canı cennette siki amcıkta olmak
bu deyim, onur ünlünün son filmi; celal tan ve ailesinin aşırı acıklı hikayesi isimli filminde kullanılmıştır
canı cennette siki amcıkta olmak
her şeyi istiyoruz
olsun diyoruz
bir de hemen olsun istiyoruz
o olsun
bu da olsun
beklentilerimizi büyütüyoruz koynumuzda,ölü sabahlar doğururken hem de.
ne çok şeyin bize ait olmasını diliyoruz.
oysa zenginlik çok şeye sahip olmak değil; az şeye ihtiyaç duymaktır.
sözlük yazarlarının şu an düşündükleri
off "ayı" gibi yedim. azcık nete gireyim de sindireyim
chai tea latte
starbucks gezegeninde muhteşem bir ülke...bu kültürü pek sevmesem de chai tea latte benim en sevdiğimdir.hangi zamanda olduğunun önemi yok uykudan uyandırın içirin...o derece yani
msnden selam verildiğinde durumunu meşgule alan insan modeli
kabaca; terbiyesizlik (yoksa resmen oruspuluk)
mavi sakal
aynı zamanda mavi sakal, birçok insanın kendisinden çirkin ve korkunç mavi sakalı yüzünden korktuğu zengin bir soyludur. üç kere evlenmiştir, ancak kimse evlendiği kadınlara ne olduğunu bilmemektedir ve bu yüzden, bölgede yaşayan bütün kızlar ondan kaçarlar.
bir gün komşularından birini ziyaret eder ve üç kızından biriyle evlenmek istediğini bildirir. kız kardeşler evlenmesi için birbirlerini öne sürerler ve sonunda mavi sakal ile evlenmek en küçük kardeşin üzerine kalır. evlilik töreninden sonra kız kardeşleri ona en kısa zamanda kendisini ziyaret edeceklerini söyleyerek onu mavi sakalla birlikte şatoya uğurlarlar.
bir süre sonra mavi sakal bir yolculuğa çıkacağını bildirir. karısına şatodaki bütün kapıların anahtarlarını vererek yola çıkar. bu anahtarlar arasında karısını girmemesi konusunda kesinlikle uyardığı küçük bir odanın anahtarı da vardır. ancak, küçük kız kendisini ziyarete gelen kız kardeşlerinin de kışkırtmasıyla odaya girer. odada gördükleri onu dehşete düşürür. yerler kanla kaplıdır ve duvarlarda mavi sakalın önceki eşlerinin cesetleri asılıdır. üstelik küçük anahtara da yerdeki kan bulaşmıştır. anahtarın üzerindeki kan lekesi ne kadar uğraşsa da çıkmaz.
şatoya dönen mavi sakal daha eşini görür görmez durumu anlar ve onun kafasını keseceğine yemin eder. kız kardeşler kendilerini şatonun en yüksek kulesine kilitlerler. bu sırada erkek kardeşleri şatoyu basarak mavi sakalı öldürüp onları kurtarır. (alıntıdır)
mavi sakal
iki yol şarkıları ile grup, gerek semfonik altyapısı gerekse klibi ile türk rockuna önemli bir katkı sağladığı kanaatindeyim
başından geçen her olayı başlık açan yazar
bu tipler gittikleri her yeri,yedikleri her şeyi facebooktan bildirme merakına da sahiptirler. ne gezdiğinden ne de yediğinden zevk alırlar. başkalarına bildirmekle meşguldürler zira.
msnden selam verildiğinde durumunu meşgule alan insan modeli
manası gayet net bir tavırdır zannımca
başından geçen her olayı başlık açan yazar
bazen öyle güzel konulara vesile olur ki ortak paylaşımlarla bilgi kar topu olan bu konu diğer yazarların entryleri ile çığa dönüşebilir.
aynen öyle de bazen de çok özel olduğu için sadece kendi başlığı altında tek entry olarak kalır.
zira o olay belki de sadece 2 kişinin bilebildiği gayet özel paylaşımlardan müsebbiptir.
bir çok kişi bu başlığın birine kızıp tepki olarak açıldığını düşünür elbette ama o başlık bir daha açılmamak üzre kapanır aslında.
hem okuyucunun gözünde,hem nazire yapılan şahsın kalbinde.
