çevik kuvvet
halk için çalıştıkları iddia edilen bi grubun bu kadar halktan kopuk olması çok acıklı mı desem saçmalık mı ne desem ne desem bilemedim. görünüşleri de zaten hiç insana benzemiyor, robotu andırıyor daha çok.
hakan şükür
şakaları iğrençti ama eski o saf halleriyle şimdiki karşılaştırıyorum da resmen bozulmuş kız adam. fethullahla tanıştıktan sonra böyle oldu bu çocuk. keşke sen aın akın kompelada alpayla dalga geçen adam kalsaydın. ne işin var senin meclisle akpyle. ah be hakan bu kez gol olmadı.
uyanmak
gözler açılıp yataktan kalkılıp bir sigara içinceye kadar geçen süre.
kürk gerçek ama ben evde kedi besliyorum
bu tarz insanların hayvanlarla kurduğu ilişki bu kadar sığ maalesef. kediyi ya da diğer hayvanları besleyecek şirin nesneden öte görmez bu tip insanlar. tüh yazıklar olsun mu desem vah vah mı desem şaşırdım canım!
hijyen
tüketim toplumu çılgınlıklarından. uzak durmakta fayda var. bu konuda biraz hayvanlardan örnek almalıyız bence. patilerini deterjanla yıkamadığı için bir kedi hastalanmıyor mesela. ya da yemekten sonra hiç bir köpek ağzını sabunlu bezle silmiyor. ve de inanır mısınız bu yüzden hasta olmuyor bu canlılar. ama bize öğretiyorlar ya mikroplara ölüm gebersin bakteriler. hayır efendim bırakın yaşasın bakteriler, hayır biz istemesek de yaşayacaklar zaten. onlardan bu kadar korkmak yerine onlarla yaşamaya alışalım. bir de anektod düşeyim: klozetlerdeki bakterilerin mutfak tezgahında yaşayan bakterilere kıyaslanmayacak derecede az olduğunu biliyor muydunuz? bir biyolog arkadaşım paylaştı bu bilgiyi benimle. o da dersin birinde duymuş hocasından. hijyene bakış açımla karşılaştırıp direk doğru diye aldım bu bilgiyi, paylaşayım dedim.
kibariye
samimiyetini ses rengini saflığını her şeyi geçtim de o nasıl bir gülüştür be kiboş? insanın içini ısıtıyorsun kız!
hasan sabbah
iranlı anarşik kişilik. yaşadığı alamut kalesinde haşhaşiler denen intihar komandoları yetiştirip selçuklu devlet büyüklerinin üzerine salmıştır, ki bunlardan birisi nizamülmülkün ölümüne sebep olmuştur. rivayet odur ki hasan sabbah alamut kalesinin arkasına cenneti andıran bir bahçe yaptırmıştır ve kaleden bahçeye açılan tünelde düzenli olarak haşhaş yakılmaktadır. sabbah militanlarını kendine bağlamak için onlara cenneti vaad eder ve askeri olgunluğa gelen talebelerini bu tünelden geçirerek kendi cennetini gösterir. kafası güzel kendisinden geçen talebeler burda br süre geçirir daha sonra sabbahın hurileri tarafıdan içkilerine ilaç atılmak suretiyle uyutularak yeniden kaleye götürülür. kendilerine geldiklerinde cennete şöyle bir ayak sokmanın heycanı ile ölüp orda sonsuza kadar kalmak için can atmaya başlarlar. bunun tek yolu da bir nevi allah zannettikleri sabbahın kendilerine verdiği ölüm görevini yerine getirmektir. velhasıl böyle böyle çok güçlü ve ses getiren bir örgüt kurmuştur sabbah. takdire şayandır. bir de ömer hayyamın okuldan arkadaşı olduğu söylenir.
kendini bi bok sanan insan modeli
üzerlerine çok güzel sifon çekilir.
kakafoni
boş lafların havada uçuşup çoğu zaman anlamsız bir muhabbet oluşturması.
mustafa abinin çay ocağı
burayı işleten insanların derdi gerçekten para değil galiba. öyle samimi bir havaları var. bizim yaşam alanımız burası gelin çayımızı paylaşalım der gibiler. güzel yer yani hoş, gidilesi.
menüye bakıp bakıp çay söylemek
tepede dikilen bir garson varsa genelde fincan çay söylenir.
dedikodu
keyifli bir şey. genellikle kafa dağıtmak için yapılır ama söz aralarında açığa çıkan bastırılmış kelimeler ziyadesiyle kafa açıcı olur.
ayı sözlük
içimde ufak bir gıdıklanma hissetmeme neden olan yer. umarım devam eder bu gıdıklanma. ay bir hoş oluyorum ayol..
fergan mirkelam
enerjisini ilk çıktığı zamandaki gibi koruyabilen bir şahıs. çok popüler olmamaya özellikle özen gösteriyor diye düşünüyorum. enerjisi de ondan kaynaklı muhtemelen.
asuman parçasına bayılıyorum.
akvaryum
hayvan kafesi. balıklara suçsuz yere müebbet hapis cezası. camın öteki tarafından bakınca da seyirlik bir güzellik oluyormuş. ah bu insanların estetik algıları...
gökhan semiz
popüler kültürün müzik ayağıyla kimseyi incitmeden naif bir şekilde dalgasını geçip gitmiştir bu dünyadan. güzel insana benziyordu. bir de çok güzel gülüşü vardı içten içten.
can yücel
ayyaş baba, küfürbaz dede, can, canan. fizy de can yücel yazıp ev işleri yaparken sanki evdeymiş gibi hissettiriyor kendisini.
azrail
ingmar bergman'a göre, ölüm hakkında kafa yoran fakat kafasında bir yere koyamayan insanları arayıp onlarla akıl yürütmeceye dayanan tehlikeli oyunlar oynayan oyun arkadaşı. oyunun sonunda biri ölüyor, bilin bakalım kim?
ben buraya çıplak geldim
taze mi taze minnoş mu minnoş çıtı pıtı kara kuru eçiş bücüş ilk entrim. biraz da manidar, ürkek narin ve de nazenin.