"sevdiğim film hangisi?
en sevdiğim şarkı şiir şair yazar çizer siler...
bozar zamanın silgisi; silse yine iyi.
tükenmiş bir kalem inadında kalır izi.
sen boş versen boş vermez beni." *
"
- necime hanım bir malumatım olacak, 3 ay önce dediniz bize kiremitler yapılacak diye. fazla aidat alıyorsunuz nereye gidiyor bu aidatlar?
+ efendim martılar sıçıyor, kiremitler kırılıyor. biz napalım elimizde değil..
apartman savaşları başlar,
yaşlı kadınlar amaçsızlaştıkça.
baş gösterir evet emekli astsubaylar,
toprağa yakınlaştıkça.
hışmına uğrarsın, gelir gider dökümüne takarlar,
kombi yakarsan çardak açarlar.
komşuluk bağı ararlar..
aidat alırlar..
yeni kamera sistemi yaparlar,
paranla sikimsonik icatlara taparlar.
falanlar filanlar icatlar...
asansöre çiş yaparsan yakarlar.
makamdan sayarlar salak bi yöneticiliğe o kadar anlam katarlar ki şaşarsın, yaşarsın.
müstakil ev kiraları bakarsın.
bakarsın bir gün onlardan biri gibi davranmaya başlamışsın.
kendini kapıcıyı haşlarken yakalamışsın,
sanki apartman bi kale ve sen kralsın.
klinik vakasın fakat diğer çözüm apartman yöneticiliği yaparsan,
orta yaş krizin olur palavra,
ama necmiye denen o canavarla...
savaşman lazım...
bunu yapabilecek misin?
büyük bi sorumluluk üstünde..
apartmana bakabilecek misin aga ?
savaşman lazım...
bunu yapabilecek misin?
büyük bi sorumluluk üstünde..
apartmana bakabilecek misin aga ?
"
uzunca söylemek gerekirse 'code geass: lelouch of rebellion'dır. 2 sezonluk bir anime dizidir. en sevdiğim animedir.
code geass: lelouch of the rebellion - opening
konusu ise, japonya'ya saldıran ingiliz krallığı'ndan intikam almaya çalışan bir gizli ingiliz prensi ve kralın varisi cc adlı bir kız ile tanışır ve code geass adlı özel bir güç kazanır.
sözlerini anlamadığın şarkıda hüzünlenmekten hâllicedir. bırak hüzünlenmeyi ağlamaya bile sürükler çünkü müziğin üzerine söz yazılıp anlamı kısırlaştırılmamıştır. sözsüz müziklerde amaç müziğin sözüdür bu bakımdan daha kalite kokar.
ben bununla hüngür hüngür ağlamıştım; * saint seiya - death trip serenade (flute solo)
zamanın istiklalinde (!) bankamatikten para çekmeye çalışırken sarhoş bir kadın turistin gelerek, 'poponuzu elleyebilir miyim? ' minvalindeki sorusu, benim bir anlık afallamam ve izni verdikten sonra verdiği tepki, götüme güzel demenin en kibar haliydi.
- öncelikle, bu sözlükte bu giriyi bu kadar geciktirmiş olmak bir ayıp benim için...
- gözlerim sığmıyor yüzüme kitabıyla edebiyat dünyamıza ve hayatımıza çarpan büyük insan.
- 1964 istanbul doğumlu; kabataş lisesi mezunu; tıp ve sosyoloji lisans öğrenimlerini yarıda bırakarak, tümüyle edebiyata yönelmiş eşcinsel fikir adamı ve sanatçı. tam adı, derman iskender över.
- hem deneme ve romanlarıyla hem de şiirleriyle benzersizdir.
- en yakın rakibi murathan mungan dır deseler de, rakip değil, birbirlerini tamamlayan değerlerimizdir.
şiir kitapları şunlardır:
gözlerim sığmıyor yüzüme (1988)
erotika (1991)
yirmi5april (1994)
periler ölürken özür diler (1994)
suzidilara (1996)
güzel annemin hayal gücü (1996)
ciddiye alındığım kara parçaları (1997)
papağana silah çekme! (1998)
alp krizi (1999)
gözyaşlarım nal sesleri (1999)
bir çift siyah deri eldiven (2000)
ipucu bırakma sanatı (2000)
bahname (2000)
teklifsiz serseri (2001)
kahramanlar ölü doğar (2001)
çürük et deposu (2001)
eski kral deposu (2002)
siyah beyaz denizatları (2003)
barudî (2003)
dicle ile fırat (2004)
bir daha bana benzeme angel! (2004)
sarı şey (2010)
bu defa çok fena (2011)
ali (2013)
elli belirsiz (2014)
serbest metin ve romanları:
dedem beni korkuttu hikâyeleri (1992)
ikizler burcu hikâyeleri (1993)
666 (1994)
galileo'nun pergeli (2009)
the kırmızı başlıklı istasyon şefi (1996)
belden aşağı aşk hikâyeleri (1996)
pop h'art (1997)
balık burcu hikâyeleri (2000)
made in hell (2001)
insectisid (2002)
necronomicon /ölüm kitabı (2004)
yepyeni, taze başlıklar yerine "bir gün" butonu ile geçmiş başlıklara seyahat edip, altlarına girdi girerek daha dolu bir başlık değeri ortaya koymak adına bu yepyeni başlığı açma gereği duyan yazarın başlığı.
(bkz: gay gibi davranmak) tam olarak bir gay nasıl davranır? toplumun yanlış algısını yıkmaya çalışan güzel insanların kendi algılarında sıkışıp kalması durumunu ispatlayan başlık.
bugün sözlükten birisiyle konuştum ilkokul ikinci sınıftan beri hikaye yazıyormuş ve hikayelerinin çok güzel olduğunu düşünüyorum. kendim şiir yazıyorum, edebiyat hocalarıma sunuyorum, beğeniyorlar. sözlükte yazılmış onca giri var. zamanla kaybolarak çöplüğe karışmaları gerekmiyor. onları derleyip bir kitap çıkarabiliriz. içine deneme de koyabiliriz, şiir de, hikaye de, giri de. çok da güzel olur. inci sözlük'ün caps kitabı bile dnr'da satıyorken biz de satabiliriz. ahmet batman bile okunuyorken biz de okunabiliriz. hem böylece ayı sözlük'ü tanıtmayı bir üst çıtaya yükseltmiş oluruz hem de kabullenmede sıkıntı yaşayan lgbtlere ulaşırız, depresyona girmelerine gerek kalmadan onlara yardım etmiş oluruz ya da intihar etmelerine gerek kalmadan. hem toplumun yanlış algısını da değiştirebiliriz. okuyan bir gençlik geliyor. sanatın gücüyle, lgbt sanatçılardan bahsederiz. tabii ki bunları bir anda gerçekleştiremeyiz bekleye bekleye de yapabiliriz yavaş yavaş elbet bir gün o kitabı elimize almış oluruz mutlaka.
mesela kitaba alınmasını önereceğim bir giri var, psk3 ün eller hakkında yazdığı bir giri vardı. onu nasıl bulacağım bilmiyorum ama bulunca buraya ekleyeceğim.
edit: astral bulmuş eklemiş, sağ olsun.
edit 2: bir yazar tarafından önerilen entry, entrynin sahibine sorulmadan kitaba konulmayacaktır.
fransız bir seks partneri aramak ırkçılık olmuyorsa kürt partneri aramak neden ırkçılık olsun ki? dememe yol açan başlık. ırkçılıkla alakası yoktur efenim. ırkçılık karşındaki şahsın ırkına karşı bir hakarette bulunduğun zaman var olur.
çıplak kısımdan anlaşılanın popo ve pipi olduğunu gösteren başlık. ne yani, gün içerisinde kolumuz da çıplak, elimiz de çıplak, ensemiz de çıplak, baldırlarımız da çıplak. ayrıca komik olan her gün gay date mate sitelerinden programlarından adam ararken gördüğü göbek ve göğüse komik ve iğrenç demektir ve bunu dillendirmektir. . sanki hiç görmediniz amk.
gittim aysti aldım (limonluu) bi de yanına çizi, peynirli çizi, 2 luppo, fındıklı ikram. bebe büskivisi de aldımdıydı da para çıkışmayınca onu bıraktım. * eve geldim babam aystiyi gördü, yine başladı "içme şunu evladım ya! içme içme! şeker! şeker! hep şeker!" sonra annem bir yandan "bugün televizyonda dediler 1 bardağında 10-12 küp şeker varmış!" felam filan. sonra bir bardağa aysti döktüm odama gittim, giderken mutfağın ışığını kapattım, sonra tekrar geldim çöpü attım aystiyi de aşağıda aşağıdan gizleye gizleye geldim masamın yanına koydum (kimse göremez hihi). şimdi trollface ifademle masamda aysti yudumluyorum.. ov yee..
hdp'nin oy kapmak için lgbti bireyleri kullanmasından başka bir şey olmadığını kanıtlayan eylemleri bir kere daha gün yüzüne çıkaran park. zamanında tayyip de aynısını yaptı. kayıtları var. ders almak çok zor değil. değil mi?