chubangel
dudağının kenarına mutlaka bir gülümseme takmış şahsiyettir kendileri...eksik olmasın o gülüş
günaydın
sadece biri günaydın demediği için, aydın olmayan günler de vardır.
büzük
büzzük şeklindeki söyleyiş daha vurgulu durmaktadır söyleyenin dudağında
mütemmim cüz
yokluğu o şeyin kullanılmasını, ondan yararlanmayı ya engeller ya da ciddi oranda kısıtlar manasındadır aynı zamanda.işte bu tam beni ifade edebilir niteliktedir
bıyık
bedenime sahip olabilirsin ama bıyığıma asla
depresyon
ayı sözlük kitap fuarı zirvesi
cumartesi saat 14 te küçük iskenderin imza programı var-mış.ilgilenenlere duyurulur
subliminal mesaj
facebook un giriş sayfasındaki dünya haritasının üzerindeki kadınlı erkekli kafaları amerika kıtasının kuzeyinden başlayarak birleştiriseniz yine sex yazısının çıktığını göreceksiniz.
facebookun ne amaçla kurulduğu şimdi daha iyi anlaşılıyor sanırım
arkadaş zekai özger
ahmet kayanın da şiirlerini bestelediği ender kalemlerden biridir arkadaş zekâi özger.
ahmet kayanın alnında dağ ateşi olarak albümünde gördüğümüz, şairin aşkla sana isimli şiiri:
alnını
dağ ateşiyle ısıtan
yüzünü
kanla yıkayan dostum
senin
uyurken dudağında gülümseyen bordo gül
benim kalbimi harmanlayan isyan olsun
şimdi dingin gövdende
uğultuyla büyüyen sessizlik
birgün benim elimde
patlamaya sabırsız mavzer olsun
başını omzuma yasla
göğsümde taşıyayım seni
gövdem gövdene can olsun
söyle bana ey
ölümün açıklayıcı pervanesi
hangi yavru tek başına yiğittir
hangi yangın bir başına söndürülür
ah herkes susuyor
hiçkimse bilmiyor içimin yangınını
ah herkes mi susuyor
kalbimi kalbine bağladım dostum
ah herkes mi susuyor
kalbi kalbimize benzeyen dostlar
bir çarmıh gibi bırakıyorken kendini dünyaya
hayatın ateş renkli kelebekleri
bir bir tutuluyorken korkunç koleksiyonlar için
ah herkes mi susuyor
bağırsam içimdeki dehşeti
hırsım deler mi toprağı
beni
acısıyla onduran
dostumu
aşkla vurduran hayat
sana
yaşananla harlanan bağrımın sevdasını akıttım
dünyanın yeni baharına
çatlarken kadim güneş
bağrım delinirken fidanların kanıyla
anamın doğurgan karnıdır diye
sevgilimin sütlenecek göğsüdür diye
dostumun üretken gülüdür diye
sana bağlandım
sana sarıldım
beni umutsuz koma
tarihle avutma beni
çünki aşkla sınanmışım sana
sana yangınla, suyla, ateşle
ölümle, yaprakla, şiirle sınanmışım
ey yaşarken kanayan acı
şimşekli gök, tufan, kan fırtınası
uçurum kıyısında hızla büyüyen ot
yapraksız bir ölümün anısı için
körpecik kuzuların derisi için
beni tarihle avutma
umutsuz koma beni
akıtsam deliren sevdamı
köpürür mü hayatı besleyen su
ey benim
yedi başlı kartalım
her başını
bir dağ başlangıcında koyanım
senin
böyle diri bir akarsu gibi kıvrılan gövdendir
bizim aşkımızı solduranların korkusu
çünki elbette bir su
kendi akacağı toprağın sertliğini bilir
ve suyun gövdesiyle yırtılınca toprak
artık ırmak mı ne denir
işte devrim
ona benzer bir akışın hızına denir
yarın ne olur bilirim ben
bahar gelir, otlar büyür
ölüm de yapraklanır
bir dağ bulur uzun uzun bakarım
bir çam ağacı gölgesi
güzel kokular veren
bir damla güneş görünce
sana da gülümseyeceğim yarın
şimdi senin uzanıp yattığın otlarda
yarın yeni bir yeşillik büyüyecek
ayı sözlük yazarlarının öğle yemeği menüsü
saat 13 te kalkan bir ayının öğlen yemeği bir gün önceden kalma yemekler olabilir tabiki