sözlük bünyesinde katıldığım ilk zirve olan samsun zirvesi başlangıcından sonuna kadar kahkahanın, eğlencenin, dedikodunun dozunun bir an bile düşmediği bir zirve oldu. canım bv bearı havaalanında film sahnelerindeki gibi karşılayamasam da ayağına otobüsü getirtmeyi başardım. birbrimizi gördüğümüz o anki mutluluğu tarif edecek bir kelime bulamıyorum, yıllardır görmediğim kardeşimi görsem bundan daha fazla heyecanlanmazdım eminim. ardından ev sahibimiz yüce şahsiyet scherzonun navigasyonu sayesinde samsuna indik ve dünyanın en tatlı grubu tarafından karşılandık. torunum yokesli, keanu reevesin saskin yuzu, mordred, scherzo ve 2 tane dünya tatlısı kız. neşe içinde gülücüklerle başlayan gece gidilen oramdaki sohbetle daha da artarak devam etti. gıcık olduğum ama yine de kıyamadığım bitanecik smokebl ise divalığını konuşturmuş sahneye yine en son çıkmış ve ben geldim demiştir. eve geçildiğinde de devam eden o muhteşem ortam güzel kızlarımın hazırladığı sabah kahvaltısıyla devam etti. samsun sahilini arşınlayan grup üyeleri en son meşhur samsun pidesini tadarak maceralı bir geri dönüş macerasıyla zirveyi sonlandırdı.

ev sahibimiz scherzo: her şey için teşekkür ediyor, ellerine, emeğine, fikrine ve yüreğine sağlık diyorum. mıncırmam geliyor o yanaklarını. müthiş bir ceo ışığı var yavrum sende. güçlüsün, aynen devam.
torunum yokesli: bakma sen ellere, onlar bildiğin kör. süpersin kuzum sen, dinle dedeni.
keanu reevesin şaşkın yüzü demiş ama bence tatlı yüzü olacakmış o: yok böyle bir masumiyet ve güleryüz, o kadar söyleyeyim.
mordred: esprilerini yerim senin, bir ara ayrıca özel ders alman gerekiyor benden, o zaman kusursuz olacaksın çekirge.
smokebl: divam, bebeğim sana kızmak istiyorum ama kızamıyorum. git kendini o arabanın önüne at ama ölme tamam mı?*
zirvenin sürprizi +2miz: en kısa sürede burada görmek istiyoruz sizleri de. iki günde hiçbir eğitim kurumundan alamayacağınız eğitimi göz önünde bulundurursak, gelin ya siz buraya. muhteşemsiniz.

bv bear: bu giriyi sessiz sessiz girme nedenimsin, yan odadan uyandırmayayım diye. iyi ki geldin, hoşgeldin. kardeşimmm.

özetle muhteşem bir zirve olmuştur. yapandan, sebep olandan, emeği geçene herkesin ellerine sağlık.

ps son gün gittiğimiz kafedeki arkadaşa da buradan teşekkürlerimi sunmadan edemeyeceğim, çok istedi ekibe dahil olmayı ve o kadar laf dinledi. fotoğraf çektirirken onu fotoğrafa davet etmek yerine ondan çekmesini istediğimizde bozuldu ama olsun.

şom ağızlının tekidir. bir bozulmadı gitti şu senin telefonun, akıllı bir şey aldıramadım sana ama yakındır bozacağım o telefonu, bir arkadaşıma da sürekli dedim dedim bozuldu, bakalım seninkini ne zaman bozacağım dedi ve yaklaşık 4 saat geçmeden telefonum bozuldu. ne dersin şimdi, ermiş lan bu deyip eteklerine mi sarılırsın, senin şom ağzını yüzünü diye saydırır mısın. yok ama ya kıyamam ben ona, bitanedir o.*

giriş müziği ve sahnesiyle bu sefer oldu, eli ayağı düzgün bir film geliyor diye heveslenmeme rağmen sonrasında aynı tempoyu gösteremeyen film. kötü mü, kesinlikle değil ama bazı noktalar sanki kasten film bozulsun diye konmuş gibi ve kolayca da yok edilebilecek konulardı. cem yılmaz beklenenden çok daha güzel bir rol sergiliyor, usta ise iyi oynuyor ama rolü usta bir avcıyken filmde sessiz sakin bir devlet memuru edasında dolaşıyor, o kısmı sevemedim, çetin tekindor için laf söylersem çarpılırım* ve son yıllarda en çok beğendiğim bayanardan* melisa sözen ve okan yalabık rollerinin hakkını çok güzel vermişler. türk sineması adına hoş bir film.

her izlemede aynı zevki veren, kahkahalar attıran, gülmekten yoran bir dizidir. ilişkilerdeki tespitler ise ders olarak okutulacak niteliktedir.

ömer seyfettin'in şiddetin doruklarında dolaştığı eseri. işkenceler ve tasvirleri fenalık geçirtirken sondaki malum olayla eeh yeter artık ama dedirtir. bunu beğenen bunu da beğendi:
(bkz: bomba)

kesha - dirty picture*

yazan: yanlış kişiye aşık olmak
okuduğum : yanlış kişiye ayar vermek

çok atarlıyım bu aralar, önüme gelene basıyorum paparayı.

(bkz: lassie bize bir şey anlatmaya çalışıyor)

uzun bir ara ve zorluklardan sonra buluşmayı başardığım yazarcan. yıllardan beri tanıyor gibiyim ama tanrılar hala bizim bir araya gelmemizi istemiyor; küçük aksaklıklar, gariplikler vs vs kozmik dengeyi bozduk desem yalan olmaz. mutlu olacak ama o çok, hem de çok.

3. nesle olan inancımı doruklara çıkartan yazardır. an itibariyle girdiği içi dolu "entry"lerle sözlüğü renklendirmiştir.

·dark bear aktif mi pasif mi
·hey gidi hey ***

kısa bir süre önce geçtiğim windows 8de varsayılan olarak gelen ayarlardan biri. tıklatma kilidi ile, fare düğmesini basılı tutmadan vurgulama veya sürükleme işlemini yapabilirsiniz. mouse sol tuşa belli bir süre bastığınızda bıraksanız dahi seçme ve tarama görevini yapar hale geliyor. sinir bozucu bir durumdu alışkın olmadığım için; aynı dertten muzdarip olan arkadaşlar denetim masası-fare-tıklatma kilidini uncheck ederlerse bu durumdan kurtulurlar.

hollywoodda eski bir film merkezi sahibi bir akrabanızın vefat etmesiyle size miras olarak kalan bu yeri işletme üzerine kurulu basit bir tycoon temalı oyun. film setleri kuruyor, sanatçıları seçiyor ve filmin türünü seçerek film çekmeye başlıyorsunuz. oyuncuyu seçerken becerilerini dikkate almak zorundasınız, ayrıca uygun setlerde uygun temalı film çekmezseniz gişede zarar ediyorsunuz. ilk başlarda kuruş kuruş ilerlemek sıksa da ilerledikçe blockbusterlar yaratmaya başlayınca daha eğlenceli hale geliyor. konu muhteşem görünse de oyun grafikler olsun ayrıntılar olsun çok basit. bununla birlikte sinema hastası bir birey için bilgisayarda sinema üzerine bir oyun oynamak gerçekten güzel bir duygu. kaç yıl geçti ama ben ümidimi kaybetmedim bir firma alacak bu oyunu evirecek çevirecek gerçek bir hollywood oyunu yapacak.

tycoon serisi oyunlardan şehir inşa etme üzerine kurulu olan oyun. şehrin başkanı siz oluyorsunuz ve alt yapısından tutun yollarına, güvenliğine kadar her şeyi siz kontrol ediyorsunuz. kulağa ilk başta muhteşem gibi gelse de; özellikle de tanrı kompleksine sahip olmak isteyenler için; bir süre sonra zıvanadan çıkmamak elde değil. misal su şebekesini kuracaksınız su pompasını yüksek bir yere yapmazsanız su pompalayamıyor ve vatandaşlarınızı kaybediyorsunuz. polisler zam istiyor, zam vermeyip sayılarını azaltıyorsunuz şehirde güvenlik sorunları, yağmalamalar başlıyor, ona yetişeyim derken yardımcınız ordan geliyor efendim bütçe açık verdi diyor. şehirde kültürel mekanların olmaması sebebiyle vatandaşınızın mutluluk seviyesi düşüyor, kültür merkezleri yapınca da memurlara verecek para bulamıyorsunuz vs vs. ayyyh bu ne lan, sinir dert sahibi oldum yeminle diyerek başından kalkışım vardı ki hala arkadaş ortamlarında anlatılır.* velhasıl tycoon serisi her bünyeye uygun değildir.

internet aleminde görevden alınacağı konuşulan bakanlardan biri.

(bkz: gelen gideni aratır)

almodovar'ın kurgu olarak aşmış filmi. elimin altında uzun süredir duruyordu ama bir türlü izleme fırsatım olmamıştı. uzun zamandan sonra ilk defa bir filmin içine bu kadar girdim ve film beni resmen hapsetti diyebilirim. izlerken ışığı kapatıp yatağa girmiştim, kendime geldiğimde nerdeyim lan ben ışığı kim kapattı tüm filmi bu şekilde mi izledim ben dedirtmiştir. özlemini çektiğim sinema zevkini yeniden yaşattırmıştır.

spoiler
banderas'ın yaptığı ne kadar yanlış olsa da sonunda geri zekalı vera o taş gibi adam bırakılır mı demedim değil*
spoiler

on yedi yaşında, ailesinin gurur kaynağı olan genç bir kız ortadan kaybolmuştur ve üzerinden aylar geçmesine rağmen bulunamamıştır. yaptığı televizyon programlarında tacizcileri tuzağa düşürerek alenen deşifre eden bir muhabir, bu talihsiz kayıp olayının üzerine gitmek ister ve kızın başına gelenlerden, sorunlu genlere rehberlik eden bir toplum görevlisinin sorumlu olduğunu düşünür. ancak bu hikaye kısa bir süre içerisinde hayal edilmeyecek kadar karmaşık bir hal alır ve olaylar içinden çıkılmayacak boyutlara ulaşır.

yukardaki gibi bir arka kapağa sahip harlan coben romanı. kapan olarak çevirilmiştir. bir bestsellerdan beklenenleri hakkıyla vermektedir. çeviri bazen sırıtsa da olayların gidişatı ve sürprizleriyle kendini okutan bir kitap olarak karşımıza çıkıyor. polisiye gerilim türünü sevenlere.

http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=576086

yılbaşı gecesi sisler dumanlar arasında kaybolan burçin orhon'dan nerelere geldik dedirtmiştir.

1988 eurovision seçmelerine katılan şarkı. sözleri mazhar alanson'a aittir ve şarkıyı da grup tema yani arzu ece ve çiğdem tunç seslendirmiştir.

yolum seninle zigizigi zig zag diye gider.

kesinlikle tablett kullanıldığında çok daha zevk verecek olan işletim sistemidir. bu demek değil ki pcde hoş değil. önceki işletim sistemim win 7 olmasına rağmen ciddi bir performans düzelmesi yaşadım diyebilirim. ayrıca açılış ve kapanış süresi gerçekten tatmin edici. bilgisayarınızı yeniden başlatmanız gerekiyor yazısını gördüğünüzde lanetler okuma devri bitti diyebilirim. mayın tarlası hastası olarak oyunlara, günlük görevlere ve görselliğe bayıldım diyebilirim. eski dost pinball geri dönmüş ama pek ısınamadım. uygulamalar ise yeterli değil ama sonuçta tarayıcı üzerinden yapabildiğim şeylerde uygulamaya ihtiyaç duymadığım için şimdilik hiçbir sorun yaşamadım diyebilirim. sadece bir kaç günlük alışma süresi onun haricinde güzel bir işletim sistemi olmuş.

daha önce de belirtildiği gibi konu itibariyle iyi kotarılmış bir pembe diziden farkı yok. her yerde bahsi geçen "death stare" bakışı zaten bir fenomen olma yolunda. izlenecek o kadar şey varken ben bunu niye izliyorum diye kendinizi sorgulamanıza rağmen izlemeye devam ediyorsunuz. izlediğiniz şeyde hayatın anlamını aramıyor, seyirlik bir şey olsun diyorsanız, gayet güzel bir dizi. uyarlamada dövüş sahneleri nasıl ele alınacak merak ediyorum.

(bkz: guilty pleasure)

spoiler
sadece ilk sezonu izleyen birisi olarak olay aliasvari bir rotada ilerlemeye başladı gibi. *
spoiler