışlardır ama dış görünüş olarak altın oranı kullanırlar hala. maalesef bir çoğumuz bu kültürün etkisi altında büyüyoruz ve ilişki aradığımız kişinin tipolojisi bize şu güne kadar ekranlarda verilen iyi ve yakışıklı, iyi ve güzel insanların tipolojisi olmuştur. tırnak içinde hiç bir zaman göreceli çirkin diyebileceğimiz(ki bu kıyaslamayı yine aristotelyen estetik içinde yaparız) kadınla ilgili başrolü olan aşk filmleri hemen hemen hiç yoktur.
size bir hikaye,
zamanında fransadan afrika liberya oralara giden bir misyoner çift siyahi bir kabilenin olduğu kasabaya yerleşirler. adamın eşi zayıf, sarışın, mavi gözlü yani bildiğin nikola kidman işte. adam ise göreceli daha esmer kahverengi gözlü ispanyol asıllı fransız. ilk başta kabile erkekleri sürekli kadına bakar ve aralarında konuşurlar. kadın kocasına 'gördün mü kısa boylu yüzleri boyalı çirkin kadınlardan sonra beni görünce bu çirkin erkekler benden hoşlanmaya başladı der', zamanla kilise yapılır halkın dili öğrenilir. misyoner adam bir gün kabile reisi ile konuşurken nasıl var mı bir sorununuz der. kabile lideri isaya, size bir nebze alıştık ama eşinize hala alışamadık, ilk gördüğümüzde hayatımızda bu kadar çirkin bir yaratık olacağını düşünmezdik der, rüyalarımıza giriyordu ve korkuyorduk der, zamanla alıştık, biz alıştık ama sen nasıl onunlasın, tanrının bir sınavı mı der lo. işte estetik böyle bir şey bize bebekliğimizden beri öğretiliyor velhasıl.
insalıktan çıkmış topluma ders niteliğinde açıklamadır;
¨uyku tutmaz bu gece, gözler dolar taşar boşalır yine yürüsek taksime ne değişecek??... kadın her geçen yıl daha değersiz bu ülkede biliyorum daha da sertleşecek her şey yine hafifletme, yine kadında suç arama, yine bulunur bir bahane yine aşağılanma yine mide bulantısı
kadın olmak zor, güzel bir kız olmak çok zordur ülkemde bugün o güzel yüze baktıkça neler geçiyor aklımdan: ilkokulda etek açmayı oyun yapan sınıf arkadaşlarımın hedefi olmak, okul eteğiyle eve yürürken yediğim onca laf, dersane dönüşü karanlıkta hızlanan adımlarım, göğsüme bastırdığım kitaplarım, taksilerin arkayı izlemek için ayarlanan aynaları, çıkma teklifini kabul etmediğim için canımı acıtan okul arkadaşlarım, ev telefonundan yapılan sapık konuşmalar, peşimden apartmana girip 15 yaşındaki bana ereksiyon halindeki cinsel organının gösteren o çocuğun yüzü, ellerim titreyerek eve kaçışım ve bunu kimseye anlatmayışım, kıçımı hem de bir kanal gecesinde elleyen sarhoş bir kanal yöneticisiyle tartışmam, sevgilisi olmamayı gururuna yediremeyen partnerler, arkadaşımın evinde tuvalete zorla dalıp dudaklarıma yapışan bir oyuncuyu itişim, mesleğim yüzünden yaftalanışım, aylarca peşimden koşan birini sanki ben sevgilisinden ayırmışım gibi tam sayfa haber yapışları, gizlice çakallıkla servis edilen göğüslerimin silüeti davası mavası, bilir kişi raporu lehime çıkınca geri çekilen davaya kocası araya girdi haberi, daha bugün fermuarım açık kalmış haberleri, aman ne önemli!!! kadına, bedenine, seçimlerine, haklarına saygı göstermeyen kafalara rağmen çok sanslıymışım diyorum artık, hep teğet geçmişim.
tecavüz, bıçaklanma, kesilip bavula tıkıştırılma, otobüs durağına komada bırakılma, yakılma yaşamadım. insanlık suçlarına göz yummak suçtur!!! bir gün hesap sorulur!!! cinsiyet ayırmaksızın her vatandaşın canını haklarını korumak görevinizdir!!!
dilerim son gününü hiç hatırlama özgecan hayallerinle huzur içinde uyu.
eski adı işçi partisi olan vatan partisinin başkanıdır. ben üniversitede iken işçi partisi gençleri solculara sürekli polis kontrolünde saldırırlardı efendim, deniz gezmiş felan diyip polis huzurunda saldıran bu zihniyeti hala anlayamadım açıkçası. perinçek şimdi çıkmış cnntürk ahmet hakan programında konuştu. hepsini dinledim ve şu sonuca vardım. eğer 78955 adet oy kullanma hakkım olsa ve bu seçimlerde chp, sol partiler, anadolu partisi ve hdp yi seçim dışı yapsalar, ve silah zoruyla oy kullan deseler öncelikle mhp, saadet+bbp, akp olmak üzere oylarımı paylaştırırım. vatan partisi mi? oy pusulamın on trilyon oyum olsa bir adet bile oy vermem velhasıl. arkadaş akpnin kurgusallığından bile daha kurgusal adamlar.
türkçe yazılışı abbas kiyarüste'midir (farsça: عباس کیارستمی; /abˈbɑːs keˈjɑː.rɔs.taˌmiː/; ingilizce, fransızca ve almanca: abbas kiarostami, d. 22 haziran 1940, tahran, iran), dünya çapında tanınan ve takdir gören iranlı yönetmen, senarist ve yapımcıdır. 1970'ten bu yana sinema alanında çalışmakta olan kiyarüstemi, kısa film ve belgeseller de dahil olmak üzere, 40'tan fazla filmde çalıştı. özellikle köker üçlemesi, kirazın tadı ve rüzgâr bizi sürükleyecek filmleriyle dikkat çekti ve eleştirel başarı kazandı.
yukarıdaki yazı vikipediadan alıntıdır devamı için ------) http://tr.wikipedia.org/wiki/abbas_kiyarüstemi
özellikle dünya üzerindeki büyükşehirlerde yaşam alanlarının daralmasından kaynaklı bilimsel bir gerçektir. bir yaşam alanında metre kare başına insan sayısı artıkça eşcinsel yönelimlerin oranın da arttığı görülmüştür. geniş düzlüklerde, büyük parklarda ve ferah evlerde oturan toplumlarda lgbt yönelimleri ortalama yüzde yedi ve on arası iken. tıkış tıkış olan yaşam alanlarında bu oran yüzde on iki ve on beş arası değişim göstermektedir. bilindiği üzere bir çok canlı türünde eşcinsel davranışlar bulunmaktadır. bir takım bilim insanı tel çitlerle çevrilmiş sınırlı bir alana üç çift dişi ve erkek evcil köpek koyarlar, evcil köpeklerin yaşam alanları düzenli gün aşırı temizlenir ve köpekler en iyi şekilde beslenirler. çiftlerin üremesine takriben bir sene içerisinde köpek sayısı oldukça artar. temizlik ve beslenme oldukça iyi olmasına rağmen yaşam alanları sınırlıdır. sonuç olarak daral yaşam alanında ikinci nesil erkek cinsiyetinde olanların dişilere ilgi göstermedikleri gözlemlenir. ikinci nesil erkekler dişilerle üremek yerine hemcinsleriyle cinsel ilişkiye girerler. sonuç olarak bu durum insanlar içinde geçerli olabilir diye düşünülmüştür. tabi bilimsel bir veri yoktur insan davranışları hakkında. bilen varsa açıklar efendim.
hetero düşmanı lgbti bireyi kadar normal olan bir durumdur. yani her yarım saatte bir dünyada bir kadın erkek tarafından şiddete maruz kalıp öldürülüyorsa. her erkek içinde potansiyel canavar olma ihtimaline karşı defensive savunma biçimidir.
uzun süre(1-2 hafta) erkeğin cinsel ilişkiye girmemesi ya da mastürbasyon yapmaması sonucu sperm, sperm keselerinde bayatlar, bu bayatlayan sperm boşalma anında katı, jölemsi ve parçacıklıdır. rengi sarımsıdır. çıkışı biraz zorlar acı verir.
bir de daha kısa sürede sperm katılaşması sorunları vardır. yabancı kaynaklardan okuduğum kadarıyla bunun sebebi sperm sıvısı içerisindeki protein ve şeker yapısından kaynaklıymış. daha tam bir çözüm bulunamamış .tüm yeme içme alışkanlıklarını değiştirmek belki faydalı olabilir diyorlar. bu durumda olanların her gün ya da iki günde bir boşalmaları gerekmektedir. bir hastalık değil ama yanlış kodlamadan dolayı sperm erkenden topaklanıyor yani.
onlarca kez başıma gelmiştir, aiağıdaki muhabbet gerçekten olmuştur.
-nerelisin?
-yaşadığım şehirliğim, şu an için istanbul.
-yani aslen nerelisin?
-adanada doğdum çocukluğum orada geçti.
-yani ailen nereli?
-urfalı.
-kürt müsün?
-evet.
-aaaa hiç benzemiyosun. terörist gibi değilsin yani. çok güzel türkçen var. ben olsam söylemezdim valla kürt olduğumu. yani izmirliyim felan de daha çok yakışıyorsun.
-hmmm sayende daha kürt hissediyorum kendimi, yarından tezi yok örgüte katılacam sayende.
-ne nasıl neden ama.
-bi s.ktir git ya.
sırasıyla aşağıda zorluklar sıralanmıştır. asimile olmuş kürt olduğum halde, sistem zorla tarafımı seçtiriyor işte.
1. kürt olduğunuzu duyanların sizi direk terör örgütü destekçisi sanmaları.
2. "aa kürt müsün? kürtçe biliyor musun?" sorularına maruz kalmak.
her kürt kökenli kürtçe bilmiyor.
3. sanki belirli bir fiziksel tipi olmalıymış gibi, "nasıl kürtsün ya hiç benzemiyorsun?" sorgulamasına tabi tutulmak.
4. bir takım insanların beyinsizce "mal, gerizekalı, salak" diyecekleri yerde "kürt" ve ya "kıro" diyerek bunu ezici bir tabir olarak kullanmalarına şahit olmak.
5. gereksiz ultra milliyetçiler tarafından dışlanmak.
6. kürt deyince herkesin aklına dağda sırtında silah puşili örgüt üyelerinin gelmesi, laz,çerkez gibi anılmaması.
7. kürt ailelerinin hepsinin 8 karılı toprak ağası, uyuşturucu kaçakçısı, terörist, şeriatçı, gerici vb. sanılması.
8. çok zengin bir mutfağa sahip olmak ama buna rağmen yemeklerin hor görülmesi.
9. tıpkı bir lazca, çerkezce gibi kürtçe anadilini konuşunca, ayıplanmak.
10. bir takım çevrelerce dalga geçilen ve dizilerde, filmlerde taklit edilmeye çalışılan "doğulu" ya da "kürt" şivesinin gerçekdışılığına katlanmak.
11. özellikle batı'da ikinci sınıf insan muamelesi görmemek için kimliğini, nereli olduğunu saklamak zorunda kalmak.
12. dilini, kültürünü geliştirmek istediğin zaman "bölücü, nankör" olarak anılmak.
13. kürtçe isime sahip olduğun için bile kimi zaman "ötekileştirilmek".
14. "en iyi kürt ölü kürt'tür." gibi nefret söylemlerine şahit olmak